“Rakka sessizce katlediliyor”

“Rakka sessizce katlediliyor”
Aşağıda yazarın, Suriye Ulusal Müzesi’nde Antik Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün (DGAM) bir çalışanıyla yaptığı röportajın çözümlemesi sunulmaktadır. Röportaj yapılan beyefendi, silahlı grupların gelip müzeleri yağmalamaya ve Dünya Kültürel Mirası kapsamındaki alanlarda yasadışı kazılara başladığı sırada Rakka vilayetinde çalışıyordu.

 

 

Franklin Lamb

 

El Menar

 

 

Ulusal Müze, Şam

 

Aşağıda yazarın, Suriye Ulusal Müzesi'nde Antik Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün (DGAM) bir çalışanıyla yaptığı röportajın çözümlemesi sunulmaktadır. Röportaj yapılan beyefendi, silahlı grupların gelip müzeleri yağmalamaya ve Dünya Kültürel Mirası kapsamındaki alanlarda yasadışı kazılara başladığı sırada Rakka vilayetinde çalışıyordu. 2013'ten bu yana bölge büyük ölçüde, özel olarak bir silahlı grubun, IŞİD'in kontrolü altında. Bu isim, Irak ve Şam İslam Devleti'nin kısaltması. İki isim birbirinin yerine kullanılabiliyor.

 

Yazara, Rakka'dan kaçmış olan ve bir kısmı şu anda Filistin mülteci kamplarında veya Lübnan'ın başka yerlerinde yaşayan kişilerin, 2014 yılının Nisan sonu-Mayıs başı civarlarında yaşanan olaylara dair bazı tanıklıkları da aktarıldı. Bunlara, şu an Rakka'daki yaşamın içeriği ve niteliği hakkında ayrıntılar da dahil. Söz konusu ayrıntılar, sadece aşağıdakilerle sınırlı olmamakla birlikte, aşağıdakileri de içeriyor:

 

  • Rakka'daki bütün mağaza sahipleri, ezan okuması üzerine derhal dükkanını kapamak ve camiye gitmek zorundadır. IŞİD'in 27 Nisan 2014 tarihinde yayınladığı bir kararnamede “Bu açıklamanın yapılmasından sonra bu kararı ihlal edenler, sonuçlarına katlanacaktır” yazmaktadır.
  • Rakka'da, şehrin Hristiyan topluluğuna yönelik yeni yasalar, bildirilerle duyuruldu. IŞİD'e özel bir vergi ödemek zorunda kalan Hristiyanların haç taşıması veya sergilemesi kesinlikle yasaklandı. Hristiyanların savaştan zarar gören kiliseleri onarması veya koruması yasaklandı. Müslümanların bulunduğu yerlerde herhangi bir şekilde dua okumasına izin verilmeyen Hristiyanlar, IŞİD tarafından empoze edilen muhafazakâr kılık-kıyafet yasalarına tabiler.
  • 1 Mayıs 2014 günü IŞİD milisleri bir adamı bir meydanda sürükledi ve kolları tahta bir kalasa gerilmiş, başındaki yaradan kan akar halde bir direğe bağladı. Gömleğinin üzerinde, “Bu adam Müslümanlarla savaştı ve burada bir gelişmiş silah patlattı” şeklinde Arapça bir ibare yazılıydı.
  •  

Doğu Suriye'de kısa süre önce kurulan ve “Rakka sessizce katlediliyor” ismini taşıyan, facebook sayfasında 12 bin takipçiye sahip olan bir IŞİD karşıtı aktivist grubu, 1 Mayıs 2014 günü IŞİD'in yedi esiri ve aralarında 11 yaşında bir çocuğun da olduğu beş kurbanı idam ettiğini aktardı. Başka bir tanık, çarmıha gerilmiş gibi görünen bedenlerin hikayesini belgelemek için fotoğraflar çekti. Bu pratik bu günlerde sıklıkla hayata geçiriliyor ve bir IŞİD sözcüsünün yaptığı açıklamada söylendiğine göre halkın içinde yapılan çarmıha germelerin amacı, İslami yönetime meydan okuyan herkese, Allah'ın düşmanı oldukları için ikaz mesajı olma özelliği taşıyor.

