İsrail Suriye’yi yine vuracak ve Direniş Ekseni Sözcüsü Nasrallah tekrar cevap verecek

İsrail Suriye’yi yine vuracak ve Direniş Ekseni Sözcüsü Nasrallah tekrar cevap verecek
İsrail, Suriye’nin bazı özel İsrail askeri hedeflerine 55 roket ve füze ateşlemek suretiyle verdiği cevabı önemsiz göstererek yumuşatmak istedi. Fakat yerel İsrail medyası bunu açıkça itiraf etti: “Golan (düşen füze ve roketlerle) Noel ağacı gibi parladı.” Aslında Tiberya, Celile ve Hayfa sahili halkı onlarca yıldır ilk kez o gün sığınaklarına gitti.

 

 

23 Mayıs 2018

 

Elijah J. Magnier

 

 

Ejmagnier.com

 

 

 

Suriye güçleri başkent Şam'ı el-Kaide'den, Yermuk, Hacer el-Esved ve çevresini IŞİD'ten özgürleştirdikten sonra -Humus ve Hama kırsalı da tamamen temizlenmişti- Suriye güneyini kurtarmaya hazırlanıyor. Suriye ordusu ve müttefikleri ayrıca Deyr-ez Zor'un güneyindeki IŞİD varlığını da -örgütün Suriye'deki son bölgesi- yok etmeye çalışıyor. Bununla birlikte Suriye'nin güney şehri Deraa, en büyük korkusu güneyin özgürleşmesi ve ardından da Suriye'nin merkezi yönetimi tarafından İsrail işgali altındaki Golan Tepelerinin geri dönmesinin talep edilmesi olan İsrail için önemini koruyor. Suriye'ye dayatılan yedi yıllık savaş, eğitilmiş ve savaş deneyimi kazanmış ve artık Direniş Ekseninin -İsrail'in en çok korktuğu güç- parçası haline gelmiş yerel grupların oluşmasına yol açtı.

 

Bu durum, işgal edilmiş toprakları Suriye'ye geri vermek istemeyen Tel Avivli yetkilileri, Direniş Ekseninin nabzını yoklayıp tepkisini ölçecekleri yeni bir askeri maceraya girişmeye kışkırtıyor. Bu durum kaçınılmaz, özellikle de Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah'ın İsrail'in Suriye ordusu mevzilerine yaptığı son saldırıların ardından, belirlenen yeni angajman kurallarını bizzat ilan etmesinden sonra.

 

Seyyid Nasrallah'ın bu yeni angajman kurallarını şahsen ilan etmesi dikkate değer: Golan Tepelerindeki İsrail hedeflerine fırlatılan roket ve füzelerin sayı (55 adet) ve tipini bizzat kendisi açıkladı. Bunun çok önemli yan anlamları var, zira Hizbullah ile farklı cephelerde 36 yıllık savaş ve cevap tecrübesi yaşamış İsrail'in anladığı dili kullanıyor. Adet olduğu üzere Seyyid Nasrallah kestirmeden gitmiyor ve ilk cevabıyla İsrail'i kontrolden çıkmaya itmiyor: önce uyarıyor, ne diyorsa onu kastediyor ve uyardıktan sonra da vuruyor.

 

İsrail ne Başkan Beşar Esad'ı devirmeyi, ne Direniş Eksenini İsrail-Suriye sınırından uzaklaştırmayı, ne de Hizbullah'ın dikkat çekici ölçüde büyüyen askeri kapasite ve cephaneliğini sınırlayıp çevrelemeyi başarabildi. İsrail'in Hizbullah'ın silah nakliye birimine ve pek çok ad altında toplanmış -bunlar arasında “Suriye Hizbullahı” da var- binlerce Suriyeli militanın eğitim merkezlerine yaptığı mükerrer hava saldırıları, İran'ı bunları birkaç ülke üzerinden müttefiklerine aktarmak yerine Suriye içinde füze üretim merkezleri kurmak ve geliştirmek zorunda bıraktı.

 

Aslında Suriye, Lübnan'dan alınmış yeni bir denklemi devreye koydu: “ordu, halk ve direniş”. Bu formül tüm Suriye topraklarını kurtarmak için uygulanacak ulusal savunma stratejisi için bu üçlü arasında tam bir uyum ve işbirliğinin gerekliliğini imliyor. Şam'daki merkezi hükümet tüm Suriye köy ve şehirlerinde hatta İsrail sınırında yerel ulusal savunma kuvvetleri tesis etmiş durumda.

 

Bununla birlikte İsrail Suriye'deki yedi yıllık savaşın dayattığı gerçekliğe teslim olmadı. Aksine diğer yönde ilerleyerek Suriye çölünün derinliklerinde üslenip Suriye ve Rus güçlerini “rejim değiştirmeye” engel olmada destekleyen İranlı danışmanları bombaladı.

 

İsrail, Suriye'den gelen ve İsrail karşısındaki yeni angajman kurallarını ilan eden Hizbullah sekreteri tarafından ayrıntılı bir şekilde açıklanan İran cevabını bekledi: “İlerde yapılacak yeni bir saldırı, ölçüsü oranında Golan Tepelerinde cevaplanacak ve Golan Tepelerinin ötesini ve iki kat ötesini, ülkenin kalbini vurabilecek.” Bu konuşma yöntemi Seyyid Hasan Nasrallah tarafından 2006 Savaşında askeri potansiyelini göstermek ve İsraillilere, eğer saldırılarını durdurmazlar ve iş daha da büyürse vereceklere cevabın çok daha büyük olacağı uyarısında bulunurken kullandığı bir metottu. Ve hala da öyle.

