Uzman: Rusya’nın geri çekilmesi sınırlı ve Suriye’yle koordinasyon içinde

Uzman: Rusya’nın geri çekilmesi sınırlı ve Suriye’yle koordinasyon içinde
Alwaght sitesi, Rusya’nın geri çekilme adımının arkasındaki itici sebepler hakkında bilgi almak için Lübnanlı askeri uzman General Emin Huteyt’le bir röportaj yaptı. Bu röportajda konuşulanlar aşağıda sunulmaktadır:

 

 

Alwaght.com

 

 

Rusya, Suriye'deki güçlerini kısmen çekeceğini söyleyerek bölgesel gelişmeleri takip eden pek çok kişiyi şaşırttı ve bu adımın gizli sebebi ile, Cenevre barış görüşmeleriyle çakışan zamanlama arkasındaki sebepler hakkında pek çok argüman, analiz ve spekülasyonun ortaya atılmasının önünü açtı. Suriye'den çekilecek olan Rus güçlerinin şu anki sayısı hakkında çelişkili bilgiler var. Alwaght sitesi, Rusya'nın bu adımının arkasındaki itici sebepler hakkında bilgi almak için Lübnanlı askeri uzman  General Amin Huteyt'le bir röportaj yaptı. Bu röportajda konuşulanlar aşağıda sunulmaktadır:

 

 

Alwaght: Tam da Cenevre'de Suriye hükümeti ile muhalefet grupları arasındaki barış müzakerelerinin başlangıcıyla çakışan bu zamanlamanın arkasındaki sır nedir?

 

Huteyt: Bu özgün anda Rusya'nın Suriye'deki askeri varlığının küçültülmesine ve bunun zamanlamasına farklı açılardan bakılabilir. Öncelikle, herkes Rusya'nın Suriye hükümetinden gelen, sınırlı bir süreliğine askeri konuşlanma talebine olumlu yanıt verdiğini biliyor. Moskova bunun süresini dört ay olarak belirlemişti, daha sonra altı aya çıkarıldı. İkinci olarak Rusya'nın askeri kampanyası amaç olarak da sınırlanmıştı ve terörist grupların vurulmasını ve onların saldırma kapasitelerinden yoksun bırakılmasını amaçlıyordu. Şimdi bu iki hedef gerçekleştirilmiş durumdadır. Altı aylık zaman çerçevesi sonuna geldi ve misyon başarıyla gerçekleştirildi. Nitekim 10 bin kilometre karelik Suriye toprağının geri alındığını ve Suriye ordusu kuvvetlerinin şimdi (IŞİD'in elindeki) Palmira şehrinin kapısında olduğunu görüyoruz. Ordu kuvvetleri ülkenin orta kısmındaki petrol sahalarının çoğunda kontrolü geri kazandı. İlave olarak 400'den fazla kasabayı ve köyü özgürleştirdiler ve bu yüzden belirlenen zaman dolarken, Rus güçlerinin Suriye'ye konuşlandırılma misyonu başarıyla tamamlanmış oldu.

 

Dahası, oldukça önemli olan ikinci nokta Rusya ve ABD'nin Suriye'deki siyasi sürecin taşıyıcıları olmalarıdır ve bu işbirliği sayesinde Rusya ABD ile, bütün savaş operasyonlarının durdurulmasını zorunlu kılan 2854 nolu karar temelinde bir anlaşmaya varmıştır ve Rusya'nın bu kararı uygulamak istemesi nedeniyle kuvvetlerini Suriye'den çekmesi mantıklıdır. Rusya Suriye'de savaş operasyonları yürütüyor mu yoksa bunları durduruyor mu, bunu şu anda tespit edemiyoruz. Burada Rusya'nın yaptığı ayrım askeri bir bakış açısından iki noktadaydı. Moskova askeri operasyonlarını üçe ayırdı; bunlardan birini durdurdu ve diğer ikisine devam etti. Bunlardan ilki Suriye Arap Ordusu'na destek olarak savaşın doğrudan içinde yer almaktı ve bu noktada Rusya, BM kararının savaş operasyonlarının durdurulmasını zorunlu kılan yükümlülükleri uyarınca desteğinin ölçeğini küçülttü. İkinci kısım, Suriye'de IŞİD'le mücadele. Rusya bu noktada çatışmanın içinde kalmaya ve anti-terör operasyonlarının devam etmesini sağlamak için gerekli savaş uçaklarını sunmaya karar verdi. Üçüncü kısım ise özellikle Türkiye karşısında caydırıcı hava koruması sağlamak ve Rusya bu konudaki ısrarını sürdürüyor, bunun için özellikle de Suriye'de faal olan S400 hava savunma sistemlerini koruyor.

 

Bu adımla Rusya, bir yandan Suriye'nin askeri çıkarlarını ve gerekli desteği düşünürken, bir yandan da Cenevre'deki siyasi süreci hızlandırmayı ve teşvik etmeyi düşündü. Bu yüzden Rusya'nın kararı, Suriye'deki siyasi süreçle doğrudan ilgilidir.

 

Alwaght: Rusya'nın Suriye'den çekmeyi düşündüğü ekipman tipleri ve sayısı hakkında çelişkili haberler duyuyoruz; sizin ülkeden çekilen Rus kuvvetlerinin sayısı hakkında kesin bilginiz var mı?

