İslam Devrimi’ni ihraç etmek / Besic modeli tüm bölgeye nasıl yayılıyor?
- Medyasafak.net
- ANALİZ
- 14.03.2015

Şimdi aynı yapıların inşa edilmesiyle İslam devrimi modeli, Irak, Suriye ve Yemen’de de yeniden üretiliyor. “Ordu, Halk (Besic), Direniş” formülü, bir slogandan ibaret değildir. İslam Devrimi’nin doğuşuna kadar giden bir İran projesidir. Ve şimdi bölge çapında kopyalanan şey budur.
Tony Badran
Now.mmedia.me
Geçen ay İran'da İslam Devrimi'nin 36. Yıldönümü vesilesiyle düzenlenen bir gösteride, Devrim Muhafızları'na bağlı Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani, övünçle, “İslam Devrimi'nin bölge çapında, Bahreyn'den Irak ve Suriye'ye, Yemen'den Kuzey Afrika'ya kadar ihraç edildiğine tanık oluyoruz” demişti. Her ne kadar “İslam Devrimi'nin ihraç edilmesi” konusu sıklıkla tartışılıyor olsa da, doğru şekilde tanımlandığı ve anlaşıldığı nadir olarak görülüyor.
Pek çok insan, “İslam Devrimi”ndeki “İslam” kısmına odaklanma eğilimindedir. Bu yüzden onlar, topluma katı dini normların empoze edilmesine ve İslami bir hükümet sisteminin kurulmasına doğru bir yönelim görürler. Ancak İranlılar devrimin ihraç edilmesinden bahsettikleri zaman, zihinlerinde, ülke dışında bir kopyası meydana getirilecek daha kapsamlı bir model ve özgün yapılar bulunduruyorlar. Süleymani'nin sözünü ettiği şey, bugün Yemen'den Lübnan'a kadar görülebilen bu yapılardır.
İran'ın desteklediği Husiler Yemen'de yürürken, Devrim Muhafızları'yla bağlantılı bir İranlı site, bu noktaya işaret etti. Bunu, Abdülmalik el-Husi'nin Yemen'deki “devrimin” zaferini güvence altına alma planının taslağını sunarak yaptı. İranlı site, kendi terimleriyle “halk komitelerinin”, “devrimi koruma” ve “devrime karşı eyleme girişenlerin” peşinden koşarak “güvenlik temellerini güçlendirme” rolünün altını çizdi.
Fonksiyonu sokakları kontrol etmek ve yeni doğan devrimin konsolide edilmesine yardımcı olmak olan bu “halk komiteleri, İran'da bulunan “devrim komiteleri” gibi, yanısıra paramiliter Besic gücü gibi, çeşitli devrimci araçları hatırlatıyor. “Halk milisleri” olarak da bilinen Besic, 1980 yılında kurulmuştur ve İslam Devrimi'nin alamet-i farikasıdır. İran'ın Suriye, Irak ve Yemen'de benzerlerini oluşturduğu şablondur.
Devrim Muhafızları'ndan Tuğgeneral Hüseyin Hamedani, geçen yıl yaptığı vurgularda “Besic'in kurulmasıyla, Suriye ve Lübnan'da mobilize edildikten sonra Irak'ta devrimin üçüncü çocuğu doğdu” demişti. Hamedani, “Halk Seferberlik Güçleri”nden, yahut besic'in Arapçası olan haşid'den söz ediyordu. Ebu Mehdi el-Mühendis'in – Irak'ta Kasım Süleyman'ın belki de en yakın yardımcısı olan teğmen ve Ketaib Hizbullah milislerinin başı – liderlik ettiği bu birimler, Devrim Muhafızları'nın bayrağı altındaki, Hizbullah tarzı milislerin yanında, Irak güvenlik güçlerine paralel ikinci yapıyı teşkil ediyor.
2012 yılında Suriye'de de “halk komiteleri” ve bir “Halk Ordusu” kuruldu – her iki araç da, İran tarafından açıkça kabul edildiği üzere doğrudan doğruya Besic modelinde oluşturulmuştu. Hamedani, “Biz temel olarak halk savunmasına inanıyoruz” dedi: “Suriye'de halk ordunun yanına katıldığı zaman, durum direniş lehine değişti.”
Bu son cümlede “halk”, “ordu” ve “direniş” kelimelerinin yanyana getirilmesi, Hizbullah'ın Lübnan'da güvenliğin temeli olduğunu savunduğu meşhur “Ordu, halk ve direniş” üçlemesini çağrıştırıyor. Bu denklemde “halk”, gerçekte “halk seferberliği”, yani Besic anlamına geliyor. Bu yüzden Hizbullah, bu denklemi başarılı bir şekilde kabul ettirerek gerçekte, İslam Devrimi'nin temel bir yapısını inşa etmekten başka bir şey yapmış olmadı.
İhraç edilmiş olan, düzenli orduya paralel çalışan ve aynı zamanda operasyonlarını belirleyen devrimci organlar modeli, elbette ilk olarak Lübnan'da Hizbullah'la birlikte tesis edildi ve mükemmelleştirildi. Nitekim İran'ın dini lideri Ali Hamaney'in dış politika danışmanı Ali Ekber Velayeti, kısa süre önce Tahran'da bulunan bir Husi heyetine, Ensarullah grubunun “Lübnan'da Hizbullah'ın oynadığı role benzer bir rol oynamasını” istediğini söyledi. Bu nasıl olacak? Ordunun “yanında” faaliyet yürüterek. Ve bu şekilde, ordu “halkla yanyana gelmiş” olacak.
İran İslam Devrimi'nin doğuşundan bu yana devrimci kliğin ülke dışında benzerini tesis etmeye çalıştığı model budur. Hizbullah da tam olarak bu şekilde meydana gelmiştir – İran'da 1979-1981 yılları arasında ortaya çıkan devrimci araçların bir uzantısı olarak. Bu araçları, Lübnan'da hayata geçirilen, Cihad İnşaat gibi sayısız İranlı ekonomik ve kültürel kuruluş izledi. Şimdi, Cihad İnşaat Besic temelinde Suriye'ye geliyor gibi görünüyor. Devrim Muhafızları'ndan Hamedani'nin kısa süre önce ilan ettiği gibi “Besic İnşaat Suriye'de kuruldu.”
Şu halde Süleymani'nin övünmesi, retorikten ibaret değildir. Süleymani, İslam Devrimi'nin ihraç edilmesinden söz ederken, çok özgün bir şablona gönderme yapıyor. Humeynici devrimcilerin ilk olarak 36 yıl önce, İslami devrimci rejim iktidarını konsolide ederken İran'da filizlenen çeşitli araçları kopyalayarak Lübnan'da tesis ettiği, bu şablondur. Bunun sonucunda Hizbullah, İran modelinin en kapsamlı ve gelişkin ihraç ürünü özelliğini taşımaktadır. Ve işte bu anlamdadır ki Hizbullah, “Lübnan'daki İslam Devrimi” idi ve hâlâ da öyledir. Şimdi aynı yapıların inşa edilmesiyle İslam devrimi modeli, Irak, Suriye ve Yemen'de de yeniden üretiliyor. “Ordu, Halk (Besic), Direniş” formülü, bir slogandan ibaret değildir. İslam Devrimi'nin doğuşuna kadar giden bir İran projesidir. Ve şimdi bölge çapında kopyalanan şey budur.
www.medyasafak.net