Hizbullah'ın deniz gücü: Rolü, önemi ve yeni askeri denklemler

Hizbullah'ın deniz gücü: Rolü, önemi ve yeni askeri denklemler
Deniz gücünü içeren bu denklem, İsrail sahillerindeki ticari gemileri tehdit ediyor. İsrail ticaretinin %90'ını teşkil eden deniz yolu ticaretinin ve diğer gemilerin Hizbullah'ın hedefinde olması, İsrail ithalatının %90'ının tehdit altında olduğu anlamına geliyor.

 

 

Alwaght

 

 

İsrail rejiminin, Hizbullah ve Direniş ekseni ile gireceği gelecek savaştan endişe duyduğu, su götürmez bir gerçek. Hizbullah'ın, son günlerde deniz kuvvetleri hakkında yapılan açıklamalar, bu donanmanın Tel Aviv'in caydırıcı yeteneklerini aştığını ve İsrail için korkutucu bir güç olduğunu ortaya koyuyor. Peki Hizbullah'ın deniz gücü, bu gücün rolü, önemi ve dayattığı yeni denklemler nedir?

 

 

Hizbullah deniz güçleri: Bazı gerçekler!

 

İsrail,  Hizbullah deniz donanmasının yetenekleri hakkındaki belirsizlikten bahsederken, biz de bu gücün savaşa hazır olduğunu ortaya koyan bazı gerçekleri hatırlatmak istedik.

 

Birincisi:  "Kara ve deniz" füzeleri listesinde yer alan "C-802" füzeleri. 2006 Temmuz Savaşı sırasında Hizbullah tarafından kullanılan bu füzeler ile, Hizbullah'a bağlı deniz birimlerinin ilk kez İsrail'e karşı operasyon yürüttüğü açığa çıktı.  İsrail donanmasının en gelişmiş füze donanımına sahip olan  "Hanit" savaş gemisi, "C-802" füzeleri ile vurmuş ve savaş dışı bırakılmıştı.

 

İkincisi: Direniş'in elinde bulunan "Yakhont" füzeleri. İsrail gazetesi "Yedioth Ahronoth"un askeri uzmanlara dayanarak yayınladığı haberine göre, geçen hafta Münih'te düzenlenen bir konferansta Batılı yetkililer Tel Avivli meslektaşlarına yetkililerine Hizbullah'ın Rus yapımı Yakhont füzeleri sevkiyatını aldığını bildirdi. 300 km menzili olan ve kendi alanında en tehlikeli olarak kabul edilen bu füzelerin Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmalarda denklemleri baştan yazması bekleniyor.

 

Üçüncüsü: Hizbullah'ın saldırı gücüne dönüştürebileceği tam bir deniz savunma gücüne sahip olması. Tel Aviv yetkilileri, İran'ın sahip olduğu caydırıcı deniz sistemlerinin büyük kısmının Hizbullah'ın eline geçtiğini iddia ediyor. Su üzerinde ve su altındaki deniz kıtalarından ibaret olan bu sistem, savunma operasyonlarının, bu işin uzmanı bir takım ile saldırı operasyonlarına dönüşebileceği anlamına geliyor. Özellikle füze fırlatma kabiliyetine sahip olan, 17 metre uzunluğunda ve 22 ton ağırlığındaki "Zülfikar" hızlı botu, dengeleri değiştirecek bir çarpan olabilir.

 

Dördüncüsü: Deniz sistemlerinin askeri gücünün önemli bir parçası olan balık adamlar. Hizbullah'ın elindeki bu unsurlar, tüple dalış ve su altı çalışmaları üzerindeki uzmanlıkları sayesinde, patlayıcı maddeleri deniz yolu üzerinden istedikleri hedefe taşıyabilecek kapasiteye sahipler. Gizli deniz güçlerine bağlı olan bu balık adamlar, özel askeri kuvvet olarak kabul ediliyor.

