El-Kaide Suriye'de: Kuruluştan bölünmeye

El-Kaide Suriye'de: Kuruluştan bölünmeye
El-Kaide Suriye'ye, cihadist hareketi kurmak üzere 2011 yılının Temmuz ve Ağustos ayları arasında girdi. Ebu Muhammed Colani (çev. notu: Nusra'nın lideri) Irak İslam Devleti’nden 8 kişi ile beraber, Ebu Bekir Bağdadi'nin (çev. notu: IŞİD lideri) görevlendirmesi ile Şam topraklarına ayak bastı. Bilgi sahibi İslami kaynaklara göre ise hikâyenin tamamı şöyle:

 

Rıdvan Murtaza

 

Al-Ahbar

 

 

El-Kaide Suriye'ye, cihadist hareketi kurmak üzere 2011 yılının Temmuz ve Ağustos ayları arasında girdi. Ebu Muhammed Colani (çev. notu: Nusra'nın lideri) Irak İslam Devleti'nden 8 kişi ile beraber, Ebu Bekir Bağdadi'nin (çev. notu: IŞİD lideri) görevlendirmesi ile Şam topraklarına ayak bastı. Bilgi sahibi İslami kaynaklara göre ise hikâyenin tamamı şöyle:

 

Suriye'de doğmakta olan yeni kriz ''küresel cihad'' çevrelerini utandırıyor.  15 Mart 2011'de patlak veren olaylar, onlar açısından bulanıktı. İlk zamanlarda harekete geçmediler. Konumlarını belirlemek üzere krizi uzaktan takip etmeyi tercih ettiler. Bu tutum cihadistleri genel olarak memnun eden bir tutum değildi. Irak İslam Devleti örgütünden (çev. notu: şimdiki IŞİD) birçok militan, emirlerinin izni olmadan Şam topraklarında cihada geldi. Örgüt, bu durumun kendilerini tehdit ettiğini ve çatlaklar yaratıp bölünmelere yol açabileceğini gördü.

 

Dolayısıyla örgütün emiri ''Ebu Bekir Bağdadi'' Suriye'ye gitmeyi yasakladı. Bu yasağı ihlal eden kim olursa örgütten ayrılmış kabul edilecekti. Çünkü Suriye'deki gidişat belli olmamıştı, beklemek gerekiyordu. Ebu Bekir Bağdadi'nin yasakları ve bazı icraatlarından sonra ''mücahit'' saflardaki huzursuzluk giderek artmaya başlamıştı. Örgütün programı dışında hareket edip Şam topraklarına sızan militanların önüne geçilemiyordu. El-Kaide'nin, olaylar başlamadan önceki uyuyan hücreleri dışında, Suriye güvenlik güçleri ile direkt karşı karşıya gelecek sahası yoktu. Bu hücreler de, görevlendirilmiş şahıslara lojistik sağlamaktan ve Irak'a savaşçı göndermekten başka bir işe yaramıyordu.

 

Suriye'de savaşmak isteyen ''mücahitlerin'' huzursuzluğu, Bağdadi'nin yardımcısı ''Hacı Bekir'in'' (çev. notu: Ocak 2014'te Halep'te IŞİD-ÖSO çatışmalarında öldürüldü) devreye girmesi ile son buldu. Hacı Bekir, Iraklı olmayanlardan oluşturulacak bir grubun Suriyeli birinin liderliğinde Suriye'ye gönderilmesi önerisinde bulundu. Böylece Suriye cephesine gitmek isteyen militanlar, önceden alınmış izin ve örgütten tasfiye edilmeme sözü ile hareket edebilecekti. Aynı zamanda Suriye'ye gönderilen gruba, Iraklı olmayan yabancı savaşçıları saflarına katma izni verilecekti.

 

Böylece Irak İslam Devleti örgütünün askeri konseyi, 2011 yılının Temmuz ve Ağustos ayları arasında Ebu Muhammed Colani ile 8 kişiyi Şam topraklarına gitmekle görevlendirdi. Bu 8 kişinin arasında, Nusra'nın şu andaki en önemli dini lideri ''Ebu Marya El-Kahtani'' de vardı. Bu heyetin görevi, Irak İslam Devletinin uzantısı olan bir cihadist örgüt kurmaktı. O zamanlar yeni örgütü finanse eden ve silahlandıran da Irak İslam Devleti örgütüydü.

