Hizbullah'ın Temmuz Zaferinden 10 yıl sonra... Varılan caydırıcılık denklemleri

Hizbullah'ın Temmuz Zaferinden 10 yıl sonra... Varılan caydırıcılık denklemleri
Bugün Direnişin büyük kapsamlı tehditleri sadece Hayfa ve Tel Aviv ile sınırlı değil. Nükleer reaktörler ile tehlikeli ve zehirli madde depolarını da hedef alan tehditler, tüm gasıp varlığı kapsıyor.

 

 

Zülfikar Zaher

 

 

Almanar.com

 

 

2006 Temmuz Savaşında, düşman İsrail'e füze gücüyle karadan denize çeşitli baskınlar düzenleyen Lübnan direnişi, Siyonist varlığa karşı çok sayıda denklem oluşturdu. Bu yeni denklemler, savaş süresi boyunca İsrail'i nitel ve nicel bağlamda derinden sarstı ve yorgun düşürdü.

 

Tüm bunlar, savaş sonrası İsrail'in yıllarca Lübnan topraklarında veya dışında ince hesaplar yaparak hareket etmesinde katkı sahibi oldu. Bu durum ve tüm enerjisiyle Direnişe cevap vermek için hesaplar yapan Siyonist varlığın nasıl korktuğu, Suriye'deki tüm saldırılarında ortaya çıktı. 

 

Bugün gelinen noktada düşman, Direnişin hamlelerini ve çalışmalarını son derece dikkatli ve hassas bir şekilde takip ediyor. Direnişin askeri gücü, insani yetenekleri ve silahlanma düzeyindeki gelişmesini izleyen Siyonist varlık, Direnişin operasyon yöntemlerini ve sahalarda edindiği savaş deneyimini artırmasında katkı sahibi olan tüm unsurları yakından gözlemliyor. Suriye yönetim güçleri ile birlikte savaşa giden Direniş güçleri, bu savaş sayesinde sayısız savaş deneyimi elde etti, hava silahları operasyonu ve savaş koordinasyonu konusunda yeteneklerini geliştirdi. Ayrıca 1982 yılından bu yana Siyonistlere karşı yürütülen sokak savaşlarına giren Direniş, Suriye sokaklarında da düzensiz terörist gruplarla karşı karşıya geldi. Bu konudaki tecrübelerini eğitim düzeyine çıkararak yeni savaş yöntemleri geliştirdi.

 

 

Direniş... Güç toplaması ve Lübnan'ı himayesi

 

Suriye savaşı sırasında etkili bir şekilde caydırıcı güç kazanan Direnişin, bu savaş esnasında terörist gruplar ve düşman İsrail ile çarpışması, iki düşman arasındaki bağlantıyı deşifre ediyor. Bir madalyonun iki yüzünü oluşturan Siyonist İsrail ve tekfirci teröristlerin ortak hedefi, Lübnan ve İslam ümmetidir. Aynı hedefe hizmet etmek dışında aralarında organik bir bağ bulunmayan bu iki düşmanı bir araya getiren sebep, aynı rakip ile karşı karşıya gelmeleri. Siyonistler ve tekfircilerin elinde tuttuğu bu ortak namlunun ucunda ise Direniş bulunuyor. Lübnan'ın himayesi için kendini adayan Direniş, İsrail ve tekfirci teröristlerin tüm tehlikelerinin karşısında gözünü karartmış durumda.

 

Lübnan'ın korunması için oluşturulan denklemde Hizbullah'ın önemini anlamak istiyorsak, İsrail'in pozisyonuna bakmamız yeterli olacaktır. Bir çok Siyonist lider, "Hizbullah'ın İsrail için bir numaralı tehlike" olduğuna inanıyor. Buna ilaveten, Siyonistlerin de itiraf ettiği Hizbullah'ın büyük füze gücü, olası bir savaşta İsrail ordusuna karşı meydan okuyor.

 

Gerçek şu ki, İsrail Lübnan Direnişinin 2016 yılında elde ettiği gücünden korkuyor. Filistin Direnişi ile mücadele edemeyen Siyonist düşman, sınırlı bir coğrafya üzerinde yer alan kuşatılmış Gazze Şeridi topraklarında bunu kanıtladı. Bu arada başta Hamas ve İslami Cihad olmak üzere direnişin fraksiyonları, 2008, 2012 ve 2014 yıllarında düşman İsrail'e acı bir ders  vermeyi başardı. İsrail'in Gazze'ye 2014 yılındaki saldırısında ise, Direniş Tel Aviv'i bombalayarak en şiddetli cevabı verdi.

 

 

Düşmanın endişesi ve kapsamlı tehditler

 

Peki İsrail ordusu lojistik, silah donanımı ve operasyonel açıdan iyi şartlarda olan, Lübnan halkının desteğini alan  Hizbullah ile karşı karşıya gelirse gasıp varlığın durumu ne olacak? Öte yandan, Direnişin Tel Aviv'i vurma tehditleri, 2006 yılında Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın serdettiği "Eğer onlar Beyrut'u vurursa, Direniş de Tel Aviv'i vurur" cümlesinden bu yana 10 yıldır devam ediyor.

 

Bugün Direnişin büyük kapsamlı tehditleri sadece Hayfa ve Tel Aviv ile sınırlı değil. Nükleer reaktörler ile tehlikeli ve zehirli madde depolarını da hedef alan tehditler, tüm gasıp varlığı kapsıyor.

 

Ancak bunlar sadece sözden ibaret değil. Direniş 2006 yılı Temmuz Savaşında olduğu gibi, o günden bu yana sürpriz saldırılar hazırlıyor. Ayrıca Direnişin yöntemlerindeki bu şiddetli gizem ve bilinmezlik, düşman üzerinde sağlanan caydırıcılık dengesinin ayrılmaz bir parçasıdır.

 

Bu caydırıcı gücü korumak ve günden güne kuvvetlenmesini sağlamak gerekiyor. Lübnan halkının üzerine düşen, bu gücün sağlamlaşmasına katkı sağlamak ve güç unsurlarını himaye etmektir. Lübnanlıların üzerine düşen bir diğer görev ise, Direnişi ve Lübnan ordusunu korumanın yanısıra, Lübnan'ın kazandığı caydırıcı güç ile iftihar etmektir. Lübnanlılar, bu serveti ve egemenliklerini, İsrail'in çılgınlıklarına karşı tüm güçleriyle muhafaza etmeliler.

 

 

Çev: Merve Soydaş Gök

 

www.medyasafak.net