Rusya ve Çin dolar hakimiyetine meydan okuyor

Rusya ve Çin dolar hakimiyetine meydan okuyor
Batı’dan gelen basınçla orantılı olarak artan bir şekilde Avrasya ülkeleri, ekonomilerini ABD Hazine’sinin mali yaptırımlarından bağımsız olarak büyütmenin yollarını geliştiriyor. Gelecekte geriye dönüp bakıldığında belki de ABD’nin bu yaptırımları, Washington’un Avrasya ekonomileri üzerinde tahakküm kurmak için gerçekleştirdiği en ahmakça girişimlerden biri olarak görülecek.

 

 

 

F. William Engdahl

 

 

Katehon.com

 

 

Rus hükümeti kısa süre önce, yaklaşık 1 milyar dolara denk düşen devlet tahvili çıkaracağını, ancak çoğu zaman olanın aksine bunun ABD doları cinsinden olmayacağını açıkladı. Bu, Çin yuanıyla yapılan ilk Rus tahvili satışı olacak. Çin Halk Bankası'nın ABD hükümeti borçlarındaki 1 trilyon dolardan fazla alacağıyla veya ABD'nin bugün 20 trilyon dolardan fazla olan federal borçlarıyla karşılaştırıldığı zaman 1 milyar dolar kulağa çok fazla gibi gelmeyebilirse de, bunun taşıdığı önem nominal meblağın ötesine geçiyor. Bu, her iki hükümet için de, altyapı ve öteki projelerin, ABD Hazine'sinin mali yaptırımları gibi olayların getireceği dolar riskinden bağımsız olarak finanse edilebilmesi potansiyeli için bir test.

 

 

Rusya'nın borcu ve Çin yuanı

 

Ağustos 1998'ta Batı'nın tetiklediği temerrütten bu yana Rusya, neredeyse her türlü hataya karşı ihtiyatlı oldu. Ülkenin hükümet borcu, büyük sanayi ülkeleri içindeki en düşük orana tekabül ediyor: bu yıl için GSYİH'nin yalnızca %10.6'sı. Bu, Rusya'nın ABD tarafından 2014'ten beri dayatılan mali savaş yaptırımlarına karşı direnmesini sağladı ve ülkeyi, mali istikrar için başka tarafa yönelmeye zorladı. Bu “başka taraf” gitgide, Çin Halk Cumhuriyeti olarak adlandırılıyor.

 

Şu anda Rusya Maliye Bakanlığı'nın Çin yuanı cinsinden tahviller halinde ilk borç satışını planladığı aktarılıyor. Piyasa için bir test olacak olan ilk arzın ölçeği 6 milyar yuan, yahut 1 milyar doların biraz altı olacak. Satış, devlet mülkiyetindeki Rus Gazprombank ile, Çin Bankası ve Çin'in en büyük devlet bankası olan Çin Sanayi ve Ticaret Bankası tarafından organize ediliyor. ABD Hazine'sinin yaptırım savaşında, şu ana kadar Rusya'nın petrol ve doğalgaz projelerine yoğunlaşmış olan cezaları, Rusya'nın kamu borçlarını da içine alacak şekilde genişletmenin potansiyel sonuçlarını değerlendirdiği yönündeki haberler, hareketliliği hızlandırıyor. Yeni yuan tahvilinin satışları Moskova Borsası üzerinden yapılacak ve Çin anakarasındaki yatırımcılara ve hem uluslararası hem de Rus borçlanıcılara çekici faiz oranlarıyla satış yapmaya çalışacak.

 

Batı'nın yaptırımları veya yaptırım tehditleri Rusya ve Çin'i, dolar sistemi karşısında gerçek bir alternatifin ruşeym haline dönüşen şey üzerinde daha stratejik bir işbirliği yapmaya yöneltiyor. Rusya'nın yuan cinsinden yaptığı borç arzları aynı zamanda Çin'in yuanı uluslararası kabul gören bir para birimi haline getirme arzusuna önemli bir güç kazandıracak.

 

 

Çin petro-yuanı

 

Rusya'nın yuan cinsinden devlet tahvili çıkarmaya başlamasını adımlarına paralel bir başka büyük gelişme de, ABD doları karşısında yuanın uluslararası alanda daha geniş kabul görmeye başlaması. 13 Aralık günü Çinli düzenleyiciler, Şangay Vadeli İşlemler Borsası'nda alım satımı yapılmak üzere, dolar destekli değil, yuan destekli bir petrol işlemleri sözleşmesini başlatma hazırlıkları için nihai testi tamamladı. Bunun içerimlerinin büyük olması muhtemel.  