 

İsrail, Direniş Ekseninin dayattığı  “Golan Denklemini”, Suriye'nin bazı özel İsrail askeri hedeflerine 55 roket ve füze ateşlemek suretiyle verdiği cevabı önemsiz göstererek yumuşatmak istedi. Fakat yerel İsrail medyası bunu açıkça itiraf etti: “Golan Tepeleri (düşen füze ve roketlerle) Noel ağacı gibi parladı.” Aslında Tiberya, Celile ve Hayfa sahili halkı onlarca yıldır ilk kez o gün sığınaklarına gitti.

 

İsrail'in Ortadoğu'daki en büyük askeri güce sahip oluşundan şüphe yok. Bununla birlikte Suriye cevabından sonra yeni bir savaşa sürüklenmeye isteksiz olduğunu belirtti, Nasrallah'ın mesajını anladı ve Direniş Eksenini durdurmak için gösterdiği coşkulu halden çark etti.

 

İsrail kendi mükerrer saldırıları karşısında Suriye'nin roket-füzeli cevabının etkisini minimize etmeye çalıştı ve resmi olarak “Golan'a sadece 20 roketin düştüğünü” söyledi. Fakat İsrail televizyonda yayımlanan 36 roket atan bir füze fırlatıcısının görüntüleri, İsrail'in resmi söyleminin yanlışlığını ve yükü azaltmak isteyen askeri sansüre teslim olduğunu kanıtlıyor. Fakat İsrail'deki herkes -ve mutlaka Direniş Ekseni de- sonuçlar öngörülemediğinde savaş için hazırlığın gerçek bir opsiyon olmadığını ve iç cephenin büyük bir misilleme karşısındaki hazırlıksızlığını -zira 2.5 milyondan fazla İsraillinin sığınağı yok ve yıkıcı bir savaş karşısında savunmasızlar-  biliyor.

 

İsrail defalarca kez başvurduğu önleyici saldırılarının (Suriye savaşı boyunca 100 saldırı) Direniş Ekseninin 1973 ateşkes hattındaki varlığına engel olamadığını bugün anlamış durumda. İsrail önceleri mutlak hava ve deniz gücünü kullanabilmesi nedeniyle ve ayrıca ABD'yi gelecek bir savaşta yanına çekebilme yeteneği olduğundan kendini çok rahat hissediyordu. Fakat bugün İsrail, hava kuvvetlerini hiçbir riske girmeden piknik yapar gibi Suriye üstüne gönderemeyeceğini -buradaki füze savunma sistemleri nedeniyle- iyi biliyor. Dahası donanması ve petrol platformları da gelişmiş Rus ve İran karadan karaya füzeleri yüzünden tamamen mahfuz değil. Ayrıca İsrail, nüfusunun refaha âşık olduğunu ve uzun bir savaşın sonuçlarına katlanamayacağını da biliyor.

 

İsrail'in “savaşlar arasındaki çatışmalar” stratejisi -askeri önderliklerinin tanımlamayı sevdikleri şekilde- şu noktalarda başarısız oldu:

 

- Direnişin kapasitesinin gelişmesinin engellenmesi,

 

- Suriye Hizbullahı gibi pek çok grubun yaygınlaşmasının engellenmesi,

 

- Direniş Eksenini Golan Tepelerinden uzak tutmak.

 

Aslında İsrail Golan'a atılan sadece “yirmi roketle” (resmi iddialarına göre) tam anlamıyla panikledi.

 

İsrail İran'ı, Suriye'de uzun menzilli füzeler üreterek buradaki askeri sanayisine yaptığı yatırımları artırmaya itti.

 

İsrail aynı zamanda Suriye'yi, Ulusal Savunma Kuvvetleri ve Suriye Ordusunun yerel güçlerinin performansını geliştirmek zorunda bıraktırdı. Bunlar Hizbullah'ın İsrail ile yaptığı uzun savaşın tecrübesinin meyvelerini devşiriyor ve ona benziyorlar.

 

Direniş Ekseni İsrail'in askeri kapasitesiyle yarışmayı sürdürerek kendi yeteneklerini geliştiriyor. Fakat gözlemciler İsrail'in tekrar nabız yoklayacağını ve karşılık verip vermeyeceklerini denemek için Suriye'yi tekrar vuracağını tahmin ediyorlar.

 

Belli ki İsrail “yeni Ortadoğu” projesini uygulamanın artık mümkün olmadığını ve askeri misillemeye önderlik edenin cevap verme metodunda deneyimli olduğunu anlamakta güçlük çekiyor. Bununla birlikte İsrail, Seyyid Hasan Nasrallah'ın askeri, siyasi ve psikolojik cevapları nasıl geliştireceğini bilen bir düşman olduğunun farkında.

 

Kısaca ifade etmek gerekirse, İsrail Suriye'de inisiyatifi kaybetti. El-Kaide ve IŞİD'i (Halid b. Velid Ordusu) desteklemek için yaptığı tüm girişimleri, İran'a Suriye'de kan kaybettirmesi ve Suriye Ordusu karşısındaki saldırıları en büyük düşmanı Seyyid Hasan Nasrallah'ın ve şimdi de Golan Tepelerinde başında olduğu eksenin etkisinin güçlenmesine yol açtı.

 

 

Çeviri: Medya Şafak