İşgal peşinde olan ABD’nin savaşçıları Suriye’ye akıyor

İşgal peşinde olan ABD’nin savaşçıları Suriye’ye akıyor
ABD’de faaliyet yürüten şirket finansmanlı düşünce kuruluşu Brookings Institution, Haziran 2015’de “Suriye’nin yapısökümü: Konfederal bir ülke için bölgeselleşmiş bir stratejiye doğru” başlıklı bir rapor yayınladı. Suriye’yi bölme, yok etme, istila etme, ardından da uçuşa yasak bölgeleri ve hem ABD hem de İngiliz özel kuvvetlerini kullanarak kademeli olarak işgal etme yönündeki, imzalanıp üzerine tarih atılmış açık komplo, şimdi kendini göstere göstere ilerliyor.

 

 

Tony Cartalucci

 

 

New Eastern Outlook

 

 

ABD'de faaliyet yürüten şirket finansmanlı düşünce kuruluşu Brookings Institution, Haziran 2015'de  “Suriye'nin yapısökümü: Konfederal bir ülke için bölgeselleşmiş bir stratejiye doğru” başlıklı bir rapor yayınladı. Suriye'yi bölme, yok etme, istila etme, ardından da uçuşa yasak bölgeleri ve hem ABD hem de İngiliz özel kuvvetlerini kullanarak kademeli olarak işgal etme yönündeki, imzalanıp üzerine tarih atılmış açık komplo, şimdi kendini göstere göstere ilerliyor.

 

Metin, açık ifadelerle şunları ortaya koyuyordu (vurgular bize ait) :

 

Fikir, ılımlı unsurların bunu yapabilir hale gelir gelmez Suriye içinde güvenli bölgeler kurmasına yardım etmek olacaktır. Amerikalı ve yanısıra Suudi, Türk, İngiliz, Ürdünlü ve öteki Arap ülkelerinden güçler, sadece havadan değil, aynı zamanda bir sonraki aşamada karada özel kuvvetlerin bulunması yoluyla da destek verecektir. Bu yaklaşım, Suriye'nin açık çöl arazilerinden yararlanacaktır. Söz konusu araziler, dışarıda gelen özel kuvvetlerin Suriyeli yerel savaşçıların kurmasına yardım edeceği teknolojilerin, devriyelerin ve öteki metodların birleştirilmesi yoluyla olası düşman saldırılarının muhtemel belirtilerinin izlenebileceği tampon bölgelerin kurulmasını sağlayacaktır.

 

Eğer Esad bu bölgeleri karşısına alacak kadar ahmakça davranırsa, dışarıdan gelen özel kuvvetleri bir biçimde geri çekilmeye zorlasa bile, muhtemelen dışarıdan gelen bu kuvvetlerin  misilleme saldırıları sonucunda hava gücünü kaybedecek, ordusu, IŞİD karşısındaki az sayıda avantajından birinden yoksun kalacaktır. Bu yüzden muhtemelen buna girişmeyecektir.

 

Brookings, Suriye'yi istila ve işgal etme yönünde açık bir komplonun hatlarını ortaya koydığu gibi, aynı zamanda amacın sözde “İslam Devleti”nin (IŞİD) savaşma kapasitesini zayıflatmak değil, Suriye hükümetini zayıflatmak ve son kertede devirmek olduğunu da açıkça kabul ediyor. Nitekim Brookings, amacın Amerika'nın rejim değişikliği hırsını daha fazla ilerletmek üzere Suriye topraklarına el koymak ve bu toprakları elinde tutmak, ardından da Şam'ın ABD istilasını durdurma yönünde herhangi bir girişimde bulunması halinde hızlı bir şekilde Suriye hükümetinin IŞİD'e karşı direnme gücünü zayıflatmaya yönelmek olduğunu açıkça beyan ediyor. 

 .

Suriye'de faaliyet yürüten ABD'li ve İngiliz “savaşçılar” hakkında da yeni haberler ortaya çıktı. Bunların arka planları, bağlılıkları, aldıkları lojistik destek ve savaş sahasına götürülme yolları, Batı medyası tarafından kasten belirsizlik içinde bırakıldı. Ara ara, ABD'li ve İngiliz özel kuvvetlerin Suriye içinde faaliyet yürüttüğüne dair açık itiraflar yapılıyor; örneğin yakın zamandaki bir haber, İngiliz Özel Hava Hizmetleri (SAS) ajanlarının “IŞİD savaşçıları gibi giyinmiş” halde Suriye'de olduklarını ortaya koydu. UK Express gazetesi, “SAS cihadçılarla örtülü savaşta IŞİD savaşçıları gibi giyiniyor” başlıklı haberinde şunları yazdı:

 

SAS birimlerinin siyah giyinip IŞİD bayrakları taşıdığına tanık olan alışılmamış taktik, İkinci Dünya Savaşı sırasında ‘Long Range' çöl grubunun Rommel güçlerine karşı kullandığı yöntemlere benzetildi.

