Amerika, IŞİD’in Palmira’yı ele geçirmesini ve yıkmasını nasıl destekledi?

Amerika, IŞİD’in Palmira’yı ele geçirmesini ve yıkmasını nasıl destekledi?
8 ay öncesinde ABD ordusunun başında bulunan General Martin Dempsey, ‘büyük Arap müttefiklerinin’ IŞİD’i finanse ettiğini kabul etmişti. Buna yanıt olarak ise ABD Silahlı Kuvvetler Komitesi başkanı Senatör Lindsay Graham, IŞİD’in sponsorlarını savunmuş ve ‘finanse ediyorlar çünkü ÖSO Esad’la savaşamadı, onlar Esad’ı yenmeye çalışıyordu’ demişti.

 

 

 

Prof. Tim Anderson

 

 

Global Research

 

 

Suriyeli bir general, arka planda infilaklı mayınlar patlamaya devam ederken, acı gerçeği, bazı ayrıntılarla birlikte teyit etti: Washington ve onun yakın müttefikleri olan Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve İsrail, IŞİD'in Palmira'yı ele geçirmesini ve yıkmasını destekledi.

 

IŞİD'in kullandığı silahların çoğu ABD'dendi, bazı cephanelikler de İsrail'dendi. IŞİD'in elinde ABD yapımı Hummer'lar, patlayıcı ve roketler ve ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan'dan gelen askeri erzaklar vardı.

 

Bunlar sürpriz olmamalıdır. ABD'li yetkililer 2014 yılında müttefikleri Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'ın, Başkan Beşar Esad liderliğindeki Suriye hükümetini devirmek amacıyla Suriye'deki silahlı grupların her birini desteklediğini kabul etmişti.

 

30 gazeteciden oluşan grubumuz, 14 Nisan günü, yani Suriye ordusunun tarihi şehri on aylık terör hükümdarlığından özgürleştirmesinden 18 gün sonra Palmira'yı ziyaret etti. Suriye buldozerleri yıkıntıları temizlerken, Rus istihkam erleri mayınları patlatmaya devam ediyordu. Bunlaran üç bin tanesi temizlenmişti; bizim orada geçirdiğimiz iki saat içinde 30 mayın daha patlatıldı.

 

Hasar görmüş binaları, yolların üzerindeki bomba ve mayın kraterlerini, ve ‘kafirler' ile hükümet yanlılarının halkın önünde çarmıha gerildiği ve kafalarının kesildiği, çelik ve telden yapılmış tuhaf yapıyı gördük. Burada öldürülen insanların kanı, tarihi alanların girişinde, bir zamanlar hoş bir çeşme olan yere akardı. Müzede, bütün insan veya hayvan heykellerinin kafasının kesildiği veya tahrip edildiği büyük vandallığı gördük. 

 

Çoğu Çeçenistan'dan, Suudi Arabistan'dan, Tunus'tan ve başka ülkelerden gelen, bir kısmı da Suriyeli olan, 1,600'den fazla IŞİD üyesi terörist Mayıs 2015'te, tam da El Nusra Cephesi'nin (Suriye El Kaidesi'nin) Kuzey Suriye'de, Türkiye'den gelen NATO destekli Selefilerin bir istila başlattığı sırada Palmira'da toplanmıştı. Palmira'yı işgal eden IŞİD gruplarının çoğu doğudan – Rakka'dan, Deyrüzzor'dan ve Ebu Kemal'den – gelirken, bir grup da batıdan gelmişti.

 

2014'ten beri Irak ve Suriye'de IŞİD'e karşı savaş yürüttüğünü iddia eden ve bölge üzerinde hava gücüne ve sofistike gözetime sahip olan ABD, IŞİD'in Palmira'ya doğru giden dev ilerlemesini durdurmak için hiçbir şey yapmadı.  

 

Bu da şaşırtıcı olmamalı. Sekiz ay öncesinde ABD ordusunun başında bulunan General Martin Dempsey, ‘büyük Arap müttefiklerinin' IŞİD'i finanse ettiğini kabul etmişti. Buna yanıt olarak ise ABD Silahlı Kuvvetler Komitesi başkanı Senatör Lindsay Graham, IŞİD'in sponsorlarını savunmuş ve ‘finanse ediyorlar çünkü Özgür Suriye Ordusu Esad'la savaşamadı, onlar Esad'ı yenmeye çalışıyordu' demişti.

 

Ertesi ay, Ekim 2014'te ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye, Katar, BAE ve Suudi Arabistan için ‘Esad'ı devirmeye o kadar kararlıydılar ki, Esad'la savaşacak herkese milyonlarca dolar para ve binlerce ton silah akıttılar… bunlara El Nusra ve El Kaide de [dahildi] … bu topluluğa IŞİD adı verildi' ifadelerini kullandı. Biden,  Washington'un kendi tâbileri olan müttefiklerinin terörizminden sorumlu olmadığını iddia ediyordu.  

 

ABD'nin ‘İslam Devleti'ni şekillendiren terörist gruplara olan desteği sonradan oluşmuş bir düşünce değildi. En başından itibaren temel fikirdi.

 

Ağustos 2012'de, IŞİD Irak'tan Suriye'ye gelmeden önce ABD Savunma Bakanlığı'nın (DIA) raporu,  “Selefilerin, Müslüman Kardeşler'in ve IEK'nin [Irak El Kaidesi, daha sonra IİD ve daha sonra IŞİD] Suriye'deki isyanın arkasındaki ana güçler olduğunu”, “Suriye'nin doğrusunda ilan ediliş veya fiili bir Selefi emirlik [bir ‘İslam Devleti'] ihtimalinin olduğunu” ve “[Suriye] muhalefetini destekleyen güçlerin [ABD, diğer Batı ülkeleri, Körfez monarşileri ve Türkiye] Suriye rejimini tecrit etmek için istediği şeyin tam da bu olduğunu” aktarıyordu.

 

Mayıs 2015'te 200'den fazla Suriye askeri Palmira savunmasında hayatını kaybederken, Mart 2016'da bu tarihi ve stratejik şehrin geri alınması sürecinde 150 asker daha can verdi. Onlar, hayatlarını ülkelerini savunurken kaybettiler.

 

Palmira'daki su tedarik sistemi tahrip edildi, tarihi alanlar ve hazineler zarar gördü, askerler ve pek çok başka masum insan katledildi. Bütün bunlar ABD destekli teröristler tarafından gerçekleştirildi.

 

İnsanlar Suriye çatışması hakkındaki başka şeyleri anlayabilseler de anlayamasalar da, bir konuda açık olmalıdırlar: ABD'nin Suriye ve Irak'taki ‘terörizmle savaşı' bir hiledir. Washington, doğrudan veya dolaylı olarak, IŞİD'in, Nusra'nın ve ötekilerin temel destekçisi olmaya devam ediyor.

 

 

www.medyasafak.net