Hizbullah Lübnan'ı nasıl kurtardı?

Hizbullah Lübnan'ı nasıl kurtardı?
Bu nedenle, Suriye karşıtı mezhepçi "aktivist" ve "politikacılar" sevsin ya da sevmesin Hizbullah Lübnan'ı bir kez daha kurtarmış oldu, fakat bu sefer İsrail'den değil de Batılıların fonladığı "cihadistlerden".

 

 

thesyriannationalist

 

 

Suriye iç savaşı umutsuzluk, nefret, katliamlar, ölüm, suç ve daha fazlası mezhepçilik, tekfircilik ve El Kaide demek. Bazı Lübnanlılar Hizbullah'ı ülkelerini böyle bir savaşa çektiği için eleştiriyorlar. Fakat Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden pek çok profesöre, siyaset bilimci, araştırmacı, gazeteci ve analiste göreyse Lübnan'ı Suriye'deki savaşa çeken Hizbullah değil de Lübnanlı Suriye karşıtı siyasi partilerdi. Bu türden iddiaları, teori ve suçlamaları ispatlamak için her şeyden önce bazı sorulara cevap vermemiz gerekiyor:

 

1) Hizbullah Suriye savaşına ne zaman dahil oldu?

 

2) Hizbullah'ın bu savaşa girmeye hakkı var mıydı?

 

3) Hizbullah Suriye savaşına girmeden önce Kuzey Lübnan'da ne oluyordu?

 

İlk sorudan başlarsak; Hizbullah'ın Suriye'ye müdahil olmasının başlangıcı asıl olarak yaklaşık Mayıs 2013'ü idi. Hizbullah savaşçıları bu tarihte isyancıların elindeki Kusayr kasabasına girdiler. Bununla birlikte Hizbullah Suriye'deki sınır kasabalarının yakınında da kuvvet bulunduruyordu. Fakat bu, Suriye'de yaşayan Lübnan vatandaşlarının isyancılar tarafından öldürülmesi sonrasında bu insanları korumak için bölgeye giden bir kaç gönüllü kişiden ibaretti.

 

Peki Hizbullah'ın Suriye savaşına girmeye hakkı var mıydı? Hizbullah'ın rejimle ittifakı ve müdahalesinin meşruiyeti Suriye hükümetinin meşruiyeti ile irtibatlıdır. Suriye hükümeti Suriye'de hala desteğe sahip mi? Ordu hala destekleniyor mu? İsyancıların arzuları Suriye halkınınkilerle uyumlu mu? Evet iki taraf da katliam yaptı ve iki tarafın da elinde Suriyeli kanı var. Bununla birlikte en tarafsız istatistikler Hizbullah'ın Suriye'ye müdahalesinin (2013) ve Suriye ordusu ile işbirliğinin Suriyeli sivillerin ezici çoğunluğunun isyancıların eylemlerinden, mezhepçilik ve aşırılıkçılıklarından ve cinayetlerinden yoruldukları sırada gerçekleştiğini gösteriyor Hiç şüphesiz rejim de hedef gözetmeyen bombardımanlarında bundan pay almıştır. Fakat rejim müzakere çağrısı yapmış, isyancılar ise müzakere, barış görüşmeleri ve politik çözümü reddetmişlerdir.

 

Hizbullah'ın müdahalesini aklamak için cevaplanması gereken en önemli soruysa şudur: Bu akıllıca mı idi? Gerekli miydi? Al Akbar gazetesine göre Lübnan'daki Hıristiyanların dörtte üçü Hizbullah'ın müdahalesini destekliyor. Şiilerin çoğu da bu hareketi destekledi çünkü tıpkı Hıristiyanlar gibi onlar da karşı tarafta beliren gruplara karşı korunmaları gereken bir azınlık olduklarını düşünüyorlar. Hizbullah'ın bu hamlesini pek çok Sünni de destekledi zira Lübnan Sünnilerinin çoğu onları Sünni değil de tekfirci Vahhabi fanatikler olarak görmekteler.

 

Fakat bunların hepsi insanların fikirlerinden ibaret ve sadece bu fikirler Hizbullah'ı bu savaşa müdahil kılmada haklı kılmaz. Öyleyse Hizbullah Suriye'ye girmeden önce ne oldu? İşte burada bir liste var:

 

- İsyancı gruplar Kalamun'dan düzenledikleri roket saldırıları ile Hermel'i bombaladılar ve pek çok Lübnan vatandaşının ölümüne neden oldular,

 

- Hizbullah çatışmada açık bir pozisyon alınca isyancı gruplar Hizbullah'ı sırada siz varsınız diye tehdit ettiler. Hizbullah'ın açık pozisyonu isyancıları desteklememekten ibaretti.

 

- Suriye savaşının ilk günlerinde Kusayr bölgesinde yaşayan Lübnanlı sivillerin Hizbullah'tan olma bahanesiyle hedeflenerek öldürülmeleri ve sürülmeleri başlamıştı bile.

 

- Lübnanlı ziyaretçilerin kaçırılması ve bunların Hizbullah karşısında şantaj malzemesi yapılması Hizbullah'ın Suriye savaşına dahil olmasından önce başlamıştı.

 

- Kusayr'ın ele geçirilip tahkim edilmesi ve böylece Hizbullah'ın silah ikmal rotasının kesilmek istenmesi de Hizbullah'ın Suriye çatışmasına girişinden önce idi.

 

- Lübnan'da sözde ÖSO (Nusra ve IŞİD) hücrelerinin kurulması ve kuzey Lübnan'ın ülkenin geri kalanından koparılmasına çalışılması, böylece buranın gelişmiş bir operasyon üssü haline getirilmek istenmesi de Hizbullah'ın savaşa girmesinden önceydi.

 

- Ersal'ın isyancı şehri ve ÖSO'nun Lübnan'daki tahkim üssü ve terörizm karargahı haline getirilmesi de Hizbullah'ın Suriye'ye girişinden önce idi.

 

- Kalamun'a birlikler yığarak bunları Hermel'in işgaline hazırlamak da Hizbullah'ın savaşa girişinden öncesine rastlıyordu.

 

- Kuzey Lübnan'ı ÖSO teröristleri ve diğer tekfirciler için güvenli yuva ve Telkala/Kusayr/Kalamun bölgeleri üzerinden ikmal rotası haline getirmek de bundan önce gerçekleşti.

 

- Suriyeli isyancılar için ithal edilmiş olan silahlarla dolu Lütfullah 1, 2 ve 3 gemilerinin Trablus sahilinde keşfi de bu tarihten önceydi.

 

Öyleyse gördüğümüz gibi Kuzey Lübnan, Hizbullah'ın Suriye'deki çatışmaya dahil olmasından çok önce bu terör grupları için güvenli üs halini almıştı.

 

Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde siyaset bilimci olan Ahmed Musalli Hizbullah'ın Suriye müdahalesinin Lübnan'ı başka bir IŞİD merkezi haline getirmekten kurtardığına inanıyor. Kanıtların da gösterdiği gibi bu çok doğru.

 

Bu nedenle, Suriye karşıtı mezhepçi "aktivist" ve "politikacılar" sevsin ya da sevmesin Hizbullah Lübnan'ı bir kez daha kurtarmış oldu, fakat bu sefer İsrail'den değil de Batılıların fonladığı "cihadistlerden".

 

 

Çev: Ozan K. Sarıalioğlu

 

www.medyasafak.net