Milyarderlere gerçekten ihtiyacımız var mı?

Milyarderlere gerçekten ihtiyacımız var mı?
Kabul etmek gerekir ki bazı milyarderler, servetlerinin büyük kısmını hayırseverliğe adamayı vadeden bir çeşit bağış taahhüdüne imza atmıştır. Mamafih plütokrat hayırseverlik, halkın genelinin imtiyazı yerine (kamu okullarının fonlanması gibi) süper zenginin imtiyazını (özel okulların fonlanması gibi) donatmak demektir.

 

 

Lawrence Wittner

 

 

Counterpunch.org

 

 

Mart 20018'de Forbes, 72 ülke ve bölgeden 2.208 milyarder tespit ettiklerini kaydetmişti. Bu grubun geçtiğimiz yıl yüzde 18 artırdığı servetiyle toplam değeri 9,1 trilyon dolar. 585 milyarderle Amerikalılar liderliği alırken onları sözde Komünizm taahhüdüne rağmen 373 milyarder kaydı ile Çin anakarası takip ediyor. Yahoo Finans'ın 2018 Kasımı'nın sonlarındaki raporuna göre 2017 yılı boyunca Çinli milyarderler yüzde 39 büyürken ABD'li milyarderler servetlerini yüzde 12 artırdı.   

 

Muazzam servetler, 19. yüzyılın sonlarındaki soyguncu baronların servet yığışlarını aratmayacak şekilde yaratıldı.  Walton ailesinin 163 milyar dolarlık serveti devasa işi dolayısıyla hızlıca büyüdü, ABD'deki en büyük işveren olan Walmart, çalışanlarına açlık sınırında ücretler ödedi. Jeff Bezos -78,5 milyar dolarlık servetinin bir yıl içinde 160 milyar dolara fırlaması onu dünyanın en zengin adamı kıldı- grevler ve kamu baskısı artırmaya zorlayana kadar Amazon'da yıllarca inanılmaz derecede düşük ücretler ödedi. 2017'nin ortalarında dünyanın ikinci en zengin adamı Warren Buffett (75 milyar dolar) ABD ekonomisinin “gerçek probleminin” “tepedeki insanlara orantısız ücretler ödenmesi” olduğunu söylüyordu.

 

Bu durum her yerde aynıdır. 1980'den bu yana gayrı safi milli hâsıladan işçilere düşen pay, manidar bir şeklide ve dünya çapında servet eşitsizliğini daha da vahimleştirerek düşmektedir. Oxfam International Development Derneği Başkanı Winnie Byanyima “Milyarder sayısındaki artış… ekonomik sistemin çöküşünün semptomlarından birisidir” mülahazasında bulunuyor ve ekliyor: “Kıyafetlerimizi diken, telefonlarımızın montajını yapan yiyeceklerimizi yetiştiren insanlar sömürülmektedir.”

 

Sonuç olarak, yüksek servet yoğunlaşması ekonomik eşitsizlik seviyelerini dünya çapında artırmaktadır. Oxfam'ın Ocak 2018 raporuna göre geçen yıl boyunca dünyanın yaklaşık yarısı olan 3,7 milyar insan servetlerinde hiçbir artış göremedi. Yerine, 2017'de elde edilen küresel servetin yüzde 82'si en zengin yüzde bire aktı. Birleşik Devletler'de nüfusun en yoksul yarısının gayrisafi milli hâsıladan payına düşen miktardaki düzenli düşüşle birlikte ekonomik eşitsizlik artmaya devam etti. İkinci büyük ekonomisiyle Çin'deki vaziyet daha merhametsizdi. Buradaki iki on yıllık harikulade ekonomik büyümeye rağmen ekonomik eşitsizlik dünyanın en hızlı temposuyla artarak Çin'i gezegenin en eşitsiz ülkesi haline getirdi. Oxfam dünya genelindeki araştırmasında 42 milyarderin dünya nüfusunun yarısının ürettiği serveti elde ettiğini kaydetti.

