“Demokrasi yanlısı terörizm”: Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, AB tarafından finanse edilen bir propaganda cephesi
- Medyasafak.net
- ANALİZ
- 01.09.2015
Gerçekte, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin, Rami Abdülrahman tarafından İngiltere’nin kırsal kesimindeki evinden yönetilen absürt bir propaganda cephesi olduğu uzun süre önce ifşa edilmişti. Aralık 2011 tarihinde Reuters’ta yayınlanan, “Coventry: önde gelen bir Suriyeli aktivist için alışılmamış yuva” başlıklı habere göre Abdülrahman, sözde “Suriye muhalefeti”nin bir parçası olduğunu...
Tony Cartalucci
Global Research
New York Times, Suriyeli düzmece insan hakları gurubunun, İngiltere'de bulunan ve AB ve bir başka “Avrupa ülkesi” tarafından finanse edilen bir “tek kişilik grup” olduğunu kabul ediyor.
Gerçekte, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin, Rami Abdülrahman tarafından İngiltere'nin kırsal kesimindeki evinden yönetilen absürt bir propaganda cephesi olduğu uzun süre önce ifşa edilmişti. Aralık 2011 tarihinde Reuters'ta yayınlanan, “Coventry: önde gelen bir Suriyeli aktivist için alışılmamış yuva” başlıklı habere göre Abdülrahman, sözde “Suriye muhalefeti”nin bir parçası olduğunu ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın devrilmesini istediğini kabul ediyor:
“Abdülrahman, Suriye'de demokrasi yanlısı faaliyetlere katılması nedeniyle üç defa kısa süreliğine hapse girip çıktıktan sonra 2000 yılında, daha uzun sürecek dördüncü bir tutukluluktan korkarak İngiltere'ye geldi.
Abdülrahman, Beşar'ın kendisi gibi bir otokrat olan babası ve selefi olan Hafız'dan söz ederek ‘Ben İngiltere'ye Hafız Esad'ın öldüğü gün geldim ve Beşar Esad gittiğinde geri döneceğim' dedi.”
Bundan daha güvenilmez ve taraflı bir bilgi kaynağı düşünülemez, ancak son iki yıl boyunca [bu yazı Nisan 2013'te kaleme alınmıştır – Ç.N.] onun “Gözlemevi”, Batı medyasının yaydığı sonu gelmez propaganda yağmuru için tek bilgi kaynağı işlevi gördü. Belki de en kötüsü, Birleşmiş Milletler de bu taraflı, absürt derecede açık propaganda kaynağını, çeşitli raporlarının temeli olarak kullanıyor – en azından, New York Times'ın geçenlerde yayınlanan, “Suriye iç savaşındaki ölümlerin sayılmasında çok meşgul bir adam” başlıklı haberinde bu ileri sürülüyor.
NYT yazısı, şunları kabul ediyor:
“Washington'daki askeri analistler, savaşın gidişatını ölçmek için onun Suriye askerleri ve isyancı askerler hakkında yaptığı ölü sayımlarını izliyor. Birleşmiş Milletler ve insan hakları örgütleri, olası bir savaş suçları yargılaması için onun sivil ölümler hakkında yaptığı tasvirleri didik didik inceliyor. Bu kaynak da dahil olmak üzere önde gelen haber kuruluşları, onun verdiği ölüm rakamlarından alıntılar yaptı.
Ancak vahşi iç savaştaki merkezi rolüne rağmen, iddialı bir isim taşıyan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, gerçekte tek kişilik bir gruptan ibaret. Kurucusu, 13 yıl önce Suriye'den kaçmış olan 42 yaşındaki Rami Abdülrahman, bu kasvetli sanayi şehrinde [Coventry, İngiltere] bulunan sıradan bir iskan mahallesindeki yarı-müstakil, kırmızı tuğlalı evinden faaliyet yürütüyor.”
