ABD’nin Suriye’ye düzenlediği füze saldırıları hakkında yedi teori

ABD’nin Suriye’ye düzenlediği füze saldırıları hakkında yedi teori
ABD deniz kuvvetlerinin geçtiğimiz Cuma günü Suriye’de bulunan bir askeri üsse düzenlediği füze saldırıları, medya ve uzmanlar arasında, Trump’ın Suriye krizine yönelik gelecekteki stratejilerinin nasıl olacağına dair bir dizi spekülasyonun ortaya çıkmasına yol açtı.

 

 

 

Alwaght

 

 

ABD deniz kuvvetlerinin geçtiğimiz Cuma günü Suriye'de bulunan bir askeri üsse düzenlediği füze saldırıları, medya ve uzmanlar arasında, Trump'ın Suriye krizine yönelik gelecekteki stratejilerinin nasıl olacağına dair bir dizi spekülasyonun ortaya çıkmasına yol açtı. Söylenenler, Şam'a karşı doğrudan askeri eyleme girişilmesinden, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad karşıtı silahlı muhalifleri desteklemede önceden izlenen yolun sürdürülmesine kadar değişiklik arz ediyor.

 

Bazı taraflar saldırıların, Han Şeyhun'daki kimyasal saldırıdan – ki Şam bunu, Suriye güçlerine karşı saha kaybederken Amerika'dan destek almaya çalışan teröristlerin yaptığını söylüyor – “çok önce planlandığını” söyledi. Başkaları füze saldırısını Trump'ın aldığı kişisel ve aceleci bir karar olarak adlandırdı ve bunun Rusya ve ABD'yi Suriye konusunda yumruk yumruğa getirmesinin muhtemel olmadığını söyledi.

 

Öte yandan, Cuma sabahı Humus vilayetindeki Şayrat askeri üssüne düzenlenen füze saldırısı hakkında ve ülke içinde terörizmle mücadeleye önemli katkı yapan askeri altyapılara karşı saldırıların devam edip etmeyeceği konusunda bir dizi teori ortaya konulabilir.

 

1. ABD'nin Suriye çatışması karşısındaki geçmişteki ve şimdiki politikaları karşılaştırıldığında, Washington'un Suriye hükümeti mevzilerine doğrudan saldırma yönünde ciddi bir plan geliştirmediği ve bunun Trump'ın Beyaz Saray'da göreve gelmesiyle değişmediği sonucuna varılabilir.  Bu, son füze saldırılarının sınırlı olmasından ve ihtiyatla gerçekleştirilmesinden açıkça görülmektedir. Analistlerin iddiasına göre saldırı, ciddi ve amaçlı bir saldırı olmayıp yalnızca bir güç gösterisi ve başkalarına yapılmış bir ikazdı.

 

2. Washington, Suriye'de herhangi bir askeri müdahalenin ABD için sarsıcı sonuçları olacağını iyi bildiğinden, tek başına ve Şam'a karşı tam kapsamlı bir savaş yürütecek bir uluslararası koalisyonun desteği olmadan adım atmaktan uzak duruyor. Her ne kadar yeni Amerikan liderinin aklında Başkan Esad hükümetine karşı Suriye'ye doğrudan askeri müdahale planları varsa da, Trump önce maliyetleri tek başına omuzlamaktan uzak durmayı düşünecek ve kuşkusuz yükü, Şam'a ABD'nin doğrudan bir askeri kampanya düzenlemesini görmeye istekli olan Türkiye ve Suudi Arabistan gibi başka ülkelerin üstüne yüklemeye çalışacaktır.

 

3. Teröristlere karşı hava saldırıları düzenlenmesinde önemli bir yeri olan Suriye hava üssüne ABD tarafından düzenlenen füze saldırılarının hemen arkasından Trump'ın çok sayıda küresel liderle konuştuğu ve onlarla Suriye'ye uçuşa yasak bölge uygulaması yapılmasını tartıştığı aktarılıyor. Fakat daha önce Suriye savaş uçakları ülkenin kuzeydoğusundaki Haseke üzerinde uçuşa yasak bölge uygulamasıyla karşılaştığı, ancak bu kısa süre sonra başarısız olduğu için, bu model sürdürülemez gibi görünüyor. Bu yüzden Rusya ve Suriye'nin hava saldırılarını imkânsız kılmaya yönelik bu plan da muhtemelen başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Suriye'de güvenli bölgeler kurulmasının önündeki en büyük engel, ABD'nin krizin vurduğu bu ülkede Rusya'yla olası bir çarpışmadan endişe etmesidir.

 

4. 2013 yılında Rusya ve Amerika arasında varılan bir anlaşmanın ardından Suriye hükümeti, Birleşmiş Milletler'in ve ABD de dahil olmak üzere küresel güçlerin denetimi altında kimyasal stoklarının tümünü imha etme ve ülke dışına çıkarmayı kabul etti. Bu yüzden Suriye'nin kimyasal silahları gerekçesiyle düzenlenecek Şam karşıtı Amerikan askeri kampanyası, uluslararası meşruiyetten yoksun olacaktır. Washington'un şu ana kadar, Suriye hükümetinin kendi halkına karşı kimyasal silah kullandığı iddialarını destekleyecek kanıtlar sunamadığını söylemeye gerek bile yok.

   

5. Rusya başından beri Suriye krizinin parçası oldu ve ittifakı dev siyasi ve askeri bedeller ödedi. Beyaz Saray yetkilileri, Rusların Esad'ı destekleyen pozisyondan asla geri çekilmeyeceğini ve bu ABD'yle askeri olarak karşı karşıya gelmeye mal olsa bile Rusya'nın Suriye devlet başkanını yalnız bırakmaya niyeti olmadığını çok iyi biliyor. İlave olarak Trump, yönetiminin ilk aylarında Rusya'yla kriz yaşamaya kesinlikle ilgi göstermiyor, zira bunun, kendi başkanlığının meşruiyetini zorlayacak ülke içi protestoları tetikleyeceğini biliyor.

 

6. Çok sayıda uzman, Trump'ın doğrudan füze saldırılarının gerisindeki ana amacın bir yandan Cumhuriyetçi Parti içindeki savaş yanlısı eleştirmenlerin çenelerini kapamak, diğer yandan da eski başkanın Şam karşısındaki eylemsizliğini hakir görmeleri sonrasında Obama yönetimiyle ilişkileri yıpranan Riyad gibi bölgesel müttefikleri yatıştırmak olduğu noktasında ortaklaşıyor. Analistler, sınırlı füze saldırılarının Senato'daki Cumhuriyetçileri Trump'ın arkasında toplayacağına, aynı zamanda ABD'nin Suudi Arabistan'a ve Fars Körfezi'nin öteki Arap monarşilerine yaptığı silah satışlarında bir sıçramanın görüleceğine inanıyor.  

 

7. Deniz kuvvetlerinin kimyasal silah bahanesiyle, Suriye'nin kilit önemdeki bir hava üssüne düzenlediği füze saldırıları, bölgedeki ve bölge dışındaki kamuoyunun, IŞİD ve El Nusra Cephesi üyesi teröristlerin Irak'ın Musul şehrinde ve Suriye'nin Rakka ve Guta bölgelerinde sivillere karşı kimyasal silah kullanmasına ABD'nin kayıtsız kalması hakkında, yanıtsız kalan sorular sorduğu bir anda gerçekleşti. Eğer Amerikan başkanı bu bahaneyle Suriye'ye karşı saldırılar düzenlemeye devam etmeyi düşünüyorsa, önce bu sorulara ikna edici yanıtlar vermesi gerekir.

 

 

www.medyasafak.net