Kuntar şehadetinden önce kendi intikamını bile planlamıştı / Nasrallah nasıl misillemede bulunacak?

Kuntar şehadetinden önce kendi intikamını bile planlamıştı / Nasrallah nasıl misillemede bulunacak?
İsminin gizli kalması koşuluyla Al-Monitor sitesine konuşan bir Suriyeli askeri kaynak, “2,5 yıldır Kuntar, Golan Tepeleri sınırına yakın bölgelerin sakinlerinden oluşan hücreler kurmaya çalışıyordu. Onlara eğitim, silah ve ücret sağlama çalışmaları yürüttü” dedi.

 

Nasrallah, Suriye'deki Hizbullah lideri için nasıl misilleme yapacak?

 

 

Ali Haşim

 

Al-monitor.com

 

 

19 Aralık gecesi, Şam'daki öteki gecelerden farklı değildi. Elektrik kesintilerine rağmen sokaklar arabalarla, kahvehaneler müşterilerle doluydu; Suriyeli ve Lübnanlı gazetecilerin oluşturduğu kalabalık bir topluluk, Sheraton Hotel'de düzenlenen bir düğüne katılıyordu. Ve o gece, “İşgal altındaki Golan'ın özgürlüğü için Suriye direnişi”nin Lübnanlı komutanı Samir Kuntar, Şam'ın doğusundaki Caramana banliyösündeki evinde vuruldu.

 

Akşam saat 22:42'de, Damascus Now isimli twittter hesabından “Caramana'ya çok sayıda havan topunun düşmesi, çok sayıda kişinin yaralanmasına yol açtı” diye yazıldı. Bu da normal bir durum olabilirdi – oysa havan topu olduğu düşünülen şeyler füzeydi ve binayı yıkıp üç kişinin ölümüne yol açmıştı.

 

Şam'da bulunan ve Al-Monitor sitesine, soyadının yazılmaması şartıyla konuşan Lübnanlı gazeteci Muhammed, “Caramana'daki herkes Kuntar'ın o binada yaşadığını biliyordu” şeklinde konuştu.

 

Muhammed, “Cenazeyi buldular, aileye haber verildi ve artık beklenen şey Hizbullah'ın sabah yapacağı açıklamaydı” dedi. Sabah saat 4:18'de, Samir'in küçük kardeşi Bassam Kuntar, twitter'dan “Onurla, Komutan Samir Kuntar'ın yasını tutuyoruz ve şehit aileleri kervanına katılmaktan gurur duyuyoruz” diye yazdı.

 

Kuntar, bir gün bunun olacağını biliyordu. Nitekim 1 Temmuz tarihinde, tüm Arap bölgelerine yayın yapan  El-Mayadin haber ağına, “En önemli şey, bir gün İsrail beni öldürse bile Suriye'deki direniş yolunun başlamış olduğu ve kimsenin durduramayacağıdır.”

 

Kuntar bu meseleyi yakın arkadaşlarıyla tartışıyor ve Hizbullah liderlerinin gündemine getiriyordu.

 

21 Aralık günü, “İsraillilerin Kuntar'ın hayatına yönelik tehditleri onun serbest bırakıldığı gün başlamıştı; Golan Tepeleri'nde halk direnişi meselesi tartışılmadan önce de bu tehditler vardı” şeklinde konuşan Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, “bizden biri” diye tarif ettiği Kuntar için intikam sözü verdi. Nasrallah, “İntikam arayışında olmak bizim hakkımızdır ve biz bu hakkı ifa edeceğiz – bunu herkes bilsin” diye vurguladı.

 

Nasrallah, benzer vesilelerle yaptığı konuşmalarla karşılaştırıldığı zaman, dikkat çekici derecede sakin bir tarzda konuştu. Fakat sözü kısa ve özdü: “Suikastı İsrail'in gerçekleştirdiğine şüphe yoktur. Bu, sessiz ve muğlak bir istihbarat saldırısı değil, gürleyen bir askeri operasyondu. Ocak 2015'te söylediğimi tekrar ediyorum: İslami direnişin bir kadrosu öldürüldüğü zaman biz İsrail'i sorumlu tutacağız ve karşılık vereceğiz.”

 

Hizbullah açısından Kuntar suikastı, İsrail'le olan savaşın farklı bir sahada – Nasrallah'ın konuşmasında söz ettiği Golan cephesinde – paraleli olan bir savaştır.

 

İranlı bir kaynağa göre Kuntar, Mayıs 2013'ten beri “İşgal altındaki Golan'ın özgürleştirilmesi için Suriye direnişi”nin inşa çabaları içindeydi.

 

Kuntar, bu cepheyi hayat geçirmek üzere Suriye'ye gönderilmiş ve bu yöndeki eski planlar üzerine çalışmaya başlamıştı. Bu planlar ilk olarak, Şubat 2008'de Şam'da öldürülen İmad Muğniye tarafından uygulamaya sokulmuştu.

 

İsminin gizli kalması koşuluyla Al-Monitor sitesine konuşan bir Suriyeli askeri kaynak, “2,5 yıldır Kuntar, Golan Tepeleri sınırına yakın bölgelerin sakinlerinden oluşan hücreler kurmaya çalışıyordu. Onlara eğitim, silah ve ücret sağlama çalışmaları yürüttü” dedi.

 

Kaynak şunları da ekledi: “Kurduğu grup büyüyordu; ilk yerel subayı, Golan Tepeleri'nin özgürleştirilmiş kısmındaki Hadar köyünden bir Suriyeli olan Muafak Bedriye idi. Bedriye daha sonra İsrail tarafından öldürüldü. Kendisi, işgal altındaki Golan Tepeleri'ndeki İsrail mevzilerine roketler fırlatmaktan ve bombalı saldırılar düzenlenmesinden sorumluydu.”

 

Mart 2014'te, Golan Tepeleri'nin İsrail işgali altındaki kısmında üç büyük olay gerçekleşti: 5 Mart,  14 Mart ve 18 Mart tarihli saldırılar. Son saldırıda bir İsrail askeri ölürken ve yedi tanesi yaralanırken, ikinci saldırıda da dört İsrail askeri yaralanmıştı.

 

26 Nisan günü, Golan Tepeleri'ndeki bir İsrail devriyesiyle girilen çatışmada dört Suriyeli savaşçı öldürüldü. O gün öğleden sonra Suriye halk direnişi tarafından yayınlanan bir açıklamada şu ifadeler okunuyordu: “26 Nisan 2015 tarihinde, Suriye direnişinin dört kahramanı öldürülmüştür. Bunlardan ikisi – Yusuf Hassun ve Semih Bedriye – Hadar köyündendir, ikisi ise, Mecdel Şems'ten şehit esir Velid Mahmud'un oğulları Nezih ve Saer Mahmud'dur.”

 

İranlı bir asker kaynak Al-Monitor sitesine, Suriye direnişi inşa etme çabalarının Kuntar tarafından Hizbullah'la koordinasyon içinde ve İran'ın Kudüs Gücü komutanlarından Tümgenerel Kasım Süleymani'nin ve Nasrallah'ın doğrudan gözetimi altında yürütülen büyük bir proje olduğunu söyledi.  

 

Kaynak, “Bu, direniş bloğunun tutkuyla peşinden koştuğu stratejik bir projeydi ve Kuntar bunun gerçeğe dönüşmesinde önemli bir rol oynuyordu. İsrail tarafından öldürüldü ve öldürüldüğü zaman halihazırda kendi intikamını planlamıştı bile” ifadelerini kullandı.

 

Bu yılın başlarında, 18 Ocak tarihinde, İsrail helikopterlerinin konvoylarına bir saldırı düzenlemesi sonucunda beş Hizbullah üyesi ile bir İranlı general, işgal altındaki Golan Tepeleri'yle olan sınır üzerindeki Kuneytra yakınlarında öldürülmüştü. Kurbanların arasında, Hizbullah'ın maktul komutanlarından İmad Muğniye'nin oğlu Cihad Muğniye ve Hizbullah'ın Golan cephesinden sorumlu komutanı olduğu söylenen Muhammed İsa da vardı.  

 

Kuntar'ın da bu konvoyda olduğu düşünülüyordu ve ilk rivayetler arasında onun da maktul komutanlar arasında olduğu iddiası vardı. Ancak orada değildi. O tarihte Hizbullah, 28 Ocak günü iki İsrail askerinin ölümüyle sonuçlanacak şekilde bir İsrail konvoyuna saldırı düzenleyerek yanıt vermişti.

 

Suriyeli askeri kaynak, “İsrail'in Suriye direnişini daha büyük ve daha güçlü hale gelmeden vurma çabaları, bu cepheden ne kadar korktuklarını gösteriyor” şeklinde konuştu.

 

Kuntar'ın ve ekibinin İsrail'in bir kırmızı çizgisini geçtiğini söyleyen kaynak,  “İsrail, ruşeym halindeki bu direnişin büyüdüğünü ve gerçek bir tehdit haline geldiğini görmeyi tolere edemez. Bu sadece İsrail'le ilgili bir durum değil, bir ucunda Amerika da var. Kuntar'ın ABD'nin terör listesinde olmasıyla öldürülmesi arasında başka nasıl bağ kurabiliriz? Hiç şüphe yok ki bu suikast Amerika'nın yeşil ışık yakmasıyla oldu” ifadelerini kullandı.

 

8 Eylül günü ABD Dışişleri Bakanlığı Kuntar'ı, “özel olarak tayin edilmiş küresel bir terörist” olarak tanımladı. Bakanlığın web sitesinde yayınlanan bir açıklamaya göre Kuntar, “ İran'ın ve Suriye'nin desteğiyle, Hizbullah'ın Golan Tepeleri'ndeki terörist altyapısının inşa edilmesinde operasyonel bir rol oynadı.”

 

Herkes, Hizbullah'ın yanıt verme isteğinde olup olmadığını görmek için Nasrallah'ın konuşmasına kulak kesilmişti. Ancak o, duygularını belli etmeyen bir yüz ifadesiyle, bütün seçenekleri masada tuttu. Nasrallah, grubunun seçeceği herhangi bir yerde karşılık verebileceklerini söyledi ki bu, İsrail'in yalnızca Lübnan'la değil aynı zamanda Suriye'yle de  olan bütün sınır bölgelerinin alarm durumuna geçmesi demek.

 

www.medyasafak.net