Avrasya Ekonomi Birliği: ABD İmparatorluğunun tabutuna bir çivi daha

Avrasya Ekonomi Birliği: ABD İmparatorluğunun tabutuna bir çivi daha
Bu hafta Rusya ile yakın komşuları Belarus ve Kazakistan arasında imzalanan ekonomik birlik anlaşması, zayıflayan ABD küresel hegemonyasının tabutuna bir çivi daha çaktı.

 

ABD İmparatorluğunun tabutuna bir çivi daha

 

Finian Cunningham

 

Press TV

 

 

 

Bu hafta Rusya ile yakın komşuları Belarus ve Kazakistan arasında imzalanan ekonomik birlik anlaşması, zayıflayan ABD küresel hegemonyasının tabutuna bir çivi daha çaktı.

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kazakistan'ın başkenti Astana'da mevkidaşları  Alexander Lukaşenko ve Nursultan Nazarbayev'le Avrasya Ekonomik Birliği anlaşmasını imzaladı.

 

Üç lider arasında açık, dürüst bir yoldaşlık vardı. Putin yeni birliği “tarihi öneme sahip bir dönüm noktası” olarak adlandırırken, Kazak lider Nazarbayev “21. Yüzyılın yeni bir jeopolitik gerçekliğinin doğduğunu” ilan etti.

 

Bu abartı değil. Ocak 2015'te yürürlüğe girecek olan Avrasya Ekonomik Birliği (AEB), küresel ekonomideki ve uluslararası ilişkilerdeki paradigma değişiminin yeni bir işaretidir. Bu değişim Avrupa-Asya ekseninin yükselişinin ve dağılmakta olan, ABD hakimiyetindeki Batı birliğinin daha da fazla çökmesinin habercisidir.

 

Bu hafta AEB'nin imzalanması, geçen hafta yürürlüğe giren Rusya-Çin enerji ortaklığının arkasından geldi. Bu ortaklık, dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz üreticisi ile dünyanın en büyük pazarının birleşmesini getiriyor.

 

Hayati öneme sahip olan bu Doğu yakınlaşmaları sadece enerji alanında değil, ticaret, finans ve askeri ittifak gibi daha geniş boyutlarda da entegrasyon sağlıyor. Dahası kademeli entegrasyon ABD dolar sisteminin dışında gerçekleşiyor ve bu yüzden dünyanın geri kalanı üzerinde uzun zamandır var olan Amerikan hegemonyasının altını ciddi biçimde oyacaktır.

 

Bu hafta Astana'da atılan imzalarla şekillenmiş olan dünya meselelerindeki Avrasya yönelimi, münferit bir andan ibaret değildir. ABD hakimiyetindeki Batı'dan uzaklaşan, dev bir yeni yönelimin dinamiğini ifade etmektedir. 

 

Eski Sovyet devletleri olan Ermenistan, Tacikistan, Özbekistan ve Kırgızistan da, AEB'ye katılmak isteyen ülkelerin arasında yer alıyor. Bu petrol ve doğalgaz zengini bölgenin birkaç yıl içinde yeni bir enerji bloğuna dönüşmesini ve son kertede Suudi hakimiyetindeki OPEC kartelini devre dışı bırakmasını öngörmek zor değil. OPEC, ABD dolarının uluslararası ticaret üzerindeki tekelinin temel taşıdır.

 

Başkan Putin'in bu hafta belirttiği gibi Rusya, Belarus ve Kazakistan, dünyanın doğalgaz reservlerinin yüzde 20'sini, petrol rezervlerinin de yüzde 15'ini teşkil ediyor. Diğer komşu devletlerin de AEB'ye muhtemel katılımıyla bu stratejik önem daha da artacaktır.

 

Bu Avrasya ittifakı yakın bir gelecekte İran ve Azerbaycan gibi başka enerji devlerini de içine alabilir. Tüm bu ülkeler ortak kültürel miraslara ve ülkelerin birbirine karşılıklı saygısı temelinde ortak siyasi ve felsefi değerlere sahiptir. Bu geniş ittifak doğal bir gelişmedir ve sömürü, hile, haince yıkıcılık, militarizm ve zalim dolar haraççılığı üzerine kurulu, zayıflayan Batı hegemonyasını gölgede bırakan bir ittifaktır.

 

Bu hafta doğan Avrasya Ekonomik Birliği, Rusya, Belarus ve Kazakistan'ın Gümrük Birliği sürecini başlattıkları 2011 sonundan bu yana devam eden üç yıllık çalışmaların ürünüdür. Projenin arkasındaki siyasi vizyon, her ikisi de halk kitlelerine değil, vurguncu elitlere hizmet eden, çökmekteki Avrupa Birliği'nden veya Washington liderliğindeki kapitalist Batı'dan tamamen farklıdır.

 

AEB, karşılıklı egemenliğe ve  - Batı'nın elit finansal oligarşiye hizmet etmesinden farklı olarak - halklarının iyiliğine hizmet etmeye kendini adamış hükümetler tarafından yönetilen toplumları ve ekonomileri demokratik prensipler dahilinde geliştirecek gerçek bir ortaklığa dayanıyor. AEB, reel ekonominin ihtiyaçlarına ve sosyal kalkınmanın çıkarlarına hizmet edecek, hükümetler tarafından planlanan bir tarım, ticaret, enerji, emek ve sermaye yönetimidir.

 

İşte bu yüzden elbette Washington, Rusya ve komşuları arasında şekillenen stratejik birliğin biçimi karşısında korkup titriyor.

 

Washington, herhangi bir inanılır gerekçe olmaksızın Putin'in, eski Sovyetler Birliği'ni canlandırmaya çalıştığını iddia ediyor. Amerikalılar buna neden özel olarak itiraz edilmesi gerektiğini de açıklamıyor. Her durumda, Washington kim oluyor ki Avrasya ülkeleri adına konuşma hakkını kendinde görüyor? Eğer Avrasya ülkeleri Rusya'ya katılmak isterlerse, bu onların kendi egemenlik meseleleriyle ilgilidir. Fakat eşi görülmemiş derecede kibirli olan Washington bunu anlamıyor ve demokratik saygıyı da hak etmiyor.

 

Aralık 2012'de dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, önerilen AEB hakkında,  “Bu isim [SSCB] verilmeyecek. Gümrük birliği, Avrasya birliği gibi isimler verilecek, fakat bu konuda yanılmayalım. Biz amacın ne olduğunu biliyoruz ve bunu yavaşlatacak veya önleyecek etkili yollar bulmaya çalışıyoruz” demişti.

 

Evet, Amerikalı yöneticiler hâlâ küresel ilişkilerdeki yeni gruplaşmayı önleyecek etkili yollar bulmaya çalışıyor. Şu anda Suriye ve Ukrayna'da var olan ABD destekli terörizm, bu çirkin sabotaj çabasının parçasıdır. Fakat  Washington sadece tarihin akışına karşı yüzdüğünü değil, aynı zamanda boğulduğunu görecektir.

 

Avrasya Ekonomik Birliği, sulu bir mezara batan Washington'un tabutuna çakılmış yeni bir çividir. Şükürler olsun.

 

 

medyasafak.com