Bilderberg’in Yeni Dünya Düzeni komplosu, İran-Rusya-Çin duvarına çarptı

Dr. Kevin Barrett

Press TV

Her yıl dünyanın en güçlü insanları gizlice bir araya gelir. Gündemleri, dünyaya topyekün hakimiyettir. Büyük medya, neredeyse tam bir yayın karartmasına gider.

Kulağa, distopik bir bilim kurgu, yahut bir komplo teorisyeninin en kötü kabusu gibi geliyor.

İşin en tuhaf kısmı bunun gerçek olmasıdır. 2011'de Suriye'nin istikrarsızlaştırılması, 11 Eylül 2008'de dünya ekonomisinin Goldman-Sachs öncülüğündeki kontrollü yıkımı, muhtemelen de 11 Eylül yanıltma harekatı, Bilderberg'ler tarafından tertip edilmiş veya onların oluruyla gerçekleşmiştir.

Neyse ki dünya, tüm bunlara direniyor. İnternet temelli alternatif medyanın yükselişi, yıllık Bilderberg konferansının üzerindeki gizlilik örtüsünü paramparça etti ve insanların, efendilerinin kendileri için ne sakladığını görebilmesini sağladı. Ve Bilderberg'lerin dünyayı ele geçirme girişimine direnen, başında İran, Rusya ve Çin'in bulunduğu ülkeler, başarı kaydediyor.

İşte bu nedenle bu yıl Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da yapılan ve 1 Haziran'da sona eren Bilderberg konferansı, bir hasar kontrol çalışmasıydı.

Gazeteci Daniel Estulin'e göre Bilderberg üyelerinin ilk kaygısı, İran, Rusya ve Çin'in yükselişi. Rusya ve Çin arasındaki doğalgaz anlaşması – ve İran ile Rusya'nın NATO öncülüğündeki saldırıya karşı Suriye'yi başarılı bir şekilde savunması – Bilderberg liderliğindeki Batı'nın dünyaya hakimiyet planının sürdürülüp sürdürülemeyeceği konusunda ciddi sorulara yol açtı.

Mayıs 2014, Bilderberg üyeleri için kötü haberler getirdi. Ukrayna'daki NATO entrikasından canı yanan Rusya, yeni bir Avrasya Ekonomik Birliği'ne öncülük ettiğini ilan etti. Eş zamanlı olarak Çin, Rusya ve İran'ı da içine alacak bir Asya Güvenlik İttifakı için çağrı yaptı. Tüm bunlar ve en başta da Rusya-Çin doğalgaz boru hattı anlaşması, dünyanın Bilderberg üyelerinin kontrolünün dışına çıktığını gösteriyor.

Bilderberg üyeleri bu aksiliklere yanıt olarak İran'la bir “büyük pazarlık” tasarlıyorlar. Batı'nın Siyonistlerin güdümündeki ekonomik yaptırımlarının başarısız olduğunu kabul ediyorlar. Yaptırımların tek sonucu İran'ın Batı'dan ziyade Çin ve Rusya'yla ticaret yapması oldu. Yaptırımların sona erdirilmesi, İran'da bir ekonomik patlamaya yol açabilir ve Batı'nın kârları paylaşmasını sağlayabilir.

Bir "büyük pazarlık", İran'ın yeni bir Batı karşıtı Avrasya ittifakının dört başı mamur ateş soluyan bir üyesinden ziyade, bağımsız bir üçüncü taraf haline getirilmesine yardım edebilir. Bu, Tahran için büyük bir kazanım olacak, onu dünyanın en dikkat çeken yeni gözdesine çevirecektir. Bu aynı zamanda Batı'nın İran İslam Devrimi'ni gecikmeli olarak kabul etmesi anlamına gelecek ve 1979'dan beri Batı'nın İran'a yönelik politikasını karakterize eden zorbalığa, tehditlere ve şiddete son verecektir.

Estulin'e göre Bilderberg üyelerinin bir sonraki kaygısı, Avrupa'da AB karşıtı duyguların yükselişi. Son Avrupa Parlamentosu seçimerinde milliyetçi partilerin gösterdiği başarı, Bilderberg üyelerinin Yeni Dünya Düzeni'ne yön gösteren ABD-AB ittifakına ilişkin uzun vadeli vizyonuna karşı doğrudan doğruya bir meydan okumayı temsil ediyor.

Estulin'in kaynağı, Bilderberg üyelerinin bu meseleyi son AB seçimlerinden daha da önce gündeme aldığını söyledi. Kaynak, Yeni Dünya Düzeni elitlerinin “ulusal güdümlü ve bölünmüş bir Avrupa'nın, küreselleşmeyi doğal karşılamaya çekineceği” kaygısı taşıdığını söyledi. Nitekim AB'nin ulusal egemenliği yıkma biçiminin, bütün dünya için hazırlanan şey için bir model olduğu varsayılıyor. Eğer AB çatırdar ve ortadan kalkarsa, Amerikan-Avrupalı-Siyonist Yeni Dünya Düzeni düşü de onunla birlikte ortadan kalkar.

