Suudi Arabistan ekonomik krize doğru mu gidiyor?

Suudi Arabistan ekonomik krize doğru mu gidiyor?
Durumun yakın zamanda gelişme göstermesinin hiç de muhtemel olmadığı kabul görüyor. Uzmanlara göre Suudi ekonomisi petrole bağımlılıktan özgürleşemediği için, durum bozulmaya devam edecek. Petrol fiyatları varil başına 45-50 dolar civar aralığında seyretmeye devam ederse, Suudilerin altın ve döviz rezervleri beklenenden daha hızlı eriyebilir.

 

 

Viktor Mikhin

 

 

New Eastern Outlook

 

 

 

Küresel petrol fiyatlarında iki yıldır yaşanan hızlı düşüş, metaya bağımlı ülkelerin çoğunluğuna büyük zarar verdi ve bu ülkeleri derin bir krize sürükledi. Dikkat etmek gerekir ki, ABD'nin miktar kolaylığı programını sonlandırıp şist yağı üretimini hızlandırmasıyla ve gelişen pazarların görünümünün yeniden değerlendirilmesiyle, meta fiyatları neredeyse iki kat düştü. Gayet doğal olarak, “kara altın” fiyatlarından gelecek gelirlere yoğun bağımlılığı olan ekonomiler en ağır darbeyi aldı. Örneğin Suudi Arabistan'ın bütçe açığı geçen yıl eşi görülmemiş bir düzey olan, GSYİH'nin %15'i düzeyine vardı ki bu, 1987 yılından beri geçen 30 yıllık dönem içinde görülen en yüksek rakam.

 

Bir başka deyişle, dünya meta piyasasındaki elverişsiz bir durum, Krallık içinde bütün bir soyo-ekonomik sorunlar yelpazesini tetikledi. İktisatçılar, bu en büyük Arap ekonomisinin modern tarihindeki en zor ve sıkıntılı dönemlerinden birinden geçtiğini belirtiyorlar. Daha da bunaltıcı olan şey ise, ekonomik zorlukların, Ortadoğu'daki aşırı derecede istikrarsız siyasi durumun eşlik ettiği “dip noktasının” henüz gelmemiş olması. Suudilerin karşı karşıya olduğu karmaşık sorunlar, çığ gibi büyüyerek bir felakete dönüşme tehdidi ortaya koyuyor. Suudi hükümetinin ara sıra gösterdiği çabalara ve vergi konsolidasyonuna rağmen, bütçe açığının 2016 yılında GSYİH'nin % 10-12'sine varacağı tahmin ediliyor. Hükümet, açığı kontrol altında tutmak için ya temel olarak işleri keserek harcamalarda sert bir kesintiye gidecek, ya da petrol gelirlerinin artması için dua edecek.

 

Dikkate değer bir nokta, Suudilerin işleri keseceği zaman ağırlıklı olarak yabancı işçileri gönderecek olması (muhtelif tahminlere göre ülkede 8 ila 10 milyon arası yabancı işçi çalışıyor). Vicdansız şirketler fırsata hemen atlayıp, geçici olarak yol verilmiş işçilere ücretlerini ödemeyi reddetti ve yabancı işçiler arasında kargaşaya yol açtı. Durum o denli kritik bir hal aldı ki, Suudi hükümeti devamlı olarak düşen petrol fiyatlarının şiddetlendirdiği huzursuzluğu sınırlamak amacıyla en büyük inşaat şirketine yaklaşık 1 milyar dolar ödeme yapmak zorunda kaldı. The Wall Street Journal gazetesine göre, Mekke'deki Mescid-i Haram'ın ve Riyad'daki bir finans bölgesinin yeniden inşası gibi projelere girişen Suudi Binladin Grup firması, gecikmiş ücretleri ödemek için hükümetten yaklaşık 1,1 milyar dolar aldı. Hükümetin ödediği meblağlar (tam meblağ açıklanmıyor), on binlerce göçmen işçinin eve dönüş masraflarını karşılamak üzere kullanıldı. 

 

Saudi Press Agency, bir diğer büyük inşaat şirketi olan ve Lübnanlıların sahibi olduğu Saudi Oger firmasının, binlerce işçiye ve yol verilen çalışanlara ücretleri ödeyemediği için iflasın eşiğine geldiğini bildirdi. Durumun kurbanları arasında, vatandaşları Suudi Arabistan'da çalışan başka ülkeler de var. Sayısız yüklenici firmayı ve küçük işletmeyi etkileyen benzer bir durum, ekonominin başka sektörlerinde de gözleniyor. 

 

Aynı zamanda, ülkede çalışan göçmen işçilerin yaşam koşulları o denli bozuldu ki, bazı işçiler gıdadan yoksun hale geldiler. Hint hükümeti, Oger firması tarafından kiralanıp sonra yol verilen ve şimdi eve dönüş biletlerini alamayan vatandaşlarını desteklemek için Suudi Arabistan'a gıda personeli göndermek zorunda kaldı. 

