İsrail, İran'ın Suriye sahasına girmesinin boyutlarını ve etkilerini anlamadığı için yenildi

İsrail, İran'ın Suriye sahasına girmesinin boyutlarını ve etkilerini anlamadığı için yenildi
Suriye caddelerinde yakında İran savaş birliklerinin varlığını ve İran istihbarat üslerini göreceklerinin altını çizen İsrailli oryantalist "İranlılar Suriye'de konuşlanarak İran'dan Golan Tepelerine ve Lübnan Hizbullahı'na uzanan bir kara köprüsü inşa ediyorlar. Aynı şekilde Suriye'de ellerinde 200 binden fazla Şii savaşçı bulunuyor" dedi.

 

Tel Aviv'de kaygı ve bocalama: İsrail, İran'ın Suriye sahasına girmesinin boyutlarını ve etkilerini anlamadığı için yenildi

 

 

Zuheyr Andraos

 

 

Ray el-Yevm

 

 

Tel Avivli analistler, uzmanlar ve hatta karar alıcılar, İsrail'in Suriye yenilgisini açıklamak için birbirleriyle yarışıyor. Gasıp Yahudi devletinin Suriye üzerinde oynadığı tüm bahisler birbiri ardına düşerken, ipler hala kopmadı. İran'ın bölgede genişlemesi işgal devletini siyasi ve güvenlik seviyelerinde zayıflatıyorsa, bilinmelidir ki Tel Aviv'in bölgedeki ilk düşmanı olarak nitelediği Hizbullah ve Tahran Suriye'de kazanmıştır.

 

Bu bağlamda İsrailli güvenlik işleri analisti Yossi Melman, Mossad başkanı eşliğinde İsrailli bir heyetin "Suriye'de Hizbullah ve İran'ın etkisi" konusunu tartışmak için düzenlediği son Washington ziyareti aracılığıyla durumu özetledi. Melman'a göre, ziyarette ABD'nin Suriye politikalarının cenazesi toprağa verildi. Bu cenazenin yas tutanları Amerikalılar, kaybedeni ise İsrailliler oldu. Rusya'nın bölgedeki etkisine de değinen Melman şu sözleri kullandı: "Netanyahu'nun İran'ı Suriye'den çıkarabilmek için Putin'i ikna etmesi zayıf bir olasılıktır. Nitekim İsrail'in bu konudaki manevra alanı sınırlıdır. Bu, Putin'in insafına kalmıştır. Sözün özü, ufukta savaş görünmüyor. İsrail'in Suriye ve Lübnan arasında bölünmüş olan Kuzey cephedeki durumu ise daha tehlikeli bir hale gelmiştir."

 

Konuşmasında İsrail istihbarat kaynaklarından nakilde bulunan Melman, Devrim Muhafızları güçlerinin Suriye'ye girmesine Rusya'nın izin verdiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Suriye'nin doğusundaki savaş devam ederken, IŞİD terör örgütü hala bölgede mevcuttur. İsrail istihbaratına göre Rusya'nın Suriye yönetimini destekleme ve istikrarını güçlendirme politikası devam ettiği sürece, İran'ın Suriye'deki varlığı ve etkisi artacak ve bu durum Suriye'nin tamamını kontrol altına almayı sağlayacaktır."

 

İsrailli oryantalist Ehud Yaari de Tel Aviv'deki güvenlik kuruluşları ile bağlantılı olarak şöyle söyledi: “Suriye'de devam eden şiddetli iç savaşın sonuçları, şimdiye dek belirsizliğini korudu. Ancak İsrail'in burada yenilgi aldığı son derece açık bir gerçektir. Çünkü İsrail bölgede olup biteni anlamak için çok gecikti. 2012'den bu yana İran'ın Suriye sahasına girişinin boyutlarını ve etkilerini idrak edemeyen İsrail bunun için çok geç kaldı."

 

İsrail'in "Kanal 2" televizyonunda Arap ilişkileri dosyası sorumlusu olan Ehud Yaari şöyle devam etti:

 

"İranlı Devrim Muhafızlarının sınır ötesi operasyonlar sorumlusu Kasım Süleymani medyada görünmekten hoşlanmayan bir kişilik olarak biliniyor. Ancak İranlı general geçtiğimiz hafta yaptığı bir konuşmada, İran'daki birçok tarafın Suriye müdahalesinin bir çeşit macera olduğunu düşünerek Suriye savaşına girilmesine karşı çıktığını, ancak şimdi bunun bir başarı öyküsü olduğunun herkes için açık bir hale geldiğini söyledi.”

 

İsrailli doğubilimci Yaari sözlerine devam etti: "Biz İsrail olarak başarısızlık ve düşüş yaşadık. Çünkü biz Birinci Lübnan Savaşının belirtilerinden muzdaripiz. İsrail, Suriye'nin güneyinden Şam kırsalına kadar kontrolü eline alacak ve söz sahibi olacak  "isyancıların" bulunduğu bir durum yaratabilecek bir konumda iken bunu yapmak istemedi. Çünkü İsrail, sınır ötesi bir operasyondan korkuyor."

 

Yaari sözlerine şunları ekledi: "Sonuç olarak bu isyancılar bölgede etkili bir faktör olarak geri dönmedi. Özgür Suriye Ordusu olarak bilinen ılımlı isyancıların etkisinin bölgeden tasfiye edilmesi sadece zaman meselesidir. İranlılar Suriye'de konuşlanarak İran'dan Golan Tepelerine ve Lübnan'daki Hizbullah'a uzanan bir kara köprüsü inşa ediyorlar. Aynı şekilde Suriye'de ellerinde 200 binden fazla Şii savaşçı bulunuyor."

 

Suriye caddelerinde yakında İran savaş birliklerinin varlığını ve İran istihbarat üslerini göreceklerinin altını çizen İsrailli oryantalist sözlerini şöyle tamamladı: “İsrail'in karşı koyabileceği bir aşama olmaktan çıkan bu durum, İran'ın parçalanmış olan Suriye'de mevzilenmesine İsrail'in engel olabilme gücünü de çoktan aştı.”

 

Suriye'den gelen İran tehdidi probleminin çözümü üzerine tamamen farklı bir diğer bir bakış açısı da, İsrail'in eski Başbakanı İzak Rabin'in danışmanı İsrailli analist Eitan Habir tarafından ortaya atıldı. “Yedioth Ahronoth” gazetesine konuşan analist, Suriye'de İran ikilemini çözmenin en etkili yolunun İran'ın genişlemesinin durdurulabilmesini amaçlayan ılımlı Sünni Arap ülkeleri ile İsrail arasında barış anlaşması imzalanması olduğunu ifade etti. 

 

İşgal devletinin, Mısır ve Ürdün ile barış anlaşması imzaladığına işaret eden İsrailli analist, "İsrail ile barış anlaşması imzalamalarından bu yana bu iki Arap ülkesinin sınırlarında sükunet hakimdir. Bu ılımlı Sünni Arap ülkelerinin, İran'ı bir numaralı ve Hizbullah'ı iki numaralı düşman olarak görmelerinden hareketle, diğer Arap ülkeleri ile barış anlaşması yapmak, İran ve Hizbullah'a karşı en etkili savaş yoludur" dedi.

 

 

www.medyasafak.net