Pepe Escobar: Rusya ve Çin, “böl ve yönet”le alay ediyor

Pepe Escobar: Rusya ve Çin, “böl ve yönet”le alay ediyor
Rusya-Çin entegrasyonuna doğru giden bir ekonomik yönelimin, son 100 yılın en büyük stratejik manevrası olduğu söylenebilir. Xi'nin nihai master planı gayet açık: bir Rusya-Çin-Almanya ticaret ittifakı. Alman iş ve sanayi çevreleri bunu hararetle istiyor, ancak Alman politikacılar mesajı henüz almış değiller. Xi - ve Putin – Avrasya sahasında, hayati önemde siyasi, ekonomik ve stratejik sonuçlarla dolu yeni bir ekonomik gerçeklik inşa ediyor.

 

Rusya ve Çin, “böl ve yönet”le alay ediyor

 

 

 

Pepe Escobar

 

 

Asia Times

 

 

 

ROMA ve PEKİN – Roma İmparatorluğu bunu yaptı. Britanya İmparatorluğu tarz olarak kopyaladı.  Kaos İmparatorluğu bunu her zaman yaptı. Hepsi bunu yapıyor. Böl ve yönet – yahut, böl ve fethet. Çirkin, yabani ve etkili bir şey bu. Ancak elmaslar gibi, sonsuza kadar gidecek bir şey değil, zira imparatorluklar çatırdıyor. 



Pantheon manzaralı bir oda, Venüs'ü kutsuyor olabilir, ancak aynı zamanda bir Mars görüntüsü sunuyor. Roma'da, esasen Avrupa Parlamentosu'nun eski üyelerinden Giulietto Chiesa'nın liderlik ettiği, çok adanmış ve yetenekli bir grup tarafından organize edilen bir sempozyum - Global WARning – için bulundum. Üç gün sonra, rubleye saldırı başlamışken Chiesa, Baltık ülkelerini pençesine alan Rusya karşıtı histerinin ve Avrupa'nın zayıf halkaları üzerindeki Orwellci kontrolün yeni bir çarpıcı göstergesi olarak, Estonya'da gözaltına alındı ve sınırdışı edildi. [1] Basitçe söyleyecek olursak, muhalif olana izin verilmiyor. 



Bugün İtalya Parlamentosu'nun parçası olan, kutsal fresklerle bezenmiş eski bir 15. Yüzyıl Dominikan yemekhanesinde düzenlenen sempozyumda Sergey Glazyev, Moskova'dan yaptığı telefon bağlantısıyla, Soğuk Savaş 2.0 üzerine yalın bir okuma sundu. Kiev'de gerçek bir “hükümet” yok; ABD büyükelçisi görevde. Avrupa'da savaş kışkırtmak için Washington'da Rusya karşıtı bir doktrin tezgahlandı – Avrupalı politikacılar da bunun için işbirliği yaptı. Washington Avrupa'da bir savaş istiyor, çünkü Çin'le olan rekabetini kaybediyor. 



Glazyev, yaptırımlar deliliğini ele aldı: Rusya kendiliğinden Uluslararası Para Fonu'nun politikalarını organize etmeye, sermaye kaçışıyla mücadele etmeye ve pek çok işadamı için kredi marjlarını kapatarak bankaların etkisini minimize etmeye çalışıyor. Ancak Glazyev'e göre yaptırımların nihai sonucu, Avrupa'nın ekonomik açıdan son kertede kaybeden güç olacağıdır; Avrupa'daki bürokrasi, Amerikalı jeopolitikçiler tarafından ele geçirildiği için ekonomik odak noktasını kaybetmiştir. 



Ruble müdahalesinden sadece üç gün önce Rosneft'ten Mikhail Leontyev'e (Basın Sekreteri – Enformasyon ve Tanıtım Departmanı Müdürü), Rusya hükümetinin kur kontrolü uygulamaya hazırlandığına dair artan dedikoduları sordum. O sırada hiçkimse rubleye saldırının bu kadar hızlı olacağını ve Rus ekonomisini yıkma amaçlı bir şah-mat hamlesi olarak tasarlandığını bilmiyordu. Pantheon'un sağ tarafındaki Tazza d'Oro'da içtiğimiz olağanüstü espressolardan sonra Leontyev, kur kontrollerinin gerçekten de mümkün olduğunu söyledi. Ancak henüz değil. 



Vurguladığı şey bunun, Rus yapısı içindeki bir beşinci kolun da yardımıyla yürütülen düpedüz bir finansal savaş olduğuydu. Bu asimetrik savaştaki tek eşit bileşen, nükleer güçlerdi. Ve Rusya teslim olmayacaktı. Leontyev Avrupa'yı, tarihsel bir özne değil, bir nesne olarak tanımladı: "Avrupa projesi bir Amerika projesidir." Ve "demokrasi", bir kurgu haline gelmişti. 



