HAARP: Mega askeri makine

HAARP: Mega askeri makine
HAARP, anten alanından çıkan enerjiye odaklanmak ve bu enerjiyi iyonosfere (atmosferin üst bir tabakası) enjekte etmek üzere tek bir dev anten işlevi görmesi için bir araya getirilmiş, her biri yaklaşık 72 feet (22 metre) uzunluğunda 180 antenden oluşan bir düzen içermektedir. HAARP gerçekte, atmosferin küçük bir tabakasındaki milyonlarca watt’lık ELF (Aşırı Düşük Frekans) dalgalarına odaklanan dev bir mercek işlevi görmektedir.

 

 

Nasır Namvar

 

Press TV

 

 

Büyüklük hayalleri içinde kıvranan hegemonik güçler, büyük bir gayretle toplumları hizaya getirmeye çabalıyor ve alçakça, kendi nüfuz alanlarını şu veya bu biçimde yerküre çapına yaymaya çalışıyorlar.

 

Hayli mantıksız bir şekilde kendilerini makrokozmosun efendileri olarak gören bu egoistliği aşikâr topluluklar, küresel hâkimiyetlerini emniyete almak için mevcut bütün seçenekleri tüketiyorlar.

 

Bu kendine has yöneticilerin çıkarlarını ilerletmek için, şirin görünmeye çalışmaktan tehditlerde bulunmaya, yıkıcılıktan işgale, kadife devrimlerden askeri darbelere ve başka pek çok şeye kadar, yapacaklarının hiçbir sınırı yoktur.

 

Köleleştirilmiş devletler bu yayılmacılara pek tehdit oluşturmazlar, çünkü onlar egemenlerin dikte ettiklerine karşı herhangi bir direnç göstermeyecek kadar itaatkârdır.

 

Uzlaşmayan devletlerle uğraşmak ise çok daha zordur; öyle ki, hegemonik güçler yıkıcı eylemleri, darbeleri, hatta işgali seçebilir.

 

Elbette, tahakküm kuran güçlere teslim olmayı reddetmiş ve zorbalığa karşı güçlü durmuş birkaç devlet – isimleriyle, İran, Suriye ve Venezuela – vardır.

Global hegemonlar, dünya çapında tahakkümlerini korumak için askeri ve başka türlü silahlardan oluşan geniş bir repertuara sahipler. Bazı analistlere göre bu başka türlü silahlardan biri, radyo dalgalarını içeren bir üstün teknolojidir. Ve aynı teknoloji temelinde geliştirilen birkaç programdan biri,  HAARP'tır.

 

HAARP, yahut Yüksek Frekanslı Aktif Güneş Araştırma Programı, adının da ortaya koyduğu gibi, ABD Hava Kuvvetleri, ABD Deniz Kuvvetleri, Alaska Üniversitesi ve Pentagon'a bağlı Savunma Amaçlı Gelişmiş Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından ortak olarak finanse edilen bir sözde “araştırma programı”dır.

 

HAARP, Alaska-Gakona'da bulunan, HAARP Araştırma İstasyonu adlı büyük bir yarı arktik tesisi işletmektedir.

 

HAARP, anten alanından çıkan enerjiye odaklanmak ve bu enerjiyi iyonosfere (atmosferin üst bir tabakası) enjekte etmek üzere tek bir dev anten işlevi görmesi için bir araya getirilmiş, her biri yaklaşık 72 feet (22 metre) uzunluğunda 180 antenden oluşan bir düzen içermektedir. HAARP gerçekte, atmosferin küçük bir tabakasındaki milyonlarca watt'lık ELF (Aşırı Düşük Frekans) dalgalarına odaklanan dev bir mercek işlevi görmektedir.

 

Bir uzman, HAARP'tan yayılan enerjinin, klasik bir radyo istasyonundan yayılan dalgalardan 72,000 kat daha yoğun olduğunu söylemektedir.

 

Projeyi bilen bir uzman, “Burada bahsettiğimiz enerji miktarı, 3.6 milyon watt'tır. … Kuzey Amerika'daki en büyük AM radyo istasyonu 50 bin watt'tır. HAAR, bütün çıktılarını bir noktaya enjekte eden 72,000 adet 50 bin watt'lık radyo istasyonu anlamına gelmektedir” diyor.

 

HAARP'ın böyle devasa bir güçle, tsunami, sel ve deprem gibi doğal afetleri tetikleyebileceği düşünülüyor.

 

HAARP, çok sayıda komplo teorisinin merkezinde bulunmaktadır.

 

Eski ABD'li Meclis üyesi Nick Bgich'in oğlu ve Angels Don't Play This HAARP kitabının yazarı Nick Begich Jr., HAARP'ın depremleri tetikleyebileceğini ve üst atmosferi “gökyüzü yanıyor gibi görünecek şekilde” dev bir merceğe dönüştürebileceğini iddia ediyor. Ayrıca HAARP'ın bir zihin kontrol aygıtı olarak kullanılabileceğini ileri sürüyor.

