Gazze savaşı Hamas ve Hizbullah’ı birbirine yaklaştırdı

Gazze savaşı Hamas ve Hizbullah’ı birbirine yaklaştırdı
Ancak bu Libya silahları İran’ın İzzeddin el-Kassam Tugayları’na yaptığı askeri destek için ilave takviye işlevi görmüş olsa da, onların yerini alamaz. Bunun nedeni, Hamas’ın yerel roket üretimi tekniklerinin ve başta karmaşık tünel haritaları olmak üzere savaş stratejilerinin önemli bir bölümünün tabiatı gereği, Hizbullah’ın da katıldığı İran uzmanlığına bağlı olmasıdır.

 

 

Nasır Şarara

 

 

Al-monitor.com

 

 

 

Gazze savaşı, Suriye krizi konusunda ters düşmelerinin ardından Hizbullah ve Hamas arasındaki buzların kırılmasına katkıda bulundu. İlişkilerin kötüleştiği son üç yıl boyunca, iki tarafın yetkilileri arasında kamuoyu önünde gerçekleşen hiçbir etkileşim yoktu, ancak Gazze savaşının tırmanışa geçmesiyle durum değişti. 4 Ağustos günü, Hamas'ın Lübnan'da bulunan bir siyasi yetkilisi olan Ali Baraka, Gazze Şeridi'ni destekleyen ortak bir vesileyle, Beyrut'un güney banliyölerinde, Hizbullah siyasi büro başkan yardımcısı Mahmud Kamati ile birlikte göründü. Hizbullah'la bağlantılı El Menar kanalı, Hamas'ın Gazze'deki savaştaki duruşunu konuşmak üzere Baraka'yı ağırladı. Baraka muhtemelen bunun sonucunun, Hamas ile direniş ekseni – İran, Suriye ve Hizbullah – arasındaki bağların onarılmasına yol açmasını umuyordu.

 

Partinin özel olarak Baraka'ya gösterdiği ani ilgi, Hamas'a yönelik potansiyel siyasi çağrıların bir göstergesidir. Baraka iki siyasi parti arasında bir bağlantı noktası olarak görülüyor ve aralarındaki kopuş sürecinde, farklılıklarını çözümlemek üzere aracı rolü oynamaya çalışmıştı. Ancak o dönemde Hizbullah Baraka'nın girişimlerini görmezden geldi zira Hamas'ın siyasi büro şefi Halid Meşal'in nihai olarak öteki eksenle, Katar-Türkiye ekseniyle anlaşmaya vardığını biliyordu. Meşal yönetimiyle yaşanan kopuşa rağmen Hizbullah, Hamas'la asgari düzeyde siyasi ilişkilerini sürdürmeye devam etti.

 

Hizbullah, müttefiki Suriye'nin yaptığını yapıp Beyrut'ın güney banliyölerindeki kalesinde bulunan Hamas bürolarını kapatmadı ve liderlerini de kovmadı. Bilakis, Baraka'nın ve Hamas'ın dış işleri şefi Usame Hamdan'ın orada bulunan ofislerini el değmemiş halde tuttu.

 

Daha önce iki parti arasında aracılık yapmış önde gelen bir Filistinli figür Al-Monitor sitesine, Hamas ve Hizbullah arasındaki kopuşun sona erdiğine işaret eden göstergeler olsa da, hâlâ ilişkilerin tam anlamıyla normalleştirilmesine mani olan ciddi engellerin olduğunu söyledi.

 

Kaynak, en büyük zorluklardan birinin Hizbullah'ın, Hamas'la ilişkileri tam olarak restore etme konusunda Şam'ın tutumunu dikkate almak zorunda olması olduğunu kaydetti. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Hamas'la uzlaşma fikrini düşünebileceğini, ancak bunun yalnızca Meşal'in liderlikten ayrılması sonrasında olabileceğini söylüyor.

 

Buradaki ana engel, Meşal ve Esad'ın kişisel ve siyasi ihtilaflarından türüyor gibi görünüyor. Bu iki isim yıllarca yakın arkadaştılar ve Esad, Şam'da kaldığı süre boyunca Meşal'e pek çok stratejik avantaj sağladı. Bu tür önlemlerin arasında, bir Suriye askeri havalanının Hamas'ın kullanımına sunulması ve Meşal'in tek lider olmasını sağlayacak şekilde Suriye'deki Filistin mülteci kamplarında gücünü arttırmasının kolaylaştırılması da bulunuyor. Esad bugün kendisini, devrilmesini isteyen düşmanlarıyla birlikte hareket etmesi sonrasında Meşal karşısında derin bir hayal kırıklığına uğramış halde hissediyor.

