Batı, Odessa katliamını örtbas ediyor

Batı, Odessa katliamını örtbas ediyor
Başka kurbanların da yanmış başlarında kurşun yaraları görülüyor. En rahatsız edici resimlerden birinde, hamile bir kadın, bir ofis masasında ters yatmış halde fotoğraflanmış. Kurban boğularak öldürülmüş gibi görünüyor ve cesedinde de, cesedin bulunduğu ofiste de herhangi bir yangın izi görülmüyor.

 

 

Finian Cunningham

 

Press TV

 

 

Geçen hafta Ukrayna'nın Odessa şehrinde, 40'tan fazla Rusya yanlısı sivil protestocunun, sığındıkları kamu binasının Batı destekli Kiev cuntasının Neo-Nazi destekçileri tarafından kasten ateşe verilmesi sonucu hayatını kaybettiği bir katliamın gerçekleştiğini biliyoruz.

 

Görünüşte kurbanlar, alevlerden veya duman solumaktan ötürü, yahut pencerelerden aşağıdaki kaldırıma atladıkları sırada ölmüştü.

 

Fakat katliam sonrasında çeşitli ünlü Rus medya kaynaklarında ortaya çıkan şok edici yeni resimler, çok daha yürek parçalayıcı bir hikayeyi ortaya koyuyor.

 

Fotoğraflar, sendika binasının zemininde yatan kurbanların kısmi olarak yandıklarını, baş ve üst kısımlarının kül olduğunu, vücutlarının geri kalanlarının ise tuhaf bir şekilde yarasız olduğunu gösteriyordu.

 

Şüphe yaratacak bir şekilde, cesetlerin bulunduğu yeri çevreleyen alanın pek çok fotoğrafında, yangın göstergesi bulunmuyor.

 

Başka kurbanların da yanmış başlarında kurşun yaraları görülüyor. En rahatsız edici resimlerden birinde, hamile bir kadın, bir ofis masasında ters yatmış halde fotoğraflanmış. Kurban boğularak öldürülmüş gibi görünüyor ve cesedinde de, cesedin bulunduğu ofiste de herhangi bir yangın izi görülmüyor.

 

Rus medyasının aktardığına göre hayatta kalanlar, ateşin etkilerinden korunmak için saklandıkları odaların, Rusya yanlısı protestocu kılığındaki saldırganlar tarafından yıkıldığını söylüyorlar. İçeride bulunan kişiler, zorla giren kişilerin saldırısına uğramışlar.

 

Bu, binanın dışında bulunan Neo-Nazi kalabalıktan kişilerin bir biçimde binadan içeri girdiğine ve arkasından sistematik olarak içerideki kişileri katlettiğine işaret ediyor.

 

Cuma günü ölümcül yangınla ilgili haberler ortaya çıktığı zaman, bazı gözlemciler temel olarak zemin katında, binanın önünde gerçekleşen bir yangından bu kadar çok insanın zarar görmesini tuhaf bulmuştu. Sağlam taştan yapılmış çok katlı dev bina, kuşkusuz içeride kısılmış olanlara, ölümcül dumanın etkilerinden kurtulmak için daha fazla alan veya kaçış yolu sunmalıydı.

 

Peki ya hasar görmemiş görünen ahşap zeminler ve korkulukların yakınında bulunan, kısmen kül olmuş cesetlere ait korkunç görüntüleri nasıl izah edeceğiz? Yahut başında açıkça kurşun yaraları bulunan kişileri ve ofis masasına düşmüş olan hamile kadını?

 

Başka bir berbat görüntüde, bir asansör kapısı yakınlarındaki bir kadının cesedinin çıplak olan alt kısımlarının yandığı, fakat üst kısımlarının giyinik olduğu görülüyor ve bu, saldırganların kadını öldürmeden önce ona tecavüz etmiş olabileceğini gösteriyor.

 

Yürek parçalayıcı fotoğraflar, ilk haberlerin gösterdiğinden çok daha fena şeylerin olduğuna işaret ediyor. Tabi ilk haberler de yeterince rahatsız ediciydi.

 

O gün gündüz saatlerinde Rusya yanlısı vatandaşların, 22 Şubat günü Kiev'de iktidara el koymuş olan Batı destekli seçilmemiş cuntaya karşı, federalizm referandumu çağrısı yaptıkları barışçıl bir protesto kampı, cuntanın Neo-Nazi destekçilerinin saldırısına uğramıştı. Kiev destekçileri, başkentten ve Harkov şehrinden, bir futbol maçına katılma kisvesi altında otobüslerle güneydeki liman şehri Odessa'ya gitmişlerdi.

 

Ukrayna'nın doğusundaki pek çok başka kasaba ve şehirde olduğu gibi Odessa'da da Rusya yanlısı protestocular, seçilmiş devlet başkanı Viktor Yanukoviç'e karşı yasadışı bir şekilde iktidara el koymuş olan cuntaya karşılar.

 

Kavga görünüşte Odessa'da çatışan taraflar arasında bir kargaşaya dönüştü. Neo-Nazi kalabalığın, toplum polisinin arasına karışırken ateşli silah kullanan ajan-provokatörler yerleştirdiğine dair haberler var. Aktarıldığına göre polis, şiddeti kontrol altına almak için çok az şey yaptı. Bir sonraki sahnede gözaltına alınanların hepsi Rusya yanlısı yurttaşlardı.

