Afganistan ve CIA’in gizli eroin hattı

Afganistan ve CIA’in gizli eroin hattı
Dünyadaki afyonun %93’e varan kısmı Afganistan’dan geliyor. Batı’daki hakim algının aksine, bu bir Afgan Talibanı operasyonu değil. Atlantikçi çevrelerin asla sormadığı kilit önemdeki sorular, kimlerin afyon mahsullerini satın aldığı, rafine edip eroine çevirdiği, ihracat yollarını kontrol ettiği ve Taliban’ın yerel düzeyde empoze ettiği vergilere kıyasla muazzam kârlarla sattığıdır

 

 

 

Pepe Escobar

 

 

 

Global Research / Sputnik

 

 

 

Fars Körfezi, bir dizi çok ciddi sırrı barındırıyor. Bu listenin en yukarısına yakın bir yerlerde, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) çok-uluslu, trilyon dolarlık eroin parası aklama operasyonunun altın düğümü olarak konumlandığı Afgan gizli eroin hattı yer alıyor.

 

İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılın Afyon Savaşı'nda, Afganistan'da toplanan mahsuller temel olarak, Rusya ve İran'dakilerin yanı sıra özellikle ABD'deki eroin pazarını besliyor. Dünyadaki afyonun %93'e varan kısmı Afganistan'dan geliyor.

 

Batı'daki hakim algının aksine, bu bir Afgan Talibanı operasyonu değil. Atlantikçi çevrelerin asla sormadığı kilit önemdeki sorular, kimlerin afyon mahsullerini satın aldığı, rafine edip eroine çevirdiği, ihracat yollarını kontrol ettiği ve Taliban'ın yerel düzeyde empoze ettiği vergilere kıyasla muazzam kârlarla sattığıdır.

 

Hegemonik anlatı, Washington'un Afganistan'ı 2001 yılında 11 Eylül sonrasında “nefsi müdafaa” olarak bombaladığını, “demokratik” bir hükümet yerleştirdiğini ve 16 yılın sonunda buradan de facto ayrılmadığını, zira buranın El Kaide ve Taliban'a karşı yürütülen Terörizme Karşı Küresel Savaş'ta kilit önemde bir göbek noktası olduğunu ileri sürer.

 

Washington, Afganistan'ın yeniden inşasında 100 milyar dolardan fazla para harcadı. Ve iddia edildiğine göre bunun 8.4 milyar doları “narkotikle mücadele programlarına” ayrıldı. Sonsuz Özgürlük Operasyonu – Irak'ın “özgürleştirilmesiyle” birlikte – birkaç trilyon dolarlık dudak uçuklatan bir maliyet getirdi. Ve hâlâ işgal edilmiş Afganistan'ın dışına taşan gizli eroin hattı işliyor. Cui bono? [Bundan kim yararlanıyor?]

 

Bir SIGAR alın

 

Kapsamlı bir Afganistan Afyon Araştırması, Afganistan'daki afyon üretimindeki devamlı artışın ve üretim bölgelerindeki genişlemenin detaylarını ortaya koyuyor: “2016 yılında afyon üretimi, 2001'deki seviyelere kıyasla yaklaşık 25 kat arttı; 2001'de 185 ton olan rakam, 2016'da 4800 tona ulaştı.”

 

Hoş bir şekilde SIGAR (Special Inspector General for Afghanistan Reconstruction – Afganistan'ın Yeniden İnşası İçin Özel Genel Müfettişlik) diye kısaltılan kuruluş tarafından hazırlanan başka bir kapsamlı rapor, örtülü bir dille, hayati önemdeki bağlantıya dahi işaret ediyor: Kalıcı Özgürlük Operasyonu'nun Amerika'nın eroin salgınını beslemesi.

 

Afganistan yüklenicilerle dolu; rakamlar 10,000 ile on binler arasında değişiyor. Askerler ve eski askerlerin gizli eroin hattında – pek çok örnekte kişisel kâr için – oynadıkları role işaret etmek makul olabilir. Ancak düğüm noktası, ABD Kongresi tarafından hiçbir şekilde inceleme konusu olmayan ABD istihbaratının karanlık operasyonlarının finanse edilmesiyle ilgilidir.

 

Körfez'de bulunan ve Pentagon'un tanımladığı “istikrarsızlık kemeri”nin her yerinde engin deneyimlere sahip olan bir istihbarat kaynağı, Afganistan'da görev yapmış Avusturalyalı bir istihbarat ajanıyla olan etkileşimine ilişkin hikayesini anlatıyor:

 

“2011 dolaylarıydı. Bu kişi ABD Ordu İstihbaratı'na ve CIA'e Afgan eroin ticareti hakkında raporlar verdiğini – Afganistan'dan eroin çıkarmak için Pakistan limanlarından gelen ABD askeri konvoylarının kullanıldığını, bunların çoğunun ham afyon olduğunu ve gemilerin dağıtım amaçlı kullanıldığını söylediğini – anlattı.”

 

Kimse cevap vermemiş.

