Hamas gerilerken, İslami Cihad Gazze’de destek kazanıyor

Hamas gerilerken, İslami Cihad Gazze’de destek kazanıyor
Atallah, diğer yandan da Hamas’ın Katar’la olan ittifakının yerel halk tarafından sıcak karşılanmadığını belirtiyor ve ekliyor: “[Katar-Hamas ittifakı] Filistinlilerin istemediği bir şey. Filistinliler Katar’a, desteği ve finansmanı nedeniyle saygı duyuyor, ancak Amerika ve İsrail’le olan iyi ilişkileri nedeniyle [Katar’ın] siyasi bir rol oynamasından korkuyor.”

 

 

Reşa Ebu Celal

 

 

Al-monitor.com

 

 

İsrail-Filistin çatışmasına dair siyasi konumlarda Hamas ve İslami Cihad arasında genel bir uyum olsa da, sahne arkasında bir rekabet yaşanıyor. İki grup, İslamcı destekçileri kendine çekmek ve halka, Filistin halkının beklenti ve umutlarına en uygun grup olarak görünmek için birbiriyle yarışıyor.

 

Bu İslamcı hareketler destek elde etmek için, kitle seferberliği, yoksullara gıda ve para bağışı yapılması, dini propaganda yapılması ve Filistinlilerin, Kudüs'ün önemi ve mültecilerin geri dönüş hakkı gibi daimi değerleri konusunda ısrar edilmesi gibi çeşitli yöntemler kullanıyorlar. Genel olarak, halkın dileklerini yerine getirmeyi amaçlıyorlar. 

 

Her ne kadar Hamas İslami Cihad'dan daha fazla halk desteğine sahipse de, Gazze Şeridi'nde bulunan Vatan İnceleme ve Araştırma Merkezi'nin son yaptığı araştırma, İslami Cihad hareketine yönelik desteğin arttığını ve buna eşlik edecek şekilde Hamas'ın popülerliğinin azaldığına dair raporlar olduğunu gösteriyor. Gazzelilerden %23.3'ü Hamas'a yönelik desteğini ifade ederken, %13.5'i İslami Cihad'ı tercih etti. El Fetih ise Gazzelilerin %32.9'unun desteğiyle tek başına İslami hareketlerden daha popüler çıktı. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ne olan destek  %4.2, Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi'ne verilen destek %1.5 oranında çıktı. Anket yapılanların %24.6'sı fikir belirtmedi.

 

İslami Cihad seçimlere katılmadığı için, bu açıdan sahip olduğu popülerliği belirlemek zordur. Ancak bu son anket, geride bıraktığımız yıllarda yerel araştırma merkezleri tarafından yapılan önceki anketlerin sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, grubun popülerliğinde bir artışa işaret ediyor. Örneğin 2010 yılında yapılan bir araştırmada İslami Cihad, öteki Filistinli fraksiyonlar karşısında yalnızca %1'lik desteğe sahip görünüyordu. Vatan Merkezi'nin araştırması, her iki cinsiyetten 467 kişiyle yapılan görüşmelerden oluşuyordu ve 9-17 Şubat tarihleri arasında Gazze Şeridi çapında gerçekleştirildi. Sonuçlar Mart ayında çeşitli medya kuruluşları tarafından yayınlandı.

 

Anket ayrıca halkın geniş ölçüde, Filistinlilerin haklarının elde edilmesi için silahlı direnişi desteklediğini ortaya çıkardı. Anket yapılanlardan %60.3'ü Filistin halkının haklarına erişmesi için en uygun yolun silahlı direniş olduğuna inanırken, %6.5'i devam eden müzakereleri destekliyor.

 

Gazze'yi İsrail-Mısır ablukasından ve bir dizi  ekonomik ve siyasi krizden kaynaklı zorluklar içinde yönetmeye çalıştığı için, hükümet yükü Hamas'ın sahada sahip olduğu halk desteğine maloldu. Siyasal analist  İyad Atallah, “Hamas'ın taban desteği, elektrik ve yakıt sağlanması ve Refah sınır kapısı sorununun çözülmesi gibi yurttaşlar için hayati önemdeki krizlerde başarı sağlanamamasının yol açtığı, artan huzursuzluk nedeniyle azaldı ” değerlendirmesini yaptı. Atallah ayıca Al-Monitor sitesine, “Hamas Gazze'de iktidara geldi ve yurttaşlar için sivil işleri yönetmeye başladı. Bu, hareketi pek çok vesileyle İsrail'le askeri olarak karşı karşıya gelmekten uzaklaştırdı ve bu yüzden silahlı mücadele yanlısı kamuoyunu, halen İsrail saldırılarına karşı organize misillemeler gerçekleştiren İslami Cihad'a yönlendirdi” dedi.

