"İslami Cihad, Yeni Hizbullah 'tır / Hamas hala Direniş Ekseninde"

Ateşkes sonrasında Hamas ve İslami Cihad: Yeni bir işbölümü

Amal Saad Ghorayeb

Resistance-episteme.tumblr.com


Ölümlerden ve yıkımdan bağımsız olarak, Filistin direnişi İsrail'i bütün koşullarını kabul etmeye zorladı, bu nedenle varılan ateşkes anlaşması Filistin için açık bir zaferdir. Yapılan basın toplantısı sonrasında, Hamas'ın bölgesel ittifaklarında değişikliğe gitmekle birlikte direniş rolünü terk etmediği kesin olarak ortaya çıktı. Öncelikle Meşal, basın toplantısının en başlarında Hamas'a verdiği silah ve para desteği için İran'a teşekkür ederek, önceki hatasını telafi etti. İkinci olarak, hem kendisi hem de İslami Cihad lideri Ramazan Şallah birkaç defa “tüm Filistin'in özgürleştirilmesi” hedefine gönderme yaptı ve direnişin bizzat “silahlanmaya devam edeceğini” ifade etti; Şallah ateşkesin zaman çerçevesi olmadığını söyleyerek Direniş'in böylelikle kendini toparlayıp kapasitelerini yeniden inşa edebileceğini söyledi.

Hareketi İran'a ve dolayısıyla da Hizbullah ve Suriye'ye çok daha yakın olan Şallah, Mısır'ın anlaşmayı hazırlamada oynadığı çok pozitif rolün altını çizdi ve bunun hiçbir şekilde direnişi İsrail'in taleplerini kabul etmeye zorlamadığını ifade etti. Bu sadece Meşal'in İran'la ilgili vurgularına karşılık olan bir şey değildi ve kullandığı empatik ton nedeniyle son derece samimi görünüyordu. Sonuç itibariyle, tüm kusurlarına ve gönülsüz önlemlerine rağmen, Mursi hükümeti, Wikileaks belgelerinin gösterdiği üzere 2008'deki Dökme Kurşun Operasyonu'nu önceden bilen Mübarek'in yaptığı gibi direnişe karşı herhangi bir KOMPLO kurmadı. Eğer Mısır İsrail'in istediği türden bir baskı uygulamış olsaydı, Clinton çıkıp bölgeye gelme ihtiyacı duymazdı.

Meşal'in kendisine sorulduğu zaman cevabı Şallah'a yönlendirmesinden açıkça anlaşılıyor ki, İslami Cihad, İsrail işgal güçlerine ait jeepe yapılan Kornet saldırısı, İsrail savaş gemisinin bombalanması, Tel Aviv'in ilk kez vurulması ve hatta F-16'nın düşürülmesi gibi daha nitelikli darbelerin arkasındaydı. İslami Cihad'ın müthiş askeri performansı büyük ölçüde daha fazla örgütsel disipline sahip olması ve İran'a yakınlığından kaynaklıydı ve Hamas gibi gündelik hükümet işleriyle meşgul olmadığı düşünüldüğünde, bu grup kendisini direniş ve yoğun eğitim faaliyetlerine adayabildi. İslami Cihad, çok daha küçük bir ölçekte olsa da, yeni Hizbullah'tır. Bu etkileyici gösteri sonrasında askeri hünerlerinin ve hatta büyüklüğünün, gelecekte daha fazla gelişmesi beklenebilir.

Ancak kendi grubunun bu savaştaki müthiş performansına rağmen Şallah, Hamas'ı “İslami direnişin öncüsü” olarak tanımladı ve “yanında durma” sözü verdi. Bu, kısmen Hamas'ın çok daha geniş ve politik ağırlığı büyük bir örgüt olmasından, beraberinde ise İslami Cihad'ın ilgi merkezi olma rolünü Hamas'tan çalmama gayretinden kaynaklanıyor.  Çok açık ki, Gazze biraz [kelimenin gerçek anlamıyla] nefes alma alanı bulurken direniş silahlarını hazırda tutacak şekilde iki grup arasında çok pragmatik bir iş bölümü var. Hamas yönetici konumunda ve Gazze üzerindeki baskıyı rahatlatmaya yardımcı olabilecek ve çok ihtiyaç duyulan para yardımlarını sağlayabilecek komşularla iyi ilişkileri sürdürüyor; İslami Cihad ise, Hamas'ın silah tedariki için her zaman ihtiyaç duyacağı Direniş Ekseni ile bağlantı işlevi görüyor. İsrail'in saldırması halinde, son örnekte olduğu gibi İslami Cihad'ın yönelimi misilleme olacak, Hamas ise yalnızca kendi kadroları hedef alındığında veya daha büyük çaplı saldırılar gerçekleştiğinde adım atacaktır.

Kısacası, melez kimliğini ve karmaşık kökenlerini ortaya koyacak şekilde, Hamas'ın bir ayağı Müslüman Kardeşler dünyasında, diğer ayağı direnişte olacaktır. Zaman zaman birbiriyle çelişen bu iki rol arasındaki hassas dengeyi sürdürüp sürdüremeyeceğini ise, zaman gösterecektir.

Çev. Selim Sezer

medyasafak.com