Rubleye yüklenme, yıkıcı bir ekonomik kasırga gibi geldi ve gitti. Fakat ateş gücünüz Jüpiter'in şimşeğinden daha güçlü değilse, maharetli bir satranç oyuncusuna karşı şah çekmezsiniz. Moskova ayakta kaldı. Gazprom, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in talebine kulak verdi ve ABD doları rezervlerini iç piyasaya satacak.  Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, daha fazla “vidayı çevirme” konusunda ve Moskova'ya karşı ters sonuçlar üreten yaptırımlar konusunda AB'nin rekorunu kırdı. Ve Putin, yıllık basın toplantısında Rusya'nın fırtınayı nasıl bertaraf edeceğine vurgu yaptı. Ancak beni özellikle şaşkına çeviren şey, onun söylemedikleriydi. [2] 



Nöbeti Mars devralırken, tarihin çılgın bir ivmelenmesi için, Seneca'ya yönelmek için, euthymia'dan – iç huzurundan – Stoacıların aponia olarak tanımladığı soğukkanlılığa geçmek için Pantheon odama çekildim. Ancak halen, Soğuk Savaş 2.0 kızışırken “euthymia” ekmek zor. 



 

Bana soğukkanlı füzeni göster

 


Rusya her zaman bir ekonomik “nükleer” seçeneği hayata geçirip dış borçları için moratoryum ilan edebilir. Ardından, eğer Batı bankaları Rus varlıklarına el koyarsa, Moskova da Rusya'daki bütün Batı yatırımlarına el koyabilir.  Her durumda, Pentagon ve NATO'nun Avrupa sahnesinde bir savaşa girişme amacı, Washington bunu başlatacak kadar ahmak olmadığı müddetçe, gerçekleşmeyecektir. 



Bununla birlikte bir ihtimal duruyor: Kaos İmparatorluğu, 2015 yılında Avrupa'yı ABD'nün nükleer seyir füzelerinin konuşlanmasını kabul etmeye zorlamaya hazırlanıyor olmasına rağmen, Rusya'yı Orta Menzilli Nükleer Güçler Anlaşması'nı (INF) ihlal etmekle suçlayabilir.



Rusya, petrol ve doğalgaz zenginliklerinden uzak tutmak yoluyla Batılı finans piyasalarını köşeye sıkıştırabilir. Piyasalar kaçınılmaz olarak çökecek, Kaos İmparatorluğu için kontrolsüz bir kaos (yahut Putin'in sözleriyle “kontrollü kaos”) meydana gelecektir. Katrilyonlarca yan ürünün çatırdadığını hayal edin. “Batı”nın Rus petrolünün ve doğalgazının yerini alması yıllar alacaktır, ancak AB'nin ekonomisi hemen yıkılacaktır.

 

Wall Street firmalarının ezici gücünün kullanılmasıyla rubleye – ve petrol fiyatlarına – karşı gerçekleşen bu yıldırım saldırısı, halihazırda her açıdan Rusya'nın etkilerine maruz olan Avrupa bankalarını sarsmış, kredi temerrüt takasları hızla yükselmiştir. Rusya'nın borçlarını ödememesi ve dolayısıyla zincirleme bir tepkiye yol açması halinde bu bankaların Lehman Brothers tarzı hızlı çöküşünü hayal edin. Nükleer olmayan – aslında savaşsız olan – bir MAD'yi (Karşılıklı Garanti Yıkım)  düşünün. Rusya halen her türden enerji, maden ve tarım alanlarında kendi kendine yeterlidir. Avrupa ise değildir. Bu, yaptırımlarla açılan savaşın ölümcül bir sonucu olabilir.



Temel olarak, Kaos İmparatorluğu blöf yapıyor ve Avrupa'yı piyon olarak kullanıyor. Kaos İmparatorluğu, tarihte ne kadar berbatsa satrançta da o kadar berbattır. İyi bildiği şey, Rusya'yı caymaya zorlamak için bahsi yükseltmektir. Fakat Rusya caymayacaktır.



 

Kaosun şafağında karanlık görünüyor

 

 
Bob Dylan'ın When I Paint My Masterpiece şarkısını söyleyerek Roma'dan ayrıldım ve Pekin'e vardım.  Günümüzün Marco Polo'ları Air China ile seyahat ediyor; 10 yıl içinde, ters istikameti hızla gidebilecek, Şangay'dan Berlin'e yüksek hızlı trenle gidecekler. [3] 



Emperyal Roma'daki odadan, sakin bir hutong'a geldim – yan taraftan emperyal Çin'i hatırlatıyor. Roma'da, barbarlar kapıların içine üşüşür, bu denli zengin bir mirasın kırıntılarını aheste aheste yağmalarlar ve buna yerel mafya da dahildir.  Pekin'de barbarlar sıkı bir kontrol altındadır; elbette, iç sosyal barışı sağlamanın bir parçası olarak buna Panoptik gözetleyici bir unsur da dahildir. Çin Komünist Partisi (ÇKP) liderliği -  Küçük Helmsman Deng Xiaoping'in dünyayı sarsan reformlarından bu yana – “Göklerden Gelen Yetki”nin doğrudan doğruya, milliyetçiliğe mükemmel bir şekilde ince ayar yapılmasıyla ve “Çin özellikleri taşıyan neo-liberalizm” olarak adlandırabileceğimiz şey tarafından şekillendirildiğini gayet iyi biliyor.

