Hizbullah savaşçıları ve deli, haplanmış, kana susamış ve aç “cihatçılar”

Hizbullah savaşçıları ve deli, haplanmış, kana susamış ve aç “cihatçılar”
“Çatışma sırasında bir kardeşle birlikteydim. Hizbullah savaşçıları ateş hattımızın içinde, karşımızdaydılar. Onlara ateş ediyorduk ama geri dönmüyordular. İçlerinden üçünü vurduk ama saldırmaya devam ettiler. Sadece çılgın insanlar bunu yapar. Onların cesareti normal değil. Bunu kabul ediyorum.”

 

 

Rıdvan Murteza

 

El Ahbar

 

 

Suriye'deki olaylardan önce, Hizbullah ve El Kaide savaşçıları hiçbir zaman yüzyüze gelmemişti. İlk defa Suriye sahasında çatıştılar. “İslamcı” savaşçılara göre Hizbullah, Captagon hapının etkisiyle savaşıyor. Hizbullah savaşçıları ise hasımlarının “Peygamber'le yemek yemeye hazırlık için cebinde kaşıkla gezen deliler” olduğuna inanıyor.

 

El Kaide savaşçılarına göre "Hizbullah üyeleri tekfirci"; baş düşmanlarına ve pek çok başka kişiye göre de “uluslararası cihad” üyeleri öyle. Suriye'den önce iki örgüt hiçbir zaman birbiriyle savaşmadı. Fırsat meydana geldiği zaman ülkenin pek çok cephesinde, Guta'da, Halep'te, Kalamun'da çatışmaya girdiler. Her iki taraf da insan kaybetti ve üstünlük Hizbullah'a geçti. Ancak El Kaide savaşçıları, “bir muharebeyi kaybetmek savaşı kaybetmek demek değildir, çünkü biz muzaffer olan topluluğuz” inancındalar. Sınırlı çatışma, her iki tarafın ötekine dair bir imaj yaratması için bir şanstı.

 

Hizbullah savaşçıları, El Kaide üyesi hasımlarını küçümsemiyor ve bunun tersi de doğru. Her ikisi de, genel olarak negatif manzarayı görmezden gelmeksizin hasımlarının hakkını teslim ediyor. El Ahbar'a konuşan ve geçmişte El-Sehl cephesinde ve Kalamun'daki Rima çiftliklerinde yer almış olan Lübnanlı bir El-Nusra Cephesi savaşçısı, “bazı Hizbullah savaşçıları mecnun gibi görünüyordu” dedi.

 

Savaşçı şunları anlattı: “Çatışma sırasında bir kardeşle birlikteydim. Hizbullah savaşçıları ateş hattımızın içinde, karşımızdaydılar. Onlara ateş ediyorduk ama geri dönmüyordular. İçlerinden üçünü vurduk ama saldırmaya devam ettiler. Sadece çılgın insanlar bunu yapar. Onların cesareti normal değil. Bunu kabul ediyorum.” Ancak savaşçı bunları söylerken arkadaşı araya girdi ve “Uyuşturucu kullandıkları, Captagon kullandıkları kesin" dedi. Peki ya kendilerinin uyuşturucu kullandığına dair suçlamalar? Bunu sorduğumuzda “Şeriat kanunlarımız hap kullanımını yasaklamıştır” dedi. Bunun üzerine, başlangıçta konuşan kişi tekrar sözü aldı: “Haplar onların tarafında da yasak. Düşmanlarınız olsa da onları küçümsememeniz lazım. Kendi gözlerimle gördüm.”

 

Kalamun'daki son çatışmayla ilgili haberler, çatışmalardan kaçan çok sayıda savaşçı için sığınak haline gelen bir Bekaa köyünde herkesin dilinde. Herkesin söylediği şey, El Nusra ve [Selefi] Yeşil Tugay hariç olmak üzere savaşçıların çoğunun Suriye ordusu ve Hizbullah'la olan çatışmalardan kaçtığı. El Kaide ile ilişkili iki örgütten savaşçılar, bir köyden bir diğerine çekilmeden önce birkaç gün kalmış. Buna rağmen, çatışmanın seyrini etkilemeyen “bireysel kahramanlık” hakkında böbürlenen pek çok kişi var.

 

El-Sehl çatışmasında yaralanan ve Ersel'deki bir hastaneye taşınan bir savaşçı, Hizbullah'ın “gökten ateş yağdıran ağır silahlar” kullandığını söyledi ve “ayrıca aramızdaki hainlere de bel bağladılar” dedi.