 

Eski Minnesota Valisi ve meşhur komplo teorisyeni Jesse Ventura ise, ABD hükümetinin HAARP'ı, hava durumunu manipüle etmek veya zihin kontrol eden radyo dalgalarıyla insanları topa tutmak için kullanıp kullanmadığını sorguladı.

 

“Juneauempire.com sitesinde yayınlanan “Ventura seeks out conspiracy theories at Alaska station” [“Ventura Alaska istasyonunda komplo teorileri arıyor”] başlıklı makalede Ventura'nın, “Bu şey havada uçakları vurabilir. Hava durmunu kontrol edebilir. Ve bu çok, çok tehlikeli bir silahtır” dediği aktarılıyor.

 

Aktarıldığına göre Ventura, siteyi ziyaret etmek için resmi bir talepte bulundu, ancak bu talep reddedildi.

 

Fizikçi Bernard Eastlund, HAARP'ın kendi patentinde, hava durumunu değiştirme ve uyduları nötralize etme kapasitesine sahip bir teknolojiyi içerdiğini söyledi.

 

Hayli ironik bir şekilde Avrupa Parlamentosu bile programa tepki gösterdi ve çevresel kaygılarını ifade etti. Avrupa'nın endişeleri, 1998 yılında physicsworld.com sitesinde yayınlanan EU clashes with US over atmosphere tests  [“AB, atmosfer testleri konusunda ABD ile çatışıyor”] başlıklı bir makalede vurgulanmıştı. Bu ironiktir, çünkü Avrupa Bağdaşmaz Saçılım Bilimsel Derneği (EISCAT) de Norveç-Tromsø yakınlarında bir iyonosferik ısıtma tesisi işletmektedir. Bilindiği gibi camdan evlerde yaşayanlar, taş atmamalıdır!  

 

Gakona yakınlarındaki HAARP istasyonuna ilave olarak Amerika kıtasında iki tane daha iyonosferik ısıtma tesisi bulunuyor: Wikipedia'ya göre 2009'da dağıtılmış olan, Alaska-Fairbanks yakınlarındaki Yüksek Enerjili Güneş Uyarımı (HIPAS) Gözlemevi ve Porto Riko'daki Arecibo Gözlemevi.

 

Dünyada bunun gibi birkaç tesisin daha olduğu söyleniyor. Soru, HAARP teknolojisinin gerçekten de hava durumunu manipüle etmek ve doğal afetleri tetiklemek için kullanılıp kullanılamayacağıdır.

 

2011'de Japonya kıyılarında meydana gelen ve dev bir tsunamiye yol açan 9.0 büyüklüğündeki deniz altı depremi, 2010 Haiti depremi ve 2008'de Çin'i vuran yıkıcı deprem gibi felaketlerin HAARP teknolojisi veya bağlantılı deneyimlerle gerçekleştiği yönünde pek çok komplo teorisi bulunuyor.

 

Bu iddiaları doğrulayacak kesin kanıtlar bulunmuyor. Ancak bazı ABD yetkilileri, elektromanyetik dalgaların atmosferde veya doğal özelliklerde değişiklik yapma aracı olarak kullanıldığının ipuçlarını verdi.

 

28 Nisan 1997 tarihinde dönemin ABD Savunma Bakanı, ABD'nin Athens şehrindeki Georgia Üniversitesi'nde düzenen Terörizm, Kitle İmha Silahları ve ABD'nin Stratejisi Konferansı'nın açılış konuşmasını yaptı. Cohen, terörizmle ilgili bir soruya verdiği cevabın bir parçası olarak, o tarihte bile var olan teknoloji tipi hakkında şunu söyledi:

 

"Başkaları, uzaktan elektromanyetik dalgaların kullanılması yoluyla iklimi değiştirebilecek, depremler, volkanik patlamalar yaratan ekoloji-tipi terörizmi dahi kullanıyorlar.”

 

Yorumların ayrıntılı bir çözümlemesi için bu linke bakılabilir.

 

Bu noktada HAARP teknolojisinin kasten doğal felaketleri tetiklemek için kullanılıp kullanılmadığını kimse tahmin edemez. Ancak bir şey kesindir. Hakim güçler, dünya çapındaki tutunma noktalarını korumak ve her ne pahasına olursa olsun çıkarlarını ilerletmek için her türlü yolu arayacaktır. Küresel bir imparatorluk kurmaya kararlı olan hegemonik devletler, amaçlarına ulaşmak üzere ülkelerin işlerine karışmak, zorla girmek ve işgal etmek için uygun zamanı bekliyorlar.

 

Her türlü emperyalist komploya karşı gözlerini açık tutmak ve her tür şeytanlığı en başından engellemek, bütün bağımsız ülkelerin üzerine düşen bir vazifedir.

 

medyasafak.com