 

ABD'deki Georgia Devlet Üniversitesi'nin İslam Araştırmaları bölümünde yardımcı doçent olan Abbas Barzegar'a göre “Bu şiddet eylemleri, köktenci bir geçmişi canlandırma kampanyasının parçası, ancak bu eski cezalandırma biçimleri, yakın yüzyıllarda Müslüman dünyada ya hiç görülmez ya da ender olarak görülürdü. Ancak şimdi bunlar, İslami grupların, otantik olduğuna inandıkları şeyi geri getirme çabası içinde bu miadını doldurmuş pratikleri yeniden canlandırmak amacıyla yaygın olarak yaptığı şeyler haline geldi.” Birleşmiş Milletler, Suriye muhalefeti ve insan hakları grupları, Rakka'daki bu dehşet sahnelerini doğruladı. Bu yılın başlarında BM İnsan Hakları Yüksek Komisyonu başkanı, malumu ilan ederek bu kitlesel idamların ve esirlerin okullarda ve hapishanelerde defalarca dövülmesi de dahil olmak üzere kötü muamelelerin savaş suçu olduğunu söyledi.

 

 
Franklin Lamb: Göreviniz nedir ve silahlı grupların Rakka Müzesi'ni ele geçirmesinden önce nerede çalışıyordunuz? Sizi görevi devretmeye yönelten ne oldu ve bu ne zamandı? Silahlı grup hangisiydi ve nereden gelmişlerdi?

 

DGAM çalışanı: Silahlı grubun Rakka şehrinin kontrolünü ele geçirmesinden hemen önce, müdürlükte (DGAM) başka bir ilgili dokümantasyon üzerine çalışmak üzere Şam'a tayinim çıkmıştı. Projemizin müdürü olarak görevim, Rakka'yla ilgili tam olarak neler olduğunu belgelemekti. 3 Mart 2013 günü, isyancıların şehri işgal ettiği gün, müze kütüphanesinden bazı kitaplar ve makaleler almak üzere olay yerindeydim. Müzeye girdiğim zaman, aralarında Rakka şehrinin bazı yerlileri de olmak üzere silahlı kişilerin, bekçilerin silahlarına el koyduktan sonra müzeyi, salonunu ve bürolarını işgal ettiklerini görerek şok oldum.

 

FL: Silahlı gruplar müzenin kontrolünü ele geçirmeden önce DGAM tarafından hangi önlemler alınmıştı?

 

DÇ: Şam'da bulunan DGAM, Rakka Müzesi müdüründen en değerli antik parçaları – altınlar, tabletler ve madeni paralar – kaldırmasını ve Rakka merkez bankasına götürmesini istemişti. Biz bunu yaptık, aynı zamanda üst katlardaki saklama alanları için demir kapılar yaptık ve bunları emniyete almak için daha fazla bekçi tuttuk. Zannediyorum ki öteki müzelerin çoğunda da benzer önlemler alındı.

 

FL: İzninizle çoklu bir soru soracağım. Müzedeki militanlar kimdi ve tutumları neydi? Oymalar ve insan figürlerinin heykelleri gibi “putları” ve resimleri yok etmeye niyetli gibi mi görünüyorlardı? Güvenilir yerel kişilerden, yapılanlara dair tanıklık elde ettiniz mi, ve eğer elde ettiyseniz bize birkaç örnek verebilir misiniz? İsyancılarla veya liderleriyle doğrudan konuşabildiniz mi? Ve son olarak, müze şu anda işgal altında mı?

 

DÇ: İşgalin başlangıcında bazıları “Özgür Suriye Ordusu” yönetimi ve bayrağı altında savaşıyorlardı, bazıları da Rakka şehrinden silahlı sivillerdi. Daha önceden antik eserleri uluslararası pazarlara kaçırdığı bilinen bazı kişilerin yüzlerini tanıyabildim. Fakat çok geçmeden yerlerini başkaları almış gibi göründü. Bugün Rakka müzesi, IŞİD isimli İslamcı aşırıcı grubun işgali altındadır. Yok etme tutumlarına gelince, bu noktada emin değilim, fakat müzeyi korudukları iddialarının aksine, parçaları çaldıklarından ve sattıklarından eminim. Buna ilişkin bazı haberler aldım; isyancılardan bazıları, içlerinden bazılarının çok sayıda eseri çaldığını söyledi. Daha sonra müze müdürü ve ben IŞİD liderlerinden birine ulaştık ve ondan müzeye ve antik eserlere özen göstermesini istedik, o da bunu yapma sözü verdi.