 

Marcus Aurelius'u büyüleyen “Doğu'nun yumuşak yatakları”nın başka bir biçiminde, şık Pekin'in ipeksi şaşaası, aşırı derecede kendine güvenen bir yükselen güç görüntüsü veriyor. Sonuç olarak Avrupa, çoklu bir skleroz kataloğundan başka bir şey değil ve Japonya, son 20 yıl içindeki altıncı krizini yaşıyor.



2014 yılında Devlet Başkanı Xi Jinping buna son vermek için, eşi görülmemiş bir diplomatik/jeostratejik çılgınlık yaptı – bu son kertede, Asya'daki ABD üstünlüğünü ortadan kaldırmaya ve küresel satranç tahtasını yeniden düzenlemeye ağır ama emin adımlarla devam etme şeklindeki uzun vadeli projeye bağlıydı. Xi'nin Mayıs ayında Şangay'da söylediği şey, projeyi özetliyordu: “Asya'nın işlerini Asyalıların yönetmesinin zamanı geldi."  Kasım ayındaki APEC toplantısında bunu ikiye katladı ve bir “Asya-Pasifik rüyasını” savundu. 



Bu esnada, çılgınlık norm haline gelmiş durumda. İki canavar, yani ABD'nin 725 milyar dolar değerindeki iki doğalgaz anlaşması - Siberya gücü ve Altai boru hattı – ve yakın zamanda Doğu Avrupa'da gerçekleşen Yeni İpek Yolu ile bağlantılı bir hücum [4] dışında, Batı'da hiçkimse, Eylül ayında Çin Başbakanı Li Keiqiang'ın Ruslarla, bir takas anlaşması ve bir vergi anlaşması da dahil olmak üzere en az 38 ticaret anlaşması imzaladığını ve bunun bütün bir ekonomik etkileşimi içerdiğini hatırlamıyor.

 

Rusya-Çin entegrasyonuna doğru giden bir ekonomik yönelimin, son 100 yılın en büyük stratejik manevrası olduğu söylenebilir. Xi'nin nihai master planı gayet açık: bir Rusya-Çin-Almanya ticaret ittifakı. Alman iş ve sanayi çevreleri bunu hararetle istiyor, ancak Alman politikacılar mesajı henüz almış değiller.  Xi - ve Putin – Avrasya sahasında, hayati önemde siyasi, ekonomik ve stratejik sonuçlarla dolu yeni bir ekonomik gerçeklik inşa ediyor.

 

Elbette bu, aşırı derecede pürüzlü bir yol olacaktır. Bu henüz Batılı şirket medyasına sızmadı, ancak Avrupa'daki bağımsız fikirli akademisyenler (evet, bunlar adeta gizli bir örgüt gibi mevcutlar) giderek artan bir düzeyde, Kainatın Efendileri tarafından savunulan kaotik, antropik katı neoliberalizme/kumarhane kapitalizmine bir alternatif olmadığını söyleyerek alarma geçmiş durumdalar.

 

Avrasya entegrasyonu uzun vadede baskın gelse ve Wall Street bir tür yerel borsa haline gelse bile, Çin ve yükselen çok kutuplu dünya halen, mevcut neoliberal modele kilitlenmiş görünecektir. 



Ve halihazırda seksenlerinde olan Lao Tzu'nun genç Konfüçyus'un yüzüne entelektüel bir tokat atması gibi, “Batı” bir uyarı işareti verebilir. Böl ve yönet? Bu işlemiyor. Ve sefil bir şekilde çökmeye mahkum.

 

Şu haliyle bildiğimiz bir şey varsa, 2015 yılının pek çok açıdan tüyleri diken diken eden bir yıl olacağıdır. Zira Avrupa'dan Asya'ya, Roma İmparatorluğu'nun kalıntılarından yeniden doğan Orta Krallık'a kadar, hepimiz hâlâ korkutucu, tehlikeli ve azgın derecede irrasyonel olan Kaos İmparatorluğu'nun bayrağının altındayız.  

 

 

Notlar:

 


1. Bu linke bakınız.
2. What Putin is not telling us, [“Putin'in bize söylemediği şey”] Russia Today, 18 Aralık 2014.
3. Eurasian Integration vs. the Empire of Chaos, [“Avrupa entegrasyonu Kaos İmparatorluğu'na karşı”], TomDispatch,16 Aralık 2014.
4. China set to make tracks for Europe, [“Çin, Avrupa için yollar yapmaya koyuluyor”], China Daily, 18 Aralık 2014. China's Li cements new export corridor into Europe, [“Çin lideri Li, Avrupa'ya giden yeni ticaret koridoru inşa ediyor”], Channel News Asia, 16 Aralık 2014.

 

 

 

Çev: Selim Sezer

 

 

www.medyasafak.net