 

Ardından bir toplantıda önde gelen istihbarat operasyonları ve CIA temsilcilerini bir köşeye çekerek neden eyleme geçilmediğini sormuş. Cevaben, ABD'nin amacının nüfusun kalplerini ve zihinlerini kazanmak olduğu, yetiştirmek üzere afyon verilmesinin kalpleri kazandırdığı söylenmiş. Ardından bu kişi, meseleyi bir kere daha gündeme getirirse Avusturalya'ya ceset torbasında döneceği yönünde ikaz edilmiş.”

 

Kaynak sert ve kararlı:

 

“CIA'in dış operasyonları bu kârlarla finanse ediliyor. Taliban'ın eroin ticaretini kendi operasyonlarını finanse etmek için kullandığı suçlaması bir fabrikasyondu ve dikkatleri yanlış tarafa yöneltmenin bir biçimiydi.”

 

Bu da bizi, Başkan Trump'ın içgüdülerini tersi yönde gidip yeni bir Afgan kabarışını kabul etmesinin arkasındaki temel gerekçeye götürüyor:

 

“19. yüzyılda gerçekleşen, afyonla Hindistan'dan gelen çay ve ipeğin ödemesinin yapıldığı ve bu ipek ve çay ithalatlarından alınan vergilerin denizlere hakim olan güçlü İngiliz Deniz Kuvvetleri'nin inşasını finanse ettiği, hain Albion'un geleneksel afyon savaşları sonrasında, CIA trilyonlarca dolarlık eroin ticareti temelinde kendini en güçlü unsur haline getirdi. Trump'ın yararlanacak müttefikinin olmaması sebebiyle bunun üstesinden gelmesi mümkün değildir. Ordu CIA'le birlikte çalışıyor, bu yüzden de Trump'ın çevresindeki memurlar kıymetsiz.”

 

Burada hiçbir şey CIA'in çalışma tarzından sapmıyor.

 

Geçmişte bunun bolca örneği var. Bunlardan en meşhuru, Vietnam Savaşı esnasındaki Altın Üçgen. Burada CIA, Laos'tan gelen Hmong aşireti mensuplarına “afyona karşı yiyecek” modelini empoze etmiş, bu durum Kuzey Laos'taki CIA merkezlerinde bir eroin rafinerisinin kurulması ve afyonu ihraç etmek için menfur Air America'nın hayata geçirilmesiyle tamamlanmıştı.  

Bütün hikaye, Prof. Alfred McCoy'un – Langley'i çıldırtan – ufuk açıcı “Güneydoğu Asya'da Eroin Politikası” isimli çalışmasında ifşa edildi.

 

Bunun çağdaş muadili, İtalyan gazeteci Enrico Piovesana'nın hazırladığı ve Afganistan'daki Yeni Afyon Savaşı'nın ayrıntılarını ortaya koyduğu bir kitap olacak.

 

Air America'nın dönüşü

 

Peştun/aşiret bölgesi bağlantıları çok olan Pakistanlı bir istihbarat kaynağı, daha da yakıcı bir coğrafyayı didikliyor: “Elimizdeki en iyi bilgilere göre CIA, ilave Amerikan askerlerinin gelişine gerekçe oluşturmak için El Kaide-Daeş vekil güçlerini Afganistan'a getirdi.” Bu, Trump'ın generalleri tarafından köşeye sıkıştırılmasıyla epey uyumlu olacaktır.

 

Ardından, Moskova geliyor. Geçen hafta Rusya Dışişleri Bakanlığı sert bir dille, Kuzey Afganistan'daki bir eyalette Hazara Şiilerine düzenlenen bir katliamın failleri olarak, “bilinmeyen helikopterler” tarafından taşınan” yabancı savaşçıları” gösterdi ve şöyle denildi: “Afganistan semalarını kontrol eden NATO kuvvetlerinin komutası, bu olayları fark etmeyi inatla reddediyor gibi görünüyor.”

 

Bundan daha ciddi bir şey olamaz: Moskova, ABD tarafından eğitilen Afgan Silahlı Kuvvetleri'nin bazı kesitlerinin NATO'yla yan yana, cihadçıları destekleyen örtülü operasyonlara girdiğini söylüyor. Rusya istihbaratı uzunca bir süredir – üstü kapalı bir dille – ABD istihbaratının Afganistan'da Daeş'i – namı diğer “Horasan IŞİD'i”ni – örtülü şekilde desteklediği imasında bulunuyor.

 

Rus istihbaratı Yeni Büyük Oyun'daki Afganistan bölümünün epey farkında. Rus vatandaşları, Amerikalılar kadar, Afgan gizli eroin hattının “yan hasarı”. Rusya Dışişleri Bakanlığı, tonlarca kimyasalın başka ülkelerin yanında “İtalya, Fransa ve Hollanda'dan” Afganistan'a yasadışı bir şekilde nasıl gönderildiğinin ve ABD ve NATO'nun gizli eroin hattını kontrol altına almak için nasıl kesinlikle hiçbir şey yapmadığının izini sürüyor.

 

Tabi sonuç olarak, Air America hiçbir zaman ölmedi. Sadece, Güneybatı Asya'nın ormanlarından Orta ve Güney Asya'nın çorak kavşaklarına doğru yer değiştirdi.

 

 

www.medyasafak.net