Hums’un Ele Geçirilişi Batı’nın Suriye’de Yenildiğini Gösterir

Hums’un Ele Geçirilişi Batı’nın Suriye’de Yenildiğini Gösterir
Hums’un ordu tarafından silahlı gruplardan tamamen temizlenmesinden birkaç gün önce, Batılı istihbarat ajanları bu silahları ve cihazları yok etmeye başladılar. Amerikan insansız uçaklarıysa virüs içerikli programlar göndererek bu cihazları yok etmeyi beceremedi
Hums’un Ele Geçirilişi Batı’nın Suriye’de Yenildiği Gösterir

Mohyeddin Sajedi

Suriye yönetimi BM-Arap Birliği ortak temsilcisi Kofi Annan’ın altı maddelik planını kabul ettiğini açıklasa da, Batılı devletler, Türkiye ve Arap Devletleri 2 Nisan 2012’de açıklanacak Annan’ın görüşlerini etkilemeye çalışıyorlar.

ABD, AB, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın Suriye muhaliflerini birleştirme çabaları ve İstanbul toplantısında bu konuda yaptıkları baskılar bir yere varmış görünmüyor. Bazı muhalif liderler ve Kürt gruplar toplantıdaki demokrasi dışı atmosferi protesto ederek ayrıldılar. Daha da önemlisi “Koordinasyon Komitesi” ve Suriye içerisindeki muhalif grupların bazıları zirvenin dışında kalmayı tercih etti.

Arap Birliğinin 30 Mart’ta Bağdat’taki toplantısıyla dönüşümlü başkanlık Katar’dan Irak’a geçti. Geçen yıl boyunca Katar yönetimi iktisadi gücünü birliği etkilemek ve Suriye Başkanı Esed’i birlik dışında bırakmak gibi aşırı kararlar almak için kullandı. Irak Katar gibi zengin bir ülke ancak Suriye rejimine karşı aşırı bir duruş sergilemiyor.

Güvenlik konulu bir rapor Hums kentinin Baba Amr bölgesindeki Suriyeli silahlı gruplara teçhizat, gelişmiş iletişim sistemlerinin sağlandığını gösteriyor. Katar sürekli bu şehrin Suriye ordusuna direneceğini ve Suriye muhaliflerinin Şam’a doğru hareketinde bir destek noktası olacağını söyledi durdu. Suriye ordusu Baba Amr’ı ele geçirdiğinde, her şey değişti ve Annan Suriye krizini askeri müdahale ve Esed’in iktidardan çekilmesi şartları olmadan politik yollarla çözmek üzere görevlendirildi.

Aynı raporda onlarca Fransız, İngiliz ve Arap devletleri vatandaşının Suriye ordusunca ele geçirildiği belirtilmekte. Aynı şekilde rapor ordunun ABD, Avrupa ve hatta İsrail yapımı silahlar ele geçirdiğini dile getiriyor. NATO komutanları ABD uyduları vasıtasıyla gelişmiş iletişim cihazları sayesinde Suriyeli silahlı gruplarla bağlantı kuruyor ve onları yönlendiriyorlardı. Bu cihazlar aynı şekilde görevi Suriye ya da Lübnan’daki herhangi bir hareketi izlemek olan Fransız uydularıyla da bağlantı içerisindeydi.

Hums’ta ele geçirilen bazı silahlar Müslüman Kardeşler, Selefiler ya da El-Kaide mensuplarınca kullanılamayacak kadar gelişmiş aygıtlardı.

Hums’un ordu tarafından silahlı gruplardan tamamen temizlenmesinden birkaç gün önce, Batılı istihbarat ajanları bu silahları ve cihazları yok etmeye başladılar. Amerikan insansız uçaklarıysa virüs içerikli programlar göndererek bu cihazları yok etmeyi beceremedi. Suriye ordusu komutası, Amerikan insansız uçaklarıyla yerdeki cihazlar arasındaki bilgi alışverişini kesmek için özel bir düzenek kurdu Baba Amr yakınlarına.

ABD uçakları başarısız kaldıklarında, Suriye siber ordusu cihazları analiz ve verileri deşifre etti ki, bu verilerin ifşası ABD hükümeti ve NATO için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Tel Aviv Suriye ordusunca Baba Amr’da İsrail yapımı silahların ele geçirildiğini öğrendiğinde, Maariv gazetesine Katar’ın İsrail’den büyük miktarda silah aldığını belgeleyen bir rapor yayınlaması iznini verdi.

Silahlı muhalefet ya da diğer muhalif gruplar Beşar Esed’i devirmek için çok zayıflar. Bu Suriye ordusunun yaptığı bir darbeyle mümkün olabilecek bir şeydir ancak. Onun için de dış desteğe ihtiyaç duymaktadırlar. Dış müdahale de ancak Suriye ordusunda uçaksavar ve füze kalkanlarının kontrollerini ele geçirecek derecede derin bağlantılara sahip olunduğunda başarılı olabilecektir. Dahası Batılı hükümetler Beşar’ı devirmek hakkında konuşmuyorlar bugünlerde, Arap Birliği de bunu çözüm önerisi olarak kabul etmedi. Her ne kadar Suriye üzerindeki politik, diplomatik ve ekonomik baskı devam ediyor olsa da, Kofi Annan yeni bir politik öncülük oluşturmak için sahneye çıktı.

Suriye’deki ABD Büyükelçisi ve bir grup insan hakları örgütü, Suriye muhalefetinin insan haklarını karşıtı şiddet uyguladıklarını söylüyor. Bazı analistler Fransa Devlet Başkanı Sarkozy’nin Şeyh Yusuf Karadavi’ye vize verilmesine karşı çıkmasını, Batılı devletlerin Suriye Müslüman Kardeşlerine karşı tavır değişikliği olarak yorumluyorlar. Sarkozy ve Karadavi Libya ve Suriye’de aynı noktada duruyorlardı. BAE ve Kuveyt de Suriye ile yeniden politik ilişkiler kurmaya başladı.

Beşar Esed Hums’a özellikle de Baba Amr harabesine yaptığı ziyaretle hem ülke içerisindeki gücünü göstermeyi hem de dışarıya “NATO’nun Hums ve İdlib’teki planı başarısızlıkla sonuçlandı” mesajını vermeyi hedefliyordu.

Şimdi Annan planına paralel olarak önemli olan, pratik alanda da bir şeyler yaptığını göstermek adına Şam tarafından ülkede daha derin değişimler yaratacak politik reformların gerçekleştirilmesidir.          

 

Press TV’de yayınlanan bu makale Hüseyin Beheşti tarafından medyasafak.com için tercüme edilmiştir.