 

 

Ebu Bekir Bağdadi, Colani'yi Sızmaları Durdurmak İçin Gönderdi

 

Görevli olan 9 kişi, belirli bir yere yerleşmedi. Cihadi çalışmalar için ilk çekirdek yapı İdlip'te kuruldu. Benzer yapılar ve çalışmalar Halep ve Deyr Zor'a taşındı. Nusra Cephesi işte bu 3 ilden başlayarak tüm Suriye'ye yayıldı. Askeri operasyonlarının çoğu, gerilla savaşı ve intihar eylemi üzerine kuruldu. Nusra liderlerinden biri intihar eylemleri ile ilgili şunları söylüyordu: ''El-Kaide'nin savaşçıları, ilk aşamada Suriyeliler tarafından kabul görmüyordu. El-Kaide ismi çoğunluğu uzak tutmaya yetiyordu. Fakat daha sonra intihar eylemleri, bize sponsor olmalarını sağladı'' (çev. notu: Suriye'de ele geçirilen askeri havaalanlarının çoğu, intihar eylemleri ile düşürülmüştü)

 

24 Ocak 2012'de Colani ''Şam ehli için Şam topraklarında, cihad savaşı verecek olan Nusra Cephesinin kuruluşunu İslam ümmetine müjdelerim'' diyerek varlığını ilan etmişti. El-Kaide lideri Eymen Zevahiri bir aydan daha kısa bir süre sonra, 12 Şubat'ta, bir kayıt ile dünyadaki tüm ''mücahitleri'' Suriye'ye çağırdı. Bundan sonra ''cihadist hicreti'' daha aleni bir şekilde olmak üzere yoğunlaştı. Zevahiri'nin açıklaması, cepheye yüzlerce savaşçının akmasını sağladı. Fakat Nusra'nın gelen her gönüllüyü kabul etmesi, saflarına onlarca casusun sızmasına olanak sundu. ''Ensar'' diye tabir edilen Suriye uyrukluların kabulü, herhangi bir örgüt üyesinin ''güvenlik olarak temiz'' teminatı vermesi ile gerçekleşebiliyordu. Kaydı alınan kişi daha sonra şer'i ve askeri eğitimden geçiriliyordu. ''Muhacir mücahit'' de yabancı uyruklulara verilen bir isim. Yabancı gönüllünün yani muhacirin kabulü de, anavatanındaki bir kaynaktan teminat almasına bağlıydı.

 

Kaynaklara göre en çok ''Ürdün istihbaratına'' çalışan casuslar idam edildi. Casus meseleleri örgütün üye kabulünü sınırlandırmasına ve muhacirlerin örgüte dâhil olmasını durdurma kararı almasına neden oldu. Nusra'nın bahanesi de hazırdı: Öncelik olarak sırada bekleyen Suriyelilerin başvurularını değerlendirme kararı alındı. Buna paralel olarak Ebu Halid El-Suri'ye (çev. notu: suikast ile öldürüldü), göçmen mücahitlerin ''Suudi'' destekli cihadist örgütlere olan ilgilerini farklı yöne çekmek için, Eymen Zevahiri tarafından özel olarak ''Ahrar Şam'' hareketini denetleme görevi verildi.

 

Nusra Cephesinin kuruluşu üzerinden henüz birkaç ay geçmemişken Suriye'de hızlıca ünlendi. Örgüt, operasyonlarını, intihar eylemlerini ve patlamaları yayınlarken, militanlarının yüzlerini saklıyordu. Suriye muhalefetinden bazı isimler o zamanlar Nusra'yı ''Suriye rejiminin çıkarına'' hareket etmekle suçladı. Ama sonradan ortaya çıktı ki örgüt, militanlarının yüzlerini saklayarak, aileleri Suriye güvenlik güçlerinden korumayı amaçlıyordu.

