Ayetullah İsa Kasım 'ın Bahreyn Cuma Hutbesi

Ayetullah İsa Kasım 'ın Bahreyn Cuma Hutbesi
Ayetullah Kasım: Allah’tan başkasına güvenmiyoruz artık… O bu mücadeleye gereken yardımı yapacaktır...
Ayetullah Kasım: Allah’tan başkasına güvenmiyoruz artık… O bu mücadeleye gereken yardımı yapacaktır

Bahreyn’de bir yılı aşkın bir süredir devam eden devrim mücadelesi, Abdulhadi el-Khawaje’nin işkencelerle öldürülmesi sonucunda daha ciddi bir hal aldı. Al-Wafeq İslami Hareketi şu an ülkedeki en geniş katılımlı muhalif parti konumunda. Her ne kadar Bahreyn hükümeti Al-Wafeq’in 1,500 tane aktif üyesi olduğunu iddia etse de, geçenlerde ABD arşivlerinden Wikileaks’e yansıyan bir yazışma Bahreyn’deki en geniş muhalefet hareketinin Al-Wafeq olduğunu gösteriyor. Şu anda uzmanlar Al-Wafeq’in 80.000’den fazla aktif üyesinin olduğunu söylüyor. Al-Wafeq hareketi lideri Ayetullah Kasım’in 6 Nisan 2012’de yaptığı Cuma hutbesinin metnini aşağıda sizlere sunuyoruz:

Allah’tan, Resul’ün (s.a.a) masum kızı Fatıma’nın (s.a) şahadet gününde sizleri izzetli kılmasını ve ecrinizi daim etmesini dilerim. O tertemiz ve masum insanla ne kadar fazla hemhal olursak aziz ve hekim olan Allah’ın yolunda yürümek için o kadar fazla ışık ve nur ilham edilir bizlere.

Kan Denizi:

Herkes görüyor ne kadar kan aktığını, kalplerdeki coşkunun yükselişi, kalplere ölüm veriyor, sonra canlandırıyor kalpleri, ruhları yakıyor, hız kazandırıyor onlara, orada bir hareket başlatıyor ve direniş hattına gönderiyor hepsini, cihat saflarına, haklar için, ilkeler için, yüksek değerler, manevi kuvvetler ve istikrar için direnenlerin saflarına.

Kan yüce ve aziz ruhlardan doğar ve bilinç ve uyanış sağlar. Zulme ve haksızlığa karşı tiksinme duygusu, insanların hayatlarına dair endişe duygusu ve elindekileri koruma ve kapılarını kapatma duygusunun kaynağıdır kan.

En aptalca ve zor iş halkın devrimini sükûta erdirmeye ve onların haklı isteklerini yok etmeye çalışmaktır, insanların mukaddes kanları döküldükçe, diğerleri de o kadar haberdar olacaktır bu işten. Halk hareketini ve devrimini kanın şahitliği ve onun akıllara ve ruhlara verdiği güçten başkası besleyemez ve onun çiçekler açmasına imkân veremez.

Bu olayda rejimin işlediği en iğrenç suç barışçıl hedeflerle yürüyen insanların kanını dökmesidir. İslam’ın müminlere verdiği değere bir bakın ve bir de şu rejimin verdiğine. Allah’ın dininde insan kanı ne kadar da kutsaldır, şu devletin ellerinde ne kadar da ucuz.

Rejim suçsuz insanları öldürmekle başlıyor işe, amacı sadece İslam olan, İslam’dan ve değerlerinden asla uzak olmayan insanları, şu zararlı böcekler öldürülmeli diyerek katlediyor.

Mesele yönetimin şiddetinin görmezden gelinmesidir. O her türlü insani değeri çiğniyor, gece gündüz dinlemeden insanların ikamet yerlerine zehirli gazlar atıyor, bu durumda insanlar sessiz bir şekilde belirli yerlere ve evlerine sığınıyorlar. Bu insanların sağlığı, hayatları, emniyetleri, kerametli oluşları, insani kıymetleri açısından çok gülünç bir durum. Yine din gözüyle, halk gözüyle, gelenek görenekler gözüyle, insan için önemli hangi mukaddesat gözüyle baksan koca bir saçmalıktır bu.

Aynı şekilde umursamaz bir şekilde çocukların oynadıkları alanları, oyun bahçelerini ve hiçbir şeyle alakası olmayan insanların ikamet yerlerini de zehirli gazlara buladılar.

Demek istedikleri şu: Biz buradayız, güçlüyüz… Siz insanlar korkuyorsunuz bunlardan… Sessiz olun, reform istemeyin, tüm dünya insanlarının özgürlük ve yücelik mücadelesine aldırış etmeyin siz. Bizler işgal güçleriyiz… Paralı askerleriz. Sizler diz çökmeli ve güç sahipleri ne derse, köleler olarak onu uygulamalısınız.

Ancak sizin sözleriniz Allah’a sökmez. Tüm hepimiz aşağılanmış bir şekilde ağlarken dahi bu insanların cevapları değişmeyecektir.