 

Huteyt: Öncelikle, Suriye'den çekilecek olan kuvvetler esas olarak hava kuvvetleridir. Şu anda geri çekilmiş ve çekilecek kuvvetler olarak, savaş, hava ikmali ve hava destek uçakları da dahil olmak üzere 40 Sukhoi uçağı ve elbette onları çalıştıran mürettebat var. Suriye'de hava kuvvetleri dışında çekilecek olan kuvvet yok. Fakat Hmeymim lojistik üssü ve Tartus askeri üssü çalışmaya devam edecek ve Rusya bu noktayı vurguluyor. Bu yüzden çekilme, hava kampanyasını yürüten hava kuvvetlerinin çekilmesiyle sınırlı olacaktır.

 

Alwaght: Rus kuvvetlerinin çekilmesi, Suriye ordusunun ülkenin kuzeyinde ve öteki cephelerde yürüttüğü askeri operasyonların hızını etkiler mi?

 

Huteyt:  Hayır, Suriye kuvvetleri savaş uçaklarını yenilemek ve yedek parçaları edinmek için Rusya'dan lojistik ve askeri destek almaya devam edecek. Suriye hava kuvvetleri, bakımdan geçtikten sonra, gelecekteki operasyonlarda kendilerine verilecek görevleri yerine getirecek nitelikleri taşıyor.

 

Alwaght: Bazı tarafların Rusya'nın adımının tamamen sürpriz olduğunu ve bu kararın Suriye'yle koordinasyon olmaksızın alındığını iddia ettiğini duyuyoruz. Gerekçeleri ise kararın Moskova tarafından ve Suriyeli bir temsilci bulunmaksızın ilan edilmiş olması. Bunu Suriye'nin bağımsız kararlarının ikinci plana atılması olarak görüyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

 

Huteyt: Bu yanlış. Rusya Suriye'de, Suriye hükümetinin talebi üzerine askeri konuşlanmaya gidileceğini açıklamıştı. Şimdi Ruslar Suriye'den çekilmek istedikleri için kararlarını Moskova'dan duyurdular ve bunun Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la koordinasyon içinde yapıldığını eklediler. Dahası Ruslar, Rusya-Suriye ilişkilerinin stratejik olduğunu ve bu türden desteklerin ölçeğinin küçültülmesinden etkilenmeyeceğini söylediler.

 

Alwaght: Rusya'nın Suriye'deki kuvvetlerinin bir kısmını çekmesi karşılığında Türkiye'nin Suriye'yle olan sınırlarını kapaması üzerinde bir anlaşmaya varıldığı türünden bazı hipotezler duyuyoruz. Bu teorileri ileri sürenler gerekçe olarak Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmada alışılmadık bir şekilde Suriye devlet başkanına hücum etmemesini gösteriyor. Bu konudaki fikriniz nedir?  

 

Huteyt: Ben bir anlaşmanın olmadığını, daha ziyade bütün savaş operasyonlarının durdurulması yönünde bir uluslararası taahhüt olduğunu düşünüyorum. Nitekim BM kararı Suriye kriziyle ilgili bütün tarafları bağlıyor; herkes kendileri için ortaya konulan özel direktifler temelinde karara bağlı kalıyor. Rusya Türkiye'yi Suriye'ye müdahale etmekle ve Suriye toprakları içinde yayılmakla suçluyor.  Rusya'nın bu geri çekilme veya Suriye'deki desteğini azaltma kararı Ankara için daha fazla zorluk yaratacak, uluslararası toplumu, özellikle de ABD'yi, onları daha da küçük düşürücü bir noktaya itmeye zorlayacaktır. İki nedenden ötürü Türkiye, er ya da geç kendisini sınırlarını olabildiğince kapamak ve teröristlere teçhizat ve güvenli bölge sunmaktan imtina etmek zorunda bulacaktır. Bunlardan birincisi 2854 nolu kararı uygulama zorunluluğu, ikincisi ise kendi ulusal güvenliğini koruma zorunluluğudur, zira terörizm güçlü bir şekilde geri teperek Türkiye içinde kendini göstermeye başladı.

 

Alwaght: Özellikle Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'in son açıklamalarından sonra, Başkan Esad'a basınç uygulandığına dair başka spekülasyonlar da var ve bu esnada Suriye muhalefetinin, siyasi sürecin Cenevre öncesinde olduğundan daha hızlı ilerlemesi çabası içinde müsamaha gösterdiği söyleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

 

Huteyt: Elbette her kararla birlikte bulanık suda balık avlamak isteyenler çıkar. Suriye'nin düşmanları bu durumdan istifade etmek istiyor. Fakat Moskova'nın desteği sadece Suriye için değil, aynı zamanda her şeyden önce Rusya'nın kendi ulusal güvenliği içindir. Rusya önce süt içmeye kalkıp sonra sütü döken ahmak bir insan gibi hareket edemez. Suriye'nin güvenliğindeki her türlü bozulma ve terörizmin yayılmasına izin verilmesi, Rusya'yı olağanüstü derecede etkileyecektir. Bu sebeple, bu türden spekülasyonlar üreten mantık, strateji hakkında da, ulusal ve kolektif güvenlik hakkında da hiçbir şey bilmeyen basit insanların mantığıdır. Ben bu yüzden onların, spekülasyonlar yoluyla gerçekliğe temas ettiğini düşünmüyorum.

 

 

www.medyasafak.net