 

Bu dönemde Nusra Cephesi emirleri, genel lider olarak gördükleri Ebu Bekir Bağdadi'den alıyordu. Ta ki IŞİD Emiri Bağdadi, kendisine bağlı olan Nusra emirinden, Suriye muhalefetinden bazı isimleri Türkiye'deki otellerin birinde toplantı halindeyken hedef almasını talep edene kadar. Nusra Cephesi Emiri Colani, Bağdadi'ye böylesine bir eylem ile silah ve para akışının gerçekleştiği Türkiye kapılarının yüzüne kapanacağını söyledi. Colani bunun ardından bir kaç defa daha Bağdadi'ye karşı geldi. Emirlerini yerine getirmiyordu. IŞİD lideri Bağdadi, Colani'nin bu reddedişlerini isyan olarak kabul etti. Bağdadi, askeri olan Colani'yi sınamak için 2013 Nisanında ''Irak İslam Devleti'' ile ''Nusra Cephesinin'' tek bir örgüt olarak ''Irak Şam İslam Devleti'' adı altında birleştiğini duyurdu. Ancak Colani bu ilanı reddetti ve yeni örgüte ilhak olmayı kabul etmedi.

 

Suriye'deki cihadçı saflar arasındaki anlaşmazlıklar kontrolden çıktı. Colani meseleyi ''Küresel Cihad Emiri'' Eymen Zevahiri'ye taşıdı. Eymen Zevahiri daha sonra Nusra'nın Suriye'de, IŞİD'in ise Irak'ta kalmasını emrederek bir uzlaşı aradı. IŞID lideri Bağdadi ise bu uzlaşıyı kabul etmedi. Bağdadi, kendini ''hayır sahibi'' kimse, Colani'yi ise ''hain'' ilan etti. İki adamın arasındaki anlaşmazlık, dünyadaki emirlerin arasında yaşanan rekabete de yansıdı. Şam topraklarında ise ''aynı fikrin çocukları'' arasında silahlı çatışmalara ve yüzlerce ölüye sebep oldu. Kanlı mesele, Şam'dan çıkıp ''Küresel Cihad Savaşına'' dönüşmekle tehdit ediyor. Taraflar ise El-Kaide'nin ''iki meşru çocuğu'': İlki, meşruluğunu Zevahiri temsiliyetindeki tarihi liderlikten alan ''Nusra Cephesi'', diğeri ise meşruluğunu Ebu Musab Zerkavi liderliğinde kurulmuş ''Mezopotamya'daki Cihad Üssünden'' alan ''Irak Şam İslam Devleti''.

 

Kısaca, bugün Şam topraklarında ''El-Kaide'' kimle savaşıyor sorusunun cevabı yine ''El-Kaide iledir''.

 

 

Nusra'nın Humus'taki Doğumu

 

Humus, El-Kaide'nin girdiği en son kent idi. Colani'nin görevlendirmiş olduğu 6 üye ''Ebu İna'' adlı şahsın liderliğinde kente girdi. Bu kişiler Humus kırsalındaki Kusayr'da bir merkez kurdular. Bu merkez aracılığı ile de Müslümanları kendilerine biate davet ettiler. Nusra Cephesi başlangıçta kabul görmüyordu. Silahlı militanların çoğu Özgür Suriye Ordusu saflarında savaşıyordu. Bu durum, Nusra Cephesi Suriye'nin tarihindeki en büyük intihar eylemini gerçekleştirene kadar sürdü. 23 Ocak 2013'te, 20 ton patlayıcı dolu kamyonu kullanan Suriyeli ''Ebu İslam El-Şami'' Kusayr'daki askeri kışlayı hedef aldı. Bu operasyondan hemen sonra bölgedeki Nusra Cephesinin militan sayısı 300'e ulaştı. Bunun ardından grup, Şam'ın batısındaki Kalamun bölgesinde güçlenmeye başladı. Buradakilerin başına da Suriyeli Ebu Malik El-Tille getirildi. Bu isim Kalamun operasyonlarında Suriye ordusuna ve Hizbullah'a karşı savaşta liderlik yapmıştı.

 

 

Çev: Hasan Sivri

 

medyasafak.com