Devrim Muhafızları: Stratejimiz Tehdit Karşısında Tehdittir / İsrail İran’a Saldırırsa Kendi Sonunu Getirir

Devrim Muhafızları: Stratejimiz Tehdit Karşısında Tehdittir / İsrail İran’a Saldırırsa Kendi Sonunu Getirir
Fars Haber Ajansı muhabirinin, İran İslam Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Tümgeneral Mustafa İzedi ile Devrim Muhafızları Ordusu’nun kuruluşu, otuz yıllık çalışmaları, muhtemel tehditlere karşı silahlı kuvvetlerin askerî gücü, bölgedeki İslamî inkılâplar, Suriye ve “tehdide karşı tehdit” stratejisi gibi konuları ele alan söyleşi notları
Devrim Muhafızları: Stratejimiz Tehdit Karşısında Tehdittir / İsrail İran’a Saldırırsa Kendi Sonunu Getirir
 


Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Tümgeneral Mustafa İzedi, “Düşman petrolümüze ambargo koyarsa, bu tehdit karşısında sahip olduğumuz başka bir kaynaktan faydalanır, karşılığında bir tehdit oluştururuz” diye konuştu.

İmam Hüseyin’in (a.s) doğum günü münasebetiyle kutlanan Devrim Muhafızları Ordusu Günü’nde, mukaddes savunma boyunca uzun yıllar batı ve güney cephelerinde Hasan Bakıri, Nur Ali Şusteri, Ahmed Mutevessiliyan, Mehdi Bakıri, Muhammed Burucerdi gibi şehid komutanlarla omuz omuza savaşan, İslam İnkılâbı’ndan sonra da askerî üniformasıyla çeşitli görevlerde bulunarak İslam İnkılâbı’nı savunan Tümgeneral Mustafa İzedi ile söyleştik.

Fars Haber Ajansı muhabirinin, bugün çok önemli bir mevkide hizmet eden İran İslam Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Tümgeneral Mustafa İzedi ile Devrim Muhafızları Ordusu’nun kuruluşu, otuz yıllık çalışmaları, muhtemel tehditlere karşı silahlı kuvvetlerin askerî gücü, bölgedeki İslamî inkılâplar, Suriye ve “tehdide karşı tehdit” stratejisi gibi çeşitli konuları ele aldığı söyleşisinin notlarını aşağıda okuyabilirsiniz.

Devrim Muhafızları Ordusu İslam İnkılâbı içerisinde bir gerekliliktir

Tümgeneral İzedi söyleşinin başında İslam İnkılâbı’nın zafere ulaşmasından hemen sonra Devrim Muhafızları Ordusu’nun kurulmasının önemine değindi. Devrim Muhafızları Ordusu’nun Hz. İmam Humeyni’nin kutsî nefesinden aldığı güçle çalıştığını belirten İzedi, “Ordu; maneviyat, ibadet ve takva üzerine kurulmuştur. Ordu’nun başarısının sırrı da bu kavramlarda aranmalıdır. Bu ilahî ipe ve tevhidî ilkelere inanıp bağlı kaldıkça, aşkın ve etkin bir güç olmaya devam edecektir” diye konuştu.

Devrim Muhafızlarının İslam İnkılâbı içerisinde bir gereklilik olduğunun altını çizen Tümgeneral İzedi şöyle konuştu: “Toplumsal hareketleri incelersek, bütün toplulukların zafer kazanıp inkılâp yaptıktan sonra ihtiyaç duyduğu kurumları teşkil ettiklerini görürüz. İmam Humeyni de ileri görüşlüğüyle, İslam Cumhuriyeti’nin çocuklarının sahip olduğu potansiyel gücü de görerek, kendi ifadesiyle “İnkılâb’ın ilahî değerlerinin muhafızları” birimini kurdu.

İslam İnkılâbı Rehberi’nin Devrim Muhafızlarının kurulmasıyla ilgili tabiri

Genelkurmay Başkanı Yardımcısı konuşmasını şöyle sürdürdü: “İslam İnkılâbı Rehberi Hz. Ayetullah Hamanei de ‘Bugün Devrim Muhafızları Ordusu’na sahip olmasaydık bir an önce onu teşkil etmemiz gerekirdi’ buyurur. Muhafızlar, İnkılâbın bir gereğidir ve bu orduya şahsiyet kazandıran, bünyesinde faaliyet gösteren askerlerdir.”

