"Devrim Muhafızları Ordusu Binlerce Kilometre Uzaktan Düşmana Karşı Koyma Gücüne Sahiptir"

"Devrim Muhafızları Ordusu Binlerce Kilometre Uzaktan Düşmana Karşı Koyma Gücüne Sahiptir"
Düşmanın Besic’in tahrip gücünü tahmin edemeyeceğini ifade eden İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Ordusu Kara Kuvvetleri Operasyon Başkanı Vekili Tuğgeneral Murtaza Miriyan, “Besic, sınırın sıfır noktasından saldırgan ülkenin kalbini nişan alabilecek kapasitedir” diye konuştu.
Devrim Muhafızları Ordusu, Binlerce Kilometre Uzaktan Düşmana Karşı Koyma Gücüne Sahip / Besic, Saldırgan Ülkenin Kalbini Nişan Alabilecek Kapasitede


Düşmanın Besic’in tahrip gücünü tahmin edemeyeceğini ifade eden İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Ordusu Kara Kuvvetleri Operasyon Başkanı Vekili Tuğgeneral Murtaza Miriyan, “Besic, sınırın sıfır noktasından saldırgan ülkenin kalbini nişan alabilecek kapasitedir” diye konuştu.

İslam İnkılâbı Devrim Muhafızları Ordusu’nun belkemiği olarak Kara Kuvvetleri’nin sekiz yıl süren Mukaddes Savunma’da gösterdiği başarı herkesin malumudur. Kara Kuvvetleri, savaştan sonra da savunma gücünü arttırmış, son yıllarda ise asimetrik savaş doktrini esasınca muhtelif iç ve dış tehditlerle mücadele etmek amacıyla çeşitli programları gündemine almıştır. Bunun en güzel örneğini, PEJAK ve Rigi’ninki gibi terörist örgütlere karşı geliştirdiği çok yönlü mücadele yöntemlerinde görebiliriz.

Devrim Muhafızları Ordusu Kara Kuvvetleri Operasyon Başkanı Vekili Tuğgeneral Murtaza Miriyan Fars Haber Ajansı’na verdiği röportajda Kara Kuvvetleri’nin kazanım, gayret ve girişimlerine değindi. Aşağıda bu röportajdan alınmış notları okuyacaksınız.

Şemsi 1391 (2012) yılına “Kara Kuvvetleri’ni Güçlendirme Yılı” adı verilmesine değinen Tuğgeneral Miriyan şöyle dedi: “Tuğgeneral Pakpur’un 1391’in bu şekilde adlandırmasının en önemli nedeni, Kara Kuvvetleri’ne bağlı operasyon timlerinin iradesini güçlendirmektir. Kara Kuvvetleri’nin parlak geçmişi ortadadır ve ileriye yönelik olarak, ihtiyaç duyduğu her şeyin tedariki için gerekenler yapılmaktadır.”

Tuğgeneral Pakpur Yurtdışı Alımlarının Tamamını Durdurdu

2012 yılının aynı zamanda “Yerli Üretim, Yerli Sermaye” senesi ilan edildiğini hatırlatan Tuğgeneral Miriyan, Kara Kuvvetleri’nin bu bağlamdaki girişimleri hakkında şunları söyledi: “Başkomutan Ayetullah Hamanei’nin talimatı ve Kara Kuvvetleri Komutanı’nın emirleri doğrultusunda alt birimler kendi üretimimiz olan donanımlarla güçlendirilmeye başlandı ve Kara Kuvvetleri bütün yurtdışı alımlarını durdurdu; şu anda bütün gereksinimlerimizi yurtiçinden karşılıyoruz.”

Düşmanın aklından dahi geçmeyen savaş donanımlarının üretimi çok yakın

Tuğgeneral Murtaza Miriyan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Alınan bu karar bütün kurumların, bilhassa Kara Kuvvetleri’nin kendi kendine yeterlilik gücünü faaliyete geçirmiştir; öyle ki şu anda ordumuz kendine yeter durumdadır. Kurum içi çalışmalar sayesinde, çok yakın gelecekte, düşmanın aklından dahi geçmeyen donanımlara sahip olacağız.”

