İsyancılar Halep’i kaybederken ana akım medya sahte haber fırtınası yaratıyor

İsyancılar Halep’i kaybederken ana akım medya sahte haber fırtınası yaratıyor
"Hiçbir zaman bugünkü gibi bir #fakenews (sahte haberler) saldırısı deneyimlememiştim. Bütün ana akım medya kuruluşları, her türlü çekinme duygusunu kaybetmiş gibi görünüyor ve Doğu Halep’in kurtarılması hakkındaki her türlü dedikodu iddiayı yayınlıyor."

 

 

Moon of Alabama

 

 

Global Research

 

 

 

Hiçbir zaman bugünkü gibi bir #fakenews (sahte haberler) saldırısı deneyimlememiştim. Bütün ana akım medya kuruluşları, her türlü çekinme duygusunu kaybetmiş gibi görünüyor ve Doğu Halep'in kurtarılması hakkındaki her türlü dedikodu iddiayı yayınlıyor.

 

BBC'nin şu başlığını ve spotunu düşünün:

 

Halep savaşı: BM, 82 sivilin olay yerinde vurulduğunu söyledi

 

BM, Suriye hükümeti yanlısı güçlerin Doğu Halep'teki evlere girdiğini ve kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere evlerin içindekileri öldürdüğünü söyledi. BM'nin insan hakları ofisi, dört bölgede 82 sivilin görüldükleri yerde öldürüldüklerine dair ellerinde güvenilir kanıtlar olduğunu söyledi.

 

1. BM'nin bir insan hakları ofisi yoktur. BBC'nin kastettiği BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi'dir (OHCHR). Bu kurumun başındaki kişi, İngiltere'de ve ABD'de eğitim almış olan ve Ürdünlü diktatör kralın akrabası bir Haşimi olan Ürdün Prensi Zeyd Ra'ad el-Hüseyin'dir. Ürdün'ün yoğun bir şekilde Suriye hükümeti karşıtı “isyancıların” desteklenmesinin içinde olması bakımından bunu belirtmek gerekir.

 

2. Ofis, “82 sivilin vurulduğunu” veya buna benzer dehşet verici şeyler “söylemiş” değildir. Bunun olduğuna dair elinde “raporlar” bulunan “kaynaklar” olduğunu söylemiştir. Yayınlanan basın açıklamasında şunlar yazılıydı:

 

“Pek çok kaynağın elinde, dün, Hükümet güçleri ile aralarında Iraklı El-Nucabe silahlı grubunun da olduğu iddia edilen müttefikleri tarafından, el-Kallase mahallesindeki El-Ahrar Meydanı'nda ve Bustan el-Kasr'da onlarca sivilin vurulup öldürüldüğüne dair raporlar var.”

 

OHCHR, xyz hakkında “pek çok kaynağın elinde raporlar olduğunu” iddia ederken ne bu “kaynakları” açığa çıkarıyor ne de xyz hakkındaki varsayılan “raporların” nereden geldiğini. Kuşkusuz bu, “BM xyz'nin olduğunu söyledi” anlamına gelmez.  

 

Ben OHCHR'nin basın toplantılarında bu tür teyit edilmemiş şeylerden bahsetmesini bile sorumsuzca buluyorum. Ama daha da sorumsuzca olan, BBC'nin “raporların” geri kalanına dair başka herhangi bir tanımlama yapmaksızın, bu tür dedikodular hakkında “BM… söyledi” diye manşetler ve spotlar kullanmasıdır.  

 

Halep'te kedilerin öldürüldüğüne dair şu haber de var:

 

“#SON DAKİKA – Aktivistler: Halep'teki son kedi barınağının tüm sakinleri ve misafirleri, Hizbullah'ın gaz saldırısında öldü.”

 

OHCHR sözcüsü, bu haber hakkında bilgilendirildi. Şimdi BBC'den, “BM Hizbullah'ın Halep'teki son kedileri gazla öldürdüğünü söyledi” manşetini bekliyoruz..

 

BBC bu konudaki tek #fakenews kuruluşu değil. Öyle görünüyor ki haber kuruluşları, bütün kanallar üzerinden aynı saçmalığı aktararak, bir “çanta emniyeti” peşinde koşuyor.

 

§  Reuters – Halep ‘her an' düşebilir, BM sivillerin öldürüldüğünü aktarıyor

§  AFP – BM: Suriye güçleri son günlerde Halep'te en az 82 sivili öldürdü

§  AP - BM kuruluşu, Suriye'nin Halep şehrinde onlarca çocuğun ateş altındaki binada mahsur kaldığını söyledi

 

Bir kez daha: BM, yalnızca bu tür raporlar olduğunu söylüyor. Ancak bunları teyit etmiyor ve onaylamıyor. Ancak Uluslararası Af Örgütü gibi alışılagelmiş “insani” etki operasyonu grupları, “BM… söyledi” sahteliklerine katılıyor. Binlerce haber kuruluşu ve web sitesi sahte ajans haberlerini ve “insani” kuruluşların söyledilerini kopyalıyor ve onların girişimlerini daha da sansasyonel hale getirmeye çalışıyor. Bu, tam bir dezenformasyon karmaşasıdır.

 

Ancak bir de Halep harikaları var.

 

Halep'teki gerçek sakinler ve muhabirler, internet bağlantısının yavaş ve süreksiz olduğunu söylüyor. Ancak şehrin doğusundaki yoğun top ateşi altındaki bu “aktivist”lerin ellerinde sağlam bant genişliğinde gigabite'lar var gibi görünüyor. Bu bir mucize. Her dakika “Halep”ten, bunun gibi tweet'lerle fotoğraf ve videolar geliyor. [Link verilen ve artık silinmiş olduğu anlaşılan tweet'te, Lübnanlı şarkıcı Hiba Tavaci'nin bir klibinden alınan bir görüntü, “bütün ailesini kaybeden Halepli küçük kız hayatta kalmaya çalışıyor” başlığıyla paylaşılmıştı – Ç.N.]

 

Elbette bu gigabite'lar eski müzik videolarından ekran kopyası yakalamaktan daha iyi işler için kullanılabilir ama kimse mükemmel değildir, özellikle de ağır top ateşi altındayken.

 

Haber ajansları ve ana akım medya kuruluşları, “aktivist”lerin bütün tweet'lerini, WhatsUp konuşmalarını, video yüklemelerini ve Periscope'tan yapılan canlı yayınlarını, bunların nereden geldiğini bile bilmeden hakikat olarak kabul ediyor. Bu “aktivistler” dünyanın herhangi bir yerinde oturuyor olabilir ve gazetecilerin onlarını yerini doğrulamasının bir yolu yoktur.

 

Bütün bu bilgi operasyonlarının (pdf) güvenliği beni kaygılandırdı. Bu “Halep'teki son aktivistler” Suriye ordusunun kendilerine doğru geldiğini söyleyen tweet'ler attıklarında, Esad'ın tanklarının gümbürdeyerek Vauxhall Kavşağı'na geldiğini söylüyor olabilir mi?

 

Fakat herkes bahsi geçen “aktivistlerden” gelen yalancı “saha haberlerini” tekrar ettiği müddetçe, kimse sorumlu tutulamaz. “Hepimiz dürüstçe yanıldık”, alışılagelmiş ve yaygın kabul gören bir savunmadır.

 

Yapabildiğimiz her yerde, bu habercileri daha yüksek standartlara çıkarmaya çabalamamız gerekir.

 

 

www.medyasafak.net