Suriye'deki "Ilımlı İsyancılar" Efsanesi

Suriye'deki "Ilımlı İsyancılar" Efsanesi
Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri, Suriye’de sadece “ılımlı isyancıları” desteklediklerini söyledikleri zaman bozuk bir plak gibi ses veriyorlar. Böyle bir destek önce bu ılımlı isyancıların bulunmasını gerektirir; bu ise zorlu, hatta belki de imkansız bir misyondur.

 

Ilımlı isyancılar: Samanlıkta iğne

 

Suhayb Ancarini

 

El Ahbar

 

Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri, Suriye'de sadece “ılımlı isyancıları” desteklediklerini söyledikleri zaman bozuk bir plak gibi ses veriyorlar. Böyle bir destek önce bu ılımlı isyancıların bulunmasını gerektirir; bu ise zorlu, hatta belki de imkansız bir misyondur.

 

2011'deki kuruluşundan sonra Özgür Suriye Ordusu adının niteliği belirsiz idiyse de, bugün bu ismin bir medya tüketimi için hazırlanmış bir etiketten başka bir şey olmadığı açıktır. Gerçekte hiçbir zaman bir şemsiye örgüt teşkil etmemiş ve sahada bulunan silahlı grupların faaliyetlerini yönetecek gerçek bir liderlik oluşturmayı başaramamıştır. Yüzlerce grup Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) parçası olduğunu iddia etti. ÖSO'ya bağlılıklarının duyurulması yalnızca, dış destek almaya giden bir yoldu. Finansörler – en başta da Suudi Arabistan, Katar ve Kuveytli Selefiler – açıkça duyurulmasını istemese de, kendilerinden destek alan grupların İslami kimliğine düşkündü.

 

2013 senesinde resim daha net hale geldi. İslami söylem açıkça dillendirilir oldu ve yeni cephelerin altında örgütlenen grupların çoğu, baskın cihadçı niteliklere sahip. Geçmişte ÖSO'ya bağlı olduğunu iddia eden gruplar, hiçbir zaman ÖSO bayrağı taşımamış köktenci gruplarla birleşti. Buna verilebilecek örneklerden biri, Tevhid Tugayları'nın Ceyşü'l-İslam ve Ahrarüş-Şam Hareketi ile birleşerek İslami Cephe'yi kurması ve bu cephenin, El Nusra Cephesi ve Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) ile birlikte muhalefet güçlerinin üçlü ittifakın üçüncü parçası haline gelmesidir. El Nusra Cephesi ve IŞİD'in aşırıcılığına dair deliller gayet iyi biliniyor olsa da, İslami Cephe de daha az aşırıcı değildir; bu özellikle, Suriye El Kaidesi olarak tanımlanabilecek Ahrarüş-Şam örgütü için söylenebilir.

 

ÖSO genelkurmayı, Suriye'deki savaş alanını beş cepheye bölüyor. Güney cephesi Şam, Şam kırsalı, Deraa ve Suveyda'dan, doğu cephesi Rakka, Deyrü'z-zor ve Haseke'den, batı cephesi Lazkiye ve Tartus'tan, merkez cephesi Humus ve Hama'dan, kuzey cephesi ise Halep ve İdlib'den oluşuyor. Şimdi bu cepheleri, ılımlı grupları görmek üzere eleştirel bir bakışla inceleyeceğiz.

 

Güney cephesi

 

El Nusra Cephesi'ne ve İslami Cephe'yle bağlantıl olan Ceyşül-İslam'a ilave olarak, ÖSO'nun güney cephesindeki saldırı güçleri, her ne kadar medyada iyi bilinmese de El Kaide bağlantılı olduğu düşünülen Yeşil Müfreze gibi küçük cihadçı gruplardan oluşuyor.  Suudi cihadçılar bu grup içinde güçlü bir varlığa sahip. Grup, El Kaide lideri Eymen el-Zevahiri'ye biatını ilan etti ve liderleri, Suriye'deki ilk “dalma”, yani düşmanın içine dalma operasyonlarını gerçekleştirenler olduklarını iddia ediyorlar.