 

Hizbullah, Suriye'nin duruşunu dikkate almaya ilave olarak, bu konuda İran'ı da görmezden gelemez. Tahran ve Şam Meşal'e sırt çevirme konusunda ortaklaşmıştı, ancak İran, çekirdeğini Filistin davasının teşkil ettiği Arap-İsrail savaşında kendisi için kartları garanti eden stratejik çıkarlardan kaynaklı olarak Hamas'a sıcak bakıyor. Bu nedenle İran, Filistin'deki durumla ilişkisini küresel bir perspektiften görüyor. Bu durum, İran'ın Meşal'le ittifak döneminde, yakın olduğu İslami Cihad hareketine Hamas'la eşit bir meşruiyet kazandırmaya çalışmasını izah etmektedir. İran daha sonra İslami Cihad hareketinin Gazze'de güç bakımından en iyi ihtimalle ikinci sıraya gelebileceğini ve Hamas'ın sahip olduğu halk desteğiyle yarışamayacağını farketti.

 

İran, Hamas'ın siyasi yönetimiyle olan ilişkisinin dışında hareketin askeri kanadıyla ilişkiler tesis ediyor. Hamas siyasi bürosu ise bu ilişkiyi, hareketi etkileme ve içindeki bölgesel dengelerin üstesinden gelme girişimi olarak görüyor. Yukarıda sözü edilen Filistinli figür Al-Monitor sitesine, 2011'de ve 2012 sonlarında Meşal'in Hamas'ın ana silah kaynağı olarak İran'ın yerine Libya'yı geçirecek bir stratejiyi benimsediğini söyledi. Doha'da yaşayan Meşal, Libya'daki Müslüman Kardeşler'in tarihi bir lideri olan Ali el-Selebi'yi, bu ülkedeki Müslüman Kardeşler hareketinin genel danışmanı olan kardeşiyle müzakere etmek üzere aracılığa atadı. Amaç Hamas'a, Misrata'daki depolardan silah temin etmekti. Kaynak, Hamas'ın Tel Aviv'e attığı uzun menzilli roket fırlatıcıların (M-160 ve M-75) önemli bir bölümünün Libya'dan geldiğini söyledi. Ancak bu Libya silahları İran'ın İzzeddin el-Kassam Tugayları'na yaptığı askeri destek için ilave takviye işlevi görmüş olsa da, onların yerini alamaz. Bunun nedeni, Hamas'ın yerel roket üretimi tekniklerinin ve başta karmaşık tünel haritaları olmak üzere savaş stratejilerinin önemli bir bölümünün tabiatı gereği, Hizbullah'ın da katıldığı İran uzmanlığına bağlı olmasıdır.

 

Hamas'ın siyasi liderliğinin İran-Hizbullah eksenine muhtemel dönüşü, karmaşık soruları beraberinde getiriyor. Örneğin, Esad ve Meşal arasındaki derin ihtilafların üstesinden gelmek mümkün olsa bile, uluslararası Müslüman Kardeşler hareketiyle ve Katar'la çok yakın olan Gazze Başbakanı İsmail Haniye, Hamas'ın İran'a ve İran eksenine dönüşüne onay verecek mi?

 

Bunun arkasından gelen diğer bir soru da şudur: Gazze savaşından sonra yeni Hamas, direniş eksininin kendisine, onun eksene duyduğu ihtiyaçtan daha fazla ihtiyaç duyduğunu düşünecek mi? Ve bu, onun bu eksenle müzakere etme koşulları için çıtayı yükseltmesine sebep olacak mı?

 

Görüşlerine yer verilen Filistinli figür, Hamas, Hizbullah ve İran arasındaki ilişkinin, kopuşun üstesinden gelme aşamasından, zorlu bir diyaloğun başlatılması aşamasına gelmesini bekliyor. İran, Meşal'e karşı havuç-sopa yaklaşımını kullanmayı planlıyor gibi görünüyor. Şimdi ona karşı, Gazze savaşı sonrasında Hamas'ın hem siyasi hem de askeri alanlarında etkiye sahip olmanın önemli olduğunun farkına varması nedeniyle sıcak.  Ancak İran aynı zamanda El Kassam'la bağlarını sıkılaştırmayı amaçlayacak ve Hamas'ın siyasi bürosu içindeki varlığını desteklemeye daha fazla önem verecektir. İran, Hamas siyasi bürosu içinde Mahmud el-Zahar ve bir dönem Hamas'ın İran'daki temsilcisi olmuş İmad Alami gibi uzun süredir var olan dostlara sahip. Tahran'ın, Meşal'in yerini alması için Alami'ye oynadığı yönünde söylentiler dolanıyor.

 

 

medyasafak.com