 

Düşününce, milyarderlerin neden bu kadar muazzam miktarlarda para kazanmaya ve hep daha fazlasını elde etmeye ihtiyaç duyduklarını anlamak oldukça zor. En çok; bol miktarda yiyip içebilirler, aynı şekilde yatlara, katlara, elmaslara, kürklere özel jetlere ziyadesiyle sahip olabilirler. Daha başka ne arzu edebilirler?

 

Söz konusu olan arzularıysa cevap: Sınırsız! Çünkü 4 milyon dolarlık Lamborghini Veneno'lara binerler, atları için dev mansiyonlar yaptırırlar, özel jetlerde 80.000 dolarlık “safariler” satın alırlar, altın kürdanlar sipariş ederler, ev büyüklüğünde devasa klozetler yaptırırlar, geceliği 15.000 dolar olan çatı katı süitlerinde kalırlar, köpekleri için lüks duşlar eklettirirler, merdivenlerini altın kaplar ve lüks sığınaklar inşa ederler. Donald Trump, Trump Tower'ın en üst katında, söylentiye göre 57 milyon dolar değerinde ve hâreli altınla kaplanmış lüks dairede kalıyor. Diğer birçok varlığının arasında şunlar var: 2 özel uçak, 3 helikopter, 5 özel malikâne, ABD, İskoçya, İrlanda ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde olmak üzere 17 golf sahası.

 

Ayrıca milyarderler, hükümetleri kontrol altında tutmaya müthiş miktarda para ve enerji hasrediyorlar. “Servetlerini yastık altında tutuyor değiller” diye gözlemliyor ABD senatörü Sanders. “O serveti güçlerini ebedileştirmek için kullanıyorlar. Yani elinizde seçimlere yüzlerce milyon dolar para döken Koch kardeşler ve bir avuç milyarder var.” ABD'deki 2018 ara seçimleri esnasında Amerikalı milyarderler çok sayıda adayın ana finansörü olarak yüksek meblağda para saçtı. Sheldon Adelson'ın tek başına yerel seçimlerde döktüğü para 113 milyon dolardı.

 

Bu nevi büyük para Amerikan politikasında hatırı sayılır bir etkiye sahiptir. Üç milyarder aile (Koch'lar, Mercer'ler ve Adelson'lar) Cumhuriyetçi Parti'nin aşırı sağa kayması, federal ve merkezi ofisleri ele geçirmesinde finansör olarak belirgin bir rol oynadı. Nitekim kamuoyu yoklamaları Amerikalıların çoğunun temayülünün zenginlerin vergilerinin artırılması, şirketlerin regülasyonu, iklim değişikliğiyle mücadele edilmesi ve sendikaların desteklenmesi yönünde olduğunu göstermesine rağmen, Cumhuriyetçilerin hâkimiyetindeki Beyaz Saray, Kongre, Yüksek Mahkeme, resmi ajanslar tam aksi yönde hareket ederek varlıklı azınlığa arka çıkmaktadır.

 

Kabul etmek gerekir ki bazı milyarderler, servetlerinin büyük kısmını hayırseverliğe adamayı vadeden bir çeşit bağış taahhüdüne imza atmıştır. Mamafih plütokrat hayırseverlik, halkın genelinin imtiyazı yerine (kamu okullarının fonlanması gibi) süper zenginin imtiyazını (özel okulların fonlanması gibi) donatmak demektir. Dahası aynı milyarderler, bağışladıklarından çok daha hızlı biçimde servet biriktiriyorlar. Hayırsever Bill Gates taahhüdünü duyurduğu 2010'da 54 milyar dolar ederindeydi, bugünkü serveti 90 milyar.

 

Velhasıl-ı kelam, servet ne kadar az elde kümelenirse dünya halklarının çoğu o kadar açık kaybediyor.

 

 

Çeviri: Kemal Küçük

 

www.medyasafak.net