Devrim Muhafızları Ordusu’nun düşman karşısında üstün olduğunu ifade eden Tuğgeneral Miriyan, “Düşman bir dizi konvansiyonel olmayan silahla donanmıştır ve bunlara sahip olmak onu mağrur etmiştir. Ancak halkın iradesine silah zoruyla diz çöktürülemeyeceği tarihsel bir gerçektir. Nitekim Amerikan ordusu İkinci Dünya Savaşı’nın başında Japonya’ya karşı nükleer silah kullanmış olsaydı Japonlar savaşın seyrini değiştirir, ölülerinin intikamını alırlardı. Ama onlar savaşın sonunda, halkın iradesi kırıldığında bu silahı kullandılar” diye konuştu.

Düşmanımız çok savunmasız

Tuğgeneral Miriyan şöyle devam etti: “Şu çok önemlidir: Düşmanımız bugün çok savunmasızdır. İran İslam İnkılâbı’nı örnek alan İslamî Uyanış hareketi bütün İslam dünyasının ve dünyanın bütün mazlum halklarının, İslam Cumhuriyeti’nin yanında yer almalarını, onu desteklemelerini sağlamıştır. Küresel emperyalizmin menfaatinin en fazla olduğu ülkeler, düşmanın bugün artık kendisini tehlikede hissettiği bu Müslüman ülkelerdir. Özellikle Fars Körfezi ülkelerinde, mesela Sünni ve Şii halkın el ele mücadele ettiği Bahreyn’de halkların gönlü bizimledir.”

Günde üç binden fazla deniz taşıtı Amerikan savaş gemilerinin yanından geçiyor

Tuğgeneral Murtaza Miriyan şöyle devam etti: “Günde üç binden fazla balıkçı sandalı ve ticarî gemi Amerikan savaş gemilerinin yanından geçiyor. Şimdi soru şu: Amerika böyle bir durumda bizimle savaşmayı nasıl göze alabilir? Düşmanın elini silaha atması yeter; işte o zaman asıl pişman olanın kim olacağını görür! Ayrıca, Başkomutan Ayetullah Hamanei’nin de buyurduğu gibi, ne düzeyde olursa olsun saldırganların her türlü tehdidine ciddiyetle karşı koyma gücüne sahibiz. Biz atom bombasının haram olduğuna inanıyoruz.”

Düşman Besic’in tahrip edici gücünü tahmin dahi edemez

“Bizim atom bombamız Besic’tir” diye konuşan Devrim Muhafızları Ordusu Kara Kuvvetleri Operasyon Başkanı Vekili şunları ekledi: “Besic, atom bombasının bütün özelliklerine sahip; bir atom bombası gibi tahrip gücü kontrol edilebilir değil… Besic, düşmanın tahmin dahi edemeyeceği kadar tükenmez, tahrip edici bir güce sahiptir.”

Tuğgeneral Miriyan şöyle devam etti: “Besic, sınırın sıfır noktasından saldırgan ülkenin kalbini nişan alabilecek kapasitedir. Bizim, İslam ve Velayet terbiyesi görmüş, canını İslam’a, İmam’a, halkına ve vatanına feda etmeye hazır, silahıyla düşmanın içine, düşman ülkenin kalbine kadar gidip operasyon düzenleyebilecek milyonlarca mücahid besicimiz var. Halkımız İslam hükümetinin yanında yer aldıkça, düşman, Afganistan veya Irak’ta olduğu gibi İran’da kendine yer açmayı asla başaramayacak!”