İslam İnkılâbı’nın otuz üç yıllık tarihine değinen Mustafa İzedi, “Tarihimizi gözden geçirdiğimizde İslam İnkılâbı’nın, anayasaya göre görevi İslam İnkılâbı’nı ve kazanımlarını muhafaza etmek olan Devrim Muhafızlarına ihtiyaç duyduğunu ve bundan sonra da ihtiyaç duyacağını anlarız” diye konuştu.

Tümgeneral İzedi şöyle devam etti: “İlahî bir hediye olan Velayet-i Fakih sancağı altında yeşil üniformayla yer almanın iftiharıyla, Muhammed Burucerdi, Hasan Bakıri, Abbas Babayi, Seyyad Şirazi gibi şehidlerle birlikte İslam İnkılâbı’na hizmet etmeyi nasip ettiği için Allah’a hamd ediyorum.”

Amerika, Tahran olaylarına umut bağlamıştı

Devrim Muhafızları Ordusu’nun tarihsel rolüne işaret eden Tümgeneral İzedi, küresel emperyalizmin İnkılâbın ilk yıllarında Tahran’da meydana gelen olaylara umut bağladığını, bu olaylar sırasında merkezî noktalara bombalı saldırı düzenleyerek kargaşa çıkarmayı planladığını, fakat Devrim Muhafızlarının etkin faaliyetleri sayesinde bütün bu planların etkisiz hale getirildiğini hatırlattı.

Devrim Muhafızları Kürdistan halkının gönlünde taht kurdu

İnkılâp karşıtı grupların İslam Devrimi’nin ilk yıllarındaki provakatif eylemlerine de değinen Mustafa İzedi, düşman provokasyonlarının sınırlarda bölgesel krizlere yol açtığını, ama müdahaleleriyle asayişi sağlayan İslam İnkılâbı’nın değerlerini ilke edinen Ordu’nun Kürdistan eyaletinde halkın gönlüne taht kurduğunu söyledi.

Halkın sevgisini Devrim Muhafızları’nın fedakârlıklarına bağlayan Tümgeneral İzedi, “Muhafızlar, halkın güvenliği uğruna şehid veya gazi olmaya hazırdı. Halk bütün bu fedakârlıklara yakından şahit oldu” diye konuştu.

Mustafa İzedi, düşmanın, Azerbaycan, Kirmanşah, Huzistan, Gonbed, Sistan ve Beluçistan gibi sınır bölgelerine yönelik planlarını da bu gücün etkisiz hale getirdiğinin altını çizdi.

Mukaddes Savunma’da binlerce yabancı uyruklu insanın esareti

Söyleşinin devamında sekiz yıl süren Mukaddes Savunma yıllarından söz açan eski Kara Kuvvetleri Komutanı İzedi, “Devrim Muhafızları Ordusu’nun, Ordu, kolluk kuvvetleri ve aşiret korucularıyla birlikte vatanı savunduğu bu yılları İslam İnkılâbı’nın en değerli dönemi addetmemiz gerekir” diye konuştu.

Savaşın aşama aşama daha karmaşık bir hal aldığını ifade eden Mustafa İzedi, “Başta küresel emperyalizmin mali yardımlarına ve istihbarat desteğine şahit olduk. Bölgede ise başta Irak’taki Baas rejimine karşı bir tepki vardı. Ama sonra durum değişti ve onlar da doğrudan savaşa katıldı; öyle ki cephelerde İslam İnkılâbı’na karşı savaşan binlerce yabancı uyruklu insanı esir aldık” dedi.

Tümgeneral İzedi şöyle devam etti: “Bu ülkeler hızla Saddam’ın askerî birliklerini takviye ettiler. Bütün bu komplolara her geçen gün biraz daha güçlenerek ve arka arkaya başarılı operasyonlar düzenleyerek karşı duran Muhafız Ordusu’ydu.”

Pakistanlı Komutanı şaşırtan Velfecr-8 Tatbikatı

Mustafa İzedi, söyleşinin devamında, hak cephesinde batıla karşı savaşan İslam mücahidlerinin operasyonlarıyla ilgili bir hatırasını anlattı: “Mukaddes Savunma dönemini geride bırakmıştık, Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı misafirimizdi. Kendisini Velfecr-8 Tatbikatı’nı izlemeye davet ettik. Tatbikat yapan mücahidlerimizi izlerken kendisini öyle kaptırdı ki, oradan ayrılmak istemedi; orada öylece durup izledi.”