 

Rusya yanlısı taraftaki kalabalıklar, yakınlardaki sendika binasına sığındı. Arkasından Neo-Naziler, binayı molotof kokteylleriyle ateşe verdi. Alevler yükselirken, dışarıdaki intikamcı güruhtan, içeride kıstırılmış kişileri kasteden “yakın onları” sesleri yükseliyordu.

 

Fakat, sonradan cesetlerin binanın çeşitli yerlerine dağıldığının farkedildiği düşünüldüğünde, zemin katta, binanın girişinde meydana gelen böyle bir yangının bu kadar çok ölüme yol açması mümkün müdür?

 

Kurbanların üzerindeki korkunç ölümcül yaralar, içeriye girmek için yangını vesile eden ve kasten katliam gerçekleştiren unsurlara işaret ediyor. Kurbanların boyunları profesyonel katiller tarafından kırılmış olmalı, bu kişiler daha sonra ölümlerin yangından kaynaklandığı izlenimi vermek için cesetleri yakmış olmalıdır.

 

Katillerin bunu neden yaptığı belli değil. Saf nefret mi? Kiev cuntasının faşist destekçilerinin etnik Rus nüfusa karşı derin bir nefret taşıdığını biliyoruz – bu, İkinci Dünya Savaşı'nda sadece “aşağılık Slavlar” oldukları için kendileri gibi Ukraynalı olan insanların öldürülmesinde Nazi SS subaylarıyla işbirliği yapan dedelerine ve ideolojik “kahraman”larına kadar giden bir nefrettir.

 

Aynı nefret bugün Kiev'deki siyasi liderler tarafından açıkça ifade ediliyor. Sadece birkaç hafta önce demagog Yulia Timoşenko'nun özel bir telefon görüşmesinde etnik Rusların “kafalarından vurulması” ve Rusya yanlısı Doğu Ukrayna'ya “atom bombası atılması” konusunda şakalar yaptığı ortaya çıkmıştı.

 

Fakat bir şey açık görünüyor. Geçen Cuma günü Odessa'daki katliamı gerçekleştiren yağmacı Neo-Naziler, iktidardaki bazı kişilerden emir almış olmalıdır. Olayın arkasından ciddi bir soruşturmanın açılmaması ve aldatıcı medya yayınları, bir örtbas etme girişimine işaret ediyor.

 

Açık olan başka bir şey de, Batı medyasının katliamın örtbas edilmesine destek verdiğidir. Gerçekte olmuş olabilecek şeyin korkunçlukları bir yana, Batı medyası, görünüşteki yangından ölümlerin bile hak ettiği düzeyde haberini yapmadı. 

 

İnanılmaz bir şekilde olaya çok az yer verildi, olay haber döngüsünden hızla düşürüldü ve haberlerin çoğu durumu gizlemeye çalışarak, suçu Neo-Nazi faillere yöneltmek yerine “iki taraf arasında gerçekleşen ve ölümcül bir yangına sebep olan çatışmaları” suçladı.

 

Manidar bir şekilde Batı medyası, Kiev'deki Batı destekli cuntanın ve Neo-Nazi paramiliter güçlerin oynadığı rolü olduğundan küçük göstermeye çalıştı. Eğer bu katliam Rusya yanlısı protestocular tarafından, medyanın “Ukrayna hükümeti” muamelesi yaptığı Kiev rejiminin destekçilerine karşı gerçekleştirilmiş olsaydı, Batı medyasının nasıl da günler boyunca dolu dolu haberler yapacağını tahayyül edebiliriz.

 

Gerçek durumda ise Odessa katliamının ertesinde Batı medyası, Kiev cuntası tarafından ileri sürülen, bunu “Ukrayna'yı yok etmeye” çalışan “Rusya yanlısı ajanların” hatası olduğu iddialarına yer verdi.

 

Bu, Batı medyasının 20 Şubat'ta Kiev'de bulunan Meydan'da 100'e yakın protestocunun keskin nişancılar tarafından öldürülmesinin çarpıtılarak o dönemin hükümetine bağlı güvenlik güçlerinin suçlanmasını hatırlatıyor; gerçekte ise ölümcül ateşi açanlar Batı destekli darbe komplocuları ile onların CIA destekli Neo-Nazi paramiliter kuvvetleriydi. 

 

Ukrayna'da Batı'nın gerçekleştirdiği rejim değişikliği, her türlü siyasi muhalefetin ezilmesi için en korkunç suçların işlendiği, kendi yurttaşlarına karşı terör yönetimi uygulayan bir cuntaya yol açtı. Ve Batı medyası bu suçların üzerini örtmek için harıl harıl çabalıyor.

 

Washington, Kiev rejiminin ana destekçisi olarak ortaya çıktı. Mide bulandırıcı bir şekilde, Odassa katliamının gerçekleştiği saatlerde, ABD Başkanı Barack Obama yıllık Beyaz Saray basın yemeğinde 2 binden fazla dalkavuk gazeteciyle eğleniyor, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bir despot olduğuna dair arsızca şakalar yapıyordu.

 

İronik bir şekilde, İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda Avrupa'da katil faşizmin yenilgisinin yıldönümüne denk gelen bu hafta, Batılı hükümetler ve onların medyaları, Ukrayna'da aynı türden faşizmin gerçekleştirdiği korkunçlukları yeniden alevledirmek için ellerinden geleni yapıyor ve bunun için Rusya'yı, yani o savaşı kazanmış olan ülkeyi suçluyor.

 

 

medyasafak.com