İsrailli oryantalist: İran, Suriye savaşının en büyük ve nihai galibi, Suudi Arabistan ise en büyük kaybedenidir / İsrail bu gerçeği en kısa zaman içerisinde itiraf etmek zorundadır

İsrailli oryantalist: İran, Suriye savaşının en büyük ve nihai galibi, Suudi Arabistan ise en büyük kaybedenidir / İsrail bu gerçeği en kısa zaman içerisinde itiraf etmek zorundadır
Yahudi devletinin en tutucu akademisyenlerinden biri olarak kabul edilen İsrailli oryantalist Mordechai Kedar her fırsatta aşırı sağcı görüşlerini ifade etmeye devam ediyor. Konuşmalarında süreli Arap ve İslam düşmanlığı ile dolu ifadeler yer alan Ortadoğu uzmanı Profesör Kedar, son olarak (MivzakLive) sitesine yazdığı bir makalede, Ortadoğu'da İran'ın artan etkinliği ve İsrail'in karşı karşıya olduğu tehlikeyi kaleme aldı.

 

Profesör Kedar: İran, Suriye savaşının en büyük ve nihai galibi, Suudi Arabistan ise en büyük kaybedenidir / İsrail ve dünya ülkeleri bu gerçeği en kısa zaman içerisinde itiraf etmek zorundadır

 

 

Zuheyr Andreas

 

 

Yahudi devletinin en tutucu akademisyenlerinden biri olarak kabul edilen İsrailli oryantalist Mordechai Kedar her fırsatta aşırı sağcı görüşlerini ifade etmeye devam ediyor. Konuşmalarında süreli Arap ve İslam düşmanlığı ile dolu ifadeler yer alan Ortadoğu uzmanı Profesör Kedar, son olarak (MivzakLive) sitesine yazdığı bir makalede, Ortadoğu'da İran'ın artan etkinliği ve İsrail'in karşı karşıya olduğu tehlikeyi kaleme aldı.

 

Makalede, ABD başkanı Donald Trump'ın, "İran'ın Suriye'de giderek büyümesi" meselesini sıkı bir şekilde ele alınması gereken bir sorun olarak görmediğini belirten Kedar şöyle devam etti: "İran, Obama yönetiminin kötü niyeti ve Trump yönetiminin öncelikler listesinin arasında, Suriye savaşının açık kazananı olmayı başardı. Şu aşamadan sonra dünyada hiç kimse İran kuvvetlerini Suriye'den çıkarmayı başaramaz. İsrail, Avrupa ve ABD'nin gerçeğe alışması gerekiyor. İran, bugün Irak, Suriye ve Lübnan'ın büyük kesimini kontrol altında tutuyor."

 

Hizbullah'ın İran ile kara üzerinden bağlantı kurduğuna işaret eden İsrailli oryantalist, bu sayede Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın İsrail karşısında özgüven hissettiğini, buna karşın İsraillilerin ise, Hizbullah'ın keskin nişancılarından vatandaşlarını korumak için kendi toprakları içinde beton duvarlar örecek derecede korktuğunu kaydetti.

 

Profesör Kedar buna ilaveten, mevcut değerlendirmelerin iki yıl önceki değerlendirmelerden büyük farklılıklar gösterdiğini ifade ederek, "Biz bugün komşu olarak Suriye yerine doğrudan İran'ı karşımızda bulduk. Hizbullah ise Lübnan'da sadece bir örgüt değil, sınırdan az bir mesafe uzaklıkta konuşlanarak İsrail'i tehdit eden, İran'ın en önemli ve güçlü kollarından biridir” dedi.

 

İsrailli oryantaliste göre Irak, Yemen ve Lübnan'da İran taraftarı örgütlerin başarılar elde etmesinin akabinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın da çok yakında zafer ilan etmesi bekleniyor. Kedar'a göre bu savaşların en büyük kaybedeni olan Suudi Arabistan'ın, en fazla beş yıl içerisinde iflas bayrağını çekmesi bekleniyor.

 

Halep savaşından sonra Rakka kentinin "İslam Devleti"nin başkenti olmaya devam ettiğine işaret eden Kedar, Halep ve Musul'un düşmelerinin Rakka'nın da düşmesi ile sonuçlanacağını ekledi.

 

Makaleye göre bu düşüşlerdeki en önemli faktör Suriye Arap ordusu. Diğer bir deyişle Esad'ın ordusu dizginleri yeniden eline aldı ve yorgun askerleri için, iyimserlik ve mücadele ruhunu geri döndürdü. Buna karşın, son yıllarda birbirlerini ezen isyancılar ise gitgide zayıfladılar. Baştan beri birlik olmayan isyancılar, şimdi bunun bedelini ödüyorlar. Bu parçalanma eğilimi, Suriye'de hala devam ederken, diğer yandan Esad büyük olasılıkla birkaç ay sonra zaferini ilan edecek.

 

Tüm bunların yanı sıra, İran'ın bölgesel zaferinin Suudi Arabistan'a karşı İran lehine ağır basan birkaç unsur neticesinde geldiğine işaret eden İsrailli uzman, "İran'ın müttefiki Esad için en etkin rol oynayanların başında Rusya geliyor. Buna karşın Washington ise, Suudi Arabistan'ın müttefiki olan Suriyeli muhalifleri Esad yönetimi ve Rusya'nın uçaklarına karşın gelişmiş silahlarla silahlandırma yükümlülüğünü yerine getirmedi. Ayrıca kimyasal silah kullanması durumunda Esad'ı vurma tehditlerini de yerine getirmeyen Washington yönetimi, sadece seyirci kalmakla yetindi" diyor.

 

İsrailli oryantaliste göre İran'a yardım eden unsurlardan bir diğeri nükleer anlaşma olurken, üçüncü unsur ise Avrupa ülkelerinin davranışları oldu. Öyle ki son iki yıl içerisinde bununla ilgili olarak ortaya koydukları tek şey, yaptırımların kaldırılmasının ardından İran'a yatırım yapılabilecek paranın miktarı. Kedar'a göre dördüncü unsur ise, Suudi ekonomisinin kötü durumu.

 

Makalesinde petrol fiyatlarının en düşük noktaya ulaştığını vurgulayan Mordechai Kedar, önümüzdeki yıllarda da bunun devam edebileceğini ve Suudi Arabistan'ın dostlarına ödediği yardım ödeneklerinin - bugün olduğu gibi - buna paralel bir şekilde artmaya devam edeceğini vurguladı. Buna göre, Suudi Arabistan'ın belki beş yıldan daha az bir süre içerisinde iflas etmesi kaçınılmaz.

 

Makaleye göre, mevcut durumun tablosu, Suudi Arabistan'ın savaşın en büyük kaybedeni olduğunu gösterirken, İran'ın ise son yılların en büyük galibi olduğunu doğruluyor.

 

İsrailli oryantalist Mordechai Kedar sözlerini şöyle özetlemiş: "İran, Suriye savaşının en büyük ve nihai kazananıdır.  İsrail ve tüm dünya ülkeleri, mümkün olan en kısa zamanda bu gerçeği itiraf etmeliler."

 

 

www.medyasafak.net