New York Times ayrıca ilk defa, Abdülrahman'ın faaliyetlerinin Avrupa Birliği tarafından ve tanımlamayı reddettiği bir “Avrupa ülkesi” tarafından finanse edildiğini açığa çıkarıyor:
“Çatışmayı raporlamada duyduğu asgari ihtiyaçları karşılayan para iki kıyafet mağazasından geldiği gibi, buna Avrupa Birliği'nden ve ismini vermek istemediği bir Avrupa ülkesinden gelen küçük sübvansiyonlar da eşlik ediyor.”
Ve her ne kadar Abdülrahman bu “Avrupa ülkesinin” adını vermeyi reddetse de, bunun bizzat Birleşik Krallık olduğuna şüphe yoktur: Abdülrahman, Dışişleri Bakanı William Hague ile doğrudan temaslara sahip ve bir dizi vesileyle Londra'daki Dışişleri Bakanlığı binasında onunla bir araya gelerek şahsen görüştüğü biliniyor. NYT, hükümet karşıtı faaliyetleri nedeniyle on yıldan uzun süre önce Suriye'den kaçtıktan sonra Abdülrahman'ı İngiltere'deki Coventry şehrine ilk yerleştirenin İngiliz hükümeti olduğunu ortaya çıkarıyor:
“2000 yılında bağlantılı olduğu iki kişi tutuklanınca, bir insan kaçakçısına kendisini İngiltere'ye kaçırması için para ödeyerek ülkeyi terk etti. Hükümet onu Coventry'ye yerleştirdi ve o da orada, düşük bir tempoyla hareket etmeye karar verdi.”
Abdülrahman bir “insan hakları aktivisti” değildir. Ücretli bir propagandacıdır. Irak savaşı sırasında ve Batı'nın Libya'daki son ahlaksızlığı sırasında, Batı hükümetlerine devamlı surette, özel olarak Batı'nın hegemonik tasarımlarını meşrulaştırmak için tasarlanmış propaganda haberleri ve kasten yanlış hazırlanan istihbarat raporları sunmak için Washington ve Londra'ya sığınan rezil, bile bile palavra atan yalancılar ve hainler topluluğundan bir farkı yoktur.
Abdülrahman'ın çağdaşları arasında, kod adı “Curveball” olan, meşhur Iraklı kaçak Rafid el-Canabi de bulunuyor. Canabi şimdi kamuoyunun önünde, Irak'taki kitle imha silahları suçlamasını icat ettiği için böbürleniyor ki bu, Batı'nın 10 yıl boyunca yürüttüğü ve aralarında binlerce Batılı askerin de olduğu bir milyondan fazla insanın ölümüne yol açmış ve Irak'ı bugüne kadar darmadağın halde bırakmış bir savaşın başlatılması için gerekçe olarak kullanılmıştır. Bu kişiler arasında, daha az bilinen, Libyalı Dr. Süleyman Buşuygir de var. Kendisi, Bingazi'deki Batı yanlısı insan hakları şamatasının temellerini atmıştı ve şimdi geriye dönük olarak açık açık, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin Libya halkına karşı işlediği vahşet hikayelerinin de benzer şekilde, NATO'ya uzun süre aradığı askeri müdahale gerekçesini vermek için icat edildiğini söyleyerek böbürleniyor.
Batı, Irak ve Libya'dan farklı olarak Suriye'de askeri müdahaleyi satmakta, kategorik olarak başarısız oldu ve hatta yürüttüğü örtülü savaş, kamuoyunun, Batı tarafından yıllardır silahlandırılan sözde “demokrasi yanlısı isyancılar”ın aslında El Kaide bayrağı altında savaşan mezhepçi aşırıcılar olduğunu artan oranda anlaması sonucunda çözülmeye başladı. “Suriye İnsan Hakları Gözlemevi” maskaralığı da çözülüyor. Ancak New York Times'ın sınırlı ifşaatlarının, okuyucuları Rami Abdülrahman'ın Wall Street ve Londra'nın şirket-finans elitlerinin kamuoyuna gereksiz bir savaşı daha satmasına yardım edecek bir diğer “Curveball”dan başka bir şey olmadığına ikna etmeye yeterli olup olmayacağı belli değil.
www.medyasafak.net