 

FL: Müzenin ve deponun yağmalanması olayı militanlar bulunduğu sırada mı oldu? Bunu bizzat kendiniz gördünüz mü, ve eğer gördüyseniz, ne zaman oldu bu?

 

DÇ: Evet müzedelerdi, fakat ben tam o sırada orada değildim ve antik eserleri götürdüklerine şahit olmadım. Temel olarak kimsenin olmadığı sırada, genellikle de kimse yokken bu işi yapıyorlar ve bize bunu yaptıkları anlatılıyor.

 

FL: Depo veya müzeden yapılan hırsızlıkları nasıl öğrendiniz ve müze ve deponun içeriğinin ne kadarı kaçırıldı? O dönemde veya sonrasında bir rapor yazdınız mı ve eğer yazdınızsa bizim bu rapora erişmemiz mümkün mü?

 

DÇ: Müze müdürü bunu, deponun kapılarını ve kilitlerini kontrol ederken fark etti ve daha önce sözünü ettiğim isyancı grup üyeleri bize, Haziran 2013'te silahlı gruplardan birinin, IŞİD'in depoyu açarak antik eserlerle dolu sekiz kutuyu çaldığını söyledi. Hemen DGAM'yi aradık ve onlara yağmayı bildirdik, onlar da bize çalınan parçaların envanterini çıkarıp kendilerine bir rapor gönderme talimatı verdi. Şu anda rapor kamuya açık değildir.

 

FL: Tabakka şehrinde çalınmış kutuları nasıl buldunuz ve kutularda ne vardı? Şimdi onlar emniyette mi?

 

DÇ: Hırsızlık olayını öğrendiğimiz zaman hemen daha önce görüştüğümüz IŞİD lideriyle iletişim kurduk ve o bize, kutuların El Tabakka şehrinde olduğunu söyledi. Sekiz kutudan yalnızca üçünü gördük; bunların içinde çömlekler, tabletler ve sırlı seramik vardı. Bugün itibariyle diğer çalınan kutular hakkında hiçbir şey bilmiyoruz, çünkü onlar halen El Tabakka'da ve orası IŞİD'in kontrolü altında.

 

FL: Merkez bankasından eserleri kimin çaldığı düşünülüyor ve eserleri nereye sakladılar?

 

DÇ: Eserleri merkez bankasından Ahrarüşşam isimli bir silahlı grup çaldı ve bize bunların İdlib'in köylerinden birinde saklandığı bilgisi verildi.

 

FL: Şu ana kadar müzeye girme ve eser listelerini gözden geçirme fırsatınız oldu mu? Eğer olduysa, ne kadar kalmanıza izin verildi?

 

DÇ: Üyeleri yerel kişiler olan Suvvar el-Rakka isimli bir silahlı grup müzenin kontrolünü ele aldıktan sonra onlarla iletişim kurup “Ebu İsa” isimli liderleriyle bir araya geldik ve onlardan, müzeye girip envanter çıkarmamıza izin vermesini istedik. Buna onay verdi ve özellikle, müze ve çalınan antik eserler hakkında hiçbir bilgiyi açıklamamamız için milisler tarafından tehdit edilmemizden sonra, emniyetimizi garanti etti. Envanter çıkarma işini bitirinceye kadar 16 gün çalıştık.

 

FL: Elde edebildiğiniz bilgilere göre müze içeriğinin ne kadarı yerinde? Orijinal koleksiyona göre tahmini bir yüzde verebilir misiniz bize?

 

DÇ: Sanırım Rakka müzesinden çalınan eser sayısı 900 civarında. Halen 4,500 civarında eser içeride. Fakat Herkla'daki depoda milisler herşeyi çalıp sadece bir mozaik paneli bıraktılar, çünkü bu panel taşınamayacak kadar ağırdı.

 

FL: Herkla bölgesindeki depoda ne oldu ve yağma öncesinde ve sonrasında ne tür adımlar attınız?

 

DÇ: Herkla, Rakka'nın 7 kilometre doğusunda bulunan bir arkeolojik alandır ve içinde DGAM'ye ve yabancı misyonlara ait depolar bulunuyordu. Depolar bir çok defa bilinmeyen çetelerin hırsızlık ve yağma girişimlerinin hedefi oldu, ancak bekçiler ve köylüler onları engelledi ve alanı ellerinden geldiğince savundular.