Bugün sınırın binlerce kilometre ötesinde düşmanla savaşacak güce sahibiz

İslam Devrimi Muhafızları Ordusu Kara Kuvvetleri Operasyon Başkanı Vekili şöyle devam etti: “Bugün bütün düşman karargâhları füzelerimizin menzilinde. Bir zamanlar ülke sınırlarında bizimle savaşıyorlardı, ama bugün biz sınırın binlerce kilometre ötesinde düşmanla savaşacak güce sahibiz. Bugün güvenlik sınırlarımız Lübnan’daki gibi düşman için daha tehlikeli. Bizimle savaşmak düşmanın hayrına olmaz; İslam İnkılâbı’ndan sonra zorbalık ve sultacılık zamanları bizim için çok geride kaldı.”

Tuğgeneral Miriyan sözlerinin devamında, “İlişkilerini hayatta kalmak için sürdüren düşmanın aksine biz, dinî öğretimiz esasınca Allah yolunda ölsek de öldürülsek de muzaffer olduğumuza inanırız. Bu, bizim için izzettir, iftihardır” dedi.

Röportajın devamında halkın güvenliğini sağlamada Kara Kuvvetleri’nin rolüne ve Kara Kuvvetleri’nin ülkenin kuzeybatı ve güneydoğusunda gerçekleştirdiği son operasyonlara değinen Tuğgeneral Miriyan şöyle konuştu: “Devrim Muhafızları Ordusu Kara Kuvvetleri, Mukaddes Savunma yıllarında ve sonrasında sahilsiz umman olan Besic’e bağlanarak elde ettiği güçle kapasitesini Ordu’nun aynı birimine kıyasla çok daha arttırdı. Günbegün artan bu güçle Kara Kuvvetleri, ülkenin güneydoğusunda ve kuzeybatısında düşmana bağlı, Batı destekli terörist grupları hezimete uğratmış, halkın güvenliğini ve asayişi sağlamıştır. Öyle ki bölge halkı Muhafızlar Ordusu’na teşekkürlerini bildirmiştir.

Askerlerin fedakârlıklarının sonucunda elde edilen güç ve güvenlik sayesinde İnkılâp karşıtlarının sınır bölgelere yaklaşmaya cüret edemediklerini belirten Tuğgeneral Miriyan, “Şehidlerimizin kanları ve canlarını feda etmeye hazır askerlerimiz sayesinde düşman zillet derekesinde, biz ise izzet kulelerinde yaşıyoruz. Allah’ın rızasını kazanmış ve Rehberimizin gönlünü ferahlatmış olmamız bizim için iftiharların en büyüğüdür” diye konuştu.

Muhafızlar Ordusu Velayete tabidir

Tuğgeneral Miriyan şöyle konuştu: “Devrim Muhafızlarının İmamları ile olan irtibatı manevi, âşıkane ve duygusal bir irtibattır. Hz. Ayetullah Hamanei’nin desturları Muhafızların bireysel ve toplumsal hayatlarında, teşkilatla ilgili konularda belirleyicidir. İslam İnkılâbı’nın büyük mimarı merhum İmam Humeyni, ‘huzur içerisinde, mutmain bir kalp ile bu dünyadan ayrılıyorum’ buyurduğunda gelecekte her şeyin daha iyi olacağına inanmıştı. Gerçekten de Ayetullah Hamanei’nin ülkeyi İmam Humeyni’nin zamanından daha iyi idare ettiğini gördük. Bu, Allah’ın yardım elini, Ehlibeyt’in yoldaşlığını ve ilahi rahmeti arkasına alan İmam’ın ümmet hakkında ettiği duanın bereketidir.”

Tuğgeneral Miriyan sözlerinin devamında şunları söyledi: “Muhafızlar Ordusu Velayete tabidir ve sabitkademdir. Çünkü Ordu akidevî bir kurumdur ve akidede Allah’a imandan sonraki en önemli unsur velayettir. Muhafızların üniformasının rengi Ehlibeyt’in yeşil rengidir. Biz sahip olduğumuz gücü velayete bağlılığımızdan aldık. Canımız pahasına İslam ve Velayet yolunda sebat edip dimdik duracağız.”

 

medyaşafak