 

Suudi hükümeti, tasarruf politikasını sürdürme çabası dahilinde, yakın bir gelecekte ülkenin üst düzey hükümet yetkililerinin ücretlerine ve kamu çalışanlarına verilen ödenek ve yardımlarda azaltmaya gideceğini duyurdu. Suudi Arabistan'ın devlet ajansının aktardığına göre Kral Selman bin Abdülaziz el-Suud bakanların ücretlerinde %20 oranında kesinti yapılmasını ve ülkenin en yüksek danışma kurumu olan Şura Meclisi'nin bütün üyelerine verilen ikramiyelerin de azaltılmasını istedi. Ülkedeki bakanlar aynı zamanda on milyarlarca dolar değerindeki inşaat projelerini gözden geçiriyor. Ulusal Ticaret Bankası analistlerinin aktardığı verilere göre krallıktaki yeni inşaat sözleşmelerinin maliyeti, 2016 yılının ilk yarısında, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla  %59 oranında düştü. Bu durum, ülkenin altyapı gelişimine yönelik kamu yatırımlarındaki küçülmeyle açıklanıyor. 

 

Uzmanların belirttiği üzere mevcut durum, Suudi yönetici elitleriyle ülkenin sıradan vatandaşları arasındaki yazılmamış bir “toplumsal sözleşmeyi” hiçe sayıyor. Bunun “hükümlerine” göre ülkedeki orta ve alt kademeli memurlara, hükümete mutlak sadakat ve hükümetin politikasını destekleme karşılığında, ömür boyu istihdam garantisi verilir. Suudi Arabistan'da yurttaşların çoğunun kamu sektöründe istihdam edildiği ve işlerin üçte ikisinin en azından bir ölçüde kamu hizmetleriyle bağlantılı olduğu vurgulanmalıdır. Bu yüzden, devlet fonlarının yaklaşık %45'i (2015'te 128 milyar dolar) ücretlere veya çalışan ikramiyelerine ayrılmıştır.

 

Şüphesiz “kara altın”ın şu anda yaşadığı değer kaybı, petrol üretiminin ve ihracatının küresel liderinin deneyimlediği bütün sosyo-ekonomik sorunların kalbinde yer alıyor. Yakın zamana kadar Suudi otoriteleri, petrol pazarındaki paylarını korumanın petrol fiyatlarını arttıracak adımlar atmaktan çok daha önemli olduğu fikrinin tutsağı olmuştu (ve dış partnerlerini de bunun önemine ikna ediyordu). Ancak iç sorunlar yığılmaya devam ettikçe, ülke artık “şişman” yıllarda biriktirilmiş rezervlerin savaş gelirlerine bel bağlayamazdı ve ortaya çıkan büyük ölçekli krizden çıkış için çılgıncasına bir yol aramaya başladı.

 

Bugün Suudi Arabistan, bütün beklentilere aykırı bir şekilde petrol fiyatlarında artışı teşvik ederek saati geri çevirmeye çalışıyor. Riyad ve OPEC'teki partnerleri şimdi, petrol fiyatının bütün üreticiler için tatmin edici olması için petrol çıkarma hızının azaltılması gerektiğini söylüyorlar. Cezayir'de Uluslararası Enerji Forumu esnasında (26−28 Eylül) düzenlenen OPEC toplantısı itibariyle bu konuda işler bir nebze hafiflemişti, ancak petrol karteline musallat olmuş tüm çelişkiler ortadan kalkmamıştı.  

 

Durumun yakın zamanda gelişme göstermesinin hiç de muhtemel olmadığı kabul görüyor. Uzmanlara göre Suudi ekonomisi petrole bağımlılıktan özgürleşemediği için, durum bozulmaya devam edecek. Petrol fiyatları varil başına 45-50 dolar civar aralığında seyretmeye devam ederse, Suudilerin altın ve döviz rezervleri beklenenden daha hızlı eriyebilir. Şu anda Suudi Arabistan petrol üretimini günde 10.67 milyon varil gibi rekor bir seviyede tutuyor. Ancak her ne kadar ülke piyasa payını korumayı başardıysa da, piyasanın aşırı doygunluğuna katkı yapmaya devam ediyor. Besbelli ki durum böyleyken, petrol fiyatının kısa vadede iyileşmesi yönünde umut yok. Düşüncesizce fiyat indirmeye başlamış olan Suudi yöneticilere gelince, onlar kendilerini iki arada bir derede buluyorlar.

 

Suudi yöneticilerin beceriksizliğinin yol açtığı iç sorunlar şimdi, Riyad'ın iyi düşünülmemiş dış politikasının sonucu olarak ülkenin bütün sınırı boyunca şiddetlenen istikrarsızlık tarafından daha da ağırlaştırılıyor. Yemen'e karşı görünürde hiçbir sebep olmaksızın başlatılan ve çözümleniyor gibi görünen savaş yeniden başladı ve ısınıyor. Komşu ülkelerde, örneğin Bahreyn'de iç durumun istikrarsızlaşması riski, Suudilerin ateşlerinin üzerine benzin döküyor. Suriye'deki durum, ABD ve Rusya'nın doğrudan müdahalesiyle, askeri tırmanış merdiveninde yeni bir basamak olmaya doğru ilerliyor. Suudi Arabistan yöneticileri terörizm meseleleriyle uğraşma konusunda tereddütlü olduğu için, ülke, özelikle de Doğu vilayeti, fidye kargaşasını yaşama riski altında. Suudi Arabistan'daki durum, bölgedeki ve bütün Ortadoğu çapındaki yoğunlaşan faaliyetler bağlamında tahlil edilmelidir; özellikle de artık yaptırım altında olmayan İran siyasi ve ekonomik pozisyonlarını geri kazanma arayışında olduğu için.

 

Bugün Suudi Arabistan'ın geleceği, Kralın ve hükümetinin, ülkenin karşı karşıya olduğu karmaşık sorunlarını bilgece ve hızlı bir tarzda çözme becerisine bağlıdır.

 

 

Çev: Selim Sezer

 

www.medyasafak.net