ABD’nin silahlandırdığı isyancılar, El Kaide’ye TOW füzeleri verdi

ABD’nin silahlandırdığı isyancılar, El Kaide’ye TOW füzeleri verdi
IŞİD komutanlarından Ebu Esir, El Cezire’ye, grubunun ÖSO’dan silah satın aldığını söylemiştir. “Her durumda ÖSO’dan silah satın alıyoruz. 200 uçaksavar füzesi ve Koncourse tanksavar silahı aldık. ÖSO’dan kardeşlerimizle iyi ilişkilerimiz var.”

 

 

Maram Susli

 

 

New Eastern Outlook

 

 

 

ABD tarafından gönderilen TOW tanksavar füzeleri sonunda, El Kaide'nin Suriye kolu El Nusra Cephesi'ni eline geçti.  ABD bu füzeleri, Mayıs ayında CIA'in dikkatle incelediği isyancı grup Hareket Hazm'a vermişti. El Nusra tarafından yayınlanan bir video, silahların İdlib vilayetinde bulunan Vadi Deyf ve Hamidiye isimli Suriye askeri üslerinin ele geçirilmesinde kullanıldığını gösteriyor.

 

Obama'nın El Kaide'yi silahlandırdığını anlatan ve bütün ABD medyasında manşet olması gereken bir hikaye, büyük ölçüde görülmedi. Ana akım medyada bu hikayeye dair yegane gösterge, International Business Times ve Washington Post'ta görülebilir. Ancak her iki makale de El Nusra'nın TOW füzelerine sahip olduğuna dair iddialara şüphe düşürmeye çalışıyor ve olayı küçümseyerek “El Nusra'nın psikolojik harekatı” diyen Suriye Muhalefet Konseyi sözcüsü Ubai Şehbender'in sözlerine yer vermeyi tercih ediyor. New York Times hikayeyi manşete taşımak yerine bilgiyi, “Suriye'deki iki askeri üs isyancıların eline geçti” başlıklı bir makalenin içine gömdü. Ancak New York Times, TOW füzelerinin üslerin El Nusra Cephesi'nin eline geçmesinde merkezi bir rol oynamış olabileceğini savundu.  

 

Şehbender'in ve ana akım medyanın, olayı “El Nusra'nın piskolojik harekatı” olarak tanımlayan üstü kapalı sözlerine karşın, ABD tarafından silahlandırılan ve eğitilen Hareket Hazm grubunun yine İdlib vilayetinde Kasım ayında El Nusra ile bir ateşkes anlaşması imzaladığı biliniyor. O tarihte El Nusra, TOW ve Grad füzelerinin artık kendi ellerinde olduğunu ileri sürmüştü.

 

El Nusra'nın, New York Times'ın ileri sürdüğü gibi silahlara ‘el mi koyduğu' yoksa  basit bir şekilde Hareket el Hazm tarafından silahların onlara mı verdiği sorgulanabilir. El Nusra'yla savaşmayan Hareket Hazm, onlarla birleşmekte sorun yaşamadı. Şu anda Hareket el-Hazm, Halep-Handarat'ta El Nusra Cephesi ile birleşmiş durumda ve Suriye Ordusu'na karşı birlikte savaşıyorlar. Videoda TOW füzesini kullanan militan, kullanım konusunda açık bir ustalık sergiliyor ki bu, onun ABD eğitiminden doğrudan veya dolaylı olarak faydalandığına işaret ediyor.

 

Bu ifşaata rağmen, ABD'nin ÖSO'ya halen TOW füzeleri vermeye devam ettiğine dair kanıtlar bulunuyor. Hareket el-Hazm'ın Tow füzeleri kullandığını gösteren videolar ortaya çıkmaya devam ediyor. ABD hükümeti, isyancılara TOW füzeleri ve cephanelik göndermeyi durdurup durdurmadığına dair herhangi bir açıklama yapmadı.

 

ÖSO-El Kaide işbirliği

 

Halep'te ÖSO'ya bağlı Hareket Hazm ile El Nusra arasında kurulan ittifak, yeni veya münferit bir olay değildir. ABD'nin ihtimam gösterdiği isyancılar gerçekte Suriye Savaşı'nın önemli bir kısmında El Kaide ile müttefik olmuş olup, kontrol için yürütülen yerel çatışmalar ender olarak gerçekleşmiştir. Batı'nın ılımlı diye övdüğü “Suriye Devrimciler Cephesi” lideri Cemal Maruf, The Independent gazetesine verdiği demeçte, El Nusra Cephesi'nin yanında çatışmalara katıldığını ve onlarla savaşmayı reddettiğini kabul etmişti. 2012 yılında, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından ‘ılımlı isyancılar' olarak tanımlanan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Menagh Hava Üssü'nün ele geçirilmesi için Suriye ordusuna karşı Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) ile yan yana savaşmıştı. ABD Büyükelçisi Robert Ford'la görüşmüş olan, ÖSO Halep Askeri Konsey lideri Abdül Cabbar el-Ukeydi'nin IŞİD emiri Ebu Cendal ile yan yana durduğu ve bir bombalı araçla gerçekleşen intihar saldırısıyla üssün ele geçirilmesine yardım ettiği için IŞİD'i övdüğü  görüntüleri çekilmişti. Eylül 2014 gibi geç bir tarihte ÖSO komutanı Basil İdris, Kalamun Dağı'nda IŞİD ve El Nusra Cephesi ile güçlerini birleştirdiklerini söyledi.

