"Suriye: Batı Medyasının Utanç Verici Performansı"

"Suriye: Batı Medyasının Utanç Verici Performansı"
"Batı medyasının (Amerikan, İngiliz, Fransız vs.) Suriye’deki çatışmalarla ilgili performansı son derece utanç verici. Kimse Amerikan medyasından fazla bir şey beklemez zaten."
Suriye: Batı Medyasının Utanç Verici Performansı

Esad Ebu Halil

 

El-Ahbar

 

Batı medyasının (Amerikan, İngiliz, Fransız vs.) Suriye’deki çatışmalarla ilgili performansı son derece utanç verici. Kimse Amerikan medyasından fazla bir şey beklemez zaten. Yanlış bilgilendirilmiş dış haberler editörleri, muhabirler ve politik alçaklık, Amerikan medyasını Amerikan dış politikasının araçları haline dönüştürmüş durumda.

Bu söylediklerim, ABD’nin dış politikasına meydan okuma konusunda son derece temel bir tavır koymuş olsalar dahi, fazla politik cesaretin ve olağanüstü bilgi düzeyinin nadir rastlanan bir özellik olduğu Ortadoğu’ya ilişkin gazetecilik söz konusu olduğunda daha fazla geçerlidir.  Ancak mesele, Suriye’ye geldiğinde İngiliz medyası (Batılı ülkelerin dış politikasına ve savaşlarına sık sık meydan okuma noktasında oldukça cesur tavırlar sergileyen liberal Guardian gazetesi de dahil olmak üzere) Amerikan medyasından ayrıt edilemez hale geldi.  

Bu medya çevreleri, okuyucularını birçok alanda hayal kırıklığına uğrattılar. Bunların yetersizlikleri şu şekilde sıralanabilir:

1. Arap-İsrail çatışmasıyla ilgili olarak haber yapılırken hiçbir şekilde kabul edilebilir olmayan belgeleme metoduna başvurmaları. Örneğin haberlerde, isimleri tesadüfî bir yöntemle bulunmamış, tersine Suud ve Katar gibi ülkelerin medyasının sağladığı isimler üzerinden elde edilmiş Skype ve e-mail hesaplarına dayanılması.

2. “Suriye hükümeti gazetecilere izin vermiyor” bahanesinin arkasına sığınarak medya haberlerinde ortaya çıkmaya başlayan etik ve mesleki yanlışları meşrulaştırmaya çalışmak. Birçok gazeteci,  ya kendisine izin verilmiş ya da ülkeye gizli yollardan girmiştir. Dolayısıyla hemen hemen her Allah’ın günü Newyork Times gazetesinde dile getirilen iddia doğru olmayıp okuyucuları yanlış yönlendirmektedir. Bu tür bir iddia, sansürün en keskin şekillerini uygulayan İsrail’e karşı kullanılmamıştır, özellikle de İsrail düzenli bir şekilde işlediği savaş suçlarını ve katliamlarını işlediğinde.

3. Hiçbir elemeden geçirmeden ya da sağlıklı bir şüphecilik içerisinde yaklaşmaksızın sürgündeki Suriye muhalefetinin yayınladığı raporlara ve haberlere bel bağlamak.

4. Suud ya da Katar finanslı medyanın sağladığı malzemelerin bu hükümetlerin ajandalarının izlerini taşımadığı faraziyesinde bulunmak.

5. Müslüman Kardeşler’in sürgündeki muhalefet içerisindeki ağırlıklı rolünü karartmaya çalışarak Suriye’deki seküler muhalefetin yanıltıcı bir imajını sunmaya çalışmak.

6. Birçok Batılı gazetecinin ve muhabirin Twitter’da, sürgündeki Suriye muhalefetinin ve Özgür Suriye Ordusu’nun çığırtkanlığını yapması. Tarafsızlık iddiası bir köşeye atılmıştır.