 

Çin dünyanın bir numaralı petrol ithalatçısı olan ülke. Finansal vadeli petrol işlemleri piyasalarının kontrolü şimdiye kadar, Wall Street bankalarının ve New York, Londra ve onların kontrol ettiği öteki vadeli işlem borsalarının sıkı kontrolü altında bulunan bir alan oldu. Şangay'ın büyük bir yuan merkezli petrol işlemleri merkezi olarak ortaya çıkması, petrol ticareti üzerindeki dolar hakimiyetini önemli ölçüde zayıflatabilir.

 

1970'lerin petrol şoku ve OPEC ülkelerinden gelen petrol fiyatlarında yaşanan %400'lük artıştan bu yana Washington, dünyanın en değerli metasının ticaretinin yalnızca ABD doları cinsinden yapılabileceği sıkı bir rejimi korudu. Aralık 1974'te ABD Hazinesi Riyad'da Suudi Arabistan Para Ajansı'yla, ABD hükümet borçlarının artan petro-dolarlarla satın alınabilmesi amacıyla “ABD Hazinesi'nin borç alma operasyonlarıyla New York Merkez Bankası aracılığıyla yeni bir ilişki kurma” anlaşması yapıldı.  

 

Suudiler, ABD'nin (elbette dolarla alınacak) gelişkin askeri teçhizatlar satması ve olası bir İsrail saldırısına karşı koruma sağlaması karşılığında OPEC'in sadece dolarla petrol satışı sistemini hayata geçirmesine onay verdi. Bu, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'ın petro-dolar döngüsü olarak adlandırdığı şeyin başlangıcıydı. Bugüne kadar yalnızca iki petrol ihracatçısı ülkenin liderleri – Irak lideri Saddam Hüseyin ve Libya lideri Kaddafi – sistemi değiştirmeye ve euro ve dinar karşılığında petrol satmaya çalıştı. Şimdi de Çin petro dolar sistemine farklı bir biçimde, petro-yuanla karşı çıkıyor.

 

Saddam Hüseyin veya Kaddafi'nin yaptığından farklı olan taraf, çok daha etkili ülkeler olan Rusya'nın ve şimdi İran'ın, Çin'in de zımni desteğiyle, ABD basıncının getirdiği zorunluluk nedeniyle dolardan imtina etmek için işbirliği yapıyor olması. Bu, ABD dolarına karşı, Irak ya da Libya'nın hiçbir zaman yapamayacağı kadar güçlü bir meydan okuma.  

 

Çin'in yuanla yapılan vadeli petrol işlemleri sözleşmesi, Çin'in ticaret ortaklarının parayı Çin değerlerinde tutma veya ABD dolarına çevirme zorunluluğu olmadan altınla ödeme yapmasına veya yuanı altına çevirmesine izin veriyor. Rusya veya İran yahut Venezuela gibi petrol ihracatçıları – ki hepsi ABD yaptırımlarının hedefidir – şimdi dolarla petrol ticareti yapmaktan imtina ederek ABD'nin bu yaptırımlarından uzak durabilir. Geçtiğimiz Eylül ayında Venezuela ABD yaptırımlarına, devletin petrol şirketine ve tüccarlara petrol satışı anlaşmalarını euro ile yapmaları ve bundan böyle ABD dolarıyla ödeme yapmamaları veya ödeme almamaları talimatı vererek yanıt verdi.

 

 

Petrole karşı altın?

 

Şangay Uluslararası Enerji Borsası yakında yuan cinsinden ham petrol işlemleri sözleşmesini başlatacak. Bu sözleşme Rusya'nın 2014 yaptırımları sonrasında başladığı, Çin'e yuan karşılığında petrol satılması sürecini kolaylaştıracak ve sağlamlaştıracak. Bu aynı zamanda dünya genelindeki başka petrol üreticilerinin kendi petrollerini dolar yerine yuanla satmasına izin verecek. Ham petrol işlemleri sözleşmesi, Çin'de yabancı yatırım fonlarına, ticarethanelere ve petrol firmalarına açık ilk meta sözleşmesi olacak. ABD dolarıyla ticaret yapma zorunluluğunun atlatılması, örneğin Rusya ve İran gibi petrol ihracatçılarının ABD yaptırımlarını devre dışı bırakmasını sağlayabilecek.

