IŞİD “El Kaide için fazla aşırıcı”

IŞİD “El Kaide için fazla aşırıcı”
Suudi Arabistan Kralı, ülkenin istihbarat görevlilerini, Riyad’ın Irak’ta El Kaide tarafından gerçekleştirilen terörist faaliyetlerle bağlantısı olduğunu gösteren gizli bir dokümanı ortalığa çıkardıkları için sert bir şekilde eleştirdi. Kral Abdullah bin Abdülaziz, istihbarat sızıntısını araştıracak ve olayda sorumluluğu olan kişiler hakkında kendisine bilgi verecek özel bir komitenin kurulması em

 

Dr. Kevin Barrett

 

Press TV

 

Albay Michael Aquino, kaydadeğer başarıları olan bir adam. Fazla şeytan olduğu için Şeytan Kilisesi'nden kovulmuştu – bundan sonra, korkunç çocuk istirmarları nedeniyle kovuşturmaya uğrayıp mucizevi bir şekilde aklanmasının ardından, ABD ordusunun bütün psikolojik harekat programlarının başkanlığına terfi etti.  

 

İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Ayetullah Ruhullah Humeyni, ABD hükümetini “Büyük Şeytan” olarak adlandırdığı zaman, dalga geçmiyodu.

 

Fazla şeytan olduğu için Şeytan Kilisesi'nden kovulmak – işte bu etkileyici. Fakat Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) de eşit derecede etkileyici bir ustalık sergiledi: terörizm yaklaşımlarında fazla aşırıcı oldukları için El Kaide'den kovuldular.

 

El Kaide için fazla aşırıcı mı?!

 

“Brookings terör uzmanı William McCants, New York Times gazetesine, “IŞİD şu anda resmen, dünyadaki en büyük ve en kötü küresel cihadçı gruptur. Hiçbir şey, El Kaide'den kovulmuş olmak kadar açık seçik bir şekilde durumu ortaya koymuyor” dedi.

 

Suriye'de “kötü teröristlere” değil, sadece “iyi teröristlere” yardım ettiğini savunan ABD hükümeti şimdi listeye üçüncü bir grup eklemelidir: “gerçekten, GERÇEKTEN kötü teröristler.”

 

Medya propagandası tarafından korkutularak, herhangi bir zamanda El Kaide tarafından havaya uçurulabileceklerine veya şarbonlu mektuplar alabileceklerine inandırılan Amerikan halkı, korkuyla titriyor olmalıdır. El Kaide'nin bile ürkütücü bulduğu yeni bir küresel cihadçı grup var! ABD hükümeti, yurttaşlarını IŞİD benzerlerinden korumak için ne yapıyor?

 

Amerikalılar, ABD hükümetinin ve müttefiklerinin IŞİD'i silahlandırdığını, onu teşvik ettiğini ve daha da aşırıcı, acımasız terörist eylemler gerçekleştirmeye ittiğini öğrenmekten şaşkınlık duyabilirler.

 

2010 yılında, IŞİD'in Irak El Kaidesi (AQI) olarak bilindiği dönemde dünya, ABD'nin temel müttefiki Suudi Arabistan'ın “El Kaide” teröristlerini finanse ettiğini öğrendi. Eski Ulusal Güvenlik Dairesi görevlisi Wayne Madsen, ABD istihbarat kaynaklarından şu bilgileri alıntılıyordu:

 

“Suudi Arabistan Kralı, ülkenin istihbarat görevlilerini, Riyad'ın Irak'ta El Kaide tarafından gerçekleştirilen terörist faaliyetlerle bağlantısı olduğunu gösteren gizli bir dokümanı ortalığa çıkardıkları için sert bir şekilde eleştirdi. Kral Abdullah bin Abdülaziz, istihbarat sızıntısını araştıracak ve olayda sorumluluğu olan kişiler hakkında kendisine bilgi verecek özel bir komitenin kurulması emrini verdi.  Suudi istihbarat servisinin, gizli belgenin sızdırılmasından sorumlu olmakla suçlanan 37 üyesinin tutuklandığı da aktarılıyor.”

 

Suudi Arabistan ABD'nin Ortadoğu'daki, El Kaide'yi ve türevlerini destekleyen tek müttefiki değil. 5 Aralık 2002 tarihinde BBC, dönemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un, El Kaide'nin Gazze'de aktif olduğunu iddia ettiğini, “Orada olduklarını biliyoruz” dediğini aktardı. Üç gün sonra BBC, Filistin otoritelerinin, Gazze'de sahte “El Kaide” hücreleri kurmaya çalışan İsrail ajanlarını yakaladığını yazdı. Şaron'un onların orada olduğunu bilmesi şaşırtıcı değil!