   

 

Rolü ve önemi: Yeni askeri denklemler

 

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın olağan dışı olarak görülen son konuşması, çok sayıda mesaj taşıyor. Bu mesajların en önemlisi, deniz güçlerinin oluşturduğu yeni denklemlerdi. Bu bağlamda sizler için gelecek savaşın denklemlerine işaret eden birkaç madde derledik.

 

Birincisi: İsrail'in petrol tehdidi ile baş edebilme gücü. 2011 yılında Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, "İsrail petrolüne karşı Lübnan petrolü" denklemini başlatmıştı. Bu yeni denklem ile Siyonistleri durdurmuştu. Bu denklem aslında hala geçerli bulunuyor. Yeni taktiksel denklem ise, Hizbullah'ın deniz savaşları alanın askeri yeteneklerini kullanabilecek kapasiteye sahip olduğuna işaret ediyor. Lübnan'ın iktisadi bölgelerinde İsrail'in yürüttüğü sondaj platformlarını hedef almayı amaçlayan bu denklem, aynı zamanda İsrail'in deniz saldırılarına cevap olarak İsrail bölgelerini hedef almayı ve Lübnan'ın deniz ve petrol kaynaklarına saldırmaktan İsrail'i caydırmayı amaçlıyor.

 

İkincisi: Hayfa ve Nakap'taki hassas hedeflerin tehdidi. Bu denklem, Seyyid Hasan Nasrallah'ın son zamanlarda yaptığı, Hizbullah'ın Hayfa'daki amonyak depolarının ve Nakab'daki Dimona nükleer tesislerini hedefleme gücü hakkındaki açıklamalarına dayanıyor. Hizbullah lideri, konuşmasında, Hizbullah'ın Hayfa'dan diğer bölgelere tehlikeli amonyak maddesi taşıyan gemileri hedef alabilecek yeteneklere sahip olduğunu vurgulamıştı. Bu bölgesel caydırıcılık, Direniş eksenine bağlı hassas tesisleri hedef almayı düşünen İsrail'in girişimlerine karşı önemli bir caydırıcılık olarak kabul ediliyor.

 

Üçüncüsü: İsrail ekonomisinin tehdidi. Deniz gücünü içeren bu denklem, İsrail sahillerindeki ticari gemileri tehdit ediyor. İsrail ticaretinin %90'ını teşkil eden deniz yolu ticaretinin ve diğer gemilerin Hizbullah'ın hedefinde olması, İsrail ithalatının %90'ının tehdit altında olduğu anlamına geliyor.

 

Dördüncüsü: Savaşın, deniz saldırısına taşınma tehdidi. Deniz çıkarması, saldırı gücünün bir kısmı olarak kabul edilemez. Öyle görünüyor ki, Hizbullah elindeki roketler ve balık adamlar sayesinde saldırı ve savunma gücüne sahip bir deniz çıkarması yapabilecek güce sahip. Bu ise, İsrail donanmasının deniz kıtalarının ve kuzey sahillerinin tehdit altında olduğu anlamına geliyor.

 

Bu durumda, Hizbullah sahip olduğu deniz kuvvetlerinin içeriğini açıklamadan, yeni güçlü mesajlar iletmeyi başarmış görünüyor. Bu durum, İsrail askeri liderlerini askeri akıllanmaya ya da deliliğe götürecek daha fazla endişe anlamı taşıyor. İki durumda da Hizbullah günden güne büyüyen askeri gücün tahtına oturacaktır.

 

Buna göre Hizbullah, tehditleriyle İsrail ordusunun kuzey cephesindeki birinci savunma hattını çökertti, İsrail'in askeri gücünden kaynaklanan caydırıcılık dengelerini boşalttı ve Hizbullah'a karşı yapacak her hamleden önce İsrail'i kara kara düşünmek zorunda bıraktı.  

 

 

Çev: Merve Soydaş Gök

 

www.medyasafak.net