 

Hemen DGAM ile iletişim kurduk ve onlar bizden deponun kapılarına kum torbaları yığmamızı, bütün önemli ve değerli parçaları depolardan almamızı ve güvenli bir yerde saklamamızı istedi. Bekçinin Herkla köyündeki evi en iyi seçenekti.

 

Ancak 2013 ayının Kasım ayı ortalarında silahlı grup, tahminlere göre de IŞİD'den 100 kadar silahlı savaşçı, müzeye ve bekçinin evine girdi. Mozaik paneller dışında herşeyi çaldılar ve bilinmeyen yerlere götürdüler. Bunlar olduktan sonra bütün kapıları ve pencereleri demir çubuklarla kapattık.

 

FL: Rakka vilayetinde yasadışı kazı ve kaçırma eylemlerinin gerçekleştiği tepeler ve kadim binalar hangileri?

 

DÇ: “El Sabi El Abyad” tepesine gidemedik, fakat bekçiler bize, orada basit aletlerle kazı yapıldığını söyledi. “Şahin” tepesi, ağır makineler ve hafriyat ekipmanlarıyla, geniş çaplı olarak kazıldı. “Hamam El Türkmen” tepesinin yanlarında da ağır makinelerle kazı yapıldı. “Doğu Damir” tepesinin çoğu kazılırken, “Batı Damir” bayırları kazılmadı. “El-Mefş”, “El-Savan” ve “El-Şeyh Hasan” tepeleri çok fazla kazılmadı. Burada, tüm bu alanları kişisel olarak ziyaret ettiğimi söylemeliyim.

 

Rakka civarında pek çok arkolojik alan olsa da, yerleri, güvenlik sorunları ve oraya seyahat etmenin zorlukları nedeniyle, halen yapılan kazıların kapsamı hakkında bilgiye sahip değiliz. “Hivara” ve “Ganem El-Ali” tepelerinin bekçileriyle kurduğumuz son temasta, o tarih itibariyle oraların kazılmadığını öğrenmiştik. “El-Sveyhat” ve “Mumbaka” tepeleri için de benzeri bir durum olabilir. Fakat Rakka şehrinin içinde yer alan kadim El Mescid el-Cami isimli caminin avlusundaki bekçiler, buranın kazıldığını ve sonra yeniden doldurulduğunu aktardılar. IŞİD üyeleri Rakka'yı ele geçirdikten sonra, caminin avlusunda bulunan Vabise bin Maabd el-Asdi Şii türbesini tamamen yıktılar.

 

FL: Eserlerin en çok hangi ülkeye gönderildiğini düşünüyorsunuz? Nakliye yöntemleri hakkında ne duydunuz? Aynı zamanda, soygunları yapan çeteler ve onların kimin için çalıştığı konusunda neler duydunuz?

 

DÇ: Rakka bölgesinde Suriye-Türkiye sınırı tamamen açık olduğu için, çalınan antik eserlerin çoğunun çeteler ve silahlı gruplar tarafından, otomobil ve kamyonlarla Türkiye'ye götürüldüğünü düşünüyorum. Bazı çetelerin uluslararası mafya grupları için çalıştığı bölgede yaygın bir şekilde biliniyor, bazıları ise kendi hesabına çalışıyor gibi görünüyor.

 

FL: 2014 Nisan sonunda DGAM'den gelen son bilgiler temelinde, şu anda Rakka'daki müze ve arkeolojik alanlarla ilgili son durum nedir?

 

DÇ: Kısmen olanların kamuoyuna duyurulması, kısmen de, Suriye'nin kültür mirasına çok değer veren ve onu korumak isteyen yerel nüfusun gösterdiği direnç nedeniyle, bazı iyi haberler var. İki hafta önce, müze müdürünün IŞİD'den izin alması sonrasında Rakka müzesi yeniden halka açıldı. Müze müdüründen, bizim yerleştirdiğimiz demir kapıların hala yerinde olduğunu öğrendik ki bu, Rakka Arkeoloji Müzesi'nde yeni bir hırsızlık, yağma veya kaçırma eyleminin olmadığı anlamına geliyor. Öteki alanlar konusunda ise, yeni veya size aktardıklarımdan başka herhangi bir şey bilmiyoruz.

 

FL:  Zaman ayırdığınız ve görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim efendim.

 

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com