Bender’in azli, Suriye konusunda geri adım değil

Bender’in azli, Suriye konusunda geri adım değil
Suudi tahtının esas halefi, Prens Mukrin’dir. Geçen ay ikinci Veliaht Prens atanan ve 68 gibi görece genç bir yaşta olan Mukrin, Suudi Arabistan’ın yıpranmış imajını tazelemek için fena halde ihtiyaç duyulan kişi olarak görülüyor. Prens, kurucu kralın 22 eşinden olan 45 oğlundan biri; Bender ise, Mukrin’den sadece üç yaş genç olmasına rağmen torun.

 

 

Finian Cunningham

 

Press TV

 

 

Suudi Prensi Bender'in petrol krallığının istihbarat şefliğinden uzaklaştırılması, Suudi Arabistan'ın örtülü kirli savaşlarından veya katı Şii düşmanlığından geri adım atmasının habercisi değil.

 

Bu adım daha ziyade Suudilerin iç istikrarı sağlama sorunlarıyla ilgili ve aynı zamanda Suudi yöneticilere, Suriye'deki rejim değişikliği girişimlerinin başarısız olması nedeniyle bir günah keçisi sunma anlamına geliyor.

 

Yaklaşık iki yıl önce Bender bin Sultan Suudi İstihbarat Teşkilatı'nın başkanlığına atanmıştı. Bender, kraliyetin Suriye'de Esad hükümetini devirmek için bir terör savaşı yürüten yabancı aşırıcıları desteklemesiyle yakından ilişkili bir isim.

 

Bender'in Suriye'de, Lübnan'da ve Irak'ta şiddetin tırmanışını denetleme rolü, ona gayriresmi bir Suudi Terör Şefi sıfatı kazandırmıştı. Esad hükümetine karşı duyduğu şiddetli husumet, Suriye'nin Şii bölgesel müttefiklerini, Lübnan'daki Hizbullah'ı, Irak'ı ve İran'ı da içine alacak şekilde genişledi.

 

Geçen Ekim ayında ABD Başkanı Barack Obama Suriye'ye karşı askeri saldırılar başlatmaya karşı ayak direttiği zaman Bender, Washington'a karşı çok açık bir huysuzluk gösterisi yaptı. Bu atışma, Riyad ve Washington arasındaki ilişkilerin genel olarak soğumasına yol açtı.

 

Bu nedenle bu hafta Bender'in isabetli bir şekilde istihbarat şefliği görevinden – kraliyet kararnamesiyle – alınması, Suudi Arabistan'ın Suriye'ye ve bölgesel rakibi İran'a karşı olan tutumunda değişiklik olabileceği şeklinde spekülasyonlara yol açtı.

 

Suud Hanedanı'nın Bender'in Suriye'de rejim değişikliği gerçekleştirmeyi başaramamış olmasından ötürü sıkıntı yaşadığı biliniyor. Bu moral bozukluğu, son aylarda Devlet Başkanı Beşar Esad'a bağlı Suriye hükümet güçlerinin yabancı destekli paralı askerlere karşı askeri kazanımlarını güçlendirmesi, ülke çapında kritik kasabaların kontrolünü yeniden ele geçirmesi sonucunda ancak daha da derinleşmiş olabilir. Bender'in kapı dışarı edilmesi, Suudi yöneticilerin Suriye'de ve genel olarak bölgede vekalet savaşı yürütülmesinden çark ettiği anlamına mı geliyor? Göründüğü kadarıyla, hayır.

 

İlk olarak, Kral Abdullah, Mart 2011 ortasında ülkeyi istikrarsızlaştırmak için başlatılan kampanyanın en başından beri, Esad'ın devrildiğini görmeye kendini adamış halde, şahsen “Suriye dosyasında” merkezi bir oyuncu olmuştur.

 

Kral, Bender'i fiilen Terör Şefi görevine atarken, bu atamanın Suriye'de yaratacağı kirli savaş biçimini tamamen biliyor ve onaylıyor olmalıdır.

 

Prens Bender, başına buyruk biri olarak nam salmış olabilir, ancak onun entrikaları ve rejim değişikliği tertipleri, tek başına, yahut bir hevesle gerçekleştirilmemiştir. Kral Abdullah, Suriye'ye karşı yürütülen terör komplosu üzerinde tam bir kontrole sahip olmalıdır ve Suudi Arabistan'ın kökeni 1980'lerdeki Afganistan savaşına kadar giden eski El Kaide amilleri şebekesine başvurmuştur.