 

Ayrıca, “Şii oldukları için” İranlı ziyaretçilerin kaçırılmalarını üstlenen El Baraa Tugayı ile, geçen Ekim ayında ittifak yapan beş İslamcı gruptan oluşan İslam'ın Şereflileri Topluluğu bulunuyor. Kuruluş beyanında bu topluluğun, “safları sıklaştırmak ve cihadçı faaliyetleri geliştirmek” adına kurulduğu söylenmişti. Aynı ay içinde dört grup, “Allah'ın kelamını yükseltmek ve İran destekli rejimi yıkmak için savaşa devam etme” yemini eden Ceyş el-Sünne vel-Cemaa'yı oluşturdu.

 

Sukurüş-Şam Müfrezesi, Ensar el-İslam Birliği, Şam el-Resul Tugayı ve Şeyhülislam İbn Teymiyye Müfrezesi gibi, Şam kırsalında bağımsız kalanlar da dahil olmak üzere bütün örgütler aynı söylemi benimsiyor.

 

2013 yılında resim netleşti ve İslami söylemleri açık hale geldi.

 

Deraa'da da İslami gruplar hakim. Kendisini Safevi Farsları yenilgiye uğratanlar olarak tanımlayan Müsenna bin Harise Müfrezesi, yabancı cihadçıları içeren Muhacirin vel-Ensar Tugayı, geçen ay “Deraa'yı Alevi işgalinin pençesinden kurtarmaya” yeminli 14 grubu, “Allah işinde hakimdir, fakat insanların çoğu bilmezler” ayeti ve İslami bayrağı altında toplayan Yermuk Birliği gibi. Bölgede ayrıca El-Museyfira Şehitleri Tugayı gibi, El Nusra Cephesi'ne biat etmiş tugaylar da var.

 

Kuneytra'da, Suriye Devrimciler Cephesi bayrağı altında savaşan Ahfad el-Resul (Peygamber'in Torunları) Tugayı bulunuyor. ÖSO genelkurmayının ılımlı İslamcılığını övdüğü grup, yedi küçük grubun Ağustos 2012'de birleşmesiyle Beşar el-Zubi'nin liderliği altında oluşan Yermuk Şehitleri Tugayı. Mart 2013'te bu tugay, silahsızlandırılmış bölgeden geçtikleri sırada bir uluslararası barış gücünün üyelerini, “haçlı oldukları için” esir almıştı.

 

Doğu cephesi

 

Bu cephede en baskın gruplar, Rakka'yı tamamen kontrol eden İslami Cephe ve IŞİD ile, Deyrüz-Zor'da ve petrol sahalarında onların kontrolüne meydan okuyan ve Haseke'de el-Habur havzasının kontrolünü ele geçirmeye çalışan El-Nusra Cephesi. Ayrıca bin savaşçıya sahip olan ve temel olarak “kafir” Kürt gruplarıyla mücadeleyle ilgilenen Kürt İslam Cephesi bulunuyor.

 

Batı cephesi

 

En az sayıda silahlı grubun olduğu cephe burası. Bu gruplar kuzey Lazkiye'de tecrit olmuş durumdalar ve hepsi de El-Nusra, Ahrarüş-Şam, Ensar el-Şam ve Cunud el-Şam gibi cihadçı gruplar. Sonuncusu, savaşçılarının ağırlıklı olarak Çeçen olduğu bir grup ve Cund el-Şam örgütüyle ilgisiz. Ayrıca, savaşçılarının çoğunlukla Faslı olduğu cihadçı bir hareket olan Şam el-İslam Hareketi bulunuyor.

 

Kuzey cephesi

 

Bu cephe, kronolojik olarak söylemek gerekirse, yabancı cihadçı akışı bakımından ikinci sırada geliyor ve hala sayı bakımından birinci sırada. Burada, muhalefet gücü IŞİD, El-Nusra Cephesi, Ceyşül-Mücahidin ve İslami Cephe arasında bölünmüş durumda. Bu bölgede İslami Cephe'nin temel bileşenleri el-Tevhid Tugayı ve Ahrarüş-Şam Hareketi. Kısa süre önce Halep'te Asifet el-Şemal Tugayı ve Ahraru Suriye Tugayı gibi yeni grupların İslami Cephe'ye katıldığı açıklandı. Her iki grup da hırsızlıkla suçlanıyor ve bu bölgede İslami Cephe'yi köktencilerle hırsızlardan oluşan tuhaf bir karma haline getiriyor.

