Jerusalem Post: İsrail, Yemen'deki Husi karşıtı ittifakın en büyük destekçisi

Jerusalem Post: İsrail, Yemen'deki Husi karşıtı ittifakın en büyük destekçisi
Prof. Efraim Inbar -Bar-Ilan Üniversitesi Begin-Sadat Stratejik Çalışmalar Merkezi Müdürü- Jerusalem Post'a "İsrail'in açık çıkarı İran'ın Yemen'deki etkisinin azaldığını görmektir. Bu aynı zamanda Suriye'de de doğrudur. Esad'ın düşüşü Şii koridoruna darbe vurmak olacaktır" dedi.

 

İsrail, Yemen'deki Husi karşıtı ittifakın en büyük destekçisi 

 

Ariel Ben Solomon

 

Jerusalem Post

 

 

İran destekli Husiler karşısındaki Suudi önderlikli Sünni koalisyonunun İsrail'den büyük bir destekçisi yok.

 

İsrail zaten kuzey ve güney sınırlarında İran'ın vekil güçleriyle uğraşıyor ve bu Şii ülkenin Irak ve Yemen'e kadar uzanmasını kabus olarak görüyor, özellikle de nükleer programıyla bir arada değerlendirdiğinde.

 

Şii Husi isyancılar Eylül ayında Yemen'in başkentini ellerine geçirdiklerinde bu durum Yemen'in İran üssüne dönüşeceğinden endişe eden Kızıl Deniz kıyısındaki ülkelere şok dalgaları gönderdi. İsrail ile birlikte bu ülkeler Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Sudan, Eritre ve Cibuti.

 

Kral Salman tarafından ispat edilen bölgedeki yeni Suudi liderlik rolü ve Katar'ın ve Türkiye'nin Müslüman Kardeşler'e destek vermesi gibi Sünni ittifak arasındaki farkları kenara koyma yeteneği ABD bunu yapmadığı için İran karşıtı bir karşıt güç oluşturabildi.

 

Pazar günü The Jerusalem Post'a açıklama yapan analist ve eski bir ulusal güvenlik danışman yardımcısı İsrail'in çıkarlarının Husiler karşısındaki Suudi ittifakının zaferinde yattığını söyledi.

 

Prof. Efraim Inbar -Bar-Ilan Üniversitesi Begin-Sadat Stratejik Çalışmalar Merkezi Müdürü- Jerusalem Post'a "İsrail'in açık çıkarı İran'ın Yemen'deki etkisinin azaldığını görmektir. Bu aynı zamanda Suriye'de de doğrudur. Esad'ın düşüşü Şii koridoruna darbe vurmak olacaktır" dedi.

 

Inbar ayrıca şunları kaydetti:

 

"Umarım Suudiler ve Mısırlılar Husileri sert bir şekilde vurur ve İran etkisinden kurtulmak için Sünni kabileleri silahlandırırlar. Mısır muhtemelen hava ve deniz kuvvetlerini ve hatta bazı kara birliklerini Arap bankerleri olan Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin hoşuna gitmek için kullanmaya hazırdır. Amerikalılar artık güvenliği sağlamazken İran giderek en büyük tehdide dönüşüyor."

 

Washington Times'da yazan ve Middle East Forum'un başkanı olan Daniel Pipes "Arapların İran karşısında birleşme şekilleri onların artık İsrail-Filistin çatışmasını bölgedeki en öncelikli ve acil sorun olarak görmediklerini ispat ettiğini" söyledi.

 

Pipes, "Araplar İsrail karşısında üç durumda bir araya geldiler (1948-49, 1967 ve 1973 savaşları) fakat bunu çok etkisiz bir şekilde ve kendi aralarında anlaşmazlık içersinde yapabildiler. İşin ilginci bugün İsrail karşısında değil de İran karşısında tek vücut olmaları" dedi.

 

Pipes da aynı şekilde Yemen'deki Batı ve İsrail çıkarları için en iyi senaryonun Suudi koalisyonun galip gelmesi olduğunu söyledi. Kendisine Suriye'de savunduğu yenişememe pozisyonundan farklı bir tavır almasının nedeni sorulduğunda ise Yemen'de şimdiye dek bir Türk dehaletinin olmayışını buna sebep gösterdi.

 

Harvard's Kennedy School Belfer Merkezi'nde üst düzey bir araştırmacı ve İsrail'de emekli ulusal güvenlik danışmanı olan Chuck Freilich de İsrail'in Yemen savaşındaki temel çıkarının İran'ın bölgesel etkisini yaymasını engellemek ve Kızıl Deniz'deki İsrail deniz taşımacılığı ve ulaşımının güvenliğini sağlamak olarak kaydetti.

 

 

www.medyasafak.net