"Suriyeli cihadçı gruplar iç savaşa doğru ilerliyor"

"Suriyeli cihadçı gruplar iç savaşa doğru ilerliyor"
Suriye’deki cihadçı gruplar arasındaki gerilimler artmaya devam ediyor. Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) sözcüsü Ebu Muhammed el-Adnani dün, “Allah’tan yalancılara lanet diliyoruz” başlıklı tehdit edici bir sesli mesaj yayınladı. Eş zamanlı olarak El Nusra Cephesi kaynakları El Ahbar’a “cihad meydanlarında” misilleme yapacaklarını söyledi.

 

Suriyeli cihadçı gruplar iç savaşa doğru ilerliyor

 

El Ahbar / Electronic Resistance

 

 

Suriye'deki cihadçı gruplar arasındaki gerilimler artmaya devam ediyor. Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) sözcüsü Ebu Muhammed el-Adnani dün, “Allah'tan yalancılara lanet diliyoruz” başlıklı tehdit edici bir sesli mesaj yayınladı. Eş zamanlı olarak El Nusra Cephesi kaynakları El Ahbar'a “cihad meydanlarında” misilleme yapacaklarını söyledi.

 

Dün Suriye, cihadçı gruplar arasında yeni bir çatışma safhasının eşiğine gelmiş gibi göründü. Bu, bir tarafta IŞİD, diğer tarafta El Nusra Cephesi ve İslami Cephe'nin bulunduğu bir “cihadçı iç savaşı”na dönüşmesi beklenen bir çatışma.

 

“Mübahele çağrısı savaştan kaçma girişimidir, fakat yapacağımız misilleme onları ancak savaş meydanında vuracaktır”

 

Yaklaşan iç savaşın ilk işaretleri, IŞİD sözcüsü Muhammed el-Adnani'nin sesli mesajında ortaya çıktı. El-Adnani, “Allah adına cihad arayışında olan herkese… Kafası karışık olan, şimdi kaybolmuş halde, fitneden korkan ve aklıselimi arayan herkese ve durmayı, geri çekilmeyi veya tarafsız kalmayı düşünen kişilere” hitap ederek cihadçıları ikna etmeye çalıştı.

 

Her ne kadar mesajı kulağa görece ılımlı gibi gelse de, gerçekte IŞİD'e karşı duran herkese doğrudan tehditler yöneltiyordu. Adnani, El Nusra Cephesi'ni “Aldatma ve İhanet Cephesi” olarak adlandırdı. İslami Cephe'ye de söverek bu grubu (Suudi Arabistan'ı yöneten el-Suud ailesine gönderme yaparak) “Zarar ve El Suud Cephesi” diye tanımladı. El-Adnani ayrıca IŞİD'in Amerika Birleşik Devletleri ve Batı'ya düşman olduğunu vurgulayarak “dünyada bütün kafir güçleri IŞİD'e karşı birleştiren başka bir ülke yoktur” dedi.

 

El-Adnani üzeri örtülü bir şekilde cihadçılara IŞİD'e katılma çağrısı yaptı ve “Doğruyu arayan insanlar… nasıl olur da şeytan Salim İdris'in saflarına, yahut el-Carba partisine, ve hatta Suudiler, Amerika ve Batılı kafirler tarafından desteklenen Cemal Maruf'un milislerine veya ötekilere katılırsınız?” dedi.

 

El-Adnani, muhacirine – Suriye'deki yabancı savaşçılara – hitaben “Ey öteki gruplarda savaşmaya devam eden muhacirin! Kaç tane yabancı savaşçının sizinle kaldığını görmek için etrafınıza bakın” şeklinde konuşurken, ensara – Suriyeli cihadçılara – muhacirinin ayak izlerini takip etme çağrısı yaptı ve “Ey Ensar! Muhacirinin örneğini izleyin. Onlar, cihadın bütün sahalarının güvenlik subabıdır” dedi.

 

El-Adnani, cihadçı gruplar arasındaki çatılmayı başlatanın IŞİD olmadığı iddiasını tekrarladı, kendilerine yönelik suçlamaların hükümsüz olduğunu ileri sürdü ve “Allah'ın gazabından korkmayan ve kendilerine saldırmaya cüret eden” herkesi tehdit etti.

