"Esad, İran'ın Batı ile Nükleer İttifakından Kazançlı Çıkanlar Arasında"

"Esad, İran'ın Batı ile Nükleer İttifakından Kazançlı Çıkanlar Arasında"
Suriye rejimi büyük siyasi kazanımlar elde etti. Batıdan veya Suriye'nin üyeliğini kendi eliyle donduran Arap Birliğinden hiç bir taraf, artık rejimin devrilişinden bahsedemez. John Kerry, iki ülke arasındaki sorunları görüşmek üzere Suriye Dış İşleri Bakanı Velid Mualllim'in karşısında güler yüzle buluştukları görülürse şaşmamalı.

 

Abdulbari Atvan

 

Rai Al-Yavm

 

İran'ın batı ile yaptığı ön anlaşmayı gözlemleyen analistlerin çoğu ''uzlaşının kazananları ve kaybedenleri'' adında listeler hazırlamaya başladı. Bu analistlerin bir kısmı, en bariz kazananlardan biri olan Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'ı unuttu. Beşşar Esad, müzakerelere direk veya dolaylı olarak katılmadı lakin Suriye, sadece bir kaç gün öncesine kadar batının ''Şeytan'' diye nitelendirdiği İran'ın liderliğini yaptığı Koalisyon'un ortaklarından. Körfez ülkelerinin -Arap Birliğini de bu dosyada planları dahilinde görevlendirerek- Suriye rejimini ve liderini hedef almasının sebeplerinden birinin de, Beşşar Esad'ın bu Koalisyon'dan çıkmayı reddetmesi olduğunu hatırlatmakta fayda var.

 

Suriye devrimi; demokratik reformlar, eşitlik, insan haklarına saygı, adil ve meşru taleplerine ulaşmak amacıyla barışçıllığa bağlı olduğu zamanlarda, kendiliğinden gelişen bir devrimdi. Lakin bölge ve uluslararası arenadan devletler, önce çalmayı başararak, devrimi, kendiliğinden gelişmesine neden olan taleplere ulaşacağı yerde, kendi hedefleri için görevlendirdiler. Bunun sonucu felaketlere  -200 binden fazla insanın ölümüne ve 4 milyon insanın yerinden olmasına- neden oldu. Ülke parçalandı ve mezhep savaşına gark oldu.

 

İran ekseni uzlaşı ile birlikte, müttefikleri ve karşıtları olsa da, kazançlı çıktı. Daha doğrusu beşeri ve maddi kayıplarına rağmen sağ salim çıkabildi. Uzlaşı, nükleer geleceğe sahip İran'ın tanınmasına yol açarken, batının bu gerçeğe teslim olmasını ve onunla yaşamaya hazırlanmasını sağladı. Aynı zamanda boğucu ekonomik kuşatmalar dereceli olarak kaldırılırken İran, uluslararası topluma, “dünya barışını ve güvenliğini tehdit eden terörist” olarak değil doğal bir devlet olarak geri dönüyor.

...

 

Birileri haklı olarak, gençlerde işsizlik oranını yüzde 50'lilere ve enflasyonu yüzde 60'lara çıkaran, İran parasını yüzde 80 değerinde düşüren, batının İran'a uyguladığı boğucu ekonomik kuşatmayı tartışabilir. Bu gidişat İran'ın çokça taviz vermesine yol açtı. Lakin denklemi tersine de çevirebilirsiniz. Amerika ve İsrail'in, İran'a karşı güç kullanma tehditleri, Körfez sularında filo hareketlilikleri, bütün bunlar, petrol fiyatının yüzde 30 oranında yükselmesine neden oldu. Bu durum, kritik şartların olduğu böylesine ciddi kriz durumlarında, Avrupa ekonomisinde büyük zararlara yol açtı. Bu kuşatmadan karlı çıkan ise rakip BRICS ekseninden olan ve batılı şirketlerin yerini alan Çin ve Hint şirketleri oldu.