 

12 Mart günü İslami Cihad'ın askeri kanadı Kudüs Tugayları, Sessizliği Kırma adı verilen bir askeri operayonun parçası olarak İsrail'e, 130 adet yerel yapım roket fırlattı. Saldırı, üç İslami Cihad savaşçısının öldürülmesine yanıttı. Grup, “devam etmeleri halinde yanıtın Siyonist ihlallerle aynı büyüklükte olacağı” tehdidinde bulundu.

 

Bir İslami Cihad yetkilisi olan Hıdır Habib, Al-Monitor sitesine hareketin, silahlı direnişe bağlı olması, Filistin toprağının hiçbir yerinde İsrail'in varlığına meşruiyet tanımaması ve hükümet işlerinden ve 1993 Oslo Anlaşması'nın sonucu olan Filistin Yönetimi'nden uzak durması nedeniyle daha popüler hale geldiğini söyledi. Habib, “Biz İsrail'in halkımıza saldırdığı zaman cezasız kalmasını reddeden bir hareketiz ve yönetici otoritenin parçası haline gelmenin felaket olacağına inanıyoruz. İşte daha fazla insanın bizi desteklemesinin sırrı bu” iddiasında bulundu.

 

Vatan Merkezi'nin anketi, bir İran üniversitesi olan Alem ve Sinaa'nın İslami Cihad ve İsrail arasındaki Mart 2012 çatışmaları sonrasında 1,263 Gazzeli üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçlarıyla uyumlu. İran anketi, Gazze sakinlerinin tutumlarında açık bir değişim olduğunu, İslami Cihad'ın işgale karşı direniş seçeneğine bağlı kaldığı için, Hamas'ın aleyhine olacak şekilde sahip olduğu halk desteğini arttırdığını gösteriyordu.

 

İslami Cihad'dan Habib, hareketinin Filistin sokağında sahip olduğu destek hakkındaki kamuoyu yoklamalarını yakından takip ettiğini söyledi ve liderliğinin, Filistinlilerin haklarını elde etmenin tek yolunun silahlı mücadele olduğu şeklindeki kanaatini güçlendirdiğini savundu.

 

Analist Atallah Hamas'ın durumunu “Hamas, İslami Cihad'a nazaran daha fazla elemana ve daha fazla donanıma sahip, ancak İsrail'le devamlı çatışma istemiyor. Yeni bir askeri çatışma, yurttaşların evleri ve belki de fabrikalar ile demir atölyeleri de dahil olmak üzere maddi kayıplara yol açacaktır ve daha fazla işsiz ve sığınma arayışında insan sonucunu verecektir”  sözleriyle izah etti.

 

Siyasal analist Hasan Abdo ise, İslami Cihad'ın silahlı direnişe bağlı kalma ve işgale derhal saldırıyla karşılık verme kararının, grubun desteğindeki artışın başlıca nedeni olduğunu söyledi. Abdo, işgale derhal karşılık verilmesinin insanlara esin verdiğini, onlarda hayranlık yarattığını ve İsrail'in eylemlerinin cezasız kalmaması yönündeki arzusunu yerine getirerek, halk desteğinin artmasına yol açtığını savundu.

 

Abdo ayrıca İslami Cihad'ın, etrafındaki yerel ve bölgesel değişikliklere rağmen siyasi prensiplerine de bağlı kaldığını belirtti. Bu durumun, grubun mevcut krizlerine rağmen müttefikleri olan Suriye ve İran'a bağlı kalmasında kendisini gösterdiğini söyleyen Abdo, bunun Filistinlilerin sahip olduğu, İslami Cihad'ın Hamas'a nazaran tutumlarında daha tutarlı olduğu yönündeki izlenimi güçlendirdiğine inanıyor.

 

Atallah'a göre İslami Cihad'ın Suriye ve İran'la devam eden ittifakı, hareketi İsrail saldırıları karşısında sessizliğe direnmeye zorluyor. “İslami Cihad'ın Suriye-İran eksenine bağlı kalması, özellikle [hareket için] Arap finansman kaynaklarının yokluğu açısından düşünüldüğünde, onun için bir güç kaynağıdır” diyen Atallah, diğer yandan da Hamas'ın Katar'la olan ittifakının yerel halk tarafından sıcak karşılanmadığını belirtiyor ve ekliyor:  “[Katar-Hamas ittifakı] Filistinlilerin istemediği bir şey. Filistinliler Katar'a, desteği ve finansmanı nedeniyle saygı duyuyor, ancak Amerika ve İsrail'le olan iyi ilişkileri nedeniyle [Katar'ın] siyasi bir rol oynamasından korkuyor.”

 

medyasafak.com