 

Yazık ki bu, İsrail'in sahte bir “El Kaide” hücresi kurmaya çalıştığı ilk örnek de değildi. Muhammed Atta etrafında kurulu olan Hamburg “El Kaide” grubuna açıkça İsrail istihbaratı sızmış ve grubu ele geçirmişti. İsrail istihbaratı, başka taklitçilerin yanında, İbranice konuşan bir Atta dublörünü ve eski Mossad varlığı Ziyad Carra'nın en az iki dublörünü kullanarak, 11 Eylül 2001 yanıltma harekatı için (birazcık) inandırıcı kurbanlar hazırlamıştı. (11 Eylül için Müslüman kurbanların nasıl kullanıldığıyla ilgilenenler, şu üç kitabı okumakla işe başlamalıdır: Paul Zarembka'nın editörlüğünü yaptığı The Hidden History of 9/11 [“11 Eylül'ün gizli hikayesi”], Elias Davidsson'un kaleme aldığı Hijacking America's Mind on 9/11 [“11 Eylül'de Amerika'nın aklının kaçırılması] ve Daniel Hopsicker'ın kaleme aldığı Welcome to Terrorland [“Terör ülkesine hoşgeldiniz”])

 

Bunu yapan sadece Suudiler ve İsrailliler de değil. ABD ve genel olarak Batı, dünya çapında “radikal İslami terörizmi” destekliyor gibi görünüyor – ve bu gruplar ne kadar aşırıcıysa onlar için o kadar iyidir.

 

Afganistan'da Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, ABD kuvvetlerini ülkesinde en kötü terörist vahşetleri işleyip bunlar için Taliban'ı suçlamaya çalıştığını söyledi. The Washington Post gazetesinin aktardığına göre Karzai, “ABD hükümetinin içinde olabileceğine inandığı onlarca saldırının (yanıltma harekatının) listesini sundu… Yetkilinin söylediğine göre listede, Afganistan'da uluslararası toplumu hedef alan en kanlı eylemlerden biri olan, kısa süre önce Kabil'de bir Lübnan lokantasına düzenlenen bombalı ve silahlı saldırı bile bulunuyor. Aralarında üç Amerikalının da olduğu 21 kişinin ölümüne neden olan saldırı nedeniyle hemen hemen herkes Taliban'ı sorumlu tutmuştu.”

 

Karzai ABD'nin, ülkeyi istikrarsızlaştırmak için yanıltma harekatı terörizmi gerçekleştirdiğine inanıyor. Suriye, Lübnan ve Irak'ta da Batı destekli yanıltma harekatı terörizminin amacı bu gibi görünüyor.

 

El Kaide lideri Eyman el-Zevahiri bile, (eskiden AQI) olarak bilinen IŞİD'e atfedilen en aşırı terörist eylemlerden bazılarının yanıltma harekâtı olduğunu söyledi. Eylül 2005'te El Zevahiri, AQI'nin Şii sivillere karşı ayrım gözetilmeden gerçekleştirdiği saldırıları sorgulayan bir mektup yazdı, 2007'de ise “hainlerin” AQI'yi Iraklı sivillere karı süregiden terör katliamından sorumlu gösterdiğini söyledi.

 

Bu nedenle El Kaide ve IŞİD arasndaki son bölünme, uzun ve kanlı bir tarihe sahiptir.

 

Neden Batı en kanlı, en çirkin “İslami terör” gruplarını teşvik ediyor, hatta destekliyor? Polisin, göstericiler arasına ajan provokatörler yerleştirmesiyle aynı nedenden ötürü: protesto gruplarını istikrarsızlaştırmak, kamuoyunu onlara karşı çevirmek ve polisin onların ezmesine izin vermek için.

 

Küreselleştirme karşıtı hareket, birden bire camları indirip şiddet eylemleri gerçekleştiren siyah kar maskeli ajan provokatörler tarafından baltalanmıştı. Bu, polise, protestocuları dövüp gözaltına almak ve gösterileri yasaklamak için bir bahane verdi. Medya bundan sonra yanıltma şiddetine ilişkin resimler yayınlayacak ve “şiddet yanlısı protestoların” bastırıldığını ve düzenin yeniden tesis edildiğini yazacaktı.

 

Siyonistlerin liderlik ettiği, banka gangsterlerinin yönettiği Batı, İslam Uyanışı'ndan korktu. Bu yüzden, şiddeti, aşırıcılığı ve mezhepçiliği provoke etmek – ve Batı ve dünya kamuoyunu İslam'a karşı hale getirip, gerçekte İslam'a karşı yürütülen sözde “terörizmle savaş”ı meşrulaştırmak – için İslamcı militanların saflarına ajan provokatörler yerleştiriyor.

 

Bu yüzden bir grup terörist, terörizmleri çok aşırıcı olduğu için El Kaide'den kovulduğu zaman, bunların, küresel banka gangsterleri adına Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırmaya çalışan ajan provokatörler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com