ABD 2015 Ulusal güvenlik stratejisinin gerçek içeriği

ABD 2015 Ulusal güvenlik stratejisinin gerçek içeriği
Ulusal Güvenlik Stratejisi (NSS) medyanın gösterdiğinden çok daha fazlasını içeriyor. Amerikan İstisnacılığı ve ‘değerler” hakkındaki laf salataları dışında NSS, ABD’nin yakın gelecekteki dış politika adımlarına ışık tutabilecek bazı önemli bilgi parçaları içeriyor.

 

Andrew Korybko

 

Global Research

 

 

Ulusal Güvenlik Stratejisi (NSS) medyanın gösterdiğinden çok daha fazlasını içeriyor.

 

Amerikan İstisnacılığı ve ‘değerler” hakkındaki laf salataları dışında NSS, ABD'nin yakın gelecekteki dış politika adımlarına ışık tutabilecek bazı önemli bilgi parçaları içeriyor. Her ne kadar medya, stratejinin Rusya, IŞİD, Çin'le ilgili genel bileşenlerine odaklanmış olsa da, gerçekte bu strateji çok daha fazla şeyi içeriyor ve kelimenin tam anlamıyla bütün dünyayı etkiliyor. Önerilen bazı önlemler, öteki devletleri tehdit eder nitelikte görünüyor ve bu devletlerin kesinlikle şu veya bu biçimde yanıt vermesi bekleniyor.

 

Yeni uzay yarışı

 

Belge, ABD'nin “uzay sistemlerine saldırma çabalarını caydırmaya ve başarısız kılmaya yönelik teknolojiler ve taktikler de geliştireceğini; bu tür saldırılar için göstergeler, ikazlar ve dayanaklar meydana getireceğini ve ABD'nin kritik uzay kapasitelerinin dayanıklılığını arttıracağını” söylüyor. Bu, uzayın militarize edilmesi anlamına gelmektedir ve Rusya ve Çin'in buna ayak uydurma yarışına gireceği açıktır.

 

Yeni renkli devrimler

 

4. Kısım “değerler”le ilgili ve temel olarak, ABD hükümetinin dünya çapındaki devlet dışı aktörlerle ilişkilerinin çerçevesini çiziyor, “demokrasi ve insan haklarını savunmanın, bütün kalıcı ulusal çıkarlarla ilgili olduğunu” belirtiyor. Buna göre ABD hükümeti “yeni doğan demokrasileri” destekleyeceği gibi, “hükümet, iş ve sivil toplum alanlardaki geleceğin liderlerini” de tanımlayacak ve “onların birbiriyle bağlantısını” kuracak. Bütün bunlar bir Renkli Devrim saha kılavuzu gibi görünüyor ve buna dair herhangi bir şüphenin olması halinde bir başka kısım dünyaya, ABD hükümetinin “Venezuela gibi demokrasinin tam ifasının risk altında olduğu ülkelerin yurttaşlarının yanında yer alacağını” hatırlatıyor.

 

Küresel ittifak sistemleri

 

Özel olarak, her bölge için aşağıdaki müttefikleri belirliyorlar:

 

Avrupa:

 

Mevcut: NATO

 

Muhtemel: ABD, “Balkanlar ve Doğu Avrupa'daki ülkelerin Avrupa'ya ve Avrupa-Atlantik entegrasyonuna yönelik arzularını kararlılıkla destekleyecektir.” (Bu, NATO yayılmacılığı için kullanılan bir hüsnütabirdir.)

 

ABD, “Gürcistan, Moldova ve Ukrayna gibi partnerlerini, ABD ve NATO'yla birlikte daha iyi çalışabilecekleri şekilde destekleyeceğini ve aynı zamanda onların kendi savunma sistemleri için ihtiyaçlarını karşılayacağını” söylediği zaman, temel olarak NATO'nun müşterek çalışmasından ve Gölge NATO'nun yayılmasından bahsediyor demektir.

 

Asya:

 

Çekirdek üyeler: Japonya, Güney Kore, Avustralya

 

Çevresel üyeler: Filipinler, Tayland, Yeni Zelanda

 

Derinleşen ortaklıklar: Hindistan, Endonezya, Vietnam, Malezya

 

Ortadoğu:

 

İsrail, Ürdün, Körfez krallıkları

 

Afrika:

 

Afrika Birliği

 

Latin Amerika:

 

Ana dayanak noktası: Kolombiya

 

Yeni kilit taşları: NSS, ABD'nin “Küba'ya açılmasının kendi yarımküresindeki yükümlülüklerini arttıracağını” ve “Küba halkının kendi geleceğini belirleme becerisini en etkin derecede arttıracak şekilde Küba'ya yönelik yeni açılmasını ilerleteceğini” söylüyor (ağır bir biçimde Renkli Devrim sezgisi yaratan sözler.)

 

Aynı zamanda “Guatemala, El Salvador, ve Honduras gibi savunmasız ülkelerde” daha derin işbirliği planlıyor ve “Haiti'nin yeniden inşasına yardım etme ve bu ülkeyi ve öteki Karayip komşularını sürdürülebilir bir kalkınma yoluna taşıma taahhüdüne bağlı” kalıyor.

 

Temel olarak, Orta Amerika, Kolombiya ve Karayipler arasında kompakt bir etki üçgeni meydana getirmeyi amaçlıyor ve muhtemelen bunu Latin Amerika'nın Çin dostu bölgeleri üzerinde nüfuz yaratmak için istiyor.

 

Afrika için elden gelen her şey

 

Dokümanda çerçevesi çizilen en ayrıntılı strateji, ABD'nin, hem ekonomik hem de askeri bileşenleri olması öngörülen şekilde, Afrika'ya olağanüstü bir ilgi göstermesi.