 

İran üzerindeki ablukanın kaldırılmasının, Suriye'yi rahatlatacağı -bu ister batı tarafından uygulanan baskının azaltması ile olsun ister İran'ın olağan miktarlarda petrol ve gaz ihrac etmeye geri dönüşü ile Şam'daki müttefikini milyar dolarla desteklemeye başlaması ile olsun- çok açık.

 

Batının Suriye'deki öncelikleri hızlı bir şekilde değişiyor ve İran uzlaşısı ile birlikte önümüzdeki günlerde ve  aylarda daha çok değişecek. Rusya Dış İşleri Bakanı Sergey Lavrov, bahsedilen önceliklerin başında artık rejimin devrilmesinin değil de Suriye sahasında büyük bir güç haline gelen cihadçı gruplarla savaşın geldiğini söylerken, diğer münasebetlerinde de olduğu gibi samimi ve içtendi. Bu savaş için de uluslararası işbirliğinin gerekliliği aşikar. Subhanallah! Önceden Esad'ın devrilmesi ve müttefiklerinin zayıflatılması için uluslararası işbirliği vardı!

 

Suriye Dış İşleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad, salı günü Financial Times'a verdiği demeçte, bazı batılı devletlerin temsilcilerinin, cihadçılarla mücadele konusunda Suriye hükümeti ile iletişime girip işbirliğini görüştüğünü söyledi. Mikdad, Cenevre-2 konferansında gerçekleştirilecek barış görüşmeleri sırasında, Cumhurbaşkanı Esad'ın görevini bırakması yönünde uluslararası baskı görmeyi beklemediklerini de aktardı.

 

Muhalif Ulusal Koalisyon, Esad'ın, konferansla birlikte ortaya çıkacak geçici yönetimin herhangi bir organında yer almasını reddediyor. Bize göre Koalisyon, bölgede meydana gelen siyasi devrimleri ve gelişmeleri doğru bir şekilde okuyamıyor, özellikle de İran uzlaşısından sonra. Suriye'deki en küçük çocuk bile Koalisyon'un, Suriye halkını, temsil boyutunu ve kırılganlığını bilir. Cihadçılar ve diğerleri Koalisyon'u tanımadıklarını ilan etmişti. Hatta Özgür Suriye Ordusundan fraksiyonlar, Koalisyon'un kendilerini temsil etmediğini açıklamıştı.

...

 

Suriye rejimi büyük siyasi kazanımlar elde etti. Batıdan veya Suriye'nin üyeliğini kendi eliyle donduran Arap Birliğinden hiç bir taraf, artık rejimin devrilişinden bahsedemez. John Kerry, iki ülke arasındaki sorunları görüşmek üzere Suriye Dış İşleri Bakanı Velid Mualllim'in karşısında güler yüzle, bir başka odada da İstihbarat Daire Başkanı John Brennan ile Suriyeli mevkidaşının, cihadçılara karşı savaşın ayrıntılarını görüştükleri görülürse şaşmamalı. Bu ihtimal uzak değil. Barack Obama'nın, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile telefon görüşmesi yapacağını kim hayal edebiliyordu? Kim, İran ve Washington arasında, uranyumun zenginleştirilmesi ve santrifüjlerin oldukları gibi kalması adına yasal bir anlaşmaya varılacağına inanabiliyordu?

 

Bugün Umman Sultanlığının, gizli bir Amerikan-İran diyaloğuna ev sahipliği yaptığını öğrendik. Yarın Umman'ın veya başka bir Arap başkentinin -Riyad veya Doha değil elbette- Suriye-Amerika diyaloğuna ev sahipliği yapmayacağı ne malum? Amerika, savaş veya barış planlarını, siyah diyalog odalarında hazırlamaya aşık bir ülke!

 

30 yıl sonra İran ekseni, diplomaside kazanırken karşı taraftaki Ilımlı eksen kaybediyor. Amerika birinci eksen ile uzlaşıya varıp marjinalleşme yoluna gidiyor. Kurup desteklediği ikinci ekseni aşağıladı. Amerika siyasetini ahlak üzerine değil çıkarları üzerine kuran bir ülke.

 

Çev: Hasan Sivri

 

medyasafak.com