 

Çin, arzı daha çekici kılmak için, ham petrol işlemleri sözleşmesini Şangay ve Hong Kong'daki altın takasları yoluyla yuanı etkin bir şekilde fiziksel altına dönüştürme seçeneğiyle bütünleştirdi. Çin'in Dış Ekonomi ve Ticaret Enstitüsü'ne bağlı Küreselleşme ve Modernleşme Merkezi'nin direktörü olan Wang Zhimin'e göre yuanla yapılan petrol işlemlerinde altına çevirme olanağının bulunması, Çin'de yapılan vadeli işlemlere Brent ve Batı Teksas ara değerlendirmeleri karşısında rekabetçi avantaj sağlayacak.

 

Şimdi Rusya, İran yahut öteki petrol üreticileri, doları tümüyle by-pass ederek Çin'e yuan veya ruble karşılığında petrol satabilecek bir pozisyondadır. Yuanla yapılacak petrol işlemleri sözleşmesi resmen başlatıldığı için, bu dönüşüm önümüzdeki haftalarda gerçekleşecektir. Ayrıca Çin ve Rusya Ekim ayında, petrol ve öteki ürünlerin ticaretinde var olan takas riskini azaltacak şekilde, Çin yuanı ve Rus rublesi için bir “ödemeye karşı ödeme” (PVP) sistemi başlatmıştı.

 

Şimdiden Rusya'nın Çin'e yaptığı petrol ve doğalgaz satışlarının ruble ve yuanla gerçekleştirildiği bildiriliyor ve ABD'nin Fars Körfezi'nde Katar'ı tecrit etme yönündeki ahmakça çabasından bu yana, Çin'in önde gelen LNG gaz tedarikçilerinden olan Katar, yuanla fiyatlandırma yoluna gitmeye başladı. Artan basınç sonucunda bir noktada Suudi Arabistan Washington'la yaptığı 1974 tarihli anlaşmasını delebilir ve Çin'e yuanla da petrol satabilir.

 

 

İran AEB'ye katılma yolunda

 

Avrasya çapında görülen ve merkezinde Çin ve Rusya'nın bulunduğu büyüyen işbirliğine yeni bir unsur daha eklenmek üzere: İran. İran'ın Ticareti Geliştirme Örgütü'nden Behruz Hasanolfat'ın geçen yılın Şubat ayında İran'ın devlet kanalı Press TV'ye yaptığı bir açıklamaya göre İran, Rusya'nın merkezinde olduğu Avrasya Ekonomik Birliği'ne (AEB) üye olma yoluna girdi. 2015 yılında kurulmuş olan AEB şu anda Rusya, Kazakistan, Belarus, Ermenistan ve Kırgızistan'dan oluşuyor ve üye devletler arasında serbest mal, hizmet, sermaye ve işçi geçişi için büyük bir alan yaratmayı amaçlıyor.  AEB halen 183 milyon kişiden oluşan bir pazar demek. 80 milyondan fazla vatandaşıyla İran'ın dahil olması, AEB'ye ve onun ekonomik önemine büyük bir güç katacak ve vasıflı emeği, mühendisleri, bilim insanları ve endüstriyel teknik bilgiyi içeren, 263 milyondan fazla insandan oluşan ortak bir pazar yaratacaktır.

 

İran halihazırda, Washington'un artan tehditleri karşısında, petrolünü dolar dışındaki para birimleriyle satmanın yollarını aradığını açıkladı. AEB'ye entegrasyon, İran, Rusya ve Çin'in her üçü karşısındaki acımasız ABD baskıları karşısında kaçınılmaz olarak daha fazla yakınlaşmasıyla buna bir çözüm getirebilir.  

 

Batı'dan gelen basınçla orantılı olarak artan bir şekilde Avrasya ülkeleri, ekonomilerini ABD Hazine'sinin mali yaptırımlarından bağımsız olarak büyütmenin yollarını geliştiriyor. Gelecekte geriye dönüp bakıldığında belki de ABD'nin bu yaptırımları, Washington'un Avrasya ekonomileri üzerinde tahakküm kurmak için gerçekleştirdiği en ahmakça girişimlerden biri olarak görülecek.

 

 

Çeviri: İlyas Halitoğlu

 

 

www.medyasafak.net