 

Global Post'tan alıntı yapalım:

 

“[ÖSO] komutan[ı] sözlerini, ‘Bu gerçekle yüzleşmeliyiz: Nusra Cephesi şu anda Kalamun'da bulunan en büyük güç ve biz ÖSO olarak, değerlerimizle uyuştuğu müddetçe gerçekleştirdikleri her tür misyonda onlarla işbirliği yapacağız' diye bitirdi.”

 

ABD'nin ihtimam gösterdiği isyancılar, El Kaide ile yanyana savaştıkları gibi, aynı zamanda El Kaide gruplarına da geçtiler ve onlara silah ve rehine sattılar. ÖSO ve El Kaide grupları arasındaki ilişkiler, bir bütün olarak ÖSO gruplarının ve bireysel savaşçıların pek çok vesileyle El Nusra Cephesi'ne ve IŞİD'e geçmesiyle [1][2][3][4], yanlarında da parasını ABD vergi mükelleflerinin ödediği silahları ve eğitimi götürmesiyle bulanık hale gelmektedir.

 

IŞİD komutanlarından Ebu Esir, El Cezire'ye, grubunun ÖSO'dan silah satın aldığını söylemiştir.

 

“Her durumda ÖSO'dan silah satın alıyoruz. 200 uçaksavar füzesi ve Koncourse tanksavar silahı aldık. ÖSO'dan kardeşlerimizle iyi ilişkilerimiz var.”

 

IŞİD tarafından kafası kesilerek öldürülen Amerikalı gazeteci Steven Sotloff'un ailesinin sözcüsü CNN'e, ABD destekli ÖSO savaşçılarının Sotloff'u 25,000 ila 50,000 dolar arasında para karşılığında IŞİD'e sattığını söyledi. Beyaz Saray iddiayı inkar etti. Ancak iddiayı doğrulayacak şekilde, Suriye'de rehin tutulan bir başka gazeteci olan Theo Padnos, ne zaman kaçmaya çalışsa ÖSO tarafından El Nusra Cephesi'ne geri verildiğini söyledi.

 

Makul inkar edilebilirlik

 

Suriyeli isyancıların El Kaide gruplarıyla yan yana çalışmayla veya onlara geçmeyle dolu olan tarihi düşünüldüğünde, ABD hükümetinin TOW füzelerinin sonunda El Kaide'nin ellerine geçeceğini öngörmemiş olması hayli şüphelidir.

 

ABD'nin TOW füzelerini isyancılara, El Kaide'nin eline geçeceğini bilerek vermiş olması çok daha muhtemeldir. Nitekim El Nusra Cephesi'nin, IŞİD'in, yahut El Kaide ile bağlantılı başka bir grup olan  Ahrarüşşam'ın Suriye ordusuna karşı savaşan en güçlü gruplar olduğu yaygın bir şekilde kabul edilmektedir. CFR şunu yazmıştı:

 

Bugün Suriyeli isyancıların saflarında El Kaide olmasaydı, isyancılar sonsuz derecede daha zayıf olurdu.

 

Gelecekte bu silahların Amerikan personeline karşı kullanılması muhtemel olduğu gibi, ABD şu anda Suriye hükümetine karşı bir zafer konusunda umutsuz haldedir. ABD, silahların El Kaide'nin eline vardığına dair haberleri utanç verici bulabilir, ancak bu utanç, ABD kontrollü medyadan gelen dikkat miktarını denetim altına almak yoluyla hafifletilebilir.

 

Bu sebeple, Suriye hükümetine karşı büyük ölçüde bir El Kaide isyanı olan şeyi desteklerken bir ‘ılımlı isyancı gücün' reklamını yapmaktaki amaç, “makul inkar edilebilirliği” sürdürmektir. Aslında ABD'nin El Kaide'yi öteki isyancı gruplara tercih edeceğine işaret eden göstergeler vardır. El Kaide grupları, Körfez devletleri tarafından finanse edildikleri için daha ucuzdur ve ABD'nin uzun vadeli hedefi olan, Suriye'nin mezhep çizgileri üzerinden balkanlaştırılması hedefine daha uygun olabilirler.

 

Suriyeli Kız” olarak da bilinen Maram Susli, Suriye ve daha geniş jeopolitik konular üzerine çalışan bir aktivist-gazeteci ve sosyal yorumcudur. Yazılarını özellikle online yayınlanan New Eastern Outlook”dergisi için yazmaktadır.

 

 

Çev: Selim Sezer

 

www.medyasafak.com