Bu cahilce üretilmiş ahmakça siyaset Arapların bu halktan ne kadar habersiz olduğunun işaretidir ve öyle ya da böyle mazluma karşı ilgisiz olan bu Araplar ya da bu zalimler galip gelemeyeceklerdir.

İnsanları diktatörlerden kurtarmak için paralar ödeyen, dünyada özgürlüğün ve demokrasinin hamisi olan, aynı şekilde dünyada insanların demokrasisini ve özgürlüğünü korumak için ülkeler işgal eden Amerika basit bir güvenceden fazlasını verdi Bahreyn’deki diktatörlüğe, onlara garanti verdi, daha fazla insanın demokrasi ve özgürlük istedikleri için yok edilişini destekledi.

Amerika’nın stratejik ortaklarından birisi olan Bahreyn diktatörlüğü evlatlarını öldürmeye, baskıyı artırmaya, özgürlüğü yok etmeye, insanların güvenli yollarını yıkmaya, acılarını özgürce dile getirmelerini engellemeye devam etmek için müttefikiyle anlaşmıştır.

İnsanları yok etmeye devam ettiler, Mart ayında kendine ait özel bir kameradan sadece olup biteni çekmeye çalışan bir fotoğrafçıyı öldürdüler, hatta slogan bile atma işine karışmamış şehitlerimiz var bizim, ufak bir taş dahi atmamış… Sorumsuz bir kurşunla hayatı sonlanıyor insanların bu trajedide.

İnsanların yok edilişi daha da şiddetleniyor, zehirli gazlarla dolduruyorlar bölgeyi… Bu şekilde Khawaje’nin durumu kötüleşti ve ölmek üzere. Tüm bunlar din ve halk koruyucusu Arap Birliğinin, halkımızın Arap Birliği’nin planları içerisindeki zayıflığının ve Amerikan demokrasisi ve özgürlüğünün rahatlığının eseridir.

Herkes iyi biliyor ki, ABD tarafından hükümetleri ve rejimleri devirmek için kullanılan demokrasi, özgürlük ve yazılı medya gönlümüzden geçenleri karşılamıyor. Başarılı olsun ya da olmasın Amerika’nın ve Beyaz Saray’ın, sadık dostları diktatör rejimler için demokrasi ve özgürlüğü reddetmesi karşısında alternatifler aranmalıdır artık.

Hatırlatma:

Karışıklıklardan, şiddetten, hatalar yapmaktan ve İslam’ın, Allah kanunlarının bize verdiği hakların önüne geçmekten sakınmalıyız.

Tedbirli olun, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi korumayın, tanımadığınız, bilmediğiniz, size güven vermeyen insanlardan uzak durun… Hepsi bu kadar… Ancak asla bir mümini açıkça tekfir etmeyin ve ondan gördüğünüz bir deliliniz yoksa bunu yapmayın.

Diğer bir taraftan, insanlar bilgi düzeyleriyle, fiziksel, psikolojik olarak, cesaret ve değer düzeyleriyle birbirlerinin aynı olamazlar, halk hareketi de belirli bir düzeye hitap etmez, o her kesim ve her düzeyden insan tarafından benimsenir, hatta o en güçlü olanı elindekiyle yalnız da bırakabilir.

Bu sizin öncelikli görevinizdir, sizden beklenen şey hakları korumanızdır.

Ölüm Hayatla Başlar:

Aldulhadi el-Khawaje adaletsiz bir şekilde cezalandırıldı. Raporlar şöyle diyor, tüm bilim adamları ve görenler de buna şahitler ki, işkenceden ve aşırı güç uygulanmasından ölmüştür. Onun ölüm halinde oluşu devlet kanunlarına da, insan haklarına da, uluslararası normlara da aykırıdır…

İnsan hakları örgütlerinden uzmanlara göre el-Khawaje’nin durumu çok kritikti ve cezaevine götürülürken onda ölüm belirtileri vardı.

Yaptıkları şey insan haklarının ihlalidir ve şu an büyük bir ulusal kriz var ortada, onun ölümü bir devlet suçudur ki bu asla affedilmeyecek ve ülkedeki emniyeti daha da kötü duruma getirecektir.

Bahreyn bir problemler yumağı ve birbirini takip eden krizlerin içerisindedir. Hükümet insanlara “adaleti” her yerden askeri müdahale yaparak getirmektedir… Sorunu çözmek için ordunun insanların sesini kesmeye çalışması yeterli olmayacaktır.

Bahreyn hükümetinin doğru dürüst bir adalet ve insanların isteklerine ciddi yanıtlar getirebilmesi için müttefiklerinin zulüm ve baskı için cesaretlendirmelerinden çok ona baskı yapmaları gerekmektedir. Bu yüzdendir ki, bizler artık Allah’tan başkasına güvenmemekteyiz ve o bu direnişe gereken yardımı yapacaktır…

 

Ayetullah Qasem’ın Cuma hutbesi Hüseyin Beheşti tarafından medyasafak.com için tercüme edilmiştir