İsrail: Şiiler bizim için daha büyük tehlike

İsrail: Şiiler bizim için daha büyük tehlike
Jerusalem Post’da Yigal Walt ve Tamer Nashef tarafından kaleme alınan analizde (http://www.jpost.com/Opinion/Shiite-factor-poses-tough-challenge-for-Israel-543517) Siyonist rejimin tehdit algısı hakkında önemli ayrıntılar ortaya konuyor. İşte o analizden önemli bir bölüm:

 

 

Jerusalem Post'da Yigal Walt ve Tamer Nashef tarafından kaleme alınan analizde (http://www.jpost.com/Opinion/Shiite-factor-poses-tough-challenge-for-Israel-543517) Siyonist rejimin tehdit algısı hakkında önemli ayrıntılar ortaya konuyor. İşte o analizden önemli bir bölüm:

 

“İran'ın İsrail sınırlarına yaklaşmasından kaynaklı tehdit değerlendirmeleri genelde askeri ve ekonomik parametrelere odaklanıyor.

 

Bizler bu bağlamda Suriye sahasında üslenmiş vekil orduları, Lübnan'da kurulmak istenen füze tesislerinin planları ve bölgedeki teröristleri finanse etmede kullanılmakta olan petrol kaynakları hakkında çokça sözler işitiyoruz. Fakat Rusya'nın koruyucu kanatları altındaki İran-Suriye-Lübnan koalisyonu sadece askeri alanda güç ve kas göstermekten ibaret değil, Şii İslam'ın ilkelerine dayalı ilerici bir kavramsal özden de kaynaklanan bir tehdittir aynı zamanda.

 

Bu nedenle Şii ekseni, sadece güçle ilgili hesaplamaların ötesinde, kendisini İsrail'in Sünni hasımlarından daha meydan okuyucu bir düşman kılan, arka plandaki başka bir boyuta sahip.

 

Sünniler genelde tarihi geçmişe dönük okuyorlar, ütopik bir maziyi diriltmeye çalışıyor, onu özlüyorlar. Sünni umdeler zamanın dairevi tabiatının altını çiziyor, bu durum tarihin nihai bir hedef doğrultusunda ilerlemekte olduğu vizyonunu engelliyor. Şii dünya görüşünde ise bunun aksine geleceğe dönük, tarihin ilerlediği inancı var.

 

10. yüzyılda İhvanu's-Safa olarak bilinen Şii bilgeler kendi taraftarlarına ‘Hiçbir bilimden uzak durma, hiçbir kitabı kötüleme ve hiçbir inanca körü körüne, fanatikçe bağlanma' diyorlardı.

 

Bilim, Sünni dünyada genelde kurumsal bir temelden yoksun kalmışken, felsefe ve bilimsel gelenek Şii yüksek eğitim kurumlarındaki müfredatta yer alagelmiştir. Bunun sonucu olarak da Şiiler İslam medeniyetinin bilimsel mirasına orantısız dev katkılar sunmuşlar, Ortaçağ'daki Fatımi, Buveyhi ve Hamdani Şii rejimlerinde olduğu gibi bilimsel araştırmaları aktif bir şekilde desteklemişlerdir. Bu gelenek, çağdaş İran'da bilimsel araştırmaların nasıl serpilirken Sünni ülkelerde niçin sönmekte olduğunu ve Tahran'ın gelişmiş araştırma enstitüleri kurabilmeye güç yetirebilmesini ve bağımsız bir askeri endüstri ve nükleer program geliştirebilmesini açıklıyor.

 

İsrail ordusundan General Yair Golan, İsrail'in, Şii düşmanlarını nasıl gördüğünü İran'ı ‘uygarlığın yüksek bir formu' olarak tanımladığında zarif bir şekilde özetlemiş, yetkin bilim adamları ve sağlam akademik altyapısına işaret ederek ‘İranlılar bize çok benziyor, bu nedenle de çok ama çok daha tehlikeliler' demişti.”

 

 

www.medyasafak.net