İbrahim Emin: Direnişe ve düşmana sorular

İbrahim Emin: Direnişe ve düşmana sorular
İsrail ile Gazze’deki Filistinliler arasındaki çatışmaların son halkasında, İslami Cihad kesintisiz İsrail bombardımanına karşı gerçekten misilleme yaparak, alışılmışın dışında bir şey yaptı.

 

Gazze'de şiddet: Direnişe ve düşmana sorular

 

İbrahim el-Emin

 

El Ahbar

 

 

İsrail ile Gazze'deki Filistinliler arasındaki çatışmaların son halkasında, İslami Cihad kesintisiz İsrail bombardımanına karşı gerçekten misilleme yaparak, alışılmışın dışında bir şey yaptı. “Sessizliği Bozma” operasyonu ışığında, şu sorunun yanıtı merak ediliyor: İsrail'i vuran roketler düşmana karşı doğrudan bir mesaj mıydı yoksa Gazze içinde ve dışarıdaki dünyada sessiz kalan bütün taraflara yönelik bir mesaj mıydı?

 

İslami Cihad lideri Dr. Ramazan Abdullah Şallah, misillemenin İsrail'in saldırganlıklarına yanıt olduğunu söylerken, Ramallah'taki Filistin Yönetimini de Amerika Birleşik Devletleri'nin aracılık ettiği içi boş bir anlaşmaya girmemesi konusunda uyardı.

 

Şallah beklenildiği gibi Direniş içinde yer alan diğer Filistinli örgütleri eleştirmedi ve Hamas'ın gerçek konumunu merak etmemize neden oldu. Gerçekte, sahadaki bütün işaretler, İslami Cihad'ın operasyon konusunda Hamas'ı dikkate aldığını gösteriyor. Örgüt, Hamas'tan izin istemedi, ancak makul hareket etti ve Hamas'ın Direniş içindeki temel bir partner olarak rolüne ve Gazze içindeki etkisine saygı gösterdi. Ayrıca İslami Cihad, öteki Filistinli fraksiyonlarla çatışırken düşmanla savaşabilecek durumda değildi.

 

Bununla birlikte Hamas, Arap dünyasının diğer kısımlarındaki coşkulu “kopma” taraftarları gibi tarafsız değildi. İzzeddin el Kassam Tugayları tarafından pekiştirilen bir siyasi tutum aldı; ancak Hamas, şu an İsrail'e karşı açık uçlu bir savaşa girmek için doğru zaman olmadığının farkında. İslami Cihad da bu gerçeği biliyor, ancak iki hareket arasındaki fark şu ki, Hamas uluslararası müdahaleye yol açabileceği için tek bir çatışma turuna bile girmeye ilgi göstermezken, İslami Cihad kendi başına hareket edebilir durumda.

 

Gerçekte, Hamas'ın siyasi gündemi 2011 yılından itibaren değişti, bu nedenle Direniş artık en yüksek öncelik değil. Hamas'ın Direniş'i bıraktığını veya anlaşmaya hazır olduğunu ileri sürmüyoruz, ancak hareket şu anda, Suriye muhalefetini desteklemesinden kaynaklı karmaşanın bedelini ödüyor.

 

Hamas'ın eylemleri hâlâ tartışılabilir bir mesele, ancak her durumda bütün rasyonel insanlar, Direniş'in Filsitinlilerin haklarını yeniden elde etmenin tek yolu olarak kalmaya devam ettiğini akılda tutmalıdır.

 

Bugün, Hamas'a soruyoruz: Son üç yılın kapsamlı, şeffaf ve cesur bir değerlendirmesini yapmanın zamanı gelmedi mi? Sadece Direniş'e hizmet eden bir yol haritasını yeniden çizmenin zamanı gelmedi mi?

 

İsrail, son haftalarda Gazze'de Direniş'e yönelik saldırısını tırmandırdı, zira Direniş'i güçlendirmek için alınan önlemlerin altını oymak istiyor. Gerçekte, Tel Aviv'deki yetkililer, Direniş'in tünel kazmak ve mayın yerleştirmek için kullanabileceği bir taviz vermektense, Gazze sınırı boyunca dağınık çatışmalara girmeyi tercih ediyor.  Ancak İsrail, tam kapsamlı bir savaşa girmeye ilgi gösteriyormuş gibi de görünmüyor. Her durumda, gelişen olaylar, düşmanın şimdi bir süreliğine benimsediği “bekleme oyunu” temelinde izah edilebilir.

 

İsrail, Suriye krizinden, oyunun kurallarını bozmak için yararlandı; Suriye tarafından herhangi bir karşılık beklemeksizin Suriye hedeflerine saldırılar düzenledi. Lübnan'da da şansını deneyerek Lübnan-Suriye sınırında bir Hizbullah hedefini vurdu. Ancak düşman şimdi Golan Tepelerindeki füze saldırısını ve geçtiğimiz günlerde işgal altındaki Şebaa Çiftliklerindeki bir İsrail devriyesini hedef alan bombalı saldırıyı deneyimliyor. İsrail bütün bu olayları Lübnan'daki Direniş'ten gelen ve oyunun kurallarında her tür değişimi reddettiğini bildiren bir mesaj olarak görüyor. Bu mesaj gerektiğinde tekrar edilmeli.

 

İsrail, Hamas'ın “krizde” olduğune ve tam şu anda bir çatışmaya girişemeyeceğine inandı ve İslami Cihad da dahil olmak üzere öteki Filistinli gruplardan hiçbirinin yanıt veremeyeceğini düşündü. İlave olarak şu anda Mısır ve Hamas arasında yaşanan kriz, Mısır sınırlarındaki tünellerinin çoğunun yıkılmasıyla bütün Gazze Şeridi'ni etkiliyor ve İsrail, Gazze-Mısır geriliminden avantaj sağlayabileceğine inanıyor. Düşman, Suriye füzelerini Gazze'ye taşıdığı varsayılan bir kargo gemisini bloke ederek deniz korsanlığına bile başvurdu ve şimdi bu olayı, sahada 2012 taviz anlaşmasının ötesine geçen yeni önlemleri dayatmak için kullanmayı planlıyor.

 

Ancak İsrail, İslami Cihad'dan gelen ve İsrail saldırganlığının büyüklüğüyle orantılı bile olmayan yanıt karşısında şok oldu. 150 füze çevredeki yerleşim birimlerini hedef alırken İsrail, Filistin gücünü küçümsemesi üzerine iki defa düşünmek zorunda kaldı.

 

İsrail için İslami Cihad'ın tepkisi, kızgın bir yanıttan çok daha fazlasıydı. Direniş, küçük bir çatışmanın ötesine geçen bir savaşa hazır. İsrail ve diğer tarafların da, İslami Cihad'ın tepkisinin Gazze'yle mi sınırlı olduğunu, yoksa bir bütün olarak Direniş hareketiyle mi bağlantılı olduğunu incelemesi gerekiyor.

 

Gazze'deki son safha, Direniş bakımından büyük bir başarıydı; İsrail'i endişelendirdi, ancak Hamas hakkında daha da fazla soruyu gündeme getirdi.

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com