Bilderberg üyeleri, Edward Snowden'ın NSA dinlemelerine dair ifşaatlarından da endişe ediyor. Amerikan ve özellikle de Avrupa vatandaşlarının NSA'in “topyekün enformasyon haberdarlığı”na darbe indirecek özel hayat korumaları talep etmesinden endişe ediyorlar.  (NSA, ABD banknotlarının üzerinde betimlenen Yeni Dünya Düzeni piramidinin tepesindeki, herşeyi gören gözdür.) Bilderberg üyeleri özel hayat hakları savunucularını yenilgiye uğratma ve içindeki herkesin ve her şeyin tam ve sürekli denetim altında olduğu bir dünyaya doğru ilerleyişlerini sürdürme stratejilerini tartıştılar. Kısa süre önce, NSA denetimi hakkındaki bir Alman soruşturmasını sınırlandırarak ve bu ülkenin liderlerine yayın karartması getirerek küçük bir zafer elde ettiler. 

Bu yılın Bilderberg gündeminin en telaşlandırıcı ve kaygı verici konusu, Barack Obama'nın dış politikasına yönelik eleştiriler üzerine bir forumdu. Daniel Estulin şunları aktarıyor:

"ABD Başkanı'nı eleştirenler onu, deniz aşırı Amerikan liderliğine ihanet etmekle suçluyor ve Suriye'de ve son olarak Ukrayna'da Amerikan çıkarlarını savunmadaki başarısızlıklarını gösteriyorlar. Obama'nın yeni ilan edilen doktrini, askeri güce bağlılığı azaltma ve bunun yerie diplomasi ve kolektif eylemi kullanma çağrısı yapıyor. Bilderberg üyeleri bu politikanın kaçınılmaz olup olmadığını tartışacaklar."

Bu sözlerin tercümesi: 11 Eylül'ün ve 11 Eylül savaşlarının yeni-muhafazakâr mimarları, Obama'nın Suriye'yi bombalamayı, İran'a saldırmayı ve Kırım için Rusya'yla savaşa girmeyi reddetmesi nedeniyle hayal kırıklığına uğradılar. Aynı zamanda ABD'nin, Çin'in dünyanın önde gelen süper gücü statüsüne yükselmesini engellemek için bu ülkeye saldırmasının gerekebileceğine inanıyorlar. Bu fanatikler dünyanın çokkutuplu olmaya dönüşmesini engelleme yönündeki umutsuzca bir girişimin parçası olarak 3. Dünya Savaşı riskini almak istiyorlar. Bazıları, global anarşiyi önlemek için dünyanın bir “egemen”e (tek bir süper güce, yani ABD-NATO'ya) ihtiyaç duyduğuna inanan Hobbesçular; bazıları ise başkenti İşgal Altındaki Kudüs olacak tek bir dünya hükümeti kurmaya kararlı Siyonist masonlar.

Eğer bu insanlar istediklerini elde ederlerse, dünyanın geleceği nahoş, yabani ve kısa olacaktır.

Bu yüzden şimdi, Daniel Estulin ve kaynakları gibi kişiler sayesinde, Bilderberg üyelerinin bu yıl hangi konuları tartıştığını biliyoruz. Fakat hangi kararların alındığını bilmiyoruz.

Bilderberg üyeleri İran'la barış yaparak ve Rusya ve Çin'e karşı aşırı saldırganlıktan imtina ederek çokkutuplu bir dünyaya doğru kademeli, barışçıl bir geçişi mi seçecekler? Yoksa kanlı emperyal fetihlerin bir sonraki turunu başlatması için 11 Eylül tarzı dev yanıltma saldırılarını hayata geçirecek neo-con'lara baş mı sallayacaklar?

Neo-con'lar 11 Eylül 2001'de dünyayı kolayca kandırdılar. O tarihte “yanıltma saldırısı” ifadesi henüz dünyanın söz dağarcığına girmemişti.

Bugün ise yanıltma harekatlarına dair farkındalık en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. İster Boston Maratonu bombalaması, ister Sandy Hook saldırısı, ister Suriye-Guta'daki kimyasal silah saldırısı söz konusu olsun, ne zaman dikkat çekici bir “terörist” olay meydana gelse, pek çok insanın aklına aynı soru geliyor: Bu yeni bir yanılma harekatı olabilir mi?

Şirket medyası dışında kalan Press TV, Veterans Today, Russia Today, Global Research, Infowars, WhatReallyHappened, CitizensForLegitimateGovernment, TruthJihadRadio ve ötekiler gibi medya kuruluşları, “yanıltma harekatı” teriminin popülerleşmesine yardımcı oldu. Bağımsız medya sayesinde milyonlarca kişi Northwoods Operasyonunu, Gladio Operasyonunu, Lavon Olayını, Siyanür Operasyonunu  ve 46 adet 11 Eylül tatbikatını öğrendi.

Bu yüzden eğer Bilderberg üyeleri yeni bir dev yanıltma harekatını seçerlerse, interneti çökertmeleri gerekecektir. Elbette bunun yolu bir “siber 11 Eylül” olacaktır.

Bilderberg Grubu'nun gizli merkez komitesi, dev bir siber 11 Eylül'e izin verdi mi? Yoksa bu yıl için daha ince, daha nazik eylemleri mi seçtiler?

Bunu öğrenmek için, - henüz bunu yapabilir durumdayken - alternatif medyayı takip etmeye devam edin.

medyasafak.com