Ordu’nun dünya liderlerini uykusuz bıraktığı gece

Şelemçe Kalesi’nin İslam mücahidlerince ele geçirilmesinin ve Kerbela-4 ve Kerbela-5 operasyonlarının dünya liderleri açısından inanılabilir olmadığını ifade eden Tümgeneral Mustafa İzedi, “Dünya liderlerinin birçoğu o gece sabaha dek uyuyamadıklarını bizzat söylediler. Çünkü İslam mücahidleri Basra kapılarına dayanmıştı. Hatta Sovyetler Birliği Cumhurbaşkanı o gün Devrim Muhafızları Ordusu Kara Kuvvetleri’nin bölgenin en güçlü ordusu olduğunu söylemişti” diye konuştu.

Bosna Savaşı’nda İmam Humeyni’nin düşüncelerinin etkisi

Devrim Muhafızları Ordusu’nun ve Besicilerin, Hz. İmam Humeyni’nin kutsî nefesinden aldıkları güçle çalıştıklarını ve İmam’ın nefesinin farklı bölgelerdeki insanları harekete geçirdiğini söyleyen Tümgeneral İzedi Bosna Savaşı’nı örnek göstererek şöyle dedi: “Bendeniz bir süreliğine Bosna’da bulundum. Müslümanların kuşatma altında tutuldukları bölgede bir doktorun elinde silahla savaştığını gördüm. Ona kendisini buraya neyin getirdiğini sorduğumda bana İmam Humeyni’den ilham aldığını söyledi.”

Bugün düşmanın yoğun tehditleri altında savaşıyoruz

Mukaddes Savunma’dan sonra Devrim Muhafızları Ordusu’nun gelişmeye devam ettiğinin altını çizen Mustafa İzedi, “İslam İnkılâbı değerlerinin muhafızı olarak Muhafızlar Ordusu, görevini nerede yerine getirmesi gerektiği konusunda dikkatlidir. Çünkü bugün İslam İnkılâbı’na yönelik tehditlerle mücadelede kalabalık bir kitleyle karşı karşıyayız. Bir zamanlar düşman gücüyle karşı karşıya kaldık, göğüs göğse çarpıştık ve karşılaştığımız her yerde onu ağır yenilgiye uğrattık. Ancak düşmanın bu yenilgisi, güvenliğimizi uzun süreli tazmin etmemizi gerekli kılar. Düşman komplolarından vazgeçmiş değil! Düşman, tevhid, adalet ve Kur’ân eksenli bir düzeni asla kabullenmez.”

İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei’nin “Nükleer enerji düşman açısından bir sorun teşkil etmez, onların derdi İslam hükümetiyle mücadele etmek ” sözünü hatırlatan Tümgeneral İzedi, “Bugün düşmanın hedef kitlesi çok daha genişlemiş durumda. Başlangıçta darbe ve Münafıkların (Halkın Mücahidleri) eliyle ülke içinde kargaşa çıkarmak gibi yollara başvurarak güvenliğimizi tehdit ettiler. Bu yollara bugün de başvuruyor, internet, uydu kanalları, sanal dünya gibi imkânları amaçları uğruna kullanıyorlar” diye konuştu.

Ordu, İslam İnkılâbı’na yönelik modern tehditlerle mücadele etmelidir

Düşman tehditlerinin alanının geçmişe oranla çok daha genişlediğine dikkat çeken Tümgeneral Mustafa İzedi şunları söyledi: “Düşman İslam İnkılâbı’na zarar vermek için akıllı bir güçten faydalanıyor. Görevi İslam İnkılâbı’nı ve inkılâbî değerleri muhafaza etmek olan Devrim Muhafızları tüm alanlarda mücadele etmeye hazır olmalıdır.”

İnkılâbın değerlerine şahsiyet kazandıran muhafızların basiretle çalışmaları gerektiğinin altını çizen Genelkurmay Başkan Yardımcısı İzedi, “Bugün basiretli olmak, düşmanın bize karşı mevcut bütün araç ve imkânları kullandığını bilmektir. Bu araçların hangi alanlarda kullanıldıklarını tespit etmemiz ve mücadele için kendimizi hazırlamamız gerekir” dedi.

