Barbar istilaları / Direniş hala yazgımız

Barbar istilaları / Direniş hala yazgımız
Bu yüzden, geniş gözlere, güçlü kalplere ve açık zihinlere sahip olanlar için, iki gerici düşmana karşı toptan saldırının sonuçlarına hazır olmalıdır. Geriye, hem istilaya, hem de onun tekfirci parazitlerine meydan okumaktan başka seçenek kalmıyor. Direniş hâlâ bizim yazgımız.

 

 

 

İbrahim el-Emin

 

 

El Ahbar

 

 

İşte, yeni bir gerici saldırı geliyor; Batı'nın bütün öteki kültürlere karşı barbarca nefretiyle dolu bir tarihe sahip olan modern çağ sömürgeciliğinin öncülük ettiği bir istila bu. Bizzat sömürgeciliğin hileleleriyle meşrulaştırılmış ve uzun süre tiranlığın bozduğu hükümetlere karşı din adına bir ayaklanma olarak betimlenen, bu topraklardaki bütün hayatı sonlandırmaya yönelik bir fetih.

 

Karar ve onun ifası, küçük oyunculara bırakılmadı ve paraya sahip olan, ödeme yapabilecek ve alkışlayacak olanların elinde kaldı. Hesapları ve çıkarları olanlar, eğer itiraz etmeye karar verdilerse, inzivaya çekilmeliler. Ancak yeni şer ittifakı listesinde isimleri görünenler yalnızca, Batılı şeytanın yeni bir tecavüze girişmek için ihtiyaç duyduğu zeminden ibarettir.

 

Kimin onay verip kimin vermediğini ve kimin katılıp kimin sadece kolaylaştırdığını bilmek hiç önemli değil. Gerçekte önemli olan şey, bu istilanın beklenen sonuçlarını anlamaya çalışmaktır.

 

Fatihi fetih amacından ayıran bir işaret yoktur. ABD, Batı Avrupa, Osmanlı İmparatorluğu ve başka lanet krallıklar kuranlar, dünya çapında yüz milyonlarca insanı öldürdüler. Onları kurşunlarla, kılıçlarla, açlıkla, nükleer bombalarla ve her türden zehirle öldürdüler.

 

Onlar hiçbir bakımdan IŞİD'den daha iyi değiller. Gerçekte, hiçbiri ötekilerin fikrini kabul etmez ve asla müdahale etmeden halkların kendi kaderlerini tayin etmelerine izin vermezler. Hiçbiri, kendi ürettikleriyle geçinmez; onlar, dünya halklarının kapasitelerini demir yumruk ve kuvvetle kontrol eden eşkıyalardan başka bir şey değildir. Yakın tarihlerinde, halklarımıza özgürlük getirecek bir küresel savaşın liderliği iddiasında bulunmalarına izin verecek şekilde, onlara ahlaki, sivil veya insani üstünlük sağlayan hiçbir şey yoktur.

 

Pratik olarak, Suriye'deki tekfirci kalelerine hava saldırılarının başlatılması, Suriye ve Irak'ın siyasi, askeri ve stratejik gerçekliklerini altüst etmeye çalışarak geçen yılların ardından, bu iki ülkedeki genel durumu kontrol altına alma stratejisine denk düştü. Bu alt üst etme çabalarına, terörist Avrupa devletleri ile uyum içinde ABD öncülük etti, finansman Yarımada ve Levant bölgesinden Arap müttefikleri tarafından finanse edildi ve İsrail kaydadeğer bir rol oynadı. Aynı zamanda, uzun süredir, sömürgeciliğin onların halklarına dayattığı diktatörlerle mücadele ettiğini ileri süren İslamcı ve laik siyasi grupları da içine aldı. Fakat bu gruplar yeni barbar istilası için araçlara dönüştürüldü.

 

Basitçe ifade etmek gerekirse, ABD, Batı ve Körfez devletleri Irak'ta kaybedilen sahayı yeniden kazanmak için yürüttükleri bütün savaşlarını kaybetmişlerdir ve bunu Suriye'de bir zafer yoluyla dengeleme girişimleri için de aynısı geçerlidir. Üstelik şimdi, Yemen'de olayların tersine dönmesiyle birlikte en kötüsünün olmasından korkuyorlar. Endişeleri, en güçlü ordularından bir tanesinin Gazze'deki mütevazı Direniş savaşçıları tarafından yenilgiye uğratılmasından sonra daha da arttı.

 

Bu yüzden Batı'dan doğrudan destek aramaya zorlandılar ve işte bu noktada ABD, son on yılın derslerini görmezden gelerek topraklarımıza karışmak üzere devreye girdi. Ancak kaynaklarımızı çalmak için, kendisinin veya müttefiklerinin karşı karşıya olduğu her türlü tehdidin üzerine gitmek ve gücümüzün bütün unsurlarını yok etmek yoluyla bu rolü oynamaya ihtiyaç duyuyor.

 

İstila, şu amaçları taşımaktadır:

 

- Deliren ve kendi oyun sahasının sınırlarını aşan bir çocuğu disipline etme amacı taşıyor. IŞİD'in ve onun kardeşlerinin sadece Suriye'yi yıkmakla ve Suriyelileri ve Iraklıları öldürmekle yükümlü olduğunu söylemek istiyorlar. Marjlarda oynamaya çalışanlar cezalandırılacak ki, diğerleri, tek seçeneklerinin tartışmasız bir şekilde bu kampa katılmak olduğunu anlasın.

 

- Direniş kampının, öteki projeyi yenilgiye uğratma safhasına girmesini engelleme amacı taşıyor. Mümkün olursa bu kamp da saldırıların hedefi olacak. Bu, sadece burada Suriye rejiminin ve Hizbullah'ın biçim ve öz olarak IŞİD'e benzediğini söyleyecek olan, ülkemizdeki ABD ve Fransız büyükelçiliklerinin çalışanları tarafından bir iftira kampanyasının başlatılmasını da içermektedir.

 

- Suriye ve Irak halkının yeniden kendi ayaklarının üzerinde durması istenmiyor. Kurumlarından, altyapılarından, ekonomilerinden ve devlete benzeyen şeylerden geriye kalan ne varsa, harabeye çevrilmesi amaçlanıyor. Milyonlarca Iraklının ve Suriyelinin, yakın ve uzak yerlerde mülteci olan ve yer değiştirmiş olanlara katılmaları amaçlanıyor. Onlar, dilenci haline gelmeli, oğullarını ve kızlarını zalim Sultan'ın pazarında satmalıdır.

 

Bu yüzden, geniş gözlere, güçlü kalplere ve açık zihinlere sahip olanlar için, iki gerici düşmana karşı toptan saldırının sonuçlarına hazır olmalıdır. Geriye, hem istilaya, hem de onun tekfirci parazitlerine meydan okumaktan başka seçenek kalmıyor. Direniş hâlâ bizim yazgımız.

 

 

www.medyasafak.net