Amerika’nın müttefikleri IŞİD’i finanse ediyor

Amerika’nın müttefikleri IŞİD’i finanse ediyor
Şu an Bağdat’ı tehdit eden Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) yıllardan beri, terörle savaş konusunda çift yönlü gündemlere sahip ABD müttefikleri olan Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan’daki varlıklı bağışçılar tarafından finanse ediliyor.

 

 

Josh Rogin

 

 

The Daily Beast

 

 

Şu an Bağdat'ı tehdit eden Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) yıllardan beri, terörle savaş konusunda çift yönlü gündemlere sahip ABD müttefikleri olan Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan'daki varlıklı bağışçılar tarafından finanse ediliyor.

 

Irak devletinin varlığını tehdit eden aşırıcı grup, yıllardan beri Fars Körfezi bölgesindeki Amerikan müttefiklerinden seçkin bağışçıların yardımlarıyla inşa edildi ve büyüdü.

 

Bu ironik bir dönüş, özellikle de (dürüst olmak gerekirse pek çok değişik milis grubunu destekleyen) Kuveyt için. IŞİD, bir zamanlar Saddam Hüseyin tarafından yönetilen Baas rejiminin kalıntılarıyla yanyana geldi. 1990'da ABD Irak'a, Kuveyt'i Hüseyin'in pençelerinden kurtarmak için saldırmıştı. Şimdi Kuveyt, onun haleflerinin yükselişine yardım ediyor.

 

Fakat ilk yola koyuldukları yıllarda IŞİD'in sahip olduğu desteğin ana kısmı Körfez devletleri Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan'daki zengin bireylerden geliyordu. Destek bazen bu rejimlerin zımni onayıyla geliyordu; hem IŞİD'e hem de Suriye rejimine karşı savaşan Suriye muhalefeti içindeki yetkililer, uzmanlar ve liderlere göre çoğu zaman bu örgüt, bu devletlerdeki kara para aklama önlemlerinden de avantaj sağlıyordu.

 

Washington Yakındoğu Araştırmaları Enstitüsü'nden araştırmacı Andrew Tabler, “Herkes paranın Arap Körfezi'nden geldiğini ve Kuveyt üzerinden gittiğini biliyor” diyor. “Kuveyt'in bankacılık sistemi ve döviz tacirleri uzun zamandır dev bir sorun olageldi, çünkü Suriye'deki ve şimdi Irak'taki aşırıcı gruplara giden para için ana hat işlevi görüyorlar.”

 

Irak Başbakanı Nuri el-Maliki aylardır açıkça Suudi Arabistan ve Katar'ı IŞİD'i finanse etmekle suçluyor. Çok sayıda rapor, çeşitli Suriyeli isyancı gruplara giden bireysel Körfez finansmanının Suriye muhalefetini nasıl böldüğünün ve IŞİD ve ötekiler gibi grupların yükselişine giden yolu nasıl döşediğinin ayrıntılarını ortaya koydu.  

 

Körfez bağışçıları IŞİD'i, El Kaide'nin El Nusra Cephesi isimli Suriye kolunu ve Suriye'de sahada savaşan öteki İslami grupları destekliyor. Bu destekçilerin çoğu, Batı'nın kaydadeğer silahlar vermeyi reddettiği Amerikan destekli ılımlı muhalefete güvenmiyor ve onlardan hoşlanmıyor.

 

Katar hükümetinden de finansman alan Washington merkezli düşüce kuruluşu Brookings Enstitüsü'nün Aralık 2013 tarihli bir raporuna göre, Irak sınırındaki Sünni nüfus ağırlıklı Kuveyt'ten bağışçılar, çok sayıda Suriyeli isyancı tugaya yüz milyonlarca dolar aktarmak için Kuveyt'in zayıf mali kurallarından yararlandılar.

 

Raporda şu ifadeler kullanılıyor: “Son iki buçuk yılda Kuveyt, Suriye'deki sayısız isyancı grubu destekleyen bağışlar ve kişiler için bir finansman ve örgütleme merkezi haline geldi. Bugün Kuveytli bağışçıların, vahşet eylemlerine imza atan ve de ya doğrudan El Kaide'yle bağlantılı olan, ya da sahada onunla bağlantılı tugaylarla işbirliği yapan isyancıları desteklediğine dair kanıtlar var.”

 

Rapora göre Kuveytli bağışçılar, öteki Arap Körfezi ülkelerindeki bağışçılardan para topluyor ve para, Suriye'deki hedefe varmadan önce çoğunlukla Türkiye veya Ürdün'den geçiyor. Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan hükümetleri, yasadışı finansman akışını dizginleme amaçlı yasalar geçirdi, ancak pek çok bağışçı hâlâ açıktan çalışıyor. Brookings raporu, ABD hükümetinin daha fazla şey yapması gerektiğini savunuyor.

 

Raporda, “ABD Hazinesi bu faaliyetlerden haberdar ve bu özel finansman akışı hakkında kaygılarını ifade etti. Fakat Batılı diplomatların ve yetkililerin genel yanıtı, topluca omuz silkmek oldu” deniliyor.

 

Körfez liderleri sorun karşısında genellikle Selefi unsurlarının Suriye'deki aşırıcı grupları finanse etmesine izin veriyorlar; bunu ABD'nin Suriye'de başarısız olduğunu düşündükleri politikasına ve Obama'nın rejimin kimyasal silah kullanması (?) sonrasında Esad'ı vurma sözünden dönmesi sebebiyle güvenilirliğini yitirmesine yanıt olarak yapıyorlar.

 

2012'den beri Suudi istihbaratının başında bulunan, Suudi Arabistan'ın eski Washington büyükelçisi Prens Bender bin Sultan, aktarıldığına göre, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry bu yılın başlarında kendisine aşırıcı gruplara giden Suudi finansmanı konusunda baskı yaptığı zaman Kerry'ye işte bunu söyledi. Suudi Arabistan geçtiğimiz aylarda Suriyeli silahlı isyancılara rehberlik edilmesi konusunda yeniden bir liderlik rolü üstlendi ve sahadaki en kötünün de kötüsü örgütlerden bazılarının destekçisi olarak görülen Katar'ın yerini aldı.

 

Fakat Suriye ılımlı muhalefeti aynı zamanda, aşırıcı gruplara olan desteği nedeniyle Arap Körfezi devletleriyle karşı karşıya gelmekten de sakınıyor. İsyancılar halen bu hükümetlerin desteği için birbiriyle yarışıyor ve Arap Körfezi ülkelerinden gelecek başka türden desteklere bağımlılar. Bu yüzden de IŞİD'in yükselişi için başkalarını – örneğin Tahran ve Şam rejimlerini – suçluyorlar.

 

Muhalefeti destekleyen bir Suriyeli-Amerikalı grup olan Suriye Acil Görev Gücü'nün başında bulunan Muaz Mustafa ise, başka finansman kaynaklarıyla birlikte “Körfez'de, aşırıcı grupları destekleyen kişiler olduğunu” söyleyerek karşı çıktı ve şunları söyledi: “[Aşırıcı gruplar] sahada en iyi kaynaklara sahip olanlar… Eğer Amerika Birleşik Devletleri ve uluslararası toplum [ılımlı] müfrezelere daha iyi kaynak ayırsaydı… pek çok insan diğerini değil, bu seçeneği tercih ederdi.”

 

medyasafak.com