İran halkının inkılâbı bölgesel İslamî uyanışa öncü oldu

Söyleşide Ortadoğu’daki İslamî uyanış hareketlerine ve İslam İnkılâbı’nın bu hareketler üzerindeki etkisine de değinen Tümgeneral İzedi, “İmam Humeyni’nin tabiriyle İslâm İnkılâbı bir nur patlamasıdır ve bugün bölgede şahit olduğumuz patlamalara öncülük etmiştir” diye konuştu.

Dünya Müslümanları ve mustazafları açısından İslam İnkılâbı’nın alevli bir meşale olduğunu ifade eden Mustafa İzedi, “İslam İnkılâbı mahiyeti itibariyle kültüreldir, dolayısıyla etki alanı belli bir rejim veya etrafı sınırlarla çevrilmiş belli bir coğrafya değildir. İnkılâp mesajını Avrupa’nın ve Amerika’nın kalbine kadar ulaştırmıştır. Küresel emperyalizmin tehdit olarak algıladığı şey de işte bu mesajdır. Emperyalistler İslam İnkılâbı’yla mücadele etmek için bütün imkânlarını bu yüzden seferber etmiştir. Casusluk yuvası baskınında ele geçirilen belgeler, düşmanların İslâm İnkılâbı’nı henüz cenin halindeyken yok etmeye çalıştıklarını göstermektedir ” dedi.

Amerika dünya liderliğinden, olayları kontrol etmeye çalışan bir mekanizmaya dönüştü

Ortadoğu’da İmam Humeyni’nin düşüncelerinin hayata geçirildiğine tanık olduğumuzu belirten Tümgeneral İzedi Mısır’a işaretle şöyle dedi: “Mısır halkının inkılâbında atılan sloganlar bir zamanlar bizim ülkemizde atılan sloganlarla aynıdır. Hareketin başlangıç noktası da Cuma namazıdır. Bu da Mısır inkılâbının kökeniyle İran inkılâbının kökeninin aynı olduğunu gösterir.”

Ortadoğu’daki olayların küresel emperyalizmin müdahalesinin dışında geliştiğini söyleyen Tümgeneral İzedi, “Bir zamanlar Amerikan emperyalizmi dünyaya liderlik yapardı ama şimdi sadece olayları kontrol etmeye çalışıyor” diye konuştu.

Mustafa İzedi şöyle devam etti: “Önümüzde aydınlık bir yol var. Geleceği göz önünde bulundurarak vazifemizi en güzel şekliyle yerine getirmeli, önümüze çıkan fırsatlardan en güzel biçimde faydalanmalıyız; özellikle de bölgenin yeni bir döneme girdiği bu günlerde.”

Bütün Fars Körfezi ülkeleri Amerikan üssü oldu

Deniz aşırı ülkelerin, özellikle Amerikan askerî güçlerinin İran’ın etrafına, Fars Körfezi ülkelerine konuşlandığını ve bunun aslında bir tepki olduğunu ifade eden Genelkurmay Başkan Yardımcısı İzedi, “Otuz yıl önce düşmana karşı büyük bir zafer kazandık, ama düşman durmuyor, İslam İnkılâbı’nın etkisini azaltmak için hâlâ çalışıyor” diye konuştu.

Irak’a ve Afganistan’a yapılan yatırımların ve Fars Körfezi’nin güneyine kurulan cephaneliğin bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Tümgeneral Mustafa İzedi, “Bugün Körfez ülkelerinin tamamı Amerikan üssü olmuş durumda. Gerçi biz, bütün askerî gücüne rağmen düşmanın örümcek yuvasından daha zayıf olduğuna inanıyoruz. İslam İnkılâbı tarihinde, savaş yıllarında, operasyonlarda az sayıdaki mücahidlerimizin düşmanı hezimete uğrattığına çokça şahit olduk. İslam Cumhuriyeti’nin mücahidleri güçlerini Allah’tan alırlar, inançlarından alırlar. Düşmanın bölgedeki gücü, bu motivasyon karşısında hiçbir işe yaramaz” dedi.