 

Ekonomik cephede ABD, Afrika Büyüme ve Fırsat Eylemi'ni (AGOA), “Power Africa”, “Trade Africa” ve “Doing Business in Africa” kampanya inisiyatiflerini kıtadaki nüfuzunu sağlamlaştırmak için kullanmak istiyor.

 

Çatışmaların patlak vermesi halinde, “Afrika Birliği gibi gibi bölgesel kuruluşların operasyonel kapasitesini güçlendirmek ve Afrika Barış Gücü hızlı yanıt ortaklığı da dahil olmak üzere, askerle katkı yapabilen ülkelerin saflarını genişletmek” istiyor. Bu ise temel olarak, dış kaynaklı askeri müdahalenin ve “arka plandan yönetmenin” kıta çaplı bir versiyonudur.

 

Bu strateji, geçen yıl kıtanın kaynakları ve pazarları konusunda Çin'le büyüyen rekabetin orta yerinde Washington'da elli Afrikalı devlet bakanının bir araya geldiği ABD-Afrika Liderler Zirvesi'nin arkasından geldi.

 

Hindistan'a göz koyma

 

ABD resmi olarak, stratejik hedeflerini Hindistan'a yöneltti ve reddedilmeyi kabul etmeyecektir. “Hindistan'la ilişki potansiyelinin kilidini açmak”, ABD'nin bu yüzyıl için tanımladığı “tarihsel fırsatlardan” biridir ve ABD, bu ülkeyle olan “stratejik ve ekonomik ortaklığını güçlendirmek" istiyor. Açıkça Çin'e yönelik bir tehdit olarak görülecek şekilde ABD, “Hindistan'ın “doğu için eylem” politikası ve [kendisinin] Asya ve Pasifik'i yeniden dengeleme politikasının devamlı tesisi arasında stratejik bir örtüşme görüyor.”

 

ABD'nin Hindistan'la ayrıcalıklı bir ortaklığa gözünü diktiği açıktır ve bu yüzden iki ülke arasındaki ikili ilişkiler kesinlikle, önümüzdeki yıllarda izlenmesi gereken bir nitelik taşıyor, zira Hindistan'ın potansiyel olarak Amerika'ya yönelmesi, ülkenin Rusya'yla olan tarihsel dostluğunu tehlikeye atacak, Çin'le olan rekabeti de kızıştıracaktır.

 

(Çin'e karşı) ASEAN'ın güçlendirilmesi

 

ABD, “Çin ile Güneydoğu Asya Devletleri Ortaklığı (ASEAN) arasında etkili bir işleyiş kuralları anlaşmasının erkenden imzalanmasını desteklediğini” söylerken, ASEAN'ın Çin'e karşı yönelmesini beklediğini söylüyor. Çin'in Güney Çin Denizi meselesini çözümlemek için bütün Güneydoğu Asya devletleriyle çift taraflı anlaşma yapmayı tercih ettiğini ve ABD'nin bölgesel topluluğu bir Çin karşıtı “çevreleme koalisyonuna” çevirmeye çalıştığı yönünde şimdiden şüpheler taşıdığını akılda tutun. ABD'nin, ASEAN'ın Çin'e karşı birleşmesi yönündeki ısrarı, Pekin'de iyi karşılanmayacaktır.

 

“Küresel ekonomik düzenin şekillendirilmesi”

 

Bu kısım, TPP ve TTIP'yi (sırasıyla, ABD'nin Asya ve Avrupa ile anlaşmak istediği dengesiz ticaret anlaşmaları) ve ABD'nin ekonomik gücünü yansıtma araçları olarak kullanmak istediği Dünya Bankası ve IMF'nin reforme edilmesini ele alıyor. (Bu kuruluşlar daha önce ülkenin “ulusal güvenliğinin temeli ve ülke dışındaki etkisinin kritik kaynağı” olarak tanımlanmıştı.)

 

Metnin bu kısmı ayrıca bu amaç için G20 ve DTÖ'yü de kullanmak istediğini söylüyor. ABD'nin bu tür kuruluşlara yaptığı vurgu, muhtemelen, Amerika'nın ekonomik hegemonyasına ciddi şekilde meydan okuyan BRICS Bank ve Çin'in Asya Altyapı Yatırım Bankası gibi, Batı kontrolünde olmayan alternatif kuruluşlarının yükselişini dengeleme isteğinden ileri geliyor.  

 

Bonus: Değerler ikiyüzlülüğü

 

ABD, Suriye'de “kalıcı bir siyasi çözüm” istediğini söylediği zaman, rejim değişikliğine adanmış binlerce kişiyi eğittiğini ve Suriye halkının halihazırda siyasi çözüm yönünde – Başkan Beşar Esad'ın yeniden seçilmesi yönünde – oy kullandığını unutuyor. Bu yüzden ABD, ideallerini ilan ederken, “stratejik çıkarlarının, kendi değerleini paylaşmayan hükümetlerle meşgul olmasını gerektirdiğini” kabul ediyor ve “kamusal ve özel diplomaside açıkça insan hakları ve insan onuru lehine konuşacağını” söylüyor.

 

İronik bir şekilde, Kral Selman yönetimindeki Suudi Arabistan'ın şimdiye kadar IŞİD'den daha fazla insanın kafasını kesmesine dair herhangi bir şey söylememiş gibi görünüyor ve bu şekilde, Amerika'nın küresel güç peşinde koşmasının, güçlü retoriğe rağmen hiçbir ahlaki, etik veya prensiplere dayalı sınırlarının olmadığını gösteriyor.

 

www.medyasafak.net