 

Bu hafta Bender'in kovulması, Suudi yöneticilerin Suriye'deki başarısız olmuş rejim değişikliği politikaları için bir günah keçisi bulmasının uygun bir yoludur. Suudi yöneticilerin temiz sayfa açtıklarını iddia etmelerine olanak vermekte ve onların felaket olacak kararlardan sıyrılmalarını sağlamaktadır. Ancak bu hiçbir biçimde, Suudilerin bölgede, özellikle de Suriye'ye karşı yürüttüğü ve Suriye'nin müttefikleri olan Hizbullah ve İran'a karşı düşmanca bir gözle bakmaya devam ettiği örtülü savaşları ve terörizmi destekleme tutumunda bir küçülme habercisi değildir.

 

Washington geçen yıl Bender'in mağrur taşkınlıklarından rahatsız olmuş olabilir. Ancak bu, onun Suudi kralı tarafından görevden alınmasının, Riyad-Washington terör ekseninde bir yumuşamaya işaret ettiği anlamına gelmez. Bunun çok ötesinde, Obama geçen ay Suudi monarşisini ziyaret ettiği zaman Wall Street Journal tarafından, iki liderin Suriye'deki militanlara gönderilen askeri sevkıyatların arttırılması yönünde bir anlaşmaya vardığı aktarıldı. Bu görüşmeyi, Suriye'deki militanların şimdi ABD'ye ait güçlü tanksavar TOW füzelerine sahip olduğu haberleri izledi ve bunlar muhtemelen Suudi Arabistan'ın aracılığıyla gönderildi.

 

Ayrıca Washington'un Suudilerin uzun zamandır geciktirilen, omuzdan fırlatılan Manpad roketlerinin Suriye'ye gönderilmesi talebine onay verildiği yönünde haberler de var. Bender'in kenara itilmesi daha kuvvetli ihtimalle, Suud Hanedanı'nın kraliyet içindeki taht halefliği gerilimleri ve genç ve huzursuz bir nüfusun artan sosyal tepkileri arasında, kendi iç istikrarının korunmasıyla ilgilidir.

 

Krallığın kurucusu İbn Suud'un beşinci varisi olan 89 yaşındaki Kral Abdullah'ın sağlığının giderek bozulduğu biliniyor. Fakat halefi olan Veliaht Prens Selman'ın da 78 yaşında dayanıksız koşullarda ve bunama hastalığından mustarip olduğu söyleniyor. Suudi tahtının esas halefi, Prens Mukrin'dir. Geçen ay ikinci Veliaht Prens atanan ve 68 gibi görece genç bir yaşta olan Mukrin, Suudi Arabistan'ın yıpranmış imajını tazelemek için fena halde ihtiyaç duyulan kişi olarak görülüyor.  Prens, kurucu kralın 22 eşinden olan 45 oğlundan biri; Bender ise, Mukrin'den sadece üç yaş genç olmasına rağmen torun. Mukrin, üvey kardeşi Kral Abdullah'ın, kadın haklarının genişletilmesi gibi, iç politikadaki görece reformcu fikirlerini paylaşıyor.

 

Mukrin ayrıca 4 bin civarındaki Suudi prensinin çoğunun aksine, yolsuzluk konusunda görece temiz olma ününe sahip. Manidar bir şekilde Prens Mukrin, Suudi Arabistan'ın petrol zengini Doğu Eyaleti'ndeki Şii ayaklanmasının kontrol altına alınmasında katı baskıcı görüşlerin taraftarı. Bunun bir uzantısı olarak Suudilerin İran'a ve Şii bölgesel müttefiklerine yönelik düşmanca dış politikasının devamını temsil ediyor. Prens Mukrin, 2012'de Prens Bender'in bu göreve gelmesinden önce Suudi istihbarat şefiydi.

 

Mukrin aynı zamanda anne tarafından, Suud Hanedanı'nın taht halefliği üzerindeki rekabetin en yoğun olduğu ve en sorunlu hale gelmesi muhtemel Sudayri koluna yakın olmayan bir koldan. Bender ise Sudayri kolundan geliyor.

 

Yaşlanan Kral Abdullah, güvenli bir taht devri anlaşması olarak gördüğü şeyi sağlamlaştırmaya çalışıyor gibi görünmektedir. Suud Hanedanı, başına buyruk Bender'i içişleri bakanlığından ve devlet iktidarına erişimden alırken, Suudi toplumu üzerindeki kontrolünü istikrarlı hale getirmeye çalışmaktadır.

 

Bender'in bu hafta yakın çevreden çıkarılmasının Suudi jeopolitiğinde bir değişiklikle ilgisi az, son kullanma tarihi geçmiş bir monarşi sisteminin hayatta kalmasını sağlamaya çalışmakla ilgisi ise fazladır.

 

medyasafak.com