İslam İnkılâbı, Devrim Muhafızları Ordusu’nun faaliyetleri sayesinde bölgesel güç haline gelmiştir

Tümgeneral İzedi şöyle konuştu: “Devrim Muhafızları Ordusu’nun kara, hava ve deniz gücü düşmanın yüreğine korku salmıştır. Ayrıca Devrim Muhaızlarının farklı alanlarda sahip olduğu güç sayesinde İslam İnkılâbı bölgesel bir güç haline gelmiştir.”

Bölge büyük gelişmelere gebe

“Geçmişte olduğumuz gibi bugün de uyanık olmalı ve tedbirli davranmalıyız. Allah’ın izniyle yolumuz zafer ve nusret yoludur” diye konuşan İzedi şöyle devam etti: “Bölgedeki gelişmelerin doğal süreç olmadığını bilmeliyiz. Bölge büyük gelişmelere gebe.”

Emperyalist akımlar Suriye meselesine müdahil olmamalı

Söyleşide Suriye meselesine de değinen Tümgeneral İzedi şöyle konuştu: “Bölgede, Mısır, Tunus, Libya, Bahreyn, Yemen vs. gibi ülkelerde bir halk ayaklanması başlamıştır. İslam Cumhuriyeti, zulümle mücadeleyi amaç edinmiş bir rejimdir ve halkların kurtuluşunu ve kalkınmasını tazmin eden aşkın değerleri hâkim kılmanın peşindedir. Dolayısıyla bir yerde Batılı casusluk merkezleri devreye girerse bize karşı temkinli olsunlar…”

İslam Cumhuriyeti’nin Mısır, Libya, Tunus, Bahreyn ve Yemen inkılâplarına karşı tutumunun aynı olduğunu ifade eden Tümgeneral Mustafa İzedi, “Suriye konusuna gelince; İslam Cumhuriyeti’nin tavrı, emperyalist akımların, zulme karşı duran bu gücü zayıflatma peşinde olmamalarından yanadır” diye konuştu.

Tümgeneral İzedi şöyle devam etti: “İslam Cumhuriyeti, Suriye içerisinde halk tarafından gerçekleştirilen ve halkın beklentilerini karşılayan reformları desteklemektedir. Suriye halkının, basiretini koruyarak, asil hareketini zedelemek isteyen düşman komplolarına aldırmadan, mantıklı bir süreci takip ederek amaçlarına ulaşmasını umut ediyoruz.”

Mazlum Filistin halkını himaye etmek İnkılâbın bir ilkesidir

İslam İnkılâbı’nın Filistin meselesine yaklaşımından da söz eden Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Mustafa İzedi, “İmam Hamanei, İslam Cumhuriyeti’nin mazlum Filistin halkının himayesi bağlamında gereken her şeyi yapacağını söyledi. Biz dünyadaki bütün mazlumların derdine ortağız. Filistin tavrımız, hakkı savunma tavrımızdır ve bu, bizim bir ilkemizdir.”

Hizbullah’ın 33 Gün Savaşı’ndaki ve Filistin halkının Gazze’deki zaferinin İslam İnkılâbı’nın bereketi ve Allah’ın hediyesi olduğunu söyleyen Tümgeneral İzedi, “Bunlar direnişin nişaneleridir” diye konuştu.

İsrail, İran’a hamlede bulunursa sonunu hazırlar

Siyonist rejimin yerli yersiz savurduğu tehditleri ele alan Tümgeneral Mustafa İzedi şöyle dedi: “İslam dünyasında, İslam İnkılâbı’nın ilkeleri esasınca Hizbullah adında küçük bir grup şekillendi. Hizbullah mücahidlerini yakından görseniz bizim besicilerimize çok benzerler. Bu küçük grup sadece 33 günde, Arap ülkelerinin yıllardır karşı duramadığı bir askerî gücü hezimete uğrattı. İslam İnkılâbı ise çok daha güçlüdür. Siyonist rejim, İran’a yönelik herhangi bir hamlede bulunursa kendi sonunu hazırlar. İslam İnkılâbı’na küçücük bir zarar bile veremezler! Biz yalnızca askerî açıdan göz alıcı bilimsel ilerlemelere imza atmadık; yirmi yıl sonra besicilerin arasına katıldığımızda Mukaddes Savunma yıllarındaki fedakârlık ruhunu ve şehadet aşkını bütün benliğimizle hissediyoruz.”

Tehdide tehditle karşılık vereceğiz

İslam Cumhuriyeti’nin bölgesel konumuna ve jeostratejik önemine işaret eden Tümgeneral İzedi, “Örneğin Fars Körfezi’ndeki adalar, İslam Cumhuriyeti’nin bölgesel savunmada üstünlük elde etmesi açısından önemli güç odaklarıdır. Biz ülkemizi ve devrimci değerlerimizi savunma gücümüzü pratikte de gösterebiliriz. İslam Cumhuriyeti, tehdide tehditle karşılık verme gücüne sahiptir” diye konuştu.

Milli gücümüzün tamamını tehditlere karşı kullanırız

Başkomutan Ayetullah Hamanei’nin beyan ettiği “tehdit karşısında tehdit” stratejisini açımlayan Tümgeneral İzedi şöyle konuştu: “Bir dizi askerî harekât sürecine gireriz ve bu süreç, hazırlık aşamasından tam ölçekli savaş aşamasına kadar bütün aşamaları kapsar. Bir zamanlar savaşlar askerî yeteneğe dayanırdı, ama bugün böyle değil. Bugün stratejinin ve taktiğin hızla birbirine yaklaştığı şartlar ortaya çıktı. Ayrıca farklı alanlardaki ilerlemeler askerî güç üzerinde de etkilidir. Tabii bunun tam tersi de söz konusudur.”

Düşman tehditlerine karşı koyma yöntemlerine değinen Mustafa İzedi, “Biz bütün güç odaklarımızı, taktikten stratejiye kadar tüm potansiyelimizi göz önüne alıyoruz. Düşman hangi alanda bizim için tehdit oluşturursa oluştursun biz bütün potansiyelimizi kullanırız; bu bir taktiktir” diye konuştu.

Tümgeneral İzedi sözlerine şöyle devam etti: “Sözgelimi düşman petrolümüze ambargo uygularsa biz bu tehdide karşı sahip olduğumuz başka bir potansiyeli devreye sokar, tehdide karşı tehdit oluşturur, tehdide tehditle yanıt veririz. Pratikte ise güçlü bir biçimde meydana çıkarız.”

İslam Cumhuriyeti, dünya çapında olağanüstü potansiyele sahiptir

İslam Cumhuriyeti’nin dünya çapında olağanüstü potansiyele sahip olduğunu belirten Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Tümgeneral İzedi, “Halkımız, İmam Humeyni’nin de buyurduğu gibi, hak ve adalet takipçisidir. İslam Cumhuriyeti son nükleer müzakerelerde haklılığını ispatlamıştır. Muhataplarımız da tepkilerini ortaya koymuşlardır. Kamuoyu bu meselelere duyarlıdır. Biz bu potansiyel gücümüzden düşman tehditleri karşısında faydalanırız” diye konuştu.

Silahlı kuvvetlerin bilimsel ilerlemeleri, vatanı gerektiği gibi savunmamızı tazmin eden bir unsurdur

Tümgeneral İzedi, Fars Haber Ajansı muhabiriyle yaptığı söyleşinin sonunda silahlı kuvvetlerin bilim ve teknoloji alanındaki çalışmalarına değinerek şöyle dedi: “Uluslararası bilimsel derecelendirme istatistiklerine göre İslam Cumhuriyeti bilimsel alanda çok ilerlemiştir; hatta birinciliği ele aldığını söyleyebiliriz. Bu ilerleme çok yönlü ambargolara rağmen gerçekleşmiştir. Silahlı kuvvetlerin de bilimsel alanda çok fazla kazanımları vardır ve bu, vatanımızı savunmaya tam manasıyla hazır olduğumuzu göstermektedir.”

Amerika’nın 2020 yılına kadar yüksek motivasyonlu insan gücüne sahip olmayı hedeflediğini, ancak Amerika’nın devlet yapısının ve dünya görüşünün böyle bir şeye izin vermediğini belirten Mustafa İzedi, “Oysa biz asimetrik bir savaşta, idealist ve şehadet âşığı insan gücü açısından üstünüz” diye konuştu.

Tümgeneral İzedi söyleşinin sonunda, “Direniş gösterirsek, prensiplerimize bağlı kalmak ve velayet sancağı altında ilerlemek kaydıyla, inşallah, İnkılâbımızı İmam-ı Zaman Hz. Mehdi’nin (a.f) İnkılâbı’na ulaştırabiliriz” dedi.

 

medyaşafak