7. Şayet ideolojik bir lobi faaliyeti değilse, Suriye konusunda ısrarla Siyonizm yanlısı Washington Institute for Near East Policy’nin (Washington Yakındoğu Politikaları Enstitüsü) yorumcularını ekrana çıkartmak. Bu konuda enstitünün okuyuculara yalnızca politik manipülasyon sağladığını not etmek gerekir.  

8. Kasıtlı çarpıtma ve çatışmada bir tarafı yanlış tanımlama,

9. Beşşar Esed’in Suriye’de Alevi toplumunun dışında iktidar temelinin olmadığı konusundaki ısrar, özellikle de Suriye yönetimi tarafından gösterilen tahammül, Suriye rejiminin sürekli başvurduğunun iddia edildiği kaba kuvvete başvurmaktan daha fazlasını gerektirdiğinde. 

10. Batı’yla Esed rejiminin ilişkilerinin iyi olduğu yıllarda Suriye yönetiminin işlediği insan haklarını ihlallerinin göz ardı edildiği geçmiş yıllara ait medya yayınlarıyla rejimin ne kadar vahşi bir yaklaşıma sahip olduğunun aniden keşfedilmesi arasındaki uçurum,

11. Batı medyasının Suriye’nin sahip olduğu kimyasal silahlara ilişkin İsrail orjinli haberlere itibar ederken, İsrail’in sahip olduğu devasa nükleer silah deposuna ilişkin en ufak bir imada dahi bulunmayışı,

12. Basılı enformasyonun denetlenme eksikliği,

13. Medya haberleriyle editoryal politikalar arasındaki çizginin bulanıklaşması, -bu, modern gazeteciliğin en iyi örneğini sergileyen The Economist dergisinde de olsa böyledir-. 

14. Suriye haberlerinin Beyrut gibi, basın ordularının büyük ölçüde ajans hizmetlerine, yönlendirmelere ve Hariri’nin basın ofisinin talimatlarına dayandığı diğer ülkelerin başkentlerinden verilmesi. (Örneğin eski CNN büro şefi şu an Hariri ailesi için çalışmaktadır.)

15. Batılı politikaların bilgilendirme ve varsayımlarına meydan okuma korkusu,

16. Katar ve Suud gibi ülkelerin Suriye’deki demokrasi mücadelesini desteklemesine yönelik ironi eksikliği,

17. Özgür Suriye Ordusu tarafından işlenen suçlara karşı ilgisizlik,

18. ABD yönetiminin ülkedeki varlığını açıkça kabul edene kadar Suriye’de yabancı selefi savaşçılara dair haber yapmadaki ilgisizlik,

19. Yayınlanan haberlerin hemen hemen aynı oluşu,

20. Batılı hükümetlerin politikalarına hizmet ettiği ve Suriye yönetimini incittiği sürece yalan haberlere ve fabrikasyon haber çalışmalarına karşı rahatsızlık duymama.

21. Suriye rejiminin birdenbire muhalifleri haline gelen kişi ve kurumların politik arka planlarının ihmal edilmesi. Batılı medya Suriye rejimini numaradan savunuyormuş gibi görünen bu kişileri sık sık ekrana çıkartıyor, onların görüşüne başvuruyor. Bu kişiler bir süre sonra durumun politik ve finansal olarak uygun olduğunu gördüklerinde saf değiştirerek muhaliflerin yanında olduklarını açıklıyorlar.  

22. Arapça bilmeyen ve bölgede olup bitenlere ilişkin bir bilgisi olmayan insanlardan görüş alınması. Newyork Times, Amerikan politikalarıyla ilgili haber yapan üyelerini veyahut polis muhabirlerini bölgeye göndermeyi tercih ediyor.

23. Sorumluluk denen pek bir şey yok, sanki herhangi biri gidip Batı medyasının başarısızlıkları ve yetersizlikleri üzerine bir kitap yazacakmış gibi bir durum var ortada. Batı medyası Libya’yı da aynı şekilde pazarladı. Kapı kapı dolaşarak pazarladıkları yalanlarla ilgili hiçbir sorumluluk göstermediler.

medyaşafak