 

Seçkin alayın 120'den fazla üyesi şimdi savaşın yıprattığı ülkede, isyancıların Koalisyon'un hava saldırılarından kurtulmak için devamlı olarak yöneldiği IŞİD teçhizatlarını ve cephaneliklerini yok etmekle görevli Shader operasyonuna katılıyor.

 

Elbette Suriye'deki “IŞİD teçhizatlarını ve cephaneliklerini yok etmeye” yönelen bu varsayımsal ve çok riskli operasyon, inanılırlığa muhtaçtır, zira IŞİD'in bütün teçhizatları önce Türkiye-Suriye sınırı üzerinden Suriye'ye giriyor ve SAS da muhtemelen operasyonuna buradan başlıyor. Stratejik ve taktik açıdan, IŞİD'e giden tedariklerin Suriye'ye gitmesinin engellenmesi, IŞİD'in savaşma kapasitesini haftalar içinde etkili bir şekilde sakatlayacaktır. SAS ve öteki Batılı özel kuvvetlerin Suriye'de bulunmasının amacının IŞİD'le savaşmak değil, bizzat Brookings'in kabul ettiği gibi, IŞİD de dahil olmak üzere terörist grupların daha emniyetli bir şekilde Şam'a karşı savaşabilecekleri Suriye topraklarını ele geçirmek ve tutmak olduğu açıktır.

 

Suriye'de sahada bulunan ABD'li ve İngiliz kuvvetlerin sayısı arttıkça, çeşitli türden kapak konuları icat edildi. Bunlardan en sonuncusu Foreign Policy dergisi tarafından ortaya konuldu. Dergi, “İslam Devleti'yle savaşmak için Irak ve Suriye'ye akın eden Amerikalılarla tanışın” başlıklı haberinde şunları iddia ediyor:

 

…İslam Devleti'ne karşı savaşmak üzere yurtdışına giden Amerikalıların sayısı hız kazanıyor. Raporda tanımlanan tüm savaşçıların yüzde 44'ü, 2015 yılının Mayıs ayından Ağustos ortasına kadar geldi. Onları, büyüyen bir tehdide karşı çıkmak için çabalarını hızlandıran cesur vatanseverler olarak da görseniz, ahmakça riskler alan, her şeye burnunu sokan savaş turistleri olarak da görseniz, bir şey açık: Yakın gelecekte İslam Devleti'ne karşı savaşmak için daha fazla sayıda Amerikalı Irak'a ve Suriye'ye geliyor olacak.

 

Foreign Policy'nın ileri sürdüğü, bu savaşçıların özel kuvvetler veya paralı askerler değil, “gönüllüler” olduğu şeklindeki iddiayı desteklemek üzere kullanılan anekdotlar, bu haberin ve pek çok benzerinin kapak konusu olduğunun en açık göstergesidir. İronik bir şekilde, Foreign Policy'nin “gönüllü” savını destekleyen bir “haber” yayınlayacak olan kişi, Cass Sunstein'ın “bağımsız inanılır seslerinden” biri olan – ve düzenli olarak Ukrayna'daki Rus gönüllülerin aslında Moskova'dan onaylı olduğunu ileri süren – Eliot Higgins oldu.

 

Gerçekte Foreign Policy, özel kuvvetleri kullanmak yoluyla Suriye topraklarını istila ve işgal etmeye yönelen, kabul edilmiş ve belgelenmiş ABD dış politikasının yakın gelecekte uygulanacak olmasının üzerini örtüyor. Toprağı ele geçirmek ve elde tutmak artan sayıda ABD'li ve İngiliz özel kuvvetler üyesinin Suriye'de bulunmasının ebediyen üzeri örtülemeyeceğinden, Suriye'deki Batılı savaşçıların geniş ve giderek de genişleyen varlığını izah etmek üzere alternatif anlatılar imal edilmiştir.

 

Ve Suriye'ye giden gönüllülerin olması ihtimali tamamen fantastik değilse de, bu savaşçıların taşınması, finanse edilmesi, silahlandırılması, taktik ve siyasi destek sağlanması, devlet kaynaklarını gerektirir. Amerikan vatandaşlarının dış çatışmalara bu şekilde katılmasının kanunla yasaklanması, ancak serbest bir şekilde Türkiye'ye girebilmesi, ardından Suriye'de savaşmak üzere Türkiye kontrolündeki kontrol noktalarından geçebilmesi – tıpkı IŞİD'i güçlendiren silah, tedarik ve savaşçıların bu kontrol noktalarından geçmesi gibi – ABD dış politikasının hem silahlı terörist grupları Suriye hükümetini vekaleten devirmek için kullanmasının, hem de şimdi de bunu doğrudan yapmak için ABD'li ve İngiliz askeri kuvvetleri kullanmasının, dünyanın gözleri önünde gerçekleştiğini ortaya koyuyor.

 

www.medyasafak.net