 

Ceyş el-Mücahidin de aynı köktenci yaklaşımı izliyor. Bu, iki numaralı bildirisinde “El Nusra Cephesi'nden cihadçılar bizim kardeşlerimiz” diyen bir grup. Grup aynı zamanda IŞİD'deki yabancı savaşçılara “özür dileme ve Alevi Esad rejimine karşı Suriye sınırında konuşlanmış dürüst mücahitler olan kardeşlerine katılma” çağrısı yaptı. Bu grubun en son yaptığı işlerden biri, Hristiyan muhalif kadın aktivist Marcell Şehvaro'yu alıkoymak ve ona peçe takma yemini imzalatmak oldu. Kurulduğu zaman Ceyş el-Mücahidin, bölgede bulunan ve sekülarizm maskesi takmış en büyük grubu, yani Özgür Suriye Ordusu'nun Dokuzuncu Birliğini içine aldı.

 

İdlib'de Ceyş el-Şam el-İslami güçlü bir varlığa sahip. Geçen Şubat ayında birkaç grubun birleşmesiyle oluştu ve “Raşidun İslam Halifeliğine doğru” sloganını kullanıyor.

 

Merkez cephe

 

Burası, Suriye'de Lübnan toprakları üzerinden cihadçı alan ilk bölgelerden biriydi. Suriye İslam Cephesi'yle bağlantılı olan El-Hak Tugayı ve El-Nusra Cephesi, bölgede en fazla öne çıkan iki grup. Ayrıca İslami Cephe ile bağlantılı Mücahidin el-Şam Tugayı bulunuyor. El-Husn bölgesindeki en güçlü grup olan Cund el-Şam çökerken, El-Faruk Tugayları halen mevcut. Grup başlangıçta El-Faruk Müfrezeleri adıyla biliniyordu ve Müslüman Kardeşler'in ve onların “Suudi kardeşlerinin” desteğiyle büyük şöhret kazandı. El-Faruk Tugayları, Alevi kanının dökülmesinin caiz olduğunu ileri süren bir mezhepçi ruhla savaştı. Grup şimdi Faruk el-Şemal, Faruk el-İslami, Ömer el-Faruk Tugayı ve Hama Faruk Müfrezesi'ne bölünmüş durumda. Ancak bunların hiçbiri, Alevi kanı dökme sloganını terk etmedi.

 

Bölgede zayıf denebilecek bir grup, Ağustos 2012'te Müslüman Kardeşler'in desteğiyle kurulan Devrim Kalkanları. Savaşçılarının sayısı bini geçmiyor ve kısa süre öncesine kadar Müslüman Kardeşler bu grubu ılımlı İslami bir ittifak olarak savunuyor ve umut bağlıyordu. Ancak Müslüman Kardeşler'in Suudi terör listesine almasıyla Devrim Kalkanları oyunun dışında kaldı.

 

Ağustos 2012'deki kuruluşundan bu yana gerçek anlamda savaşmamış olan Ulusal Birlik Müfrezelerine ise aynısı olmadı ve bu grubun savaşçılarının sayısı, 1,500-2,000 arasında değişiyor. Bunlar, Yusuf el-Azmi ve Abdürrahman el-Şehbender gibi İslami olmayan isimlere sahip müfrezelerin içinde, bir dizi cephede konumlanmış durumdalar. Ulusal Birlik Müfrezeleri etkili bir grup değil ve güçlü yabancı bağlantılara veya ona liderlik edecek önde gelen bir yüze sahip değil. Farklı bir durumda olan, Cemal Maruf liderliğindeki Suriye Devrimciler Cephesi'nin ise yakın zamanda bu grubu emerek kendi saflarına katması bekleniyor.

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com