 

“IŞİD'in şeriatı takip etmeyi reddettiği şeklindeki sahte iddialardan” söz ederken daha da tehditkar göründü ve IŞİD'in, ortak mahkemeler tarafından yayınlanan kararlara uyduğuna dair pek çok örnek gösterdi. Diğer yandan, El Nusra Cephesi tarafından çağrısı yapılan mahkemelerin kabul edilemez olduğunu vurguladı. “Belki verecekleri ilk hüküm IŞİD'in Suriye'yi terk etmesi ve toprağı hırsızlara ve hainlere bırakması olacaktır” diyen El-Adnani, “bu, başların vurulmasını, boyunların kırılmasını ve açık karınların yarılmasını çağıracak bir şey olacaktır” diye ekledi.

 

Aynı zamanda, Halep'teki Şeyh Neccar sanayi bölgesinde İslami Cephe saflarına katıldıktan sonra kısa süre önce başından yaralanan Suudi Şeyhi Abdullah el-Muheysini'nin girişimini de kınadı.

 

El-Adnani, El Nusra Cephesi liderleri Ebu Muhammed el-Colani'nin tehditlerini görmezden gelirken, Şura konseyinin üyesi olan ve “El Nusra hakimi” diye bilinen  Ebu Abdullah el-Şami'nin iddialarına yanıt vermekte ısrar etti. Onu yalancı olarak adlandırmış ve mübaheleye (iki tarafın karşılıklı olarak hakikat için lanetleştiği bir İslam geleneği) başvurma çağrısında bulunmuştu.

 

El-Adnani, El Kaide lideri Eyman el-Zevahiri karşısında El Nusra Cephesi'yle olan ihtilafı konusunda IŞİD'in mübaheleyi kabul ettiğini inkar etti. El Ahbar'a konuşan bir cihadçı kaynağa göre “El-Adnani'nin mesajı, IŞİD'in başkalarıyla karşı karşıya gelemeyeceğinin kanıtı. Şimdi başka cihadçılardan merhamet arayacak kadar zayıflar.”

 

El Nusra'ya yakın kaynak, “Mübahele çağrısı savaştan kaçma girişimidir, fakat yapacağımız misilleme onları ancak savaş meydanında vuracaktır” dedi. İslami Cephe'ye yakın kaynaklar ise yorum yapmaktan kaçındı.

 

Bu sırada IŞİD'le bağlantılı bir Çeçen kaynağı, “Şeyh el-Adnani'nin mesajının en önemli kısmı, El Nusra Cephesi'ni değil, El-Colani'yi yerdiği kısımdı. Biz, Emir Ebu Bekir tarafından Suriye'ye gönderilen ve İslam Devleti'yle bütünleşen El Nusra Cephesi'nin gerçek savaşçılarıyız. Şimdi meseleleri değerlendirmeye alma zamanı”  şeklinde konuştu.

 

“Ordu, askeri konsey, Ulusal Koalisyon ve Ulusal Konsey… Hepsi, İslami preojeyi yok etmek amacıyla Amerika'yla aynı tarafta”

 

IŞİD destekçileri, El-Adnani'nin, cihadçılar tarafından kullanılan temel sosyal medya platformu olan Twitter üzerinden yayınlanan mesajını övdü. Bir IŞİD hakimi olan Ebu Muaz el-Şari, el-Adnani'nin konuşmasını “Ordu, askeri konsey, Ulusal Koalisyon ve Ulusal Konsey… Hepsi, İslami projeyi yok etmek amacıyla Amerika'yla aynı tarafta” sözleriyle özetledi. El Nusra bağlantılı kişiler, şeyhleri ve hakimleri ise, mesajla dalga geçti ve gülünç buldu.

 

El-Adnani kimdir?

 

Gerçek adının Taha Subhi Falaha olduğu düşünülüyor. 1977 yılında Halep kırsalındaki Banaş köyünde dünyaya geldi. IŞİD'in ilk sözcüsüydü ve daha sonra Şam emirliğine atandı.

 

Cihadçı kaynaklara göre “Amerikan kampanyası başladığı zaman Şeyh el-Asnani, Irak'taki ilk yabancı savaşçılar arasındaydı. Aynı zamanda Şura el-Mücahidin Konseyi üyesiydi”.

 

Koalisyon güçleri Mayıs 2005'te Irak'ın El Anbar vilayetinde El-Adnani'yi “Yaser Halef Hüseyin Nazal el-Ravi” sahte adıyla tutukladı. Adnani, 2010 yılında serbest bırakıldı.

 

Iraklı bir istihbarat yetkilisi Aralık 2012'de, El Adnani'nin “Ebu Muhammed el-Adnani, Taha el-Benşi, Caber Taha Falah, Ebu Bekir el-Hatab ve Ebu Sadık el-Ravi” gibi bir dizi müstear isim kullandığını söylemişti.

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com