İddia: Devrim Muhafızları'nın seçkin birliği Sabirin'den 6000 kişilik kuvvet Halep'te

Devrim Muhafızlarının seçkin birliği Sabirin'den 6000 kişilik kuvvet Halep'te

Elijah J M

elijahjm.wordpress.com / alraimedia.com

İran, İslam Devrimi Muhafızları Ordusuna bağlı özel kuvvetlerden yeni güçleri Suriye'ye yolluyor. Askeri uçaklar Şam ve Halep havaalanlarına birbiri ardına inerek, Devrim Muhafızlarının Sabirin Birimine bağlı 6000 subay ve askeri Suriye'de süren kara saldırısına destek vermek amacıyla bu ülkeye taşıyor. Lübnan Hizbullahı da aynı bölgeye taze kuvvetler sevk ederken Suriyeli Kürtler de Suriye El Kaidesi, diğer adıyla Nusra Cephesi'nin önderlik ettiği selefi tekfircilere ve müttefiklerine doğru ilerliyorlar. Suriye hava sahasına hakim olan Rusya ise Türkiye ve Suudi Arabistan'ın Şubat'ın sonunda tekrar başlaması beklenen Cenevre Barış Görüşmelerindeki müzakere masasında yer almalarına karşı çıktıkları Kürtler için koltuğu garanti etmek istiyor. İran ve Rusya önümüzdeki yazın bitiminden önce Suriye haritasını Şam'ın lehine düzeltmeyi hedefliyorlar. Deyr Cemal gibi şehirler savaşsız kuşatılırken Tel Rıfat gibi yerlerde şehrin yakılıp yıkılmaması için müzakereler yoluyla isyancılara çıkış yolu sağlanmasına çalışılıyor.

Suriye'de faaliyet yürüten üst düzey bir subay şunları söyledi:

"İslam Devrimi Muhafızları Ordusu'nun (IRGC) Sabirin Birimi Halep civarında (Kuzey, Güney, doğu ve batı bölgelerinde) yoğun bir şekilde faaliyet yürütüyor. Bu birim İran'da on yılı aşkın bir süre önce kuruldu ve özel elit kuvvetler olarak seçildiler. Bu askerler düşman hatlarının içine ve arkasına sızmak ve her şeyden önce de tekfircilerle savaşmak üzere eğitim gördüler. Bu güçler Halep'in kuzey ve batısındaki El Kaide ve doğusunda da sözde İslam Devleti karşısındaki mızrak ucu konumundalar. 47'den fazla subay ve askerlerinin son Halep saldırısında hayatlarını kaybettikleri bildiriliyor."

"İran'ın son birkaç aydır sürdürdüğü yanıltma kampanyası ana akım medyayı aldatmayı başararak onları İran güçlerinin Suriye'den geri çekileceğine inandırdı. Bu sırada da askeri nakliye uçakları 3 yıldan uzun bir süredir El Kaide ve müttefikleri tarafından kuşatma altında tutulan kuzeydeki iki Suriye kasabası Nubbl ve Zehra'yı kurtarmayı planlamak için Halep'e yeni kuvvetler taşımakla meşguldü. Geçen sene Rus jeti Su-24'ün Türkiye-Suriye sınırında düşürülmesinin sonrasında Rusya, Suriye içine daha fazla girmek ve tekfircilerle onların Türkiye'deki güvenli bölgesi arasındaki tüm ikmal hatlarını ve bağlantılarını kesmek için askeri planlarını yeniden düzenledi. Bu nedenle Lazkiye çevresinden başlayan sınırları korumak için planlar yapıldı ve buradan başlayan askeri saldırı Halep'in kuzeyine doğru hızla ilerliyor. Halep'te Sabirin Biriminin yoğun olarak yer aldığı kuzey ve güney cephelerini komuta etmek için bir operasyon odası kuruldu."

