"Hizbullah’ın İnsansız Uçağı Bilinmeyen Miktarda Bilgi Gönderdi"

"Hizbullah’ın İnsansız Uçağı Bilinmeyen Miktarda Bilgi Gönderdi"
"İsraillilerin korkusu bu insansız uçakları İran veya Hizbullah’ın geliştirebilmesi, bunları füze fırlatma kapasitesine ulaştırması veya bunları kılavuz olarak kullanmak suretiyle İsrail’deki hedeflere saldırmalarıdır.Bu sebeple ben gelecekte Hizbullah ile İsrail arasında yaşanacak çatışmalarda bunları çok daha fazla göreceğimizi düşünüyorum."
Hizbullah’ın insansız hava aracı bilinmeyen miktarda bilgi gönderdi
 


Bir analist, İsrail’in gecikmiş cevabı ve onu düşürmesinden evvel Hizbullah’ın insansız hava aracının kontrol merkezine göndermiş olduğu istihbari bilginin miktarı henüz sır bulutunun içindedir, diyor.Bu yorum kısa bir süre önce Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın Lübnan direniş hareketinin radar sistemlerini aşarak İsrail hava sahasının derinliklerine bir insansız hava aracı gönderildiğini doğrulaması üzerine geldi.

Nasrallah Perşembe günü yaptığı bir televizyon konuşmasında, Hüseyin Eyyüb kod adlı operasyonda Hizbullah’ın insansız hava aracı İsrail ve Amerika’nın gelişmiş radarlarına yakalanmaksızın yüzlerce kilometre uçarak İsrail hava sahasına girdi ve Dimona nükleer tesislerine çok yaklaştı, dedi.

Nasrallah, “Bu bizim kapasitemizin sadece bir kısmıdır”, diye vurguladı ve İsrailliler Batılı kuvvetler tarafından en son teknolojiler sağlanıyor olmasına rağmen güvenlik zafiyeti içinde olduklarını kabul ettiler, dedi.

İstihbarat uzmanları insansız hava aracının gözetleme ekipmanlarının kontrol merkezine istihbari bilgi transfer etmesi için yeterli zamanın sağlandığını –muhtemelen Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail’in güneydeki ve Negev’deki askerinin üsleri elektronik imzaları/ kodları- ileri sürüyorlar.

Güvenlik uzmanları, İsrailli politikacıları ve askeri yetkilileri insansız hava aracının sızdırılmasının, sürpriz bir askeri saldırıda İsrail’in saldırganlar için kolay hedef olacağı anlamına geldiği konusunda uyardılar.

Press TV Dubai merkezli Yakın Doğu ve Körfez Askeri Analiz Enstitüsü kurucusu ve yöneticisi Riad Kahveci ile meseleyi derinlemesine tartışmak için bir röportaj gerçekleştirdi.

Kahveci’ye iki misafir de görüşleriyle eşlik ettiler: Lübnanlı emekli general ve Orta Doğu Çalışmaları Merkezi başkanı Hişam Cabir ile eski Amerika Birleşik Devletleri istihbarat yetkilisi ve Chatham House üyesi Bob Ayers.

Aşağıdaki metin Kahveci ile yapılan röportajın yaklaşık bir çözümüdür.

Press TV: Programa hoş geldiniz Bay Kahveci, Size bu mesele hakkında sormak istiyorum, eminim ki siz bunu yakından izlediniz. Bu olayın İsrail’in uçak savar sistemlerinin kati etkisizliğini gösterdiğini düşünüyor musunuz?

Kahveci: Tabii, insansız hava aracı meselesi erken uyarı sistemlerine her zaman büyük bir meydan okumadır zira tabiatıyla insansız hava aracı küçük bir uçaktır ve çok az ses çıkarır; küçük bir gövdesi vardır, böylece radar sinyallerinin bu gibi uçakları yakalaması genellikle zor bir iştir ve bu sadece İsrail için böyle değil. Birçok orduyla olan temasımdan bunun bir problem olduğunu biliyorum. Bu, tüm dünyada birçok ordunun yüzleştiği büyük bir sorun.

Bu nedenle İsrail hava sahasına sızma ve burada derinlemesine ilerleme kimsenin inkar edemeyeceği gerçekten iyi bir başarıdır, ama nihayetinde İsrailliler Hizbullah uçağını gördüler ve düşürdüler ama öncesinde ne kadar zarar oldu, bu uçak düşürülmeden evvel ne kadar istihbarat toplayabilirdi, bunlar şu aşamada söyleyebileceğimiz şeyler değil.

Press TV: Bay Kahveci, UNIFL insansız hava aracının İsrail içine Lübnan’dan uçmadığını söyledi ama İsrailliler veya birçok İsrailli analist ısrarcı görünüyor ve Hizbullah’ın parmağı olması kuvvetle muhtemel, diyorlar; Hizbullah’ın böyle bir kapasitesi olduğunu yahut bu kadar uzak mesafeden böyle küçük bir insansız hava aracına bu derecede bir manevra yaptırabileceğini düşünüyor musunuz?

Kahveci: Peki, birçok analistin şöyle bir varsayımı var; bu operasyon Hizbullah içinde bulunan, böyle uçakları kontrol edebilme ve uzun mesafelere sızma yeterliliğine sahip Devrim Muhafızları tarafından yönetiliyordu ve onlar (analistler) operasyonun Lübnan Dağı’ndan başladığına ve uçağın Devrim Muhafızları tarafından Lübnan içinden kontrol edildiğine, uçağın kesinlikle denizin batı kısmının üzerine ulaştığına ve sonra güneye gittiğine, ardından Gazze istikametinden gelerek İsrail hava sahasına sızdığına inanıyorlar. Bu ilk faraziye veya analistler ve gözlemciler tarafından şimdiye kadar tartışılan temel varsayımdır.

Press TV: Silahlı bir insansız hava aracının gelecekteki Arap – İsrail, Hizbullah – İsrail çatışmasında bir denge unsuru olacağını düşünüyor musunuz?

Kahveci: Elbette, elbette, insansız hava araçları 2006 ve daha öncekiler dahil olmak üzere yakın zamandaki bütün savaşlarında İsrail tarafından geniş ölçüde kullanılıyordu ve Hizbullah’ın savaşın bu yönüne 2006 öncesinde de girdiğini gördük ve bilahare çok kuvvetle muhtemel biz insansız hava araçlarının özellikle istihbarat toplama operasyonlarında kullanılıyor olacağını göreceğiz.

İsraillilerin korkusu bu insansız hava araçlarını İran veya Hizbullah’ın geliştirebilmesi, bunları füze fırlatma kapasitesine ulaştırması veya bunları kılavuz olarak kullanmak suretiyle İsrail’deki hedeflere saldırmalarıdır. Bu sebeple ben gelecekte Hizbullah ile İsrail arasında yaşanacak çatışmalarda bunları çok daha fazla göreceğimizi düşünüyorum.

medyaşafak