 

Suriye içinde savaşmış olan, Batı Bekaa'dan bir genç adam, "Hizbullah ve El-Kaide üyeleri arasında çok fark var" dedi: “Onlar çok daha kalabalıklar ve silahları daha modern ve daha güçlü. Onların savaş uçakları, tankları, Burkan roketleri ve hakkında hiçbir şey bilmediğimiz başka tür roketleri var. Aynı zamanda binlerce dolara mal olan üniformaları ve yemekleri var. El Kaide savaşçılarının ise borç para alması ve silah ve cephanelikleri için kendi cebinden ödeme yapması gerekiyor.”

 

Suriye ordusu da gelişmiş silahlara sahip. Neden Hizbullah'ın durumu farklı? Bunu sorduğumuzda hemen, “Partinin yoz bir inancı var, o kesin. Fakat askerlerinin kör inancı, çatışma sırasında onları daha cesur kılıyor” cevabını verdi. Peki parti hakkında herhangi bir şey biliyor muydu? "Parti tekfirci ve her birimizi katletmekten çekinmeyecektir” dedi. Fakat “Allah'a daha yakın olmak için” katledenlerin kendileri olduğunun söylendiğini sorduğumuzda “biz düşmanımızı terörize etmek için katlediyoruz, onlar da katlediyorlar” cevabını verdi.

 

Diğer kampta resim farklı görünmüyor. Bir Hizbullah savaşçısı El Ahbar'a "El Kaide, medya tarafından büyütülen, kağıttan bir canavardır” dedi. Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) ve Selefilere karşı Kusayr ve Kalamun'daki çatışmalara katılmış olan otuzlu yaşlardaki savaşçı şöyle konuştu: “ÖSO üyeleri amatördü. Selefiler ideolojileri nedeniyle daha hırçındı. Ancak onlar örgütsüzler ve savaşçılarından hiçbiri, kalpleri taştan da olsa, yoğun ateşe karşı duramıyor.”

 

Kalamun'dan başka bir [Hizbullah üyesi] savaşçı, El Kaide üyelerinin “deliliğinden” bahsetti. “Onlarca kişi halinde saldırıp onlarca kişi halinde öldürülüyorlar ve parmağınız tetiğe basmaktan yoruluncaya kadar akmaya devam ediyorlar” diye anlattı. Fakat onların El Kaide üyesi İslamcılar olduklarını nasıl anlıyorlardı? “Uzun sakallarından, traşlı bıyıklarından ve bayraklarından” diye cevap verdi. “Onlar sadece güvenlik operasyonlarında, bombalı araçlarda ve intihar bombacılarında üstünlüğe sahipler.”

 

Üçüncü bir Hizbullah üyesi ise “El Kaide'nin sadece kontrolleri altındaki bölgelerde öldürme ve vahşet uygulama konusunda ustalığa ve üstünlüğe sahip olmasından” bahsetti ve “Bizimle direkt çatışmada şansları yok” dedi.

 

Bazı Hizbullah savaşçıları El Nusra ile Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) arasında fark görmüyor. “Onların hepsi tekfirci ve onlarla savaşımız varoluşsal önemde” inancına sahipler. Bir savaşçı, “bazı El Kaide üyelerinin benzeri görülmemiş cesaretinden” söz etti: “Deir Atiye'deki bir hastanede biz onları kuşattıktan sonra teslim olmayı reddettiler. Bir tanesi hastane katlarından birinde kendini havaya uçurduktan sonra, hepsini öldürünceye kadar çatışmaya devam ettiler.”

 

Öteki Hizbullah savaşçıları, “İslamcı savaşçıların bireysel kahramanlık eylemlerinden” söz etti, fakat son kertede hepsinin yekpare savaşmadığını söyledi. Bir diğeri ise şu ifadeleri kullandı: "Saldırı veya savunma görevleri veya planları dağıtılmıyor. Her ne kadar pek çoğu Irak, Afganistan ve Çeçenistan'da biriktirdikleri savaş deneyimi nedeniyle bireysel çatışmada mükemmel olsa da, savaşmak onlar için ‘rastgele' yapılan bir şey.”

 

Hizbullah ve El Kaide arasındaki çatışma, iki tarafında da gerekli bir kötülük olduğundan emin olduğu bir savaş. Düşmanlarının olumlu ve olumsuz niteliklerini bilmelerine rağmen bu, her ikisinin de varoluşsal bir savaş yürüttüğü gerçeğini değiştirmeyecektir. Her iki taraf da ötekini ortadan kaldırmak için elinden geleni yapıyor, ancak El Kaide ve Hizbullah'ın karşı taraflarda yer aldığı ve hiçbir zaman birbirine katılmayacağı kesindir.

 

 

medyasafak.com