Aynı kaynak şöyle devam etti:

"Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Suriye'ye askeri kuvvet göndermeye niyetli olduklarını ilan ettiklerinde ve ABD'nin de buna onay vermesinden sonra cevap İran Devrim Muhafızları Komutanı General Muhammed Ali Caferi'den geldi. Caferi'nin kuvvetleri kuzeyde El Kaide ve kuzeydoğuda IŞİD karşısında doğrudan sahada faaliyet yürütüyor. Bu durum Devrim Muhafızları ve Hizbullah'ın Şam ile koordinasyona girmeksizin kendi operasyon sahalarına ayak basan herhangi bir birlikle karşı karşıya geleceği anlamına geliyor. İran askeri operasyon odası Türkiye ile Suriye arasındaki sınır bölgesini geri almak ve düşman olmayan kuvvetler sayılan Kürtler ve müttefikleri dışında tüm hasım güçlerle savaşmayı üstüne almış."

"Ratyan çatışması kuzeydeki seferberlikte gerçek bir dönüm noktasıydı. Burası El Kaide ve müttefiklerinin kalbi ve en çok savunulan şehirdi ve yukardan ve yerin altından yıllardır tahkim edilmekteydi. Burası aynı zamanda Nubbl ve Zehra etrafındaki kuşatmanın ve kuzey cephesinin operasyonel merkeziydi. Rus Hava Kuvvetleri buradaki tahkimatı yok etti ve kendi itiraflarına göre yüzlerce tekfirciyi öldürdü. Ratyan'ın düşüşü çatışma olmaksızın teslim olmak için görüşmeler yürüten diğer kuzey kasabaları için de örnek teşkil etti. Türk sınırının hemen berisindeki Azez'den önceki son şehir olan Tel Rıfat civarındaki Deyr Cemal, Alkamiyah ve Kfernaya'da böyle oldu. Tel Rıfat da ilerleyen kuvvetler karşısında teslim olma müzakereleri yürütüyor. Bu kuvvetler çoktan terk edilmiş fakat pek çok uzun tünel ve geride bırakılmış silahlarla tahkim edilmiş şehirler buluyorlar. Kuşatmanın kaldırılmasıyla bu iki şehri koruyan binlerce savaşçı kuzey ve güney cephelerine kaydırıldı. Bu durum bu mızrak ucu birliklerinin güçlerini arttırarak El Kaide ve müttefikleri karşısında büyük bir avantaj sağlamalarına yol açtı."

"Rusya, İran ve Hizbullah önümüzdeki yazdan önce Suriye'nin askeri coğrafya haritasını kendi lehlerine değiştirmek istiyor. Suudi Arabistan'ın 13.000 TOW tanksavar füzesiyle yaptığı yatırım Suriye şehirlerindeki yıkımının artmasına neden oldu sadece. Rusya zırhlı kara birliklerini ileri sürmek yerine direniş karşısında hava kuvvetlerini kullanıyor ve İran da tanklara daha az dayanarak daha fazla piyade gücü yolluyor. Bundan dolayı önümüzdeki altı ay için planlanan önemli askeri hedeflere varmak için daha fazla sayıda uzmanlaşmış birliklere ihtiyaç duyuluyor. İran ve Hizbullah kaynaklı bu birlikler söz konusu askeri planları gerçekleştirmek için çok sayıda savaşçıdan müteşekkil intikallerini halen sürdürüyorlar."

Söz konusu kaynak sözlerini şöyle tamamladı:

"Rusya aynı zamanda kuzey cephesindeki Kürt güçlerinin Türkiye sınırına doğru yaptığı ilerlemeyi destekleyerek Cenevre barış görüşmelerine etkide bulunmak istiyor. Türkiye ve Suudi Arabistan, Kürtleri daha fazla göz ardı edemez, özellikle de Halep Kıffin, Deyr Cemal ve diğer yerlerde kontrolü sağlamalarının ardından. Onların katılımını reddetmek tamamen mantıksız olur. Kürtler bugünlerde geniş bir cepheyi kontrol ettiğinden ve daha fazla toprağa hakim olacakları beklendiğinden uluslararası kamuoyu Türk-Suud şantajını artık daha fazla kabul edemez. Kürtler asli ortaklardan biridir ve Suriye savaşında kapsamlı bir çözümün parçası olacaklardır."

Çev: Ozan K. Sarıalioğlu

www.medyasafak.net