Suudi Arabistan’ın Yemen Savaşını kazanma illüzyonu

Alwaght

Suudi Arabistan'ın 300 gün önce başlattığı Yemen saldırısı hala devam ediyor. Savaş uçakları operasyonlarını durdurmadı ve kendi kanlarına bulanan çocuklar karşısında gözlerinden tek damla yaş gelmeyen Kıralın onayıyla ülkeye bombalar ve füzeler yağmaya devam ediyor. Beyaz entarili hanedan üyesi hazretlerin hiçbirinin Yemen toprağında akıtılan masum kanlara aldırış ettiği yok. Mekke ve Medine'nin sözde hizmetçileri uzun bir süredir mutluluk nedir bilmeyen çocukların gözyaşlarıyla hüzünlenmiyorlar.

Suudi Arabistan, Yemenli çocukları bombalaması karşılığında ucuz petrolü için pazarlık yapmaktaki ısrarını sürdürüyor fakat hikâye de burada bitecek gibi gözükmüyor. Yaklaşık bir yıldır süren aralıksız ve etkili bombardımana rağmen Suudiler sahada dikkate değer bir ilerleme kaydetmiş değiller. Hatta Suudi güçler tarafından yakınlarda ele geçirilen Taiz ve Al Cavf bile Riyad için sahada önemli bir kazanım sayılmıyor ve bunun bir başarı sayılmamasının dört nedeni var:

1. Suudi güçler Yemen'deki askeri seferberliklerinde son aylarda tek başlarına herhangi bir ilerleme gösteremediler. İşin gerçeği El Cavf ve Taiz'in ele geçirilmesi Kırallık güçlerinin, Sudan ve Somali gibi bağımsızlıklarını ve karar alma güçlerini ucuza satan Suud yanlısı ülkelerden aldıkları kapsamlı bir askeri desteğin sonucu olarak gerçekleşti.

2. İki şehri ele geçirmek Riyad için bir galibiyet sayılmaz zira çatışmalar henüz tamamlanmış değil. Bu şehre ulaşan stratejik yollar hala Yemen Ensarullah Hareketinin kontrolü altında. Bu durum, Suudi Arabistan'ın takviye göndermesi neredeyse imkânsız olan bölgeleri ele geçirdiği anlamına geliyor.

3. Geçenlerde Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Cubeyr'in itiraf ettiği ve Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry'nin de vurguladığı üzere Suudi güçlerinin bu iki şehirdeki ilerlemeleri muazzam miktardaki Amerikan yardımına bağlı olarak gerçekleşti. Amerikan yardımı sadece silah ve cephaneyle sınırlı değil, operasyon komuta merkezleri bile Amerikalı askeri uzmanlar tarafından yönetiliyor.

4. Suudi Arabistan, Taiz ve El Cafv'ın kontrolünün Yemen'in başkentinin Ensarullah'ın elinde olduğu ve Riyad'ın saldırıyla hedefledi politik projenin uygulanamadığı müddetçe sahada zafer sayılmayacağını bilmelidir. İşin doğrusu elde edilen şey zafer değil bir seraptır. Başkent Sanaa saldırganlar için çetin ceviz görüldüğünden Suudi Arabistan Yemenli fraksiyonların birliğini bozmak amacıyla aralarındaki görüş farklarını derinleştirmeye çalışmaya başladı bile, tıpkı yakınlarda Ensarullah güçleriyle sabık Yemen cumhurbaşkanı Ali Abdullah arasında olduğu gibi. Riyad, propaganda makinesi ve istihbaratı aracılığıyla Suud karşıtı direniş arasındaki uyumu yok etmeye uğraşıyor.

Suudi Arabistan'ın direniş güçleri arasında yaratmak istediği ayrılık Sanaa'ya doğru ilerlemek isteyen kendi güçlerinin önünü açmayı hedefliyor. Sanaa kabileleri Ensarullah ile omuz omuza verdikleri ve aralarında bir bölünme olmadığı için bu henüz gerçekleşmiş bir hedef değil. Birkaç gün önce Ensarullah bağlantılı Yüksek Devrimci Komite Başkanı Muhammed Ali Husi; El Haymah, Arhab ve Beni Haşhiş bölgelerinden gelen kabile liderleriyle bir araya geldi. Bu toplantı Suudi güçleri karşısındaki vahdetin hala canlı ve sıkı bir şekilde sürdüğünü gösteriyor.

Suudilerin anlamadığı şey saldırının maliyetinin giderek yükseldiği ve hava saldırılarıyla geçen ilk günlerin aksine her gün asker kaybettikleridir. Bu durum Suudi Arabistan'ı daha zorlu günlerin beklediği anlamına gelmektedir. Riyad savaşın süresinin uzaması nedeniyle aldığı kayıplara alıştığından uğradığı zararı değerlendirme yetisini kaybetmiş gözüküyor. Riyad savaşa son verme kararı verdiğinde bu kayıpların yükünü çok daha ciddi bir şekilde hissedecek, zira bu ağır zayiat karşısında hiçbir şey elde edemediği gerçeğiyle yüzleşecek.

www.medyasafak.net