Savaşın 10'uncu yıldönümünde Siyonist ordunun itirafları

Savaşın 10'uncu yıldönümünde Siyonist ordunun itirafları
Tel Aviv yönetiminin en acılı kâbusu ise, Hizbullah'ın işgal altındaki Golan Tepelerini geri alması korkusu. Buna göre, gelecek savaşta cephe Nakura'dan Lübnan sınırına kadar uzayabilir. Bölgede eskiye göre çok daha tecrübeli ve güçlü bir savaş sürdüreceği beklenen Hizbullah'ın yeni ortağı Suriye ordusu, 5 yıllık tecrübesi sayesinde birçok savaş metoduna hâkim olmuş deneyimli askerlere sahip.

 

 

Addiyar.com

 

 

Galip Kandil

 

 

2006 Temmuz Savaşının etkisi Siyonist dünyada hala devam ediyor. Üzerinden tam 10 yıl geçen savaş hakkında, İsrailli üst düzey askeri ve siyasi liderler tarafından kayda geçirilen bir takım itiraflar ortaya çıktı. Bu itiraflar, Hizbullah karşısında hezimete uğrayan ve caydırılan İsrail ordusunun savaşın ardından verdiği görüntü ile birbirini tamamlıyor. Winograd Raporunda onaylanan belgelerde, İsrail'in Temmuz Savaşında başarısız olmasına sebep olan etkenlerin birçoğunun hala varlığını sürdürdüğü, hatta bu etkenlerden bir kısmının giderek arttığı vurgulanıyor. Savaşın ardından uzun yıllar geçmesine rağmen, Amerika'nın Siyonist ordusuna ve iç cepheye silah ve teknik akış sağlaması, savaş manevraları konusunda eğitim vermesi gibi yardımları hala kesilmedi. Diğer taraftan, işgal edilmiş Filistin topraklarında ABD'nin stratejik depolarının dolması, yüksek teknoloji ekipmanları ve Siyonist tatbikatlarına ABD güçlerinin katılması gibi pek çok konu da hala aynı… Yani dengelerde hiçbir şey değişmedi.

 

Seyyid Hasan Nasrallah'ın, Direnişin elindeki Hayfa ve Dimona gibi hedefleri vurma kapasitesine sahip nokta atışlı füzeler hakkında yaptığı açıklamaları, İsrail varlığına korku salmak için yetiyor.  Çünkü hepsi, sayısı yüz bini aşkın çeşitli model ve ölçülerdeki füzelerin gerçekten var olduğunu biliyor. Onlar, sömürge kıldıkları el-Celil'de gece yarısı evlerin eşikleri arasında Direnişin kazdığı yer altı geçitlerini bulmaya çalışmak ile meşgulken, Hizbullah'ın füzelerinin bir anda kendileri için kâbus olabileceğini biliyorlar. Direniş erlerinin gelecek savaşta işgal edilmiş Filistin'in kuzey topraklarında düzenleyeceği saldırı, İsraillilerin kâbuslarını işgal ediyor. Çünkü bu saldırı ile ilk olarak el-Celil'in özgürleşeceği ve ardından Direnişin bayrağının bölgeye dikileceği biliniyor.

 

Hizbullah'ın caydırıcı gücü sayesinde bölgedeki son yıllarda hızla değişen dehşet dengesi İsrail aleyhine ilerliyor. Bu dehşet denkleminde Suriye ve İran da Hizbullah ile ittifak sağlayarak boy gösteriyor. Siyonist bahisçiler, 5 yıl önce Suriye'ye yaydıkları bataklıkta kendileri boğulurken, Suriye ordusu ise, büyük bir savaş deneyimi kazanarak Hizbullah ile ortak bir savaş sistemi geliştirdi. Rusya'nın silahlandırması da Suriye yönetim güçleri için yoğun olanaklar sağladı. Bu arada söz konusu silahların Suriye meydanlarında savaşa katılan Direniş askerlerinin elinde olabileceği söyleniyor. Bu söylentiler Siyonistlerin konu hakkındaki öngörülerine cevap veriyor.

 

Ne uydu, ne de insansız hava araçları… Ne art arda gelen saldırılar, ne de Rusya'nın güvence altına almak istemesi tek başına yeterli değil. Düşmanı takip edebilen uçuş rotasına sahip olan Direniş, askerlerini meydanlarda tam donanımlı bir teknoloji ile eğitti. Direniş, Suriye yönetim güçleri ile birlikte tank komutanlığından ateş dağılımına, koordinasyondan keşif uçaklarının kullanımına kadar birçok konuda askerlerini donanımlı hale getirdi. Tüm bunlar, Hizbullah'ın yüksek becerileri ve elektronik ortamda sürdürdüğü savaş ile bir araya geldiğinde düşmanın panik ve büyük bir korkuya kapılmasına sebep oluyor. 

 

Suriye savaşına aktif olarak katılan Hizbullah güçlerinin stratejik sistemleri, Siyonistlerin umduğunun aksine gün geçtikçe güçleniyor. Tel Aviv yönetiminin en acılı kâbusu ise, Hizbullah'ın işgal altındaki Golan Tepelerini geri alması korkusu. Buna göre, gelecek savaşta cephe Nakura'dan Lübnan sınırına kadar uzayabilir. Bölgede eskiye göre çok daha tecrübeli ve güçlü bir savaş sürdüreceği beklenen Hizbullah'ın yeni ortağı Suriye ordusu, 5 yıllık tecrübesi sayesinde birçok savaş metoduna hâkim olmuş deneyimli askerlere sahip. Tel Aviv istihbarat kaynaklarına göre, bu durum, Siyonistlerin Beşar Esad'ın zafer kazanmasından korkmasına sebep oluyor. 

 

İsrail ordusu komutanlığının geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklama, Siyonistlerin bir çıkmaza girdiğini gösteriyor. Siyonist komutanlık tarafından yapılan açıklamada, "İsrail iç cephesi, savaş için hazır değil" ifadeleri kullanılıyor. 2006 Temmuz Savaşından sonra büyük bir bütçe ve siyasi destek sağlanan komutanlık, Siyonistlerin içindeki tehlikeli boşlukları ortaya çıkarmak için Winograd Raporunu hazırladı. Raporda, işgal altındaki Filistin'in herhangi bir noktasına ulaşabilecek bir füze yağmuru durumunda sığınaklar, tahliye, yardım sistemleri ve acil önlemler ele alındı. Bu hazırlıkların üzerinden 10 sene geçmesine rağmen hala iç cephe savaşa hazır değil!

 

Bazı Lübnanlıların direnişe karşı bulundukları girişimler, ahmakça ve entrikalarla dolu bir aptallık değil midir?

 

Ülkesini bu denli caydırıcı bir güç ile müdafaa eden, tekfirci teröristler ile Siyonist düşman cephelerinin karşısına geçerek büyük tehlikeleri püskürten Direniş mi gerçek vatansever Lübnanlı, yoksa zayıflatmak için ülkeyi kuşatanlarla birlik olup içerden onlara destek verenler mi? Bu, ülkeyi bir çırpıda Siyonistlere ve tekfircilere teslim etmek değildir de nedir? Bu cahilce, saçma ve budalaca oyunlar, bazı Lübnanlı siyasilerin alet olduğu, mezhepçilik ve bölücülüğü kışkırtmak üzerine Amerika tarafından kurulmuş kirli oyunlardır. Peki bizim İsrail'e anlaşmalar ile bağlı olan bazı siyasetçilerimiz hala bu Siyonist varlığı gerçekten tanıyamadı mı? Temmuz Savaşında yer alan Direnişe karşı çıkarak İsrail'i güçlendirenler, Seyyid Hasan Nasrallah'ın tutuklanma ya da suikast haberlerini almak için beyhude bir bekleyiş içindeler. 

 

 

Çev